Netflix aboneliğiniz varsa internet üzerinden izleyebileceğiniz yüzlerce kaliteli yapım bulunuyor. Belki pek çok kişinin beğendiği ve klasik dizilere göz atmak istiyor ya da bir dizinin bölümlerini peşpeşe izleyip bitirmek istiyor olabilirsiniz. Günümüzde pek çok insan saatlerini hatta günlerini aynı dizi karakterlerini görerek geçiriyor. Siz de sıkılmadan izleyebileceğiniz ve kendinizi kaptırabileceğiniz bir yapım arıyorsanız Netflix’te hoşunuza gidecek bir diziye rastlamanız mümkün olacaktır. Bu yazıda Netflix’ten seçtiğimiz 100 diziye göz atabilir ve aralarından beğendiklerinizi seçip izlemeye başlayabilirsiniz. Şimdiden keyifli seyirler.

Alias Grace


Amerikan Sapığı’nın yönetmeni olan Mary Harron tarafından yönetilen ve Sarah Polley’in yazdığı, Margaret Atwood’un mükemmel romanının bu uyarlaması olan dizi, Netflix tarafından ilk piyasaya çıktığında yani Kasım 2017’de beklediği ilgiyi yakalayamamıştı. Sarah Gadon’ın dizide canlandırdığı Grace Marks karakteri, katil olsa da delilik nedenleriyle suçlarından dolayı affediliyor. Kadın sorunları üzerine eğilen dizi tıpkı Damızlık Kızın Öyküsü gibi izlenilmeyi hak ediyor.

American Crime

ABC’nin bu yerel dizisi internet yayınından çok kablolu yayına uygun olduğundan hiçbir zaman reytinglerde istenilen başarıyı yakalayamadı.  Pek çok Emmy ödülüne sahip olan Regina King ile birlikte Felicity Huffman, Lili Taylor, Timothy Hutton ve Richard Cabral gibi Emmy ödüllerinde adaylıkları bulunan isimlerin rol aldığı dizinin üç sezonunun her birinde farklı bir hikaye işleniyor. Dizideki oyuncular değişik sezonlarda birbiriyle uyumlu ancak farklı rolleri oynuyor.

American Crime Story

Ryan Murphy’nin popüler suç antolojisi serisinin iki sezonu da Netflix’te yer alıyor. Dizinin ilk sezonu Sarah Paulson’un en iyi modern TV performanslarından birini barındırıyor. İkinci sezon ise başlı başına oldukça ilginç olduğu söylenebilir. Hafta sonu eve kapanıp dizi izlemeyi planlıyorsanız bu dizinin iki sezonu bunu yapmak için mükemmel olacaktır.

American Horror Story

FX’in popüler dizilerinden olan American Horror Story’nin sezonlarındaki kalite sezonlar boyunca değişiklik gösteriyor. Dizinin son çıkacak olan sezonu Apocalpse henüz yayınlanmadı ancak yayınlanmasına az bir zaman kaldı. Son sezon harici önceki 7 sezonu Netflix üzerinden izleyebilirsiniz. Diziye ilk ve en iyi sezon olarak geçen Murder House’tan başlamanız mantıklı olacaktır. Her sezonun kendi içinde çarpıcı yönleri olsa da 2017 yılındaki Cult isimli sezon sizi oldukça şaşırtabilir.

American Vandal

Bu listedeki şimdiye kadar ilk Netflix dizisi olan American Vandal, gençlerin hayatını dijital çağın nasıl etkilediği üzerine yapılmış oldukça zekice hazırlanmış bir suç belgeseli olarak geçiyor. Dizinin ilk sezonunda birtakım vandallar, park alanındaki tüm araçların üzerine sprey boya ile erkek cinsel organı çiziyor. Oldukça eğlenceli bir anlatımı olan dizi Netflix ile başarıyla ulamışmış olsa da dizi başka bir yapımcıya da geçebilir.

Anthony Bourdain: Parts Unknown

Anthony Bourdain’in trajik ölümü, pek çok izleyicinin ilgisinin onun yemek ve gezi programına kaymasına ve Bourdain’ın cazibesinin ortaya çıkmasına neden oldu. Bourdain’ın korkusuzluğu ve dünyaya olan bakış açısı hayatı daha renkli hale getiriyordu. Bourdain’ın programı beş tane Emmy ödülü kazanırken CNN’de 12 sezon yayınlandı. 7 ve 11. Sezon arasındaki sezonları şu anda Netflix’te bulabilirsiniz.

Arrested Development

Arrested Development’ın şu anki kalitesi zekice kurgulanmış ilk üç sezonu unutturmuş olabilir. Ancak bunun olmasına izin vermeyin ve Bluth ailesinin hikayesini tekrar izleyin ve dizi 15 Mart’ta geri dönüş yapmadan önce hazırlık yapmayı ihmal etmeyin.

Ash vs. Evil Dead

Ash, Army of Darkness filminde bir günbatımında çekip giderken alaycı katilimizi beyaz ekrana geri döndürmek için pek çok girişimde bulunulsa da Ash, Starz tarafından yayınlanan üç sezonluk bir diziyle geri dönüş yaptı. Evil Dead 2’nin yaşauan efsanesi olan Bruce Campbell diziye Ash karakteri olarak geri dönüş yaparken, dizi orijinal filmlerin o klasik efektlerini ve ucuz mizahını da izleyicilere sunuyor.

Atypical

Robia Rashid’in kendini kanıtlamış komedilerinden biri olan Atypical, ikinci sezonunda oldukça zekice kurgulanmış olan senaryosuyla kendini ön plana çıkardı. Jennifer Jason Leigh ve Michael Rapaport’un göz dolduran performanslarıyla birlikte ses getiren dizide iki oyuncu, otizm spektrum bozukluğuna sahip olan Sam Gardner isimli 18 yaşındaki gencin ebeveynlerini canlandırıyorlar. Birinci sezon sonrası diziye yöneltilen eleştirilerin ardından dizi, ikinci sezonunda daha fazla oyuncu ve yazarla çalışılarak daha güçlü bir hale getirildi. Başarıyı yakalayan ikinci sezon sayesinde dizi üçüncü sezon için de onay aldı.

Bates Motel

Alfred Hitchcock’ın o ünlü Psycho filminin dizisinin çıkacağı duyurulduğunda çoğu kişi bunun kötü bir fikir olduğunu düşünmüştü. Norman Bates hakkında daha fazla ne söylenebilirdi ki? Ancak neyse ki Bates Motel dizisi hayal kırıklığı yaratmadı ve dizi Freddie Highmore’un canlandırdığı Norman ve Vera Farmiga’nın canlandırdığı Norma karakteri arasındaki ilişkiyi derinlemesine inceleyerek değişik bir bakış açısı getirdi.

Better Call Saul

Breaking Bad’den ayrılarak çekilen dizi, derinlik ve performans olarak ondan daha üstün bir hale geldi. Dizide Bob Odenkirk, ilerde Walter White’ın avukatı olacak olan Jimmy McGill karakterini canlandırıyor. Walter’ın hikayesine kötüye giden bir adamın hikayesi dersek, bu diziye de iyi kalmaya çalışan bir adamın hikayesini anlatıyor diyebiliriz. 2010’ların en iyi dizilerinden biri olan Better Call Saul’u Netflix’te izleyebilirsiniz.

Big Mouth

Netflix, BoJack Horseman gibi yetişkinler için hazırladığı animasyonlarla oldukça cesur davranıyor. Nick Kroll ve John Mulaney tarafından yaratılan Big Mouth isimli komedi serisi de Netflix’in en iyi animasyonlarından bir tanesi. Dizide ergenlik çağındaki gençlerin cinselliğe bakış açısına anlayışla yaklaşıyor. Animasyon tarihinin en iyilerindne biri olan bu diziye Kroll, Mulaney, Jenny Slate, Jordan Peele, Jason Mantzoukas ve scene-stealing Maya Rudolph’un büyük katkıları bulunuyor.

