Araştırma, kandaki belirli “biyomarker (biyolojik belirteç) işaretlerinin” hayatın ilerleyen dönemlerindeki bazı yaşa bağlı sağlık durumları geliştirme riskini belirleyebileceğini ortaya koymaktadır.

Yeni bir araştırma, insanların kanındaki biyomarker paternlerinin (biyolojik işaretlerdeki kalıpların), insanların ne kadar iyi yaşlanacaklarını ve gelecekteki risk faktörlerini tahmin etmek için kullanılabileceğini bulmuştur. Çalışma, Boston Üniversitesi Tıp Merkezi’ndeki araştırmacılar tarafından yapıldı ve “Aging Cell” dergisinde yayımlanmıştırdı. Ulusal Yaşlanma Enstitüsü tarafından finanse edilen çalışmaya 5000’den fazla kişi katılmıştır. Araştırmacılar, katılımcıların yarısının 19 biyomarker paternine sahip olduğunu ve çalışmaların başlamasından sekiz yıl sonra, çok daha küçük yüzdedeki bir insan diliminin, belirli sağlık durumu ve ölüm riskinde artışla ilişkili olan olağandışı kalıplara sahip olduğunu bulmuştur. Bu paternlerin bazıları, hastalıksız yaşlanma, engellilik olmaksızın yaşlanma ile kalp-damar hastalığı ve bunama ile yaşlanmayla ilişkilendirilmiştir.

İnsanların İyi Bir Şekilde Yaşlanıp Yaşlanmadığını Gösteren Öngörücü Biyomarkerlar

Araştırmacılar, uzun süredir devam eden Framingham Kalp Çalışmasının verilerini kullanarak, bu çalışmadan insanların nasıl yaşlandığına dair farklılıklar gösteren 26 öngörücü biyomarker işaret elde ettiler. Bu işaretler, bir kişinin yıllara meydan okuyarak mı yaşlanacağını yoksa kalp rahatsızlığı, kanser, diyabet veya inme gibi riskle mi yaşlanacağını öngörebilir. Araştırmacılar, belirli mortalite (ölüm oranı) risklerini ve insanlardaki hastalıkları tanımlamak amacıyla daha belirli işaretler bulabilmek için, bu araştırmadan elde edilen bilgileri güçlendirecek daha fazla araştırmanın yapılması gerektiğini belirtiyor.
Çalışmanın baş yazarı profesör Paola Sebastiani’ye göre, birçok hastalığın risk profili & öngörüsü zaten var. Ancak bu çalışma, insanların iyi yaşlanması ya da yaşa bağlı hastalıkların risk faktörlerini biyomarker paternleri ile gösterebileceğini kanıtladığı için benzersizdir. Uzun Ömür Aile Çalışmasının yazarlarından Profesör Thomas Perls, bu biyomarkerlardan binlercesini hastanın kan örneklerinden belirleyebildiklerini söyledi. Nihai hedef, bu teknolojiyi hastalarda tıbbi bir sorun haline gelmeden çok önce yaşla ilişkili hastalıklara sahip olma riskini öngörmek için kullanmaktır.

Önleyici İlaç Keşfi’nin Geleceği

Bu çalışmada öğrenilen analitik yöntemler, tıbbi müdahaleyi daha akla yatkın hale getirmektedir. Araştırmacılar, yaşla ilişkili hastalıkların erken başlangıcının habercisi olan moleküler kalıpları tespit etmek için biyomarker paternleri kullanmaya güvenebileceklerinden eminler. Daha sonra da, hastalıkları geciktirmek veya tamamen önlemek için gelecekteki ilaçları kullanabileceklerdir. Bilim adamları, hastalıkların tedavisi ve yeni ilaçların keşfi için biyomarker işaretlerini araştırmada kullanmanın, bunun sadece başlangıcı olduğunu söylüyor. Genetikteki daha önceki gelişmelerin izini takip ederek yapılan bu çalışma prediktif (öngörücü) tıp biliminde ileriye doğru atılmış büyük bir adımdır.