Neden kök sebze tüketmeliyiz?
Kök sebzeler, birçok Güney Amerika ve Asya diyetinde binlerce yıldır vazgeçilmezdir. Aslında, kayıtlar tatlı patates gibi bazı kök sebzelerin halk tıbbında 5000 yılı aşkın bir süredir önemli bir bileşen olduğunu ve dünyanın her yerinde yetersiz beslenen popülasyonları desteklediğini göstermektedir.
Günümüzde, A vitamini, C vitamini, potasyum, magnezyum ve diyet lifi gibi kök sebzelerde bulunan bazı hayati besin maddelerinin; kanser, şeker hastalığı, obezite, kalp rahatsızlığı ve artrit gibi iltihap temelli hastalıklarla mücadelede yardımcı olabileceğine dair güçlü kanıtlar bulunmaktadır .
Diyetinizdeki tahılların kök sebzelerle değiştirilmesine gelince, bunun bir çok faydası var. Birincisi, pek çok tahılın aksine (özellikle buğday gibi en popüler çeşitler), kök sebzeler doğal olarak glütensizdir. Glüten, farkında olun ya da olmayın, birçok insanda sindirim sorunlarına ve hatta otoimmün reaksiyonlara neden olur.
Kök sebzeler, doğal, karmaşık karbonhidrat kaynakları, antioksidanlar ve önemli besin öğeleridir. Artı, düşük kalorilidir ve daha düşük bir glisemik indeks yüküne sahiptir; pek çok tahıldan daha az sindirim ya da iltihaplanma sorunlarına neden olurlar. Tam beslenme içeriği, çeşitli türleri arasında farklı olmakla birlikte, kök sebzelerin çoğunun yarım fincanlık pişmiş porsiyonunda yaklaşık 50-100 kalori ve 3 gram veya daha fazla lif bulunur. Bu onları besleyiciliği yoğun bir seçim yapar ve doğal olarak diyetinize nişasta ve tat eklemek için tercih edilen bir yöntemdir.
Kök Sebzeler Kompleks Karbonhidratlarla Doludur ve Nişasta Kaynağıdır
Ortalama bir insan, gerçekten yararlı olabileceğinden daha fazla karbonhidrat tüketirken, doğal kaynaklardaki karbonhidratları daha az tüketiyor. Karbonhidratlı kök sebzeler, bazı karmaşık karbonhidratlar ve nispeten az şeker ile birlikte, lif ve besin maddeleri elde etmek için mükemmel bir yoldur. Bu durum özellikle bir yarışçıda, gelişim dönemindeki çocuklarda, kilo almak isteyen birinde veya çok egzersiz yapmanız durumunda geçerlidir. Nişastalı sebzeler, vücudunuzu şeker ve iltihap bakımından rafine edilmiş tahıllarla bombardımana uğratmadan karbonhidrat özlemini gidermenize yardımcı olur.
Kök Sebzeler Yüksek Lif İçerir
Nişasta şeklinde bazı doğal şekerler içeriyor olsa da, kök sebzeler lif bakımından yüksektir ve bu nedenle hala nispeten yavaş emilen düşük glisemik indeksli gıdalar olarak kabul edilmektedir. Yüksek lifli gıdalar sindirim sisteminizde daha uzun süre kalır ve bu süreçte sizi tok tutarlar.
Liflerinin bir kısmı, bitkisel gıdalarda bulunan ve antikorojenik, antikoagülan, bağışıklık uyarıcı ve antioksidan etkiler de dahil olmak üzere çoklu biyolojik aktiviteler sergilediği gösterilen değerli polisakkaritler barındırır. Yüksek lifli bir diyet sadece iltihaplanmanın ve hastalık oluşumunun önlenmesine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda sindirime yardımcı olmak ve irritabl bağırsak sendromunu (IBS) önlemek veya doğal olarak kabızlığı gidermek için harikalar yaratır.
Pek çok tahıl, özellikle lif bakımından düşük rafine edilmiş tahıllar ve unlu mamüller; “hızlı karbonhidrat” olarak kabul edilir ve kan şekerinin aniden yükselmesine neden olur. Bunun aksine kök sebzeler “yavaş yanan karbonhidrat” olarak bilinir. Birçok büyük araştırmaya ve 2012 yılında Avrupa Klinik Beslenme Dergisi’nde çıkan çalışmaya göre, daha yüksek kök sebze alım miktarı, şeker hastalığının azaltılmış riski ile ilişkilendirildi.