Black Mirror

Dizide aslında Charlie Brooker’ın dünyasını anlatıyor ancak biz zaten bu dünyada yaşıyoruz. Black Mirror, adeta klasik yapımlardan olan The Twilight Zone’a modern bir gönderme olma özelliğini taşıyor. 2010’ların en konuşulan dizilerinden olan Black Mirror’ın ne hakkında olduğunu anlamak için onu izlemeniz gerekiyor.

Bloodline

Netflix yapımı olan dizi ilk sezonunda Emmy ödüllerine aday gösterilmişti. Dizi Netflix’te yayınlanan orijinal serilerin ikinci başarılı dalgasını başlatmıştı. Dizi yayınlandığı ilk yıl bu kadar başarılı olmamıştı, ancak Kyle Chandler, Sissy Spacek, Linda Cardellini ve özellikle Ben Mendelsohn’dan gerçekten çok gayretli bir çalışma gösterdiler. Hepsi yalanlar ve ihanet ağı içinde yakalanan Florida ailesi üyelerini canlandırdılar.

Bodyguard

En İyi Erkek Oyuncu dalında Altın Küre kazanan bir dizi oyuncusuna sahip olan Boduguard’ı bu ödüle kadar muhtemelen çok kişi duymamıştı. Kuşkusuz ki İngiltere yapımlı olan dizinin İngilizler nen büyük başarılarından birinin olduğunun farkındaydılar. 24 ve Homeland gibi ajan dizilerinden hoşlanıyorsanız İngiltere’deki bir Özel Koruma Memuru’nun yaşantısını anlatan bu altı bölümlük mini seriyi kaçırmayın.

Bojack Horseman

TV’de yayınlanan en iyi animasyon şovları hakkında konuşurken Netflix’in Hollywoond parodisi olan depresif bir atın anlatıldığı bu diziden bahsetmemek olmaz. Bojack Horseman’ı diziyi daha önce hiç izlememiş birine anlatmak çok zor. Ancak dizinin bir zamanlar bir dizide başrol oyuncusu olarak oynayan ancak şimdilerde akıl hastalığı, depresyon, travma ve yalnızlıkla mücadele eden bir at hakkında olduğu söylenebilir. Ayrıca dizide Mr. Peanutbutter isimli konuşan bir köpek de bulunuyor.

Breaking Bad

Breaking Bad dizisini belki daha önce duymuşsunuzdur. Diziyi daha önce izlememişseniz Breaking Bad’in modern çağın en beğenilen dizilerinden biri olduğu söylenebilir.  Eğer şimdiye kadar böyle muhteşem bir diziyi gözden kaçırdıysanız Bryan Cranston’ın televizyon dünyasının en iyi performanslarından birini göstererek sıradan bir adamken olağan dışı bir uyuşturucu üreticisi haline gelmesini vakit kaçırmadan izlemelisiniz. Hatta diziyi daha önce izlemiş bile olsanız, Netflix’te tekrar izlemelisiniz.

Broadchurch

Dizinin Amerikan versiyonunu unutun ve BBC yapımı olan ilk sezonunu izleyin. Marvel’ın Jessica Jones dizisinden tanıdığımız David Tennant ve Oscar ödüllü Olivia Colman’ın başrollerini paylaştığı dizide ikili oldukça iyi performans sergiliyor. Dizinin ilk sezonunda bir çocuk küçük bir kasabanın sahilinde bir ceset bulur. Diziyi de efsane yapan bu hikayenin işlendiği ilk sezondur.

Cheers

En iyi komedi dizilerinden bahseden bir liste Cheers dizisinden bahsetmiyorsa onun iyi bir liste olduğu söylenemez. 80’lerin dizilerine baktığımızda Cheers’ın bunca yıldan sonra bile televizyondaki en iyi dizilerden biri olduğunu görüyoruz. Dizi bugün bile kahkahalara boğulmanıza sebep olurken televizyon tarihinin en keskin dilli senaryosuna sahip olduğu söylenebilir. Dizinin 28 tane Emmy ödülü kazanmasının bir nedeni olduğu kesin.

The Crown

Netflix’in en sevilen dizilerinden biri henüz yeni başlıyor diyebiliriz. Kraliçe 2. Elizabeth’in hükümdarlık dönemini ele alan ve Peter Morgan tarafından yaratılan dizi 1952 yılında başlıyor. Kraliçenin gençliğini canlandıran Claire Foy, ilk iki sezon boyunca dizide yer alıyor. Dizinin sonraki iki sezonunda ise Oscar ödüllü Olivia Colan yer alacak. Dizi Prenses Diana’yı anlatmaya başlamadan önce mutlaka izleyin.

Dark

Netflix’te yayınlanan ve Alman yapımı olan Dark dizisi, zamanla herkesin konuştuğu kült bir dizi haline heldi. Stranger Things ile Fringe dizilerine benzetilen dizide Baran bo Odar ve Jantje Friese değişik türlerin hayranlarının ilgisini çekebilmek için diziye herşeyden bir parça katmışlar gibi görünüyor. Dizi, ortadan kaybolan çocukları ve zaman yolculuğunun olasılığını ele alıyor. Dizi her ne kadar türün Amerikan örneklerine benzese de ayırıcı bir tarafı bulunduğu söylenebilir. Dizinin üçüncü ve son sezonunun hazırlıkları şimdiden başladı ancak henüz dizinin ilk iki sezonunu izlemek için vaktiniz var.

Dead to Me

Dizide yer alan Christina Applegate kariyerindeki en iyi işlerden birini sergilerken Linda Cardellini de en az onun kadar iyi bir performans sergiliyor. Gizem-komedi tarzı olan dizi yas tutma, affetme ve cinayet hakkındayken Applegate’in oynadığı Jen karakteri kocası öldürülmüş Kaliforniyalı bir kadını canlandırıyor. Jeni Judy ile bir destek grubunda tanışır ve Judy’nin kocasının cinayetiyle bir ilgisinin olduğunu keşfeder. Bu komik, hareketli ve zekice hazırlanmış dizi uzun zamandır Netflix’in en iyi dizilerinden bir tanesi olarak yerini koruyor.

Dear White People

Netflix’in hakettiği değeri görememiş ancak oldukça zekice kurgulanmış dizilerinden biri olan Dear White People, Sundance Film Festivali’nden ödülle ayrılmış olan aynı isimli filmden uyarlandı. Dizide ırkçılık konusu işleniyor. Keskin bir dile sahip olan senaryosu ile dizi dijital çağda genç olmanın nasıl bir şey olduğunu anlatan en iyi dizilerin başında geliyor.

Dexter

Anti kahramanlardan bahsedecek olursak, Showtime’ın ekranlara kazandırmış olduğu Dexter Morgan karakterinden bahsetmemek olmaz. Michael C. Hall tarafından canlandıran Dexter, hakettiğini düşündüğü kişileri öldürerek içindeki öldürme güdüsünü kontrol altına almaya çalışır. Dizinin gidişatı her ne kadar inişli çıkışlı olsa da Hall’in muhteşem performansı ve unutulmayacak finali ile Dexter dizisi bir şans verilmeyi hakediyor.

The Disappearance of Madeleine McCann

Chris Smith, muhteşem bir belgeselcidir. Onu belki çok sevilen Jim Carrey ve Andy Kaufman hakkındaki American Movie belgeselinden ya da Fyre belgeselinden tanıyor olabilirsiniz.  Chris Smith, 3 yaşında ailesiyle gittiği Portekiz gezisinde kaybolan Madeleine McCann’in yürek dağlayıcı hikayesini anlatıyor. Olay hakkında bilginiz varsa bile 8 bölümlük bu belgesel serini mutlaka izleyin. Netflix’te bulabileceğiniz en iyi suç belgesellerinden bir tanesi.

