“Endişelenme” “Güçü”” Üzülme”, ​​”Ağlama” …


Yakın çevremiz, mutsuz ve keyifsiz olduğumuzda, bu cümleler ile bizi avutmaya çalışır. Zihnimizdeki karanlık giderek büyürken, biz hep gülümseyebilir miyiz? Olumlu ya da olumsuz, tüm duygular, ihtiyaçlarımızın ve deneyimlerimizin ifadeleridir. Duygular, kişiliğimizin, benliğimizin, kaçınılmaz bir parçasıdır. Duygularımızı görmezden gelmek, kendimizi görmezden gelmektir! Öfke, kıskançlık, üzüntü ve kaygı gibi olumsuz duyguları, can acıtan ve rahatsız eden dikenler olarak görmeyi öğreniyoruz. Mutluluk, şefkat gibi olumlu duyguları ise işlemeden, kabul ediyoruz. Bu bize iyi geliyor mu gerçekten?

Olumsuz duyguların, ihtiyaçlarımız, sınırlarımız ve kendiliğimiz ile ilgili birçok konuda bize bir uyarı sistemi olduğunu düşününce, aslında bizim için ne kadar önemli olduklarını anlayabiliriz. Öfke, biri sınırlarımızı işgal ettiğinde veya bir haksızlığa uğradığımızı düşündüğümüzde hissettiğimiz bir duygudur. Kısaca, hayal kırıklığına verdiğimiz bir tepkidir. Öfkemizin farkında olursak, sınırlarımızı ve kişisel alanımızı koruyabiliriz. Öfkenin doğru ifadesi ile, insanlar ile ilişkilerimiz daha sıcak ve içten hale gelir. Kaygı, birçok insan için korkutucudur. Oysa kaygı, kontrol altında olduğu sürece kişinin kullanabileceği potansiyel bir enerjidir. Kıskançlık, doğru şekilde kanalize edildiği sürece, kişinin gelişiminde çok olumlu bir rol oynayabilir. Tüm duyguların bir anlamı ve önemi vardır! Biz kendi duygularımızı görmezden gelsek, mümkün olduğunca daha da derine gömmeye çalıssakta, bedenimiz güçsüz kalacaktır. Kaçınmaya çalıştığımız negatif duygular, baş ağrısı, mide ağrısı, yorgunluk, halsizlik gibi çeşitli rahatsızlıklar ile psikosomatik yollar ile dışa vurulacaktır. Sizin, dillendirmediğiniz şeyleri, bedeniniz anlatacaktır. Freud bu durumu şu cümle ile özetlemiştir: “İfade edilmemiş duygular asla ölmez; sadece diri diri gömülür ve sonradan korkunç şekilde tezahür ederler.’’

Duygularımızın rehberlik etmesine izin vermeliyiz!

-Olumlu ya da olumsuz, tüm duygularımızın farkında olmaya çalışmalıyız. Duygularımızı adlandırmalı, bizim için ne anlama geldiklerini analiz etmeye çalışmalıyız. Duygularımız, hayat yolculuğunda rehberimizdir.
-Kararsız kadığımız, ne istediğimizi ayrıştırmakta zorlandığımız zamanlarda, duygularımıza odaklanmak, ne hissettiğimizi analiz etmek, bize yol gösterecektir.,
-Duygularımızın farkında değilsek, duygularımızdan kaçınarak yaşamaya alışmışsak, bir uzman yardımıyla, duygularımız ile barışabilir, kendi potansiyelimizin daha farkında olarak yaşayabiliriz.