Ebeveyn ve ergen arasındaki çatışma, iletişim kurmak için bir fırsattır.

Çatışma, aynı konuya iki farklı şekilde bakılmasından kaynaklanır. Gençler ve ebeveynler, neyin arzu edildiği, neyin uygun olduğu, neyin doğru olduğu, neyin yanlış olduğu, neye izin verildiği, neye ihtiyaç duyulduğu, ne olduğu, gerçekte neler olduğu, şimdi ne olacağı gibi konularda hemfikir olmadıklarında sıklıkla çatışma halindedirler.

Çocuklar için bu büyümenin amacı nihayetinde ebeveynlerle aralarında bağımsızlık kurmaktır.

Bu değişikliğin farkına varan ve bunu tersine çevirmek isteyen ebeveynler çoğu zaman ergenleriyle olan çatışmayı, kimin galip geleceği konusunda bir savaş olarak ele alırlar. Bu savaşın sonu yok. Savaşmayı bırakmaktan başka.

Çocuğunuzla çatışma yaşarken birincil hedefiniz kontrolü kazanmaksa, o zaman zaten kaybettiniz. Siz bir yarışta değilsiniz.

Bu davranışlar sadece çocuğunuzdaki direnci ve muhalefet olma dürtüsünü arttırır.

Tüm bunların sonucunda karşınızda “meydan okuyan çocuklar” olması kaçınılmazdır.

Sizlere ”meydan okuyan çocuklar” karşısında yol gösterici bir davranış haritası hazırladım.

1. Öfkelendiğinizde geçici olarak uzaklaşın.

öfkeli anne
öfkeli anne

Çocuğunuz kaba veya size göre saygısız olduğunda sinirlenmeniz mümkündür. Ama duygularınızın kontrolünü kaybetmenin eşiğindeyseniz, oradan ya da bu durumdan uzaklaşın.

Çocuğunuza bu durumu daha sonra ele alacağınızı söyleyin. Bu şekilde, daha sonra pişman olacağınız hiçbir şeyi söylemeyecek veya yapmayacaksınız.

Düşüncelerinizi toplamak ve uygun bir yanıta karar vermek için 10 ila 15 dakika ayırın. Sakinleştiğinizde – o zamana kadar çocuğunuz da daha sakin olacaktır – tartışmayı yeniden başlatın.

2. Peşin hükümlü olmayın ve iyi bir dinleyici olun.

Çalıştığım gençlerin ortak paydası, ebeveynlerinin onları dinlemediğinden ve anlaşılmadıklarından şikâyet etmeleri. Bakış açılarını açıklamaya çalıştıklarında, ebeveynlerinin genellikle şöyle yanıt verdiklerini söylerler;

anne kız
anne kız
  • “Benimle tartışma.”
  • “Senin için en iyisinin ne olduğunu biliyorum.”
  • “Ben senin yaşındayken …”
  • “Neden bu kadar zor oluyorsun?”
  • “Büyüdüğün zaman anlayacaksın …”

Bu tepkiler çocukların daha da meydan okuyan olmalarına neden olur.

Kalıp haline gelmiş nasihatler ve azarlamak yerine, gerçekten dinlemeye çalışın. Çocuğunuza düşüncelerini ve fikirlerini sorun. Ona nasıl hissettiğini sorun. Daha iyi bir ebeveyn olmak için ne yapabilirsiniz? O’na sorun.

Sonra yargılamadan veya eleştirmeden dinleyin.

Yavaş yavaş, onun asi davranışının kökenine indiğinizi ve sağlıklı iletişim kurabildiğinizi göreceksiniz.

3. Çocuğunuzun iyi davranışlarını takdir edin.

anne çocuk
anne çocuk

Meydan okuyan bir çocuğunuz varsa, bunu yapmanın imkânsız olduğunu hissedebilirsiniz. Sonuçta, her gün size göre yanlış kararlar veriyor ve sorumsuzca davranıyor gibi görünüyor değil mi?

Ancak belirli bir davranışa ne kadar odaklanırsanız, o davranışı o kadar çok sergileyecektir.