Disenchantment

The Simpsons ve Futurama hayranları, Matt Groening’in bu animasyonla dönüşünü biraz hayal kırıklığı gibi görseler de dizi özellikle ilk sezonda oldukça iyi bir performans gösterdi. Dizinin gelecek olan ikinci sezonunda da ustaca ve eğlenceli bir performans göstermemesi için hiçbir sebep yok. Abby Jacobson, Eric Andre, Nat Faxon gibi isimlerin seslendirmelerini yaptığı dizi zekice kurgulanmış bir peri masalını anlatıyor.

Documentraty Now!

Seth Meyersi Fred Armisen ve Bill Hader tarafından yaratılan ve IFC’nin en çok ilgi çeken parodilerinden biri olan bu belgesel tüm zamanların en ünlü belgesellerinden bir tanesi. Üç sezonu yayınlanan belgeselin Netflix’te ilk iki sezonu bulunuyor. Gülmekten yerlere yatacağınız bu belgesel-dizinin en eğlenceli bölümlerini Netflix’te izleyebilirsiniz.

The End of the Fucking World

Kara mizah tarzının en uç noktalarından biri olan ve BBC yapımı olan dizide Alex Lawther, ilerde seri katil olmayı planlayan bir çocuğu anlatıyor. Çocuk, Jessica Barden’ın canlandırdığı Alyssa isimli kız ile kaçıyor ve kayıp babasını bulmak üzere yollara düşüyor. Son derece şaşırtıcı ve izleyenleri alt üst eden bir hikayeye sahip olan dizi, diğer gençlik dizilerine benzemiyor. Dizi, bu yılın sonlarında ikinci sezonuyla ekranlara tekrar dönüş yapacak.

Episodes

Netflix aboneliği bulunan hemen hemen herkes mutlaka tüm zamanların en çok izlenen dizisi olan Friends’i izlemiştir. O zaman Friends ile herkesin tanıdığı bir isim haline gelen Matt LeBlanc’ın Showtime ve BBC işbirliği ile hazırlanan şovunu da izlemiş olma ihtimaliniz var. Beş sezon boyunca kablolu yayında gösterilen Episodes, İngiliz bir çiftin Hollywood televizyon sistemi bataklığına saplanıp kalmasının hikayesini anlatıyor. Dizi oldukça zeki bir şekilde kurgulanmış ve izlemesi de oldukça keyifli.

Everything Sucks

Netflix’in tek sezon mucizelerinden biri olan dizi hala platform üzerindeki en iyi dizilerden biri olarak yerini koruyor. Dizide  Jai Di’Allo Winston ve Peyton Kenned 90’ların ortasında Boring (Sıkıcı) isimli bir kasabada yetişiyorlar. Dizi, ergenlerin yaşadığı cinsellik ve akıl sağlığı gibi sorunları konu alan modern televizyon dizilerinden biriyken Netflix maalesef ki bu güzel diziyi iptal etme kararı aldı. Diziyi izlerseniz belki Netflix bu hatasından geri dönebilir.

Exhibit A

Criminal Minds ve CSI gibi diziler, kadavra köpekleri ve DNA testi gibi şeyleri herkesin tam olarak anladığını düşündüğü suç çözme unsurları haline getirdi. Bu etkileyici belgesel serisi, kanıtların ne kadar sıklıkla hatalı olabileceğini gösteriyor. Bir boşlukta hiçbir şey yoktur ve insanların kan sıçraması ile video kanıtları gibi şeyleri yorumlamaları bunları anlamlı kılar. Eğer sorumlu insanlar hata yaparsa, bunun sonuçları oldukça ciddi olabilir.

Extras

Herkes, tartışmalı komedyenin Ricky Gervais’in en iyi TV yapımı olan The Office’inden bahsetse de Extras da The Office’e oldukça yakın bir yerde bulunuyor. Stephen Merchant’ın işbirliği ile yaratılan Extras’ta, Gervais profesyonel bir oyuncu olarak yer alıyor. Bu şovda, her hafta farklı bir ünlü konuk yer alıyor. Örneğin Kate Winslet, Ian McKellen ve Ben Stiller ile unutulmaz bölümlere imza atan dizinin pek çok unutulmaz bölümü bulunuyor.

F for Family

Bill Burr en komik modern komedyenlerden bir tanesi. O nedenle Burr’un bulabildiğiniz tüm şovlarını izleyin. Burr’un değişik bakış açısıyla ekranlara yansıyan komedi türü olan animasyon şimdilik üç sezon yayınlandı. 70’lerin başında geçen ve göreceli olarak standart olan bu aile sitcomunun animasyon formu Burr tarafından yönetiliyor ve Laura Dern, Justin Long ve Sam Rockwell’i içeren harika bir seslendirme ekibi tarafından destekleniyor.

The Fall

Eğer Netlix’te yayınlanan suç dizilerinden biri olan Mindhunter’ın hayranıysanız, 1970’lerin ortalarında Gillian Anderson ve Jamie Dornan’ın başrollerini paylaştığı bu İngiliz dram dizisini sakın kaçırmayın.  X-Files dizisinden tanıdığımız Scully karakterini canlandıran Gillian Anderson, bu dizide Kuzey Adası’nda Jamie Dornan tarafından canlandırılan seri katili araştıran Dedektif Müfettiş Stella Gibson’ı canlandırıyor. Dizi başlarda biraz yoğun gelebilir, ancak araştırmacı ile suçlu arasındaki ilişki ve yollarının kesişmesi dizinin sürekli olarak etkileyici olmasını sağlıyor.

The Final Table

Netflix’te bir sürü reality şov bulabilirsiniz, ancak genelde çoğu başarısız işler. The Final Table ise bu durumda bir istisna oluşturuyor. Özellikle yemek programlarına düşkünseniz bu şov tam size göre olabilir. Programın ana düşüncesi inanılmaz derecede basit ancak bütün dünyayı gezdiği için oldukça dikkat çekici. Her bölümde bir yemek eleştirmeni ve yemek programının gerçekleştiği ülkeden seçilen iki ünlü tarafından değerlendirilen farklı bir ülkenin mutfağı üzerinde odaklanıyor.

Five Came Back

Dört bölümden oluşan bir belgeselin bir televizyon dizisi olarak nitelendirilmesi gereken bir şey olup olmadığı tartışılabilir, ancak dizinin kalitesinin PBS ya da HBO’da yayınlanacak kadar yüksek olduğu söylenebilir. Mark Harris’in II. Dünya Savaşı’nı konu alan kitaplarından uyarlanan bu belgesel serisi, kendileri de II. Dünya Savaşı’na katılan ve aynı zamanda film yapımcıları olan John Ford, William Wyler, John Huston, Frank Capra ve George Stevens film isimler tarafından hayata geçirildi. Mini serinin yayınlanan üç bölümünü Netflix’te izleyebilirsiniz.

Frasier

Sizce hangi dizi daha iyi: Cheers mı yoksa Frasier mı? Cheers’tan ayrılarak dizi haline getirilen Frasier gibi pek çok Emmy ödülü kazanmış komedi dizisine kesinlikle bir şans vermeniz gerekiyor. Frasier Crane ve kardeşi Niles diziyi sırtlayan karakterlerden. Ancak Frasier’in düzenli olarak yenilgiye uğrayan kibrini her zaman çok komik bulmayabilirsiniz.

Glow

Muhteşem Güreş Kadınları ile ilgili olan dizi, onların tek parça kıyafetlerinden ve 80’lerin saç modellerinin parodisinden ibaret değil. İki sezon boyunca Alison Brie, Marc Maron ve Betty Gilpin’in muhteşem performanslarıyla öne çıkan dizi, kadınların arkadaşlığı ve rekabetlerini büyük bir dikkatle inceliyor.