Kök Sebzeler A ve C Vitaminleri İçin İyi Bir Kaynaktır
Kök sebzeler dünyanın en iyi karotenoid antioksidan ve vitamin A ve C kaynaklarından biridir. Aktif A vitamini öncülüğünü yapan beta-karoten, tatlı patates, havuç, pancar ve diğer kök sebzelerde yüksek miktarlarda bulunur ve iltihaplanmayı düşürmek, cildi ve göz sağlığını korumak ve serbest radikal hasarını önlemek için çok önemlidir. Hem A vitamini hem de C vitamini içeren gıdalar, kanser ve kalp rahatsızlığı gibi kronik hastalıkların çoğunun kökeni olan iltihabı azaltarak bağışıklık sistemine fayda sağlar.
Gıdalardan elde ettiğimiz iki çeşit A vitamini vardır. Kök sebzelerde ve diğer renkli meyve ve sebzelerde bulunan tür; yemek yenildikten sonra vücut tarafından retinole dönüştürülen karotenoid antioksidan türü olan “pro vitamin A” ismi verilendir. Beta-karoten, öncelikle bitkilerde bulunan bir karotenoid türüdür ve önce vücut tarafından kullanılmak üzere aktif vitamin A’ya dönüştürülmelidir.
Kök Sebzeler Kilo Vermenize Yardımcı Olabilir
Hızlı ve kolay bir şekilde kilo verebilmek için lif alımını en üst düzeye taşımalısınız. Diyetinize daha çok kök sebze eklemekten çekinmemelisiniz, çünkü karbonhidratlar bakımından diğer sebzelerden daha nişastalı ve daha yüksektir, bu sebeple aslında sizi çabuk doyurduğu için kilo vermenize yardımcı olabilir. Tahıllarla karşılaştırıldığında, kök sebzelerin çoğunda kalori daha düşük ve glisemik indeks daha düşüktür; bu sebepten kan şekerinizi hızlı veya önemli ölçüde yükseltmezler.
Nişastalı sebzelerde bulunan lif, enerji ve insülin dengesi için önemli olan glukoz (şeker) salınımını yavaşlatır. Dengeli bir yemekle yenen nişastalı sebzeler, iştahınızı kontrol etmeye yardımcı olabilir ve kilo kontrolü için önem arz eden açlık hislerini geciktirir, açlık isteği üzerine savaşır ve insülin direnci riskini azaltır.
Kök Sebzeler Sağlıklı Cilt ve Gözlerin Korunmasına Yardımcı Olur
Sağlıklı ve parlayan bir cildiniz olsun istiyorsanız daha çok kök sebze yemeyi düşünmelisiniz. Kök sebzelerin çoğu, beta-karoten ve C vitamini ile doludur ve bu, cilt hücrelerini inşa etmeye ve savunmaya yardımcı olur. Yüksek beta-karoten içeren A vitamini, yeni cilt hücreleri üretmek için DNA’yı tetikler.
Beta-karoten aynı zamanda yaşa bağlı göz bozukluklarına, güneş lekelerine veya kırışıklıklarına, UV hasarına ve potansiyel olarak cilt kanserine yol açabilen serbest radikal hasarını tersine çevirmeye yardımcı olur. Aslında, A vitamini ve C vitamini bakımından yüksek bir diyet; maküler dejenerasyon, katarakt, glokom ve cilt kanseri için doğal bir tedavi gibi davranabilir.
Kök Sebzeler Anti-kanser Antioksidanları İçerir
Patates ve şalgamı yüksek antioksidan gıdalar olarak düşünmezsiniz, ama kesinlikle öyledir. Birçok kök sebze, tatlı patates veya turuncu pancarların turuncusu gibi renklerden sorumlu olan antioksidan olan flavonoidlerin mükemmel bir kaynağıdır.
Alkali ve anti-inflamatuar gıdalar olduğu düşünülürse, neredeyse tüm kök sebzeler; lutein ve zeaksantin gibi karotenoid antioksidanlar sağlarlar ve hepsi bu da değildir. Mor tatlı patates; kognitif fonksiyonu koruyan ve oksidatif hasarı ve beynin dejenerasyonunu durdurduğu gösterilen antioksidan antosiyanin içerir. Ve pancar çok miktarda anti-inflamatuar olan betalain içerir.
Kök Sebzeler Kolesterolü Düşürmeye ve Kalp Sağlığını Geliştirmeye Yardım Eder
Hem çözünür hem de çözünmeyen lifler içeren gıdalarla dolu yüksek lifli bir beslenme düzeni, kalp sağlığı, dengeli kolesterol ve trigliserit seviyeleri için anahtardır. Yemek lifi doğal olarak kolesterolü düşürmenin bir yoludur çünkü kolesterol parçacıklarına bağlanır ve vücuttan çıkarılmasına yardımcı olur. Kolesterolün arterlerde yapışkan plak oluşturması durumunu en aza indirger. Bu da kalp hastalığı, kalp krizi veya inme riskini azaltabilir. Çoğu kök sebzeler ayrıca; sağlıklı tansiyon, sinir sinyali ve sıvı dengesi için yararlı olan potasyumdan zengin gıdalardır.