Her gün onun kötü davranışına işaret ederseniz, bu kötü davranış katlanacaktır. Kendini sorunlu bir çocuk olarak görmeye başlayacaktır. Halbuki sadece bir büyüme evresinin hormonal ve psikolojik olağan etkilerini yaşıyordur. Öte yandan, onun iyi davranışlarını görüp onun üzerine konuşursanız bunun yumuşatıcı etkisini de hissedersiniz.

Bunu bir alışkanlık haline getirdikçe, zamanla kendisini “sorunlu çocuk” gibi hissetmeyi bırakacaktır. Bunun yerine, yaptığı güzel şeylerin de görülüyor ve anlaşılıyor olması ebeveyne karşı direncini daha da kıracaktır.

4. Karşı koyacağınız şeyleri iyi seçin.

anne çocuk
anne çocuk

Bir dakikanızı ayırın ve çocuğunuzla sık sık tartıştığınız beş şeyi yazın.

Bunlar önemli sorunlar mı? Peki ya çok da önemli olmayanlar?

Çocuğunuz okulu bırakıyorsa veya kötü alışkanlıkları varsa, elbette müdahale etmelisiniz.

Ancak çocuğunuzun saç stilini veya kıyafet seçimini beğenmezseniz, bir yorum yapmamak akıllıca olabilir. Meydan okuyan bir çocuğa karşı tepkilerinizi dikkatlice seçmelisiniz.

Çocuklarınızla değmeyecek savaşlara girmeyin.

Hangi konularda çocuğunuza müdahale ediyorsanız bunun bir savaş olmadığını ifade edin.

5. Bir çözüm bulmak için çocuğunuzla birlikte çalışın.

Bir ebeveyn olarak, ebeveyn yetkinizi kullanmak ve son sözü söyleyen olmak isteyebilirsiniz. Bu istek, meydan okuyan çocuğunuz ailenizin lideri olarak size saygı duymayı reddettiğinde daha da güçlenir.

Ancak bunun işe yaramayacağını söylemem gerek, özellikle de çocuğunuz bir erken-genç veya gençse. Bunun nedeni; bu yaşta bireyselliklerini ve bağımsızlıklarını ifade etmeyi öğrenmeleridir.

Peki nasıl bir davranışı benimseyebilirsiniz?

Çocuğunuzu sürece dahil edin. Mevcut durum hakkında nasıl hissettiğini ve bunu çözmek için ne gibi önerileri olduğunu öğrenin. Hepinizin bildiği gibi, bazı dahice fikirleri olabilir.

Örneğin, çocuğunuzun arkadaşlarıyla dışarıda olduğu için aile yemeklerini kaçırmasından rahatsızsanız, onunla sakin bir şekilde konuşun.

Ailenin kendisi için ne kadar önemli olduğunu sizinle paylaşabilir ama arkadaşlarının da onun için ne kadar önemli olduğunu söyleyebilir. Birlikte, her hafta beraber olacağınız makul sayıda aile yemeğine karar verebilirsiniz. Ya da yine birlikte arkadaş günlerinin sayısını belirleyebilirsiniz.

Çocuğunuzla bir çözüm bulmak için birlikte çalışmak, her aile yemeğine veya başka bir şeye katılacağını beyan etmekten, onu buna mecbur kılmaktan çok daha etkilidir .

6. Çocuğunuza, onun hakkında neyi takdir ettiğinizi söyleyin.

aile çocuk
aile çocuk

Çocuğunuza onu takdir ettiğinizi en son ne zaman söylediniz?

Meydan okuyan çocuklara sahip ebeveynler, daha çok bu yönlerde takılıp kaldıklarından çocuklarının olumlu ve güçlü özelliklerini göremezler. Sürekli olumsuz yönleriyle eleştirilen çocuk iyi yönlerinin de fark edildiğini bilmek ister. Nazik ve cesursa, iyi yemek yapıyorsa, şahane bir arkadaşsa onunla ilgili tüm bu şeylerin farkında olduğunuzu görmesini sağlayın.

Bunu yaparak, ona koşulsuz kabul ve sevginizi hatırlatmış olacaksınız. Bu onun asi davranışlarını etkisiz hale getirecek ve iletişim hatlarını açmaya yardımcı olacaktır.

Bunu daha etkili hale getirmek istersen, ona belli periyotlarla mektuplar yazabilirsin.

7. Çocuğunuza nezaket ve saygı gösterin.