Godless

Çok yetenekli bir senarist olan Scott Frank, Western tarzı diziyi yapmak için harekete geçti ve son birkaç yılda türünün en iyi örneklerinden biri olan bu diziyi yarattı. Jeff Daniels, dizide Jack O’Connell’ın canlandırdığı ve Roy Goode’yu kovalayan kötü adam olan Frank Griffin olarak harika bir role hayat veriyor. Muhteşem yardımcı oyuncular olan dizide Michelle Dockery, Scoot McNairy ve Merritt Wever’ı dizide iyi iş çıkarıyorlar. Hatta Daniels ve Wever dizideki rollerinden dolayı Emmy ödülleri kazandılar. Western tarzından çok hoşlanmasanız bile La Belle kasabasını mutlaka ziyaret etmeli ve bu tarz dizi ve filmlere olan bakış açınızı değiştirmelisiniz.

The Good Place

Şu aralar Network tarzı platformlarda yayınlanan en iyi komedilerden biri olan The Good Place için, ölen ve sonrasında hayali bir yere giden bir kadın hakkındaki varoluşsal bir komedi denebilir. Ancak burada her şey göründüğü gibi değildir. Bu diziyi izleyecekseniz her hafta bir bölüm izlemek yerine bölümleri biriktirip hepsini peşpeşe tek seferde izlemek daha güzel olabilir. Çünkü dizinin bölümleri uzun bir film gibi çekilmiş ve sonraki bölümler de hep önceki bölümün bittiği yerden başlayacak şekilde oluşturulmuş. Bu muhteşem dizi hakkında ne kadar az şey bilirseniz o kadar iyi. Çünkü şaşırtmacalarla dolu olan dizinin keyfini hakkında spoiler okumadan daha iyi çıkarabilirsiniz.

The Great News

Netflix’te o kadar çok alt kategori bulunuyor ki platformda yer alan bütün dizilere bir izleyicinin zaman ayırması neredeyse olanaksız oluyor. Örneğin gözden kaçırmış olabileceğiniz NBC yapımı olan bu komedi dizisinin yönetici yapımcısı Tina Fey ve dizi 30 Rock dizisinin tarzında bir mizah anlayışına sahip. Dizide Briga Heelan, annesi ile çalışmak zorunda kalan ve bir haber programının yapımcısı olan histerik bir kadın olan Andrea Martin’i canlandırıyor. Bu dizi de tıpkı Fey’in diğer işleri gibi keskin bir dile sahip, ancak The Great News’un henüz diğer diziler gibi izleyicilere ulaştığını söyleyemeyiz.

Halt and Catch Fire

İzleyiciler ve ödül veren kuruluşlar tarafından yeterince ilgi gösterilmeyen bu dizi, 80’lerin teknoloji patlamasıyla ilgili olan mükemmel bir yapıt. Breaking Bad and Mad Men gibi tanınmış AMC başyapıtlarıyla aynı yerde olmayı hak eden bu dizi, bilgisayar programcılığından çok daha fazlası. Dizi daha çok rekabet, gurur ve çoğu insanın hayallerini gerçeğe dönüştürmek için tek şanslarını kaçırmalarının hikayelerini anlatıyor.

The Haunting of Hill House

Mike Flanagan’ın büyük bir çıkış yapan son dizisi, Netflix’te şu an itibariyle bulabileceğiniz en iyi içeriklerden bir tanesi. Dizide korku filmlerinde kullanılan her şey bir araya getirilmiş ancak bunlar öyle kullanılmış ki dizinin hem orijinal hem de nefes kesici olmasını sağlamışlar. Şimdiye kadar izlediğiniz en iyi korku filmini ya da dizisini düşünün. Aklınıza bir isim gelmemiş olabilir. İşte bu dizi, düşündüklerinizin hepsinden çok daha iyi. Hill House ile iyi bir başarı yakalayan Flanagan dizi için bir sezon daha çekecek ve bu sezonun adı da The Haunting of Bly Manor olacak.

House of Cards

Dizi, kötü bir final sezonu yapmış olsa da Frank ve Claire Underwood’un hikayesi, bu ilk birkaç sezonun ne kadar etkili ve izlenebilir olduğunu göstermek adına bu listede yer alıyor. House of Cards, herkesin hakkında konuştuğu ilk Netflix dizisiydi ve televizyon dizilerinin gidişatını tamamen değiştirmişti. Netflix her ne kadar şu an dizi piyasasına hakim olsa da o zamanlar bu kadar popüler değildi ve ona rağmen House of Cards 2010’lu yıllarda popüler olan bir dizi haline gelmişti.

I Think You Should Leave

Mr. Show gibi politik ve liberal bakış açısına sahip olan mizahın hayranıysanız Kyle Mooney tarafından yazılan SNL skeçlerini izlemeniz gerekiyor, 2019’un en ilgi çeken Netflix Orijinalleri arasında yer alan dizi, Tim Robinson ve Zach Kanin tarafından yaratılmış Netflix’teki en garip komedi gösterilerinden biri. Bu diziyi aslında tam olarak tarif etmesi zor. O nedenle izleyip kendiniz görün.

The Inbetweeners

Ciddiyetten uzak İngiliz dizilerini sever misiniz? O halde zaman kaybetmeden 2008-2010 yılları arasında yayınlanmış olan bu mükemmel gençlik dizisine bir şans verin. Dizi başta klasik bir gençlik dizisi gibi görünebilir. Ancak komedi tarzı olan bu dizinin mizah anlayışındaki zeka parıltıları ve diyaloglar çok hoşunuza gidecek. Dizi aynı zamanda En İyi Durum Komedisi dalında BAFTA tarafından eleştirel olarak beğenilen ve aday gösterilen nadir gençlik komedi filmlerinden biri oldu.

The IT Crowd

Netflix’te izlemeye değer pek çok İngiliz komedi dizisi bulunduğu söylenebilir. Ancak bu diziyi duymadıysanız en iyi komedi dizilerinden bir tanesini kaçırıyorsunuz demektir. Bilgi teknolojisi alanında çalışan birtakım insanlar hakkında olan dizi, Chris O’Dowd ve Richard Ayoade tarafından yaratıldı. İnternette yer alan pek çok görselde bu diziye ait kısa videolar görüyor ancak onların bu diziye ait olduğunu bilmiyor olabilirsiniz. O halde hemen Netflix’inizi açın ve dizinin beş sezonunu izlemeye başlayın.

The Keepers

Netflix’te gerçek suçlulara dair izlenecek pek çok dizi ve film bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de seri katillere ve çözülmemiş sırlar hakkında daha çok şey bilmenizi sağlayacak The Keepers. Dizi formatında olan bu belgesel Netflix tarafından yapılan en iyi işlerden bir tanesi. Rahibe Cathy Cesnik cinayeti hakkında yeni detaylar öğrenebileceğiniz dizi yedi bölümden oluşuyor. Dizide ayrıca rahipler tarafından gerçekleştirilen cinsel tacizler de yer alıyor. Cinayet hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmak için diziyi mutlaka izlemelisiniz.

Ken Burns Documentaries

Kimse Ken Burns gibi belgeseller yapamaz. Üstelik bu belgesellere şimdi Netflix’te ulaşmak mümkün. Burns belgeselleri yorucu ve detaylı belgeseller olduğundan onlar için oldukça fazla zaman ayırmanız gerekecek. Çünkü Burns belgesellerini hazırlarken sıradan ve yüzeysel olan bilgilerden yararlanmak yerine hayatını bu belgesellere adamayı seçiyor. Netflix’te öne çıkan belgesellerden The War, The Roosevelts: An Intimate History, The Civil War, Prohibition, The West ve The Vietnam War belgesellerine öncelik verebilirsiniz.

The Last O.G.

Jordan Peele, bu harika diziyi Tracy Morgan için yaratırken komedyen yanını da güzel bir şekilde ortaya koydu. Ancak bir yandan da 30 Rock’ta yaptıklarından farklı şeyler denemeyi de ihmal etmedi. Morgan, hapishaneden çıkan ve büyüdüğü yeri görmeye Brooklyn’e geri dönen eski bir mahkumu oynuyor. Ancak burada sadece büyüdüğü mahalle değil, eski kız arkadaşı (Tiffany Haddish) değişmiştir ve başka bir erkekle birliktedir.

