Minimalizm özgürlüğü bulmanıza yardımcı olabilecek bir araçtır. Korkudan kurtulma özgürlüğü, endişelenme özgürlüğü, suçluluktan kurtulma özgürlüğü, depresyonun özgürlüğü, yaşadığımız tüketici kültürünün tuzaklarına karşı özgürlük: Gerçek özgürlük.

Minimalizm maddi varlıklara sahip olmanın, yanlış bir şey olduğu anlamına gelmez. Günümüzün problemi, eşyalarımıza yüklediğimiz anlam gibi görünüyor. Eşyalarımıza çok fazla anlam veriyoruz; sıklıkla sağlığımızdan, ilişkilerimizden, tutkularımızdan, kişisel gelişimimizden ve kendimizden daha fazla eşyalara önem veriyoruz.

Bir araba veya ev sahibi olmak ister misiniz? Bir aile yetiştirmek ve kariyer yapmak ister misiniz? Bu şeyler senin için önemliyse, o zaman harika olur. Minimalizm, bu kararları daha bilinçli şekilde uygulamanıza yardımcı olur. Oldukça farklı hayatlar süren başarılı minimalistler var. Minimalizm, amaç odaklı yaşamlarını sürdürmelerine izin veriyor. Minimalizm, sonucunda mutlu ve özgür olabileceğiniz, yaşamın aşırılığından kurtulmak için önemli olana odaklayan bir araçtır.

Hoşnutsuzluğumuzu ortadan kaldırır:

Var olduğumuz yüzyıla ayak uydurduk ve hepimizin her gün yeni yeni istekleri ve yeni yeni huzursuzlukları oluşmaya başladı. Evlerin büyüklüğünden, giydiğiniz kazağın renginden, burnunuzdaki minicik kemerden ya da televizyonunuzun görüntü kalitesinden memnun olmamaya başlarsınız. İşte minimalizm hepsini geride bırakmanıza yardım eder. Az eşyaya sahip olursanız, eviniz büyük gelmeye başlar. Kazağın işlevine önem verirseniz, rengi önemini yitirir. Burnunuz nefes alıyor ve orada duruyor, aslında ona siz güzel görünün diye sahip değilsiniz. Televizyon vakit kaybı, gerek yok. Minimalizm, hayatınızdaki fazlalıkları ve dolayısıyla olumsuzlukları ortadan kaldırır.

Vaktimizi geri kazandırır:

Eşyaların çokluğu yüzünden vakit kaybederiz. Aslında bir yerlere geç kalmanın temeli eşya çokluğundan sayılabilir. Sabah uyandınız, 10 tane pantolondan hangisini giyeyim derken vakit kaybettiniz, ayakkabı için de aynı şey geçerli. Sonra sokağa çıktınız, herkesin arabası var, araba çokluğu yüzünden trafik oluştu, işe geç kaldınız. Bir de sahip olduğunuz eşya ne kadar çoksa; temizliğine ve düzenlenmesine o kadar çok vakit ayırırsınız. Minimalizm, az eşya ve çok mutluluk ilkesini benimsetir. Vaktiniz size kalır.

Anı yaşamaya olanak tanır:

Eşyalar ve kalabalığınız, aynı zamanda sorumluluğunuzdur. Minimalizm sayesinde, eşyaya değil, yaşama odaklanırsınız. Mutlu olmak yerine, takıntı sahibi olursunuz. Giydiğinizin güzel olup olmadığına, rujunuzun nasıl durduğuna veya arabanın çiziğine kafayı takmazsanız, anı yaşarsınız.

Tutkularımızı takip etmemizi sağlar:

Sebep basit! Eşyalara ayırdığımız zamanı, kendimize harcarız. Tutkularımızı, hobilerimizi, sevdiğimiz işleri yapmaya zaman harcamak, hayatın tadını çıkarmak için gerekli zamanı neden eşyalara ayıralım ki? Özellikle kadınların çok fazla eşya istiflediği düşünülürse, bunlardan kurtulmaları kendileri için şart sayılabilir. Kendinize zaman ayırmanız, öyle kıymetli ki; belirli bir yaşın üstündeki insanlara sorulsa en çok zamanı geri almak isterler. Gidemedikleri gitar kursu için, hiç yamaç paraşütü yapamadıkları için geri almak isterler zamanı; tutkuları için.

Misyonlarımızı keşfedebiliriz:

Zaman kaybediyoruz. Hayatı, kendi varlığımızı anlamlandırmak yerine, gelip geçici uğraşılarla zamanımızı boşa harcıyoruz. Erkekler için arabaları ve kadınlar için makyaj malzemeleri o kadar önemli ki; saatlerce buna kafa yorabiliyor ve aslında hayatı kaçırıyorlar. Az, özdür.

