Mitokondri, hücrelerimizin içerisinde bulunan ve onlara enerji sağlayan organellerdir. Mitokondriyi hücrelerin enerji merkezi olarak düşünebiliriz. Çünkü gün boyunca vücudumuzun ihtiyaç duyduğu enerjiyi mitokondrilerimiz üretir. Mitokondriler olmasa ne hücrelerimiz ne de biz hayatta kalabilirdik. Ancak mitokondriler her ne kadar enerji üretmek gibi bir iş yapsalar da bir yandan da bu işlemin karşılığında atık olarak düşünebileceğiniz serbest radikaller üretirler. Bunlar enerji üretimi sırasında ortaya çıkan moleküller olup yaşlanmamızdan da sorumludurlar.

Mitokondriler, yaşlanmadan sorumlu olan moleküller ürettikleri için son yıllarda mitokondrilerin yaşlanma karşıtı olarak nasıl kullanılabilecekleri için araştırılıyor. Yapılan çalışmalarda mitokondrilerin yaş ile birlikte azaldığı ve özellikle ciltteki miktarlarının önemli oranda azaldığı gözlendi.

Enerji üretiminin yanında mitokondriler, vücudun fonsiyonlarını yerine getirmeleri açısından da büyük önem taşıyor. Hücreler arası iletişimde önemli rolü olan mitokondriler için yapılan araştırmalarda görüldüğü kadarıyla kalori kısıtlamasının, mitokondrinin işlevinde meydana gelen azalmalar üzerinde ve yaşlanma sürecinde olumlu etkileri bulunuyor.

Yaşlanmanın merkezinde mitokondrinin bulunmasının yanı sıra pek çok hastalık da mitokondrideki fonskiyon bozukluklarına bağlı olarak ortaya çıkıyor. İlerleyen yıllarda daha çok araştırmanın odağında olması beklenen mitokondrilerin korunması hayati bir önem taşıyor. Kozmetik şirketleri de mitokondrinin yaşlanma süreci üzerindeki etkisini farkettikleri için son yıllarda çalışmalarını bu alanda yürütüyorlar.

Bazı hücrelerde diğerlerinden daha fazla mitokonri bulunuyor. Özellikle beyin hücrelerinde bol miktarda mitokondri bulunuyor. Kalbinizde ve kaslarınızda da oldukça büyük miktarlarda mitokondri yer alıyor. Daha güçlü mitokondriler daha güçlü bir beyin ve vücuda sahip olmanız anlamına geliyor. Yeni mitokondrilerin yaratılması daha enerjik bir yaşlılık, ideal miktarda enerji üretimi ve oksidatif strese karşı koruma sağlıyor.

Mitokondrilerde fonksiyonel işlevsizlik görüldüğünde ise enerji seviyeniz düşer ve dolaşım sistemi rahatsızlıkları ile obeziteyle karşılaşma riskiniz artar.

Zamanla mitokondrileriniz daha zayıf hale gelir ve yaşlandıkça sayıları azalır. Yaşlanmayla alakalı olarak görülmeye başlanan yorgunluk, yağ oranında fazlalık, kas kitlesinde azalma ve bilişsel becerilerin azalması gibi belirtilerin hepsi mitokondri ile bağlantılıdır.

Mitokondriler yaşlanma sürecinin dışında çocuk sahibi olma sürecinde de son zamanlarda karşımıza çıkıyor. Çocuk sahibi olmaya çalışıp başarısız olan çiftler mitokondri nakline yönelmeye başladılar.

Mitokondri nakli nedir?

Çocuk sahibi olmaya çalışan çiftler için günümüzde pek çok tedavi seçeneği bulunuyor. Özellikle ilerleyen yaşlarda anne olmak isteyen kadınlar için yeni bir tedavi öneriliyor. Anne adayının yumurtalarına yapılan mitokondri nakli ile annenin sağlıklı bir hamilelik geçirmesi hedefleniyor.

Yaş ilerledikçe yumurtalar yaşlandığı için vücutta enerji sağlama görevi üstlenen mitokontroiler de DNA hasarına uğruyor. Bunun sonucunda da hamilelikte sıkıntılar yaşanabiliyor ve hatta hamile kalınması güçleşiyor. Mitokondri nakli ile ise bu sorun aşılmaya çalışılıyor.

Mitokondri nakli nasıl yapılır?