Longmire

Netflix’te, Criminal Minds ve How to Get Away with Murder gibi diziler dahil olmak üzere bir ton gizem tarzı dizi bulunuyor. Ancak bu dizilerin yanında önce iptal edilen ancak daha sonra Netflix tarafından alınıp üç sezonu çekilen Longmire’a şan vermeniz gerekiyor. Dizinin başkarakterini canlandıran Robert Taylor’a yardımcı oyuncular olarak Katlee Sackhoff ve Lou Diamond Phillips eşlik ederken Taylor da dizide Wyoming şerifini canlandırıyor. Dizideki şerif Longmire’ı seven insanlar bu karaktere gerçekten bayılıyor. Siz de diziyi izleyip şerif karakterini sevip sevmeyeceğinizi görebilirsiniz.

Mad Men

Yaşadığımız çağın en çok beğenilen dizilerine ait bir liste yapılacak olsa, AMC’nin Mad Men dizisini en üste yazmak gerekirdi. Birden fazla Emmy ödülü kazanan Matthew Weiner’ın bu dizisi, 60’lı yıllarda çalışan bir erkeğin düşüşünü konu alıyor. İlk yayınlandığı zamandan finaline kadar kalitesi düşmeyen Mad Men’den daha iyi bir dizi düşünülemez.

Making a Murderer

Pek çok insan bu dizinin belgesel tarzı olan suç dizilerinin tepe noktası olduğu söyleyecektir. Making a Murderer dizisi, insanların bu tarz belgeselleri sevmelerinde öncü oldu. Dizinin ilk sezonu hükümetin Steven Avery’den özür dileyip dilememesi gerektiği hakkında bir fenomen haline geldi. Bugün hala Avery’nin suçlu mu yoksa masum mu olduğu tartışmaları devam ediyor.

Maniac

Cary Joji Fukunaga’nın akıllara durgunluk veren Maniac dizisini Netflix’te izleyebilirsiniz. Dizinin izleyicileri, Emma Stone ve Jonah Hill’in başrollerini paylaştığı dizideki deliliğin ulaşabileceği noktaları anlatmasının hayranı oldular. Maniac, insanların geçen yaz sonundan beri tartışmalı noktalar hakkında konuştukları dizilerden bir tanesi haline geldi. Siz de bu konuşmalarda insanların nelerden bahsettiklerini kaçırmak istemiyorsanız diziyi mutlaka izlemeniz gerekiyor.

Master of None

Kişisel olan ve dizinin yaratıcısına dayalı komediler 2010’ların en iyi TV şovları haline geldiler. Bunlardan biri olan Aziz Ansari’nin dizisi buna mükemmel bir örnek. Ansari’nin gerçek dünyadaki zıtlığı konu aldığı, modern çağdaki yaşamın içgörülere yer verilmiş bir şekilde incelemesi olan bu dizinin iki sezonu bir an olsun yakaladığı kaliteden uzaklaşmıyor. İkinci ve Emmy kazanmış olan sezonun özellikle ustalık eseri olduğu söylenebilir, çünkü Ansari ve ekibi birinci sezondan yaptıkları yaratıcı alıntılarla özgün ve unutulmaz bir dizi yarattılar.

Mindhunter

Joe Penhall ve David Fincher’in, seri katillerin profilini çıkaran adamın hikayesinin bir adaptasyonu ele aldıkları Mindhunter dizisinin, Netflix’te yer alan bugüne kadarki en iyi performans ve görsel dili bir araya getiren iddialı bir yapım olduğu söylenebilir. Dizinin ilk sezonundaki Davranış Bilimleri Birimi, gerçek konuşmalara dayanarak gerçek seri katiller ile röportajlar yaptı. İnsaoğlunun yapabileceği karanlık şeylere bir bakış atmanızı sağlayacak olan bu diziyi kesinlikle çok etkileyici bulacaksınız.

Monty Python’s Flying Circus

Bu dizi, Netflix’te izleyebileceğiniz en etkili dizilerin sıralı bir listesi olsaydı, o listede en üst sırada olabilirdi. Monty Python BBC’de yarım asır önce gösterime girdiğinde komedi anlayışını sonsuza dek değiştirdi. O zamandan beri Python tarihinin en popüler skeçleri tam anlamıyla yüzlerce kez yazıldı ve yeniden oynandı. Pyton zekası ile eğlenceli ve benzersiz yanıyla komedi anlayışını büyük ölçüde etkiledi. Python’ın düzinelerce taklitçisi olabilir, ancak yalnızca bir tane Monty Python vardır.

My Next Guest Needs No Introduction With David Letterman

David Letterman emekli olup TV tarihinin en etkileyici sakalını uzattığında, herkes onun boş zamanından zevk almasını bekliyordu. Ancak Letterman ekranlardan uzak kalamadı ve tabi ki Netflix aboneleri bu durumdan oldukça memnun. Bu röportaj dizisinde ilgi çekici olan şey ise, şovun Letterman’ın tamamen tek bir konuğa odaklanmasına imkan vermesi. İlk sezonda şov Howard Stern, Barack Obama ve George Clooney ve 31 Mayıs’ta başlayan ikinci sezonda ise Kanye West, Tiffany Haddish ve Ellen DeGeneres gibi isimleri konuk etti.

New Girl

New Girl, bundan on yıllar önce yayınlanmış olsaydı daha büyük bir çıkış yakalardı gibi gelmiyor mu size de? Dizi tabi ki zamanında da 146 bölüm üretecek kadar popülerdi ve hala Netflix’te bulabileceğiniz en iyi sitcom dizilerinden bir tanesi. Zooey Deschanel’in oyunculuğu diziyi sürüklese de dizi Max Greenfield, Lamorne Morris, Hannah Simone ve özellikle Jake Johnson’ın katkılarıyla daha da iyi hale geldi.

Nurse Jackie

Netflix’te bulabileceğiniz pek çok Showtime dizisi olması izleyiciler için oldukça avantajlı bir durum. Dexter’dan Weeds’e kadar çok sayıda Showtime dizisi netflix’te yer almasına karşın platformda maalesef ki  HBO dizileri yer almıyor. Nurse Jackie dizisine gelecek olursak, tüm zamanların en iyi TV aktrislerinden biri olan Edie Falco’nun bu dizideki performansını sakın kaçırmayın. Dizide, onu Carmela Soprano olarak bildiğimiz Edie Falco, bu sefer ciddi sorunları olan bir hemşire olan Jackie Peyton’ı canlandırıyor.

The Office

Hem İngiltere hem de ABD versiyonları Netflix’te yer alan The Office’in her iki versiyonu da birbirinden eğlenceli. Ancak The Office’in İngiliz versiyonu elbette ki Ricky Gervais’i bir yıldız haline getiren bir dizi iken, ABD versiyonunda ofisteki çalışma ortamını anlatan dizide durum neredeyse bir aile sitcomuna dönüşüyor. Dunder Mifflin halkını tanıyıp sevmemiz tam tamına dokuz sezon boyunca sürdü. Dizi kendi içinde iniş çıkışları az olan dizilerden biriydi ve zamanında bugün yayında olan diğer dizilerden daha tutarlı bir duruş sergiledi.

On My Block

Kendini kanıtlayan dizilerden en güncel olanlardan bir tanesi, ilk bölümü 2018 yılında yayınlanan On My Block dizisi oldu. Dizinin hali hazırda iki sezonu yayınlanmışken dizi, üçüncü sezonu için de onay aldı. On My Block dizisini farklı kılan şey kültürel gerçekliğe ışık tutarken bunu oyuncu kadrosunu basit ya da sömüren bir tarz ile kullanmadan bunu yapıyor oluşundan kaynaklanıyor. Dizi bazen her ne kadar sitcom tarzına doğru kaysa da dizinin kadrosu her daim diziyi yoluna sokmanın ve izleyiciyi ters köşe yapmanın bir yolunu buluyor. On My Block dizisi, şimdiye kadar izlemediğiniz en iyi dizilerden biri olabilir.

