Diyabet, kanser ve bazı nörolojik bozukluklar gibi rahatsızlıkların mitokondriyon denilen hücre iletişimsizliği nedeniyle doğal iyileşme döngüsünün engellenmesiyle birlikte ısrarcı hale geliyorlar.

Modern tıp temel olarak enfeksiyonların fiziksel hasarları, kırık kemikler ve soğuk algınlığı, astım ve kalp krizleri gibi akut, aniden hasar veren rahatsızlıkların tedavisine o kadar odaklanmış durumda ki, ilerleme gösteren ve sebebi bilinmeyen yahut artık mevcut olmayabilecek kronik hastalıklar biraz boşta kalıyorlar. Bu kronik rahatsızlıklar arasında diyabet, kanser ve kalp damar hastalıkları gibi hastalıklar var ve bunlar konusunda açıklama veya çözüm bulunamayabiliyor. Yapılan tahminlere göre ABD’de yaşayan yetişkinlerin yarısının ve çocukların ise üçte birinin en az bir kronik hastalığı var. Küresel bazda kronik sağlık problemlerinin tüm ölümlerin yarısına sebep oldukları belirtiliyor.

Kaliforniya Üniversitesi araştırmacıları, kronik hastalıkların hasar ile başlayan ve iyileşme ile sona eren dinamik döngüleri içeren ve üniversal bir moleküler özelliğe sahip olan metabolik ve hücre düzeyinde doğal iyileşme döngülerinin bozulmasından kaynaklandıklarını belirtiyorlar. Artan miktarda kanıtlar pek çok kronik hastalığın hastalığa verilen biyolojik reaksiyondan kaynaklandığını, hastalığın ortaya çıkışı veya onun sebebi ile ilgili olmadığını, hastalığın oluşmasının sebebinin bedenin iyileşme döngüsünü tamamlayamaması olduğunu gösteriyorlar. Tamamlanmamış iyileşme döngüsünden sonra tekrar eden tahribatlı progresif disfonksiyon tüm organ sistemlerinde ortaya çıkar. Kronik hastalıklar ise hücrelerin tamamlanamayan iyileşme döngülerine tekrar tekrar yapılmaları neticesinde ortaya çıkarlar ve tekrar tahribat oluştuğunda tamamen iyileşmek imkansız hale gelir. Bu biyoloji neredeyse her kronik hastalığın kökü denilebilir.

10 otizmli oğlan çocuğu üzerinde yapılan küçük bir randomize klinik çalışmada, çocuklara tek bir doz ATP inhibitörü adenozin trifosfat verilmiş ve anormal ATP sinyalleri susturulduğu zaman söz konusu deneklerin göz kontağı kurma ve tekrar eden hareketleri durdurma gibi iletişim ve sosyal davranışlarında ciddi bir iyileşme meydana gelmiş. Bu faydalar geçici olmuşlar ve ilaç sistemlerinden çıktıktan sonra ortadan kaybolmuşlar. Daha detaylı deneyler 2019 yılında gerçekleştirilecekler.

Robert K. Naviaux, artan kanıtlara dayanarak metabolik disfonksiyonun kronik hastalıkları tetiklediğine ve ilerlemenin mitokondri ve metabokinler tarafından kontrol edilen iyileşme döngüsünden kaynaklandığına inanıyor. Mitokondri, hücrelerimizin hayatta kalmak için enerji ihtiyaçlarının büyük kısmını üreten organellerdir, metabokinler ise 100’den fazlası iyileşme ile ilişkilendirilmiş, hücresel reseptörlerin yönetilmeleri için metabolizmadan alınmış sinyal gönderen moleküllerdir. Metabokin sinyallerindeki anormallikler, hücrelerin tehlikeye verdikleri tepkiye sebep oluyorlar ve iyileşme döngüsünün yaratılmasını sağlıyorlar. Naviaux ise buna ekleme yapıyor ve CDR teorisinin bazılarının neden diğerlerinden daha hızlı iyileştiklerini, bazı kronik hastalıkların başarıyla tedavi edilmelerine rağmen metabolik bağımlılık formunda tekrar ettiklerini ve iyileşme sürecindeki hücrelerin bu hasarlı halde kaldıklarını açıkladığını belirtiyor.

Naviaux, kronik hastalıklara karşı yeni yaklaşımın onların altında yatan bloke olmuş iyileşme döngüsünün direkt tedavisi olabileceğini ve bunun iyileşmeyi tetikleyebileceğini söylüyor. Kronik hastalığın tetikleyicileri bir defa tanımlandıktan ve devam eden belirtilerin tedavileri için ortadan kaldırıldıktan sonra, odak noktası temel sebeplerden metabolik faktörlere ve sinyal gönderen sinir yollarına geçmeli. Böylece kronik hastalıkların yönetiminde yeni yollar bulunabilir ve önlenmeleri mümkün olabilir.