Müzik dinlemek, egzersiz yeteneğini artırabilir, stres ve endişeyi hafifletebilir ve kalp krizi riskini azaltabilir.

Rossini’nin eserleri ya da Beatles’ın şarkıları fark etmez, sürekli müzik dinlemeyi tercih ediyorsanız, büyük ihtimalle müzikle ilgili olmak hoşunuza gidiyor. Ancak müziğin sadece işitsel sisteminizi değil, aynı zamanda hareket, dil, dikkat, bellek ve duygudan sorumlu bölgeler de dahil olmak üzere, beyninizin diğer bölümlerini de ilgilendirdiğini fark edemezsiniz.

Harvard’a bağlı Spaulding Rehabilitation Hospital’da nörolojik müzik terapisti olan Brian Harris, “Dünyada, aynı zamanda beynimizi de uyaran müzik kadar yaygın başka bir tetikleyici yoktur.” olarak nitelendirir.Bu evrensel etki; müzik dinlemek, enstrüman çalmak veya şarkı söylemektir, hatta arabada veya duşta bile öylesine şarkı söylemekten bile ibaret olabilir. Bu yazıda müziğin nasıl işlev gördüğünü açıklamaya çalışacağım.

Şarkı söylemek, felçten kurtarır.


Müzik terapisi felç geçirenlerin konuşma ve hareket etme yeteneklerini iyileştirmelerine yardımcı olabilir. Bunun sebebi, beynin müziğe genel tepkisi olarak bilinen ve kenetlenme denilen bir süreci geliştiren yaygın etkileridir.

Kenetlenme, beynin farklı bölgelerinden gelen nöronların eşzamanlı aktivasyonunu ifade eder. “Örneğin, sabit bir ritim duyduğunuzda, işitme sisteminizi harekete geçirir, aynı zamanda motor sisteminizi otomatik olarak çalıştırır.” diyor Spaulding Rehabilitasyon Hastanesi’nden müzik terapisti Brian Harris.

Belirli türdeki felçten sonra insanlar, dillerini veya dudaklarındaki (dizartri) kasları hareket ettiremezler ve bu nedenle net bir şekilde konuşamazlar. Ancak, sözcüklerin yerine basit heceleri (“la” veya “fa” gibi) kullanarak tanıdık bir şarkıyı “söylemelerini” istemek, onların motor becerilerini veya kasları aktive eden sinirlerini aktive etmelerine neden olur ve bu da konuşmalarını düzeltmelerine yardımcı olur.

Teknik, her türlü hareket için çalışıyor. Harris, “İnsanlar kenetlendiğinde bu, nörolojik süreci daha verimli hale getirir çünkü her şey aynı zamanda ateşlenir.” diyor. Felç mağdurları müzikle birlikte hareket ederken, yürüyüşlerini sabit tutarlar ve her adımın hızını, simetrisini ve uzunluğunu müzikle geliştirirler.

İşten gelen ahenk?

Müzik ayrıca beyin kimyanızı da değiştirebilir ve bu değişiklikler bir dizi farklı çalışma ile kanıtlandığı üzere kardiyovasküler faydalar sağlayabilir. Örneğin, çalışmalar müzik dinlemenin aşağıdakileri mümkün kılabileceğini bulmuştur:

• Bir koşu bandında veya sabit bisiklette yapılan kardiyak stres testi sırasında insanların daha uzun egzersiz yapmasını sağlar.
• Atardamarları gevşeterek kan damarı fonksiyonunu iyileştirir.
• Fiziksel efordan sonra daha hızlı bir şekilde başlangıç ​​değerine dönmek için kalp atış hızı ve kan basıncı düzeylerini dengelemeye yardımcı olur.
• Kalp krizi geçirenlerde anksiyeteden kurtulma kolaylığı sağlar.
• Daha az ağrı ve endişe hissetmelerini (ve muhtemelen daha iyi uyuma) sağlayarak, kalp ameliyatından kurtulmalarına yardımcı olur.

Önemli etkileri

Diğer zevkli duygular gibi, müzik dinlemek ya da müzik yapmak, insanları iyi ve mutlu hissettiren ve motive eden bir beyin kimyası olan dopamin salınımını tetikler. Harris’in belirttiği gibi, “Müzik çalınmayan bir egzersiz sınıfı hayal bile edilemez.”

Duyulan sesin işlenmesi, kalp atışı ve solunum hızınızı da kontrol eden beyin sapında başlar. Bu bağlantı, dinlendirici müziğin nabzı, solunum hızını ve tansiyonu düşürdüğünü ve aynı zamanda ağrı, stres ve endişeyi neden azaltabileceğini açıklayabilir.

Sizin içinizde hangi duygu ve hangi şarkı yankılanıyor?

Ancak müzik bir tercih meselesidir: Araştırma, danışan tarafından seçilen müziğin, başkalarının seçtiği müzikten daha faydalı etkiler gösterdiğine işaret ediyor. Amerikan Müzik Terapisi Derneği’ne göre, müzik “ kendisiyle ilişkili güvenlik, benzerlik, öngörülebilirlik ve hisler nedeniyle tepkileri kışkırtıyor.”

Kardiyak stres testi çalışmasında (bir Texas üniversitesinde yapıldı), katılımcıların çoğu Hispanik kökenliydi ve bu yüzden araştırmacılar Latin ya da Latin tınıları olan müzikleri yüksek tempo olarak çalmayı seçti. Hem klasik hem de rock müziğin test edildiği arter relaksasyon çalışmasında, klasik müzik meraklılarının klasik müziği dinlediklerinde rock dinlediklerinden daha fazla gelişme yaşadıklarını ve tersi için de bunun geçerli olduğunu gördüler. Operaya bayılan biri, giderek artan tempo eşliğinde dinlediği aryayı son derece sakinleştirici bulabilir. “Ama açıkçası, opera dinlemeyi sevmiyorsanız ya da operayı umursamıyorsanız, bunun ters bir etkisi olabilir!” diyor Dr. Harris.

Desibel seviyesini güvenli bir noktada tutarsanız, müzik dinlemenin ve böylece egzersiz ritminizi canlandırmanın bir dezavantajı yoktur. Kalp sağlığınızı yeni bir ses sistemi satın almak için bir bahane olarak kullanmayı bile düşünebilirsiniz.

Özellikle canınız sıkkın olduğunda, yorgun ve mutsuz hissettiğinizde veya sağlığınızı kaybetmeye başladığınızı düşündüğünüzde, dinlemekten en çok hoşlandığınız müziği açıp dinleyebilirsiniz. Atalarımız, “Müzik ruhun gıdasıdır!” lafını boşuna etmemişler.

Müzik dinlemek felç ile uğraşan kişiler için bir rehabilitasyon görevi üstleniyor ve özellikle hareket kabiliyetini kaybetmiş insanlar için, ritmik hareket kolaylığı sağlayabiliyor. Bunu bir düşünün isterseniz. Harvard’lı doktorlar yanılmış olamaz!

 

Koronavirüs ( Covid-19), sizde travma oluşturduysa ve sürekli olarak bu konu ile ilgili yoğun ve süreğen kaygı hissediyorsanız ve  neler yapacağınızı, nasıl baş edeceğinizi bilmiyorsanız bunu birlikte çalışabiliriz. Online terapi almak isterseniz bana bu numaralardan ulaşabilirsiniz.

Uzman Klinik Psikolog Diana Güler
Telefon: 0216 266 24 48 & 0533 086 30 22
Mail: info@dianaguler.com
İnstagram: dianagulerr