One Day at a Time

Kültürel gerçeklikten bahsetmişken Norman Lear’ın 70’lerin en beğenilen dizilerinden birini elden geçirdiği One Day at a Time dizisinden bahsetmemek olmaz. Dizide yer alan sahne oldukça basittir; son derece klasik bir aile sitcom’unu Latin Amerikalı oyuncu kadrosuyla hayal edin. Dizinin bu kadar sevilmesini sağlayan ise karakterlerin modern çağa sadık kaldıkları halde izleyicilerin kendilerini küçükken çok sevdikleri bir diziyi izliyormuş gibi hissetmesi oluyor. Netflix’in diziyi üç sezondan sonra iptal etmesi ise akıl alacak gibi değil. Ancak Netflix’te olmasa da dizinin yeniden başlayacağı yönünde bazı iddialar da bulunuyor.

Orange is the New Black

İnsanların Netflix’in yapı taşı olan dizilerden artık bahsetmemesi oldukça garip. Bu yazıyı okuyan yaşı genç kimseler belki bilmiyor olabilirler ancak Netflix’in orijinal dizilerini üretmediği zamanlar da vardı. Netflix’in kaderi House of Cards ve Orange is the New Black dizilerinden sonra değişmişti. Kült olan bu dizi ise sonlara doğru yaklaşırken dizinin yedinci sezonu bu yaz yayınlanacak. Dizinin yeni sezonunu geldiği gibi izlemek istiyorsanız 2013 yılına geri dönün ve işe diziyi ilk sezonundan itibaren izlemekle başlayın.

Ozark

Netflix’te çalışanlar Netflix için, diğer dizi platformlarında ünlü olan dizilere benzeyen ve tutması muhtemel dizilerden oluşan bir Nuh’un Gemisi inşa ediyor gibi görünüyorlar. Bu dizilerden bir tanesinin Ozark dizisi olduğu ve Ozark’ın Netflix’in Breaking Bad’i olduğu söylenebilir. Jason Bateman ve Laura Linney’nin başrollerini paylaştığı dizi, bir ailenin kendilerini yer altı suç dünyasında bulmalarının hikayesini konu alıyor.

Parenthood

Bazen sadece bir anti-kahraman dizisi izlemek isterken bazense sadece iyi bir aile dizisi izlemek isteyebilirsiniz. Piyasaya ilk çıktığı dönemde hak ettiği ilgiyi göremeyen ancak iyi bir aile draması olan bu dizi, bizleri Jason Katims’in geniş ailesi ve arkadaşlarının yaşamlarına dahil ediyor. Bu diziyi izleyip seven insanlar ona gerçekten tam anlamıyla bayılıyor. Siz de diziyi sevip sevmeyeceğinizi görmek için ona bir şans tanıyabilirsiniz.

Parks and Recreation

The Ofice dizisi, modern bir devlet dairesinde ve hatta Parklar ve Bahçeler Genel Müdürlüğünde geçecek olsaydı en iyi şekilde ancak bu şekilde çekilebilirdi. Dizinin her ne kadar kendini bulması için birkaç sezon geçmesi gerekmiş olsa da dizi bitene kadar hiçbir zaman bir düşüş yaşamadı.  Üçüncü sezon gelip de Rob Lowe ve Adam Scott şovda yer aldığında ve yazarlar nasıl yazacakları konusunda usta hale geldiğinde Parks and Recreation da televizyondaki en komik dizilerden biri haline geldi. Öyle ki dizinin yeri hala doldurulmuş değil.

Pee-wee’s Playhouse

Dizinin adına bakıldığında çocuklarla akalalı şeyler olmalı gibi görünüyor, değil mi? Netflix’teki aile dizilerine baktığımızda çoğu oldukça genel konulara sahiptir. Ancak bu dizi izleyiciyi ters köşe yapıyor ve Pee-Wee Herman isimli çocuk-adamın çarpık, ilham verici, çılgın maceralarını ele alıyor. Diziyi izlemeyi bitirirseniz 2016 yapımı olan Pee-Wee’s Big Holiday filmine de şans vermeyi unutmayın.

Penny Dreadful

Bu 2014 yapımı Showtime dizisi, korku-dram türünde hiçbir zaman ulusal bir ivme yakalayamadı. Bu da dizinin üç yıl sonra iptal edilmesine neden oldu. Ama aslında dizinin sadık hayranları vardı ve bu nedenle dizi, Penny Dreadful: City of Angels adlı yeni bir dizi olarak geri dönecek. Bir dönem dizisi olan Penny Dreadful’da Dorian Gray, Mina Harker, Victor Frankenstein, Henry Jekyll ve hatta Kont Dracula gibi birçok tanıdık ismi görebiliyoruz. Orijinal dizi oldukça eğlenceliydi ve başrol oyuncularından olan Eva Green’in kesinlikle bu diziyle en az üç Emmy ödülü kazanması gerekirdi.

Planet Earth

Netflix dizilerinden bahseden bir listede elbette ki Ken Burns’ün yaptıklarının haricindeki belgesellere de yer vermek gerekir. Televizyonunuzun görüntü kalitesinin en yükseğe ayarlandığına emin olun ve Planet Earth’ü izlemeye başlayın. Çünkü Planet Earth bir doğa programı olmanın da ötesinde gezegenimize yeni bir açıdan bakmanıza yardımcı olacak ve güzelliklerini görmenizi sağlayacaktır.

Portlandia

Fred Armisen ve Carrie Brownstein’ın liberal ve keskin mizah anlayışının IFC’nin bu en çok izlenen şovlarından birine sekiz sezon boyunca ev sahipliği yapması şaşırtıcı. Final yapan dizinin Netflix’teki 77 bölümünün hepsine dizinin sadık izleyici kitlesi tarafından tapıldığını görebilirsiniz. Kuzeybatı ABD’nin yenilikçi kültürü ile sık sık şaşırtan komedi dizisi Portlandia, herkese meydan okuyan bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.

Pose

FX’in Emmy adayı dizisinin ilk sezonu Netflix’e geldi. Dizi ile ilgili kopan tantananın ne olduğunu anlamak için diziyi kesinlikle izlemeniz gerekiyor. 1980’lerin ortalarında geçen ve Ryan Murphy’nin New York’taki cinsiyet kültürü, moda şovu ve karakter hikayeleriyle harmanladığı bu pembe dizi tadındaki diziye benzer başka herhangi bir yapım bulamazsınız. Dizi bazen aşırıya kaçsa da bu yanı onu daha da çekici kılıyor ve dizide özellikle Mj Rodriguez, Indya Moore ve Emmy adayı Billy Porter olağanüstü performanslar sergiliyor.

Rectify

Muhtemelen bu listede yer alan dizilerden şimdiye kadar dikkatinizi en az çeken ve izlenen olanı Sundance TV dizisi Rectify, dört sezon yayınlandı. Muhtemelen bu dizi, şimdiye kadar izlememiş olduğunuz dizilerin en iyisidir. Aden Young, 19 yıl sonra hiç işlemediği bir suç için girdiği ölüm hücresinden serbest bırakılan bir adamdır. Karakterlerin karmaşalarını anlatan bu drama, gizemden çok aile ve toplum üzerinde olayların yarattığı trajik etkileri hakkındadır. İzlediğinizde Netflix’te şimdiye kadar izlemiş olduğunuz en iyi dramalardan biri olacaktır.

The Returned

Fransız dizisi olan ve orijinal adıyla Les Revenants olarak geçen dizi, son yıllarda ortaya çıkmış olan ve türünün iyi bir örneği olan bir yapım olarak Netflix’te karşımıza çıkıyor. 2004 yapımı Fransız filmden uyarlama olan dizi, Fransa’da bir dağın eteğinde yer alan küçük bir kasabadaki ölen kişilerin kasabaya geri dönüşlerinin hikayesi anlatılıyor. Ölen insanlar bunca zaman sonra neden geri dönmüş olabilirler? Ustaca yazılmış hikayesi ve görselliği ile ilgi çeken diziyi bir hafta sonu oturup bitirmeyi unutmayın.