Mitokondriler, baba adayının spermi ile birlikte anne adayının yumurtalarına enjekte ediliyor. Bu sayede yumurtanın kendi kendini yenilemesi sağlanıyor. Kendini yenileyen yumurtalar ile daha kaliteli ve sağlıklı embriyolar sayesinde ise anne adaylarının hamilelik şansı yükseliyor.

Tüp bebek tedavisini yıllarca deneyip de sonuç alamayan çiftler için önerilen ve deneysel bir yöntem olan mitokondri nakli ile çocuk sahibi olamama sorunu aşılmaya çalışılıyor. Başka bir yöntemde ise anne adaylarının yumurtası saklanarak mitokondrilerin de korunması sağlanıyor. Bu sayede ilerde düşünülen bir hamilelik için genç yumurtalar kullanılabiliyor.

Mitokondrilerin azalmaması için neler yapılabilir?

Mitokondrilerim azalması sonucu ortaya çıkan olumsuz etkilerden korunmak için yapabileceğiniz bazı şeyler bulunuyor. Yıllar önce doktorlar vücutta daha fazla mitokondri üretimi için düzenli olarak kalori kısıtlaması uygulanan bir diyet önerirlerdi. Bu yöntem işe yarasa da bundan daha fazla işe yarayan yöntemler de bulunuyor.

Vücuttaki enflamasyon, yaşlanmada büyük bir rol oynuyor. Bunun önüne geçebilmek için düzenli olarak egzersiz yapabilir ve krill yağı içeren takviyeler kullanabilirsiniz. Ayrıca tahıl, süt ürünleri gibi gıdaları hayatınızdan çıkarıp besleyici yanı yüksek olan yağlar, etler ve sebzeleri hayatınıza sokabilirsiniz.

Bunlara ek olarak şunları da yapabilirsiniz:

  • Gece uykusunu iyi alın

Araştırmalara göre uyku bozuklukları mitokondriyal fonksiyon bozukluğu üzerinde büyük etkisi oluyor. Siz uyurken hücreleriniz mitokondrileri kullanarak beyninizdeki ölü hücreleri temizliyor.  Bu da demektir ki beyniniz mitokondrileri kullanarak hücresel atıklardan kurtuluyor. Bu nedenle düzgün bir uyku düzeni daha sağlıklı yaşlanmanızı sağlayabilir.

  • İyi bir beslenme düzeniniz olsun

Mitokondriler, fonksiyonlarını düzgün bir şekilde yerine getirebilmek için bol miktarda oksijene ve doğru besinlere ihtiyaç duyar. Bu nedenle yeterli oksijen miktarı ve gıda alarak mitokondrilerinizin etkin bir şekilde çalışmalarını sağlayabilirsiniz.

  • Daha az kalori alın

Mitokondriler enerji üretmek için oksijen kullandıklarında hücre yapılarına zararlı olan serbest radikalleri açığa çıkar. Fazla kalori tüketimi, obezite ve enflamasyon süreçlerinde sorunlara yol açacağından reaktif oksijen türleri de artar ve oksidatif stres dediğimiz hücresel zararlar meydana gelir.

Hücrelerin zarar görmesi de mitokondriyal değişimleri tetikleyeceğinden mitokondriyal fonksiyon bozukluklarına neden olur ve bu da obeziteye bağlı enflamasyon süreçlerinin daha da kötüleşmesine neden olur. Günlük aldığınız kalori miktarını azaltarak enflamasyona neden olan sorunları ortadan kaldırabilirsiniz.

  • Rafine edilmiş karbonhidratları hayatınızdan çıkarın

Obez olmasanız bile işlenmiş karbonhidratları hayatınızdan çıkarmanız gerekiyor. Karbonhidratların fazla kullanımı mitokondrilerin işleyişini özellikle beyin hücrelerindeki bozuyor. Hatta mitokondrilerde meydana gelen bu bozulma tip 2 diyabete yol açıyor olabilir. Mitokondrilerdeki değişimler ayrıca Alzheimer’a ve tip 3 diyabete de yol açabilir.

Vücuda fazla miktarda alınan karbonhidratlar homon üretimi ve düzenin etkileyerek mitokondrilerin fonksiyonunu bozmuş oluyor. Beslenme düzeninizden işlenmiş karbonhidratları çıkarmanız durumunda hormon dengeniz düzelecek ve mitokondrileriniz işlevlerini düzgün bir şekilde yerine getirebileceklerdir.