Gerçek özgürlüğü tecrübe edin:

Evlerin, eşyaların esiriyiz. Oysa Minimalizm; en fazla 100 eşyayla yaşamayı gerektirir değil mi? Belki, Minimalizm’i doruklarında yaşayamazsınız, bu kabul edilebilir elbette ama binlerce eşyadan kurtularak bir başlangıç yapabilirsiniz. Minimal yaşamı seçen kişiler, genellikle kuş kadar hafif olduklarını ve özgürlüğü tattıklarını dile getirirler. Sizi boğaz, üstünüze gelen fazlalıklardan kurtulun.

Daha az tüketirsiniz:

Küresel ısınma, buzulların erimesi; hepsi birer gerçek ve kaçınılmaz sona yaklaşıyoruz. Deli gibi tüketen toplumlar olduk. Dünya’yı tüketiyoruz. Kağıtlar ağaçtan, masalar ağaçtan, hatta artık yağlar bile ağaçtan yapılıyor. Ormanları yağmalıyoruz. Hayvalnar üzerinde deney yapıyoruz, hayvanları tüketiyoruz. Hızla üreyen insan oğlu, aynı hızla tüketiyor. Minimalizm daha tüketimle doğru orantılı ilerler. Dünya’yı korumaya yardımcı olabilirsiniz.

Sağlığa odaklanmanıza yardım eder:

Yeri geliyor, sağlık kontrollerinize harcayacağınız paraya yeni bir ayakkabı alabiliyorsunuz değil mi? O zaman acilen minimal yaşamı denemelisiniz. Küçülün. Hem sağlık anlamında hem eşya anlamında; yiyeceklerinizi de eşyalarınız kadar azaltabilirsiniz. Çoğunlukla lüks sayılabilecek paketlenmiş abur cuburlara gerçekten de ihtiyacınız var mı? Olmadığını biliyorsunuz. Mutfağınızı da küçültün.

Kendimizden başkasına da katkıda bulunabiliriz:

Dağıtın! Dolabınızda yıllardır duran o giymediğiniz kabanı, gerçekten ihtiyacı olan birinin giymesini ve ısınmasını istemez misiniz? Hemen başlayın. Minimalizm, müsrifliğin önüne set çeker. Yeterince giysiniz var; giymediklerinizden kurtulun. Yiyecek konusunda da yapabileceğiniz şeyler olabilir. Gelişmiş ülkelerde çöpe giden yiyeceklerle; Afrika kıtasının doyacağını ilk defa bizden duymayacaksınız. Tabağınızda daha az yemek bırakın, daha az çöp üretin.

Minimalizm’i hayatımıza dahil ederek, nihayet kalıcı mutluluk bulabildik ve hepimizin aradığı şey bu, değil mi? Hepimiz mutlu olmak istiyoruz. Minimalistler, mutluluğu eşyalar aracılığıyla değil, yaşamın kendisi aracılığıyla araştırır. Bu nedenle, neyin gerekli olduğunu ve hayatınızda ne gereksiz olduğunu belirlemek size aittir.

İlk adımları atmanız kolay değil, fakat minimalizm yolculuğunuz gittikçe daha kolaylaşacaktır. İlk adımlar genellikle zihniyet, davranış ve alışkanlıklarınızda radikal değişiklikler yapar. Ancak, üzülmenizi değil mutlu olmanızı amaçlayan bir yaşam tarzı bu.

Peki ya, Minimalist Misiniz?

Borçsuzsanız,

Eve gitmeden önce marketin önünden geçerken içeri girmiyorsanız,
İnternet paketini sınırlandırdığınız için çocuğunuz kızgınsa,
Bir arkadaşınız sizi alışverişe çağırdı ve siz dişçiye gitmeyi seçtiyseniz,
İkinci el eşya dükkanlarını kullanıyorsanız,
Önemsizler kutunuz veya çekmeceniz yoksa,
Eskisinden daha fazla boş zamanınız varsa,
Şimdiye kadar bir araba paylaşımı hizmeti aldıysanız,
Çoğunlukla toplu taşıma kullanıyorsanız,
Dağınıklık ve kalabalık sizi delirtiyorsa,
Twitter’da veya Facebook’ta 100’den az arkadaşınız varsa,
Eşyalarının hepsini bir sırt çantasına sığdırabilen insanlar size ilham veriyorsa,
Hiçbirşey yapmamak için zaman ayırıyorsanız,
Bir kitabı okuduktan sonra bir kafede bırakırsanız,
Küçük bir evde yaşamayı düşündüyseniz,
Dolabınızda 33’ten az giysi varsa,
Para kazanmanın yollarından daha çok Harcamalarınızı azaltmanın yollarını düşünüyorsanız,

MİNİMALİST OLABİLİRSİNİZ.