Riverdale

Bir çizgiroman uyarlaması olan diziyi, hani kaçıp gitmek istediğiniz zamanlar vardır da yapamazsınız ya; işte o zaman bu diziyi izleyerek kendinize bir kaçış alanı yaratabilirsiniz. Netflix’te gerçek suç kategorisinden iç karartıcı içerikler bulmanız çok kolay, o nedenle kafanızı boşaltmaya yarayacak bir diziye ihtiyaç duyarsanız Riverdale’e şans vermeniz gerekiyor. Ancak diziyi izlemeden Riverdale’ın içi boş bir yapım olmadığının da farkında olmanız lazım. Dizi pek çok açıdan, düşündüğünüzden daha zeki bir gidişata sahip. Twin Peaks dizisi gibi yaptığı ters köşelerle izleyicileri şaşırtan Riverdale, oldukça iyi bir yapım olarak Netflix’te karşımıza çıkıyor.

Russian Doll

2019’un ses getiren Netflix yapımlarından biri olan Russian Doll dizisine bu listede yer vermemek haksızlık olurdu. Russian Doll, herkese izlemesini tavsiye edebileceğiniz dizilerden bir tanesi. Dizi, aynı günü tekrar tekrar yaşamak, travma, yalnızlık ve orta yaş bunalımı gibi konularla Groundhog Day filmiyle benzerlik gösteriyor. Dizinin ana karakterini canlandıran Natasha Lyonne, dizide 36. doğum günü partisinde ölen ve o günü yeniden yaşayan bir kadın olarak karşımıza çıkıyor. Dizi hakkında şimdilik bu kadarını bilmeniz yeterli olacaktır. Çünkü zaten diziyi muhtemelen dört saat içinde bitirecek ve yeniden izlemek isteyeceksiniz.

Santa Clarita Diet

Victor Fresco’nun bu kara mizah tarzındaki dizisinün en son üçüncü sezonu yayınlandı. Dizinin son sezonunun üçüncü sezon olduğunu öğrenmek dizinin sadık hayranlarını üzdü. Dizide Drew Barrymore Karliforniya’da emlak işinde çalışan bir kadını canlandırıyor. Kadın, bir gün uyandığında insan etine aşermeye başlar. Kadının eşi rolünde ise Timothy Olyphant’ı görüyoruz. Ümit vadeden diziye, henüz dizi oyuncularının başka projeleri yokken en azından başka bir yapımcı şirket tarafından devam edilmesi oldukça iyi olurdu.

Schitt’s Creek

Kanada yapımı olan bu dizinin kendini bulması yaklaşık bir sezonu buldu. Dizi ikinci sezonuyla birlikte yükselişe geçti ve ilgi çekici bir yapım haline geldi. Daniel Levy ve babası tarafından yaratılan dizi, servetini kaybettikten sonra küçük bir kasabaya yerleşmek zorunda kalan zengin bir ailenin hikayesini konu alıyor. Dizinin yapımcıları olan baba-oğul histerik karakterler olduğundan dolayı dizide yer alan çatlak karakterlerle birlikte dizi de oldukça ilgi çekici bir hale gelmiş. Schitt’s Creek için son on yılın en komik dizisi denebilir.

Scream

Bu diziyi aslında izlemekten utanılan, ama insanın kendini izlemekten de alamadığı diziler arasında sayabiliriz. Kafanızı boşaltmanın bir yolunu arıyorsanız Scream dizisine şans verebilirsiniz. 2015 ve 2016 yıllarında kablolu televizyonda yayınlanmaya başlayan MTV dizisi, yapacak daha iyi bir işiniz yoksa Netflix’te sizi bekliyor. Zamanında dizinin üçüncü sezonunun çıkacağına dair dedikodular vardı ancak bunun pek mümkün olmadığı düşünülüyordu. Ancak dizi bu yıl geri dönüş yaparak herkesin ters köşe olmasına neden oldu.

Sense8

Wachowski kardeşlerin yapımcılığını üstlendiği Sense8 dizisi, Netflix gibi platformlarda daha çok görmek istediğimiz dizilerden bir tanesi ve bu tarz bir dizi yapıldığında kesinlikle iki sezonda bitirilmemesi gerekiyor. Sense8 muhtemelen maliyet olarak çok fazla geldiği için sonlandırıldı. Dizinin konusuna gelecek olursak, dizide dünyanın dört bir yanından sekiz yabancının aniden bir şekilde bağlantılı hale gelmeleri konu alınıyor. Televizyon tarihinde ve Netflix’te bu tarz bir yapıma daha önce rastlanmamıştı. İlgi çekici konusuna rağmen dizinin erkenden bitirilmesi ise dizinin sadık izleyicilerini hayal kırıklığına uğrattı.

Seven Seconds

Modern çağın en iyi aktrislerinden biri olan Regina King, dizide bir polis memururun arabasıyla vurup kaçarak oğlunu öldürdüğü bir anneyi canlandırıyor. Dizinin senaryosu her zaman için iyi bir iş çıkarmamış olsa da Regina King, Russell Hornsby, Beau Knapp ve Michael Mosley’nin yer aldığı oyuncu kadrosu dizi boyunca oldukça iyi bir iş çıkarıyor.

Sherlock

BBC’nin en çok beğenilen dizilerinden biri olan ve Benedict Cumberbatch’in başrolünde oynadığı Sherlock dizisi, bütün bir hafta sonunuzu ele geçirmek için sizi bekliyor. Amerikan dizilerine benzemeyen bir yapıya sahip olan dizide her sezon farklı bir konu işleniyor. Dizinin bu kadar tutmasındaki esas faktörler ise kuşkusuz ki Cumberbatch ve Martin Freeman’ın dizi boyunca sergiledikleri muhteşem performansları oldu.

The Sinner

Bu gizem tarzı dizide, Jessica Biel tüm oyunculuk kariyerindeki en iyi performanslarından birini gösterdi. Dizide Biel, sahilde onlarca insanla birlikte bir cinayete tanık olan ve çocukları olan bir anneyi canlandırıyor. Dizi cinayetle ilgili olarak kim yaptı ve neden yaptı sorularına cevap aramaktan çok, dizideki annenin davada polis olarak çalışan Bill Pullman ve eşi olan Cristopher Abbott’tan destek almasının hikayesini anlatıyor. İkinci sezonu yayınlanan dizinin üçüncü sezonu ise henüz yapım aşamasında. Diziye bir kez göz atmanız dizinin bağımlısı haline gelmenize yol açabilir.

Skins

İngiliz dizilerinden olan ve yayınlandığı dönemde oldukça ses getiren bir yapım olan Skins, insanların kurcalamaktan kaçındığı konuları ele almayı seviyor. Diziyle ilgili dikkat çekeşn şeylerden bir tanesi oyuncu kadrosunun her iki yılda bir değiştirilmesiydi. Başlarda oyunculara alışan izleyiciler durumu garipsese bile zamanla önemli olanın dizinin senaryosu olduğunu anlamışlardı. Diziyle alakalı bilmeniz gereken bir diğer şey de Fury Road’ın Nicholas Hoult’ının bu diziyle birlikte kariyerinin yükselişe geçtiği. Merak ettiğiniz diğer şeyler için ise diziyi izlemeniz gerekiyor.

