Kendini beğen ve bunu sahiplen. Ne kadar değerli olduğunu kendine hatırlat her hareketin, nefes alışın, oturuşun, kıyafetin, saçların, tırnakların senin değerinin sağlamasını yaparcasına seni ifade etsin. Burada sadece dikkat edilmesi gereken, abartıya kaçmamak ve üzerimizde iyi taşımaktır. Örneğin, tepeden tırnağa en lüks markalarla donanmış, kuaför ve makyözün elinden geçmiş halimiz ile sokakta yürüyorsak bu yarattığımız algı “Ulaşılamaz” imajını erkeklere verir. Onun yerine daha sade tarzı olan, markaların isimlerinin öne çıkmadığı fakat kendimize has bir sade şıklık, hafif makyaj,  çok özenilerek değil de sanki hemen öyle saçı tarayıp çıkmış ya da tek bir tokayla toplanmış saçlı kadınları erkekler hem daha özgüvenli hem de daha seksi bulurlar.

Her insan kusurludur, kimse mükemmel değildir. O yüzden gelişimimizi sürdürürüz. Eğer mükemmel olduğumuzu düşünseydik kendimizi geliştirmek ve yenilemek için bir çaba içinde olmazdık. Öncelikle, kusurlarımızı bilip, kabul etmeliyiz. Kusurlarımızı kucakladığımız an bu durum ile ilgili olabilecek her hangi bir yüzleşme hali bizi incitemez. En kötüsü kusurumuzu saklamaya çalışmaktır. Çünkü bunu fark eden kişiler bizi acıtmak için kullanabilirler. Kendisiyle barışık insan etrafından saygı görür. Olmadığı gibi görünmeye çalışan kişi için de tam tersi geçerlidir.

Özgüvenli kadınlar, erkeklerin kendilerini adam gibi hissetmesini sağlarlar. Şöyle ki, erkeklerin bir kadının hayatında kendini konumlandırabilmesi için kendilerine ihtiyaç olduğunu bilmek isterler. Fakat bunu muhtaçmışız gibi değil, sürprizlere, düşünülmeye ve bizim için yapılacak bir şeyden memnun olacağımızı gösteren bir tavır ile ifade etmeliyiz. Erkekler, karşısındaki kadını mutlu ettiğini gördüğünde kendilerini özel hissederler ve bu hissiyatı tekrar tekrar yaşamak için çaba gösterirler. Bunun tam tersini düşünecek olursak, mesela, ne yaparsa yapsın yeterli olmadığını memnun edemediğini hisseden erkek o kadından uzaklaşır.

Hayat coşkusu olan insanların etrafında her insan olmak ister. Hayranlık uyandıran insanların ortak özelliği hayattan zevk almayı bilmeleridir. Yaşama olan iştahları başka insanları da olumlu yönde etkiler ve ilham verir. Hem de bunu kimseye ihtiyaç duymadan yaparlar. Bir konuda mutlaka bir uzmanlığı vardır. Ayrıca pozitiftirler, negatif bir durum yaşadıklarında, durumun nasıl çözülebileceğine odaklanırlar. Bir çözüm yolu yoksa da durumu kabul edip, direnç göstermeden farklı bir yöne hareket ederler.

Kendisi Olmayı Sever

Özgüvenli kadınlar “Kendisi olmayı” severler ve kendilerini kusurları, güzellikleri yani her halleriyle kabul ederler. Kendilerini de her haliyle kabul etmeyen karşılarındaki insanları hayatlarında yer almasına izin vermezler. Tıpkı Marilyn Monroe’nun ifade ettiği gibi “Bencilim, sabırsızım ve biraz da kendime güvensizim. Hatalar yapabilirim, kontrolden çıkabilirim ki öyle hallerimde benimle baş etmek zor olabilir. Fakat benim katlanılması zor olduğum hallerimde idare edemeyeceksen, o zaman benim en iyi olduğum hallerimi de hak etmiyorsun demektir.” Bu söylem ne kadar gerçek olduğumuzu ve kendimizi olduğumuz gibi gösteren ve onu karşımızdakinden talep eden bir açıklamadır.

Kendine güvenen kadınlar, başka güzel kadınların yanında kendilerini rahatsız, huzursuz ya da rekabette hissetmezler. Hoşlandıkları erkekler ile kızarkadaşlarını tanıştırırlar. Çünkü bilirler ki eğer yakın kızarkadaşıyla flört eden adamın kendisi için doğru insan olmayacağını. Ayrıca buna izin veren bir kızarkadaş da varsa onun da gerçek dost olmadığını öğrenmek  hayatımız için “Yıkıcı” değil “Yararlı” olacaktır. Ayrıca o kişiden gelecek başka büyük bir kötülükten de korunmuş oluruz. Böyle durumlarda erkek arkadaşımızı saklamak yerine oldukça sosyal ortamlarımıza davet etmeliyiz, bizim görmediğimiz zamanlarda neler yaptığının ip uçlarını bulabiliriz.