Temel saygı davranışı karşılıklı bir kavramdır. Siz saygı beklerken ona da saygı duyduğunuzu göstermeniz gerekir.

Bunlara dikkat ederek başlayabilirsiniz;

  • Uygun olduğunda “lütfen” ve “teşekkür ederim” deyin
  • O konuşurken onu kesmeyin
  • Onu sürekli eleştirmekten kaçının
  • Uygun olduğu yerde ona seçenekler verin
  • Onun hakkında kötü konuşmayın, özellikle başkalarının önünde
  • Kimseyle kıyaslamayın

Çocuğunuza saygılı davrandıkça, sizin de beklediğiniz saygıyı görmeniz daha olasıdır.

8. Gerekirse çocuğunuzdan özür dileyin.

ebeveyn ve çocuk
ebeveyn ve çocuk

Ebeveynler olarak bazen öfkeden kendimizi kaybederiz, kaba şeyler söyler ve mantıksız açıklamalar yaparız. Meydan okuyan bir çocuğunuz varsa, bu muhtemelen istediğinizden çok daha sık olur.

Bir hata yaptığımızda özür dilemeliyiz.

Liderler önde gider. Ailemizin liderleri olarak çocuklarımıza “özür dilerim” diyen ilk kişi biz olabilmeliyiz.

Bunu nasıl uygulayabileceğiniz aşağıda açıklanmıştır.

Henüz çocuğunuzdan özür dilemediğiniz hataları listeleyin. Olaylar uzun zaman önce olmuş olsa bile bunları bir yere yazın.

Ayda bir özür dilemeye başlayın.

Ne demek istiyorum?

Her ay çocuğunuza özür dilemediğiniz bir konuda “özür dilerim” demek için bir fırsat bulun. Örneğin, onlarla sessiz bir an yaşadığınızda, “Sınavlarınızdan sonra sizi eğlence parkına götürmeye söz verdiğim zamanı hatırlayın, ama işte bir şey olduğu için yapamadım? Bunun için gerçekten üzgünüm.”

Bu “ayda bir özür” tekniği çocuğunuzla daha güçlü bir ilişki kurmanıza yardımcı olacaktır. Bu olurken daha az isyankâr olacak, size karşı daha şefkatli olacaklardır.

9. Çocuğunuzun arkadaşlarını tanıyın, özellikle de “kötü arkadaş” olduklarını düşünüyorsanız.

çocuğunuzun arkadaşları
çocuğunuzun arkadaşları

Çocuğunuzun muhtemelen sizin onaylamadığınız arkadaşları vardır. Belki kaba geliyorlar, sigara kullanıyorlar veya okulla ilişkileri pek istediğiniz gibi değil.

Böyle bir durumda, birçok anne-baba çocuğa “Onunla arkadaşlık etmeni istemiyorum” diyecektir.

Ama bunun etkili olduğunu düşünüyor musunuz?

Büyük olasılıkla, sırf sizin isteklerinize karşı çıkmak için bu arkadaşlarla daha fazla zaman geçirecektir.

Bunun yerine, çocuğunuzun arkadaşlarını tanıyın. Onlarla vakit geçirin. Gün sonunda çocuklarınızla kritik yapabilirisiniz. Çocuklarınızın arkadaşlarıyla ne kadar çok etkileşim kurarsanız, onlar hakkında daha objektif kararlar verebilirsiniz. Böylelikle müdahale edip etmeme konusunda daha bilinçli bir adım atabilirsiniz.

10. Çocuğunuzun hobileri, ilgi alanları, müziği vb. konusunda yargıda bulunmayın.

gitar çalan genç
gitar çalan genç

Ergenlik çağına geçişteki çocuklar ve gençler – özellikle “meydan okuyan” veya “asi” olarak etiketlenenler – genellikle kendilerini bir kişi olarak değil, bir sorun olarak görüldüklerini hissederler . Çevrelerindeki herkesin kendilerini “düzeltmeye” çalıştığını hissederler, bu yüzden daha agresif bir şekilde isyan ederek tepki verirler.

Çocuğunuzla yeniden bağlantı kurmak için mümkün olduğunca yargılamaktan kaçının. Ne de olsa yargılanmış hisseden kimse davranışını değiştirmek için ilham almaz ve harekete geçmez.