The Staircase

Kathleen Peterson’ın ölümünü inceleyen The Staircase’in günümüzde çekilen gerçek suçluları anlatan belgesel tarzındaki dizilerin çıkış noktası olduğu söylenebilir. Orijinalı Fransız yapımı olan belgeselin devamı geçen yıl Netflix tarafından çıkarıldı. 2001 yılında merdivenden düşerek hayatını kaybeden Kathleen Paterson’ın ölümü için kocası suçlanmıştı. Belgesel Kathleen’in ölümünü araştırırken bir yandan da izleyicileri kocası Michael’ın suçlu mu yoksa masum mu olduğu konusunda beyin fırtınası yapmalarını sağlıyor.

Star Trek

Herkesin bildiği ve sevdiği bir televizyon dizisini bu listeye almak size garip gelebilir, ancak dizinin bütün sezonlarının Netflix’te yer aldığını bilmiyor olabilirsiniz. Dizinin Netflix’te yer alan bütün bölümlerini izleyerek günlerinizi geçirebilirsiniz. Netflix’te dizinin 1966 yapımı olan orijinal serisinin yanı sıra The Next Generation, Deep Space Nine, Voyager ve Enterprise sezonları da yer alıyor. Vakit kaybetmeden favori sezonunuzu seçin ve diziyi izlemeye başlayın.

Stranger Things

Kısa zaman içinde kült dizilerden biri haline gelen Stranger Things, 80’leri özleyenler için oldukça güzel bir hikaye sunuyor. Nostaljiden hoşlananların bayılacağı bu dizi, sezonlar ilerledikçe düşüşe geçen pek çok diğer Netflix dizisinin aksine her yeni sezonla birlikte uçuşa geçiyor. Stranger Things’i izleyerek bir dizinin temposunun nasıl olması gerektiğine göz atabilirsiniz.

Supernatural

Supernatural sizce de ölmeyen hayalet avcılarının anlatıldığı bir dizi değil mi? Supernatural’ın çıkış tarihine baktığımızda 2005’e kadar gidiyoruz. Dizi muhteşem bir şekilde tam 14 sezondur devam ediyor. Yayınlanacak olan son sezon, dizinin 15. sezonu olacak ve biz ekranların çok sevilen iki karakteri olan Sam ve Dean Winchester kardeşlere veda etmek zorunda kalacağız. Supernatural’ın şimdiye kadar yayınlanmış 300’ün üzerinde bölümü bulunuyor. Bu bölümlerin hepsini Netflix’te izleyebilirsiniz.

That ‘70s Show

Eğer yaşınız tutuyorsa, ergenlik çağındayken favori dizilerinizden birinin bu dizi olduğunu kesin. Hatta o zaman Netflix olsaydı bu diziyi izlemek çok daha zevkli olurdu. Dizide Mila Kunis, Ashton Kutcher ve Laura Prepon gibi ünlü isimleri izleyebilirsiniz.

The Twilight Zone

Zamanının favori şovlarından biri olan The Twilight Zone, bu yıl tekrar çekilerek Netflix’te yayınlanmaya başlandı. Jordan Peele’ın yer aldığı dizi, ilk versiyonundan sonra yine ilgi çekici bir sezonla karşımıza çıkıyor. Bu tarz televizyon dizilerine olan ilginin insanoğlunun duyduğu korkular, endişe ve ihtiyaçlar nedeniyle hiç azalmayacağı kesin. Dizi ilk çıktığı zamanlar da efsaneydi, bugün de bir efsane olarak yerini koruyor.

Twin Peaks

Laura Palmer’ın gizemli ölümünü hatırlayacak kadar yaşlı olanlar dizinin değişik havasını hala unutamamışlardır. Televizyonda bugüne kadar Twin Peaks gibi bir dizi, 25 yılın ardından diziyle birlikte geri dönen David Lynch’e kadar yayınlanmamıştı. Nttflix’te dizinin 25 yılın ardından gelen sezonu yer almasa da orijinal seriyi Netflix’te izleyebilirsiniz.

Unbreakable Kimmy Schmidt

Netflix’in en çok beğenilen dizilerinden biri olan Unbreakable Kimmy Schmidt’in başrolünde Ellie Kemper oynuyor. Kamper, bir tarikatın elinde yıllarca kaldıktan sonra serbest bırakılan ve kendini New York’ta bulan bir kadını canlandırıyor. Dizide Ellie Kemper ile birlikte Carol Kane, Jane Krakowski ve Tituss Burgess’ı eğlenceli ve komik rollerinde izleyebilirsiniz.

The Walking Dead

The Walking Dead dizisi piyasaya çıktığı zamanlar haftada bir yayınlanan ve o döneme damga vurmuş bir diziydi. Herkesi pazar akşamları ekran başına kitleyen The Walking Dead’i insanlar diziyle alakalı bilmedikleri şeyleri başkalarından duymamak için gününü kaçırmadan izliyorlardı. Dizi 8 yıldır hala yayınlanmaya devam ediyor. Dizinin şimdiye kadar yayınlanmış olan sekiz sezonunu Netflix’te izleyebilirsiniz.

Weeds

Showtime’ın dizisi olan Weeds, ilk birkaç sezon boyunca televizyonda yayınlanan en zekice kurgulanmış komedilerden bir tanesiydi. Jenji Kohan’ın ödüllü dizisinde Louise Parker, kenevir otu satmaya çalışan dul bir kadını canlandırıyor. Dizi bir yerde yakaladığı başarıyı kaybetmiş olsa da bazı sezonları izlenmeye değer. Louise Parker ile Elizabeth Perkins, Justin Kirk ve Romany Malco’nun yer aldığı dizide oyuncuların performansları göz dolduruyor.

The West Wing

Televizyon dizilerinin Twitter’dan olmadan önce de politik olduğu günleri hatırlıyor musunuz? Aaron Sorkin’in bu çok izlenen dizisi, ilginç bir idealizmi içerisinde barındırıyor. İlk yayınlandığı günün üzerinden nererdeyse 20 yıl geçmesine rağmen The West Wing hala unutulmaz dizilerin arasında yer alıyor.

Wet Hot American Summer: First Day of Camp & Eight Years Later

2001 yapımı ünlü Wet Hot American Summer filminden sonra modern ve sükse yapmış bir hikaye arıyorsanız bu diziye şans verebilirsiniz. Her ne kadar film gişe anlamında başarısız olmuş olsa da daha sonrasında büyük ses getirdi. Bu nedenle Netflix, film ile bağlantılı iki diziye onay verdi. İki dizi her ne kadar başarılı işler sayılmasa da çok eğlenceli oldukları kesin.

When They See Us

Ava DuVernay’ın yönettiği bu mini Netflix serisi, Central Park davası hakkında birtakım genç adamın sadece derilerinin renginden dolayı işlemedikleri bir suçu itiraf etmeye zorlanmaları ele alınıyor. DuVernay bu mini seride süslü bir anlatıma başvurmuyor ve yozlaşmışlık ile ırkçılığı olduğu gibi ekranlara yanısıtıyor. Oyuncuların muhteşem performanslar sergilediği dizinin, HBO ve FX’te görülebilecek bir kalitede olduğu söylenebilir.

Wild Wild Country

Daha önce mutlaka Osho adıyla tanıdığımız Bhagwan Shree Rajneesh ve Ma Anand Sheela’nın başına Oregon’da neler geldiğini duymuş olmalısınız. Duplass biraderlerin yapımcılığını üstlendiği yapımda, dünyanın küçük bir köşesinde insanların nasıl da Bhagwan’ın büyüsü altına girdiği anlatılıyor. Sheela karakteri de hayatınızda görüp görebileceğiniz en etkileyici gerçek karakterlerden biri olacaktır.

Wormwood

Errol Morris’in film olarak nitelendirilebilecek, ancak bölümler halinde yayınlanan Wormwood’undan da bahsetmek gerekiyor. Hükümet deneylerine alet olduğu düşünülen Frank Olson’ın ölümünü inceleyen bu gerçek suç kategorisinde bulunan yapımı oldukça etkileyici bulacaksınız. Belki izlediğiniz diğer yapımlardan farklı bulabilirsiniz, ancak Wormwood’un favori şovlarınızdan biri olacağı kesin.