Hoşlandığı erkeğin mesaj atmadığı ya da aramadığı zamanlarda “Sessiz” kalmasına izin verenler özgüvenli kadınlardır. Bir kaç gün haber alamayınca beğendiğimiz kişiye “Hayatta mısın?” ya da “Bir şey mi oldu neden aramıyorsun?” diye sorular sorduğumuzda, erkeklerin daha fazla uzaklaşmasını sağlarız. Çünkü bu davranış onlara “Kontrol” edildiklerinin hissiyatını verir. Biz kadınları en çok deli eden meselelerden biridir bu, çünkü, kendimizi ve kalbimizi açtığımız aynı zamanda güvenerek hayatımıza aldığımız insanın bizimle ilgilenmesini isteriz. İlgilenmediğinde konuyla ilgili durumdan emin olmak için sorular sormaya başlarız. Bu da erkeğin en rahatsız olduğu konudur.

Erkekleri Hemen Hayatının Merkezine Almaz

Özgüvenli kadınlar hemen erkeği hayatlarının merkezine almazlar bu sebeple üç gün ya da beş gün erkek tarafından aranmamak onlar için sadece karşısındaki insana ne kadar “Değer” vereceklerinin miktarını belirler. Yani karşısındaki hak etmeden değeri vermezler. Ayrıca kendilerini hatırlatma çabasının, karşısındaki erkek dışında bir hayatı olmadığı ve tek eğlenmek, kendini iyi hissetmek için hoşlandığı erkeğe çok ihtiyaç varmış gibi göstermezler. Sahiden bunu düşünecek de vakitleri yoktur, özgüvenli kadınlar yeterince insan tarafından sevgiyle çevrelenmişlerdir.

Bazen önce çok yakın davranıp sonra uzaklaşan erkeklerin, böyle denge yoksunu davranmasının sebebi biz olmayabiliriz. Bu hallerinin kendi psikolojik durumları, travmaları ya da önceki tecrübeleriyle ilgili olabileceği gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. Bir başka neden ise hayata bakış açısı ve hayat amacı bizimle aynı olmayabilir. Şöyle ki, o bir sahil kasabasında sessiz sakin bir hayat için kendine yatırım yapıyordur oysa biz daha hayatımızda dünyayı gezip, şehirler dolaşıp, yeni tatlar keşfetmek istiyor olabiliriz. Ekonomik açıdan bizden  daha az kazanan bir erkek de kendini yanımızda iyi hissetmeyebilir. Bütün bunların ötesinde sahiden kimseyle uzun süreli bir ilişki yaşamak istemeyen bir adam da olabilir. Dolayısıyla sorunu kendimizde aramamız, kendimize yapacağımız en büyük haksızlık olacaktır. Gitmek isteyen kişiye izin vermek gerekir.

Erkekler beğendikleri kadınların, onlara hayran olmasını isterler. Çünkü hayranlık beraberinde aşkı getirir. Bu sebeple hoşlandığı kadın tarafından “Ne harika sarılıyorsun, beni çok iyi hissettiriyorsun” ya da “Seninle gurur duyuyorum insanlara olan saygılı davranışın yüzünden” gibi kulağa basit gelen ama erkekler için onaylanıldığını ve önemsenildiğini gösteren önemli işaret cümleleridir. Ayrıca, erkekler beğendikleri kadınların onlar için “Herkesten farklı” olduğunu bilmek ister. Özgüveni yüksek kadın bütün bunları yeri gelindiğinde ve yeterince yapar. “Yeterince” kelimesi burada çok önemli çünkü karşımızdaki kişi hak ettiğinde iltifat bir kez edilecek ve bir daha ki hak edilecek zamana kadar beklenecek ve ardından öyle tekrar sarf edilecektir. Sürekli yapılan iltifat ve güzel sözler hem inandırıcığını yitirir hem de kelimenin anlamının altını boşaltır.

Tüm bu söz ettiklerimizi özetleyecek olursak, gülümseyen, kendinden memnun, fazla talepkar olmayan, esprili, açık konuşan, doğal, kendi gibi olan, özgür, kendine yeten kadınların özgüveni yerindedir. Bunlara ek olarak da olumsuz durumlarınların normal olduğunu kabul edip sadece olayları abartmadan çözümüne odaklanırlar. Belli limitler içinde tartışmaktan ya da kavgadan korkmazlar. Çünkü, aynı zamanda kavganın sağlıklı bir ilişkinin olmazsa olmazı olduğunu bilen ve sonunda nasıl gönül alacağını bilen bilge kadınlardır.

Konu ile ilgili sorularınız ya da paylaşacaklarınız varsa bana z.eylemsenkal@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Psikolojik danışman

Zeynep Eylem Şenkal