  • Bol bol oksijen alın

Beslenme düzeninin yanında oksijen alımının da öneminden bahsetmiştik. Fiziksel egzersiz vücudunuzdaki oksijen miktarını arttırmanın en iyi yollarından biridir. Vücudunuz daha çok enerji kullandıkça kendini daha çok mitokondri üretmeye zorlayacaktır.

  • Her gün egzersiz yapın

Hareketsiz bir yaşam tarzınız varsa mutlaka günlük egzersizler yapmanız gerekiyor. Spor salonuna gidemeseniz bile günlük otuz dakikalık yapacağınız bir spor bile etkili olacaktır. Dışarı çıkıp yürüyün, evi temizleyin ya da mahallenizde bir tur atın. Bütün bu yaptıklarınız vücunuzdaki mitokondri üretimini teşvik edecektir.

  • Yediklerinize dikkat edin

Mitokondri üretimini desteklemek için yemeniz gereken dört besin var. Bunlar da l-karnitin, kreatin içeren gıdalar tüketmek. Bu maddeleri ise sığır eti, yumurta, fasülye, kabuklu yemişler ve tohumlardan elde edebilirsiniz.

Omega 3 ve alfa lipoik asit de mitokontrilerinizin fonksiyonlarını yerine getirebilmeleri açısından önemli. Omega 3 asitleri somon, sardalya gibi balıklarda bulunurken alfa lipolik asiti ise ıspanak, brokoli, patates, Brüksel lahanası, havuç gibi gıdalarda bulabilirsiniz.

Yaşlanmaya ne sebep olur?

Yaşlanmak kaçınılmaz bir süreçtir. Yaşlanmanın esas nedeni ise yeni hücre üretiminin durmasıdır. Yeni hücre üretiminin durması kireçlenme ve kalp rahatsızlıkları gibi sorunlara yol açar.

Hücre yaşlanması denen süreç sonrası hücreler daha fazla bölünemedikleri için çoğalamazlar. Bunun sonucunda da vücudumuzda tam olarak ölmeyen ancak vücuttan da atılamayan hücreler yer almaya başlar. Yaşlanan hücreleri, kök hücrelerin tam tersi olarak düşünebilirsiniz. Kök hücreler, vücutta herhangi bir hücreye dönüşebilirler ve genç yaşlarda daha fazla bulunurlar. Yaşlandıkça kök hücrelerin sayıları azalırken yaşlanan hücrelerin sayıları ise artar.  Aslında hücre yaşlanmasının bizi koruyan bir nedenden dolayı gerçekleşiyor. Hücreler, kanser hücresine dönebilecek tehlikede olan bir hücreyle karşılaştıklarında yaşlanma sürecine girerek kanserin oluşmasını engelliyor. Yani bunun bizi kanserden koruyan bir mekanizma olduğu söylenebilir.

Son yıllarda yaşlanma sürecini geriye çevirmek ve onunla savaşmak için pek çok araştırma yürütülüyor. Araştırma yapılan alanlardan bir tanesi mitokondriler. Bu nedenle mitokondrilerle ilgili çalışmaları takip etmeniz büyük önem taşıyor.

Mitokondrial hastalıklar nelerdir?

Vücudunuzda mitokondri yetmezliğinden kaynaklı olarak hastalıklar meydana gelebiliyor. Bu hastalıklar doğuştan olabildiği gibi ilerleyen yıllarda da meydana gelebiliyorlar.

Mitokondri işlevselliğini yitirdiğinde hücreler enerji yoksunluğu duyuyorlar. Hücrenin türüne göre ise görülen rahatsızlıklar farklılık gösterebiliyor. En çok enerji ihtiyacı duyan hücreler kaslarda ve sinirlerde bulunduğu için mitokondrilerde meydana gelen sorun en çok buraları etkiliyor.

Mitokondriden kaynaklanan rahatsızlıklarda genelde benzer belirtiler görülüyor. Bu belirtiler şunlardır:

  • Kas koordinasyonunda kayıplar ve zayıflık
  • Görme ve duymada problemler
  • Öğrenme zorlukları
  • Kalp, karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları
  • Gastrointestinal sorunlar
  • Demans gibi nörolojik sorunlar

Mitokondrinin işlevindeki bozukluklardan kaynaklanan rahatsızlıklar şu şekildedir:

  • Parkinson
  • Alzheimer
  • Bipolar bozukluğu
  • Şizofreni
  • Kronik yorgunluk sendromu
  • Diyabet
  • Hutington hastalığı
  • Otizm