Yapmamanız gereken bazı yargısal ifadeler şunlardır:

  • “Çevrimiçi oyunlar oynayarak zaman kaybetmeyi bırak.” (Çevrimiçi oyunların zaman kaybı olduğuna karar verdiniz.)
  • “Dinlediğin müziğin sana bir katkısı yok.” (Çocuğunuzun müzik zevkini yargıladınız.)
  • “Arkadaşların seni kötü etkiliyor.” (Çocuğunuzun doğru arkadaşları seçme yeteneğini yargıladınız.)
  • “Okul ödevine gelince tembelsin.” (Çocuğunuzun karakterini yargıladınız.)
  • “Daha fazla yemelisin. Çok zayıfsın. ” (Çocuğunuzun vücudunu yargıladınız.)

Yukarıda listelenen durumların her birinde nasıl daha sağlıklı iletişim kurabileceğinizi örnekledim:

  • “Bana oynadığınız oyun hakkında daha fazla bilgi verir misin?” (Oyunu kendiniz oynayabilirsiniz, yardımcı olabilir.)
  • “Bu müzik sana ne hissettiriyor, neyi seviyorsun?”
  • “Arkadaşlarınla nasıl vakit geçiriyorsunuz?”
  • “Okul çalışmalarında sana yardımcı olmak için yapabileceğim herhangi bir şey var mı?”
  • ” Neler yemek istersin? Birlikte senin istediğin bir yemek hazırlayabiliriz.”

Daha anlayışlı ve daha az yargılayıcı olarak, çocuğunuzla daha iyi bir ilişki kuracaksınız.

Dediğim gibi, “İşlevsiz kurallar isyanı besler.”

Çocuğunuzun daha az meydan okuyan ve daha az asi olmasını istiyorsanız, ebeveyn-çocuk ilişkiniz bulmacanın kritik parçasıdır.

Özetlemek gerekirse;

  1. Öfkelendiğinde, geçici olarak uzaklaşın.
  2. Peşin hükümlü olmayın ve iyi bir dinleyici olun.
  3. Çocuğunuzun iyi davranışını kabul edin.
  4. Karşı koyacağınız şeyleri iyi seçin.
  5. Bir çözüm bulmak için çocuğunuzla birlikte çalışın.
  6. Çocuğunuza, onun hakkında neyi takdir ettiğinizi söyleyin.
  7. Çocuğunuza nezaket ve saygı gösterin.
  8. Gerekirse çocuğunuzdan özür dileyin.
  9. Özellikle “kötü arkadaş” olduklarını düşünüyorsanız, çocuğunuzun arkadaşlarını tanıyın.
  10. Çocuğunuzun hobilerini, ilgi alanlarını, müziğini vb. yargılamayın.

Bu stratejilerin işe yaradığını garanti ederim. Ama bir gecede işe yaramayacaklar. Emek, özveri ve sabırla buna şahit olacaksınız.

Ergenlik değişim demektir. Ergen anne-babası olarak sizin de değişmeniz gerekir. Aslında çocuk yetiştirmek gelişime ve değişime ayak uydurmak anlamına gelir. Çocuğunuz 10 yaşına geldiğinde ona hala 1 yaşındaymış gibi davranmazsınız 16 yaşına geldiğinde de 10 yaşındaymış gibi davranmamaya özen göstermeniz gerekir. Bu noktada sorunlar daha çok aslında anne-baba, ergenin bir yetişkin gibi davranmasını beklediklerinde çıkar. Beklentileri ve sınırları yaş dönemine uygun seviyede belirlemek anne-babalığın zorlu gereklerinden biridir.

Çocuğunuzu iyi tanımaya çalışın, ihtiyaçlarının farkında olursanız ortak bir anlaşma yolu bulmak, uzlaşmaya varmak mümkün olacaktır. Ergenler ciddiye alınmak, önemsenmek, başarılı ve becerikli olduklarını görmek ve tabi her insan gibi takdir edilmek isterler. Bunun için fırsatları iyi değerlendirmek gerekir.

Dönüşüm zaman alır, bu nedenle çocuğunuz hemen yanıt vermezse cesaretiniz kırılmasın. Devam edin ve bu durumun iyileşeceğinden emin olun. Sevginin iyileştirici gücünü kullanın. Her koşulda sevmeye ve onu göstermeye devam edin. Sevin, sevin ve yine sevin.