Birisi, platonik aşktan mı bahsetti? Açık ve net bir şekilde söyleyebilirim ki, şu dünyada platonik aşkı tatmayan bir kişi yoktur. Kimileri ilkokul öğretmenine, bazıları lisedeki edebiyat öğretmenine ya da ağabeyimizin, ablamızın bir arkadaşına platonik olarak aşık olmak hiç de sıra dışı değil. Onu görmek için saatlerce beklemek, internette fotoğraflarına taparcasına bakmak, markette konuştuğu kasiyeri bile öldürmeyi istemek, “neden o yanındaki ben değilim” diye hayıflanmak bize hep platonik aşkımızı hatırlatıyor. Hatta bazılarına göre o hiç unutulmuyor denilen ilk aşklar var ya, işte platonik aşklar onlardan bile daha fazla, daha net akılda kalıyormuş. Muhtemelen karşındakinin hiç haberi yoktur, hatta seni fark etmiyordur bile, ama senin içinde fırtınalar kopar, her gün farklı senaryolar yazarsın, o “esas kız” rolünü de en güzel oynarsın. Bir zaman sonra onu elde etmek artık çok ütopik bir durum haline gelir, onu sevmeyi, onu beklemeyi, onu düşünmeyi seversin, ta ki biri de sana sırılsıklam aşık oluncaya kadar. Peki, nedir bu platonik aşk ve nereden geliyor?

Platonik aşkın tam manası

Bu meşhur platonik aşk aslında adını dünyaca ünlü düşünür Platon’dan alıyor. Normal aşkı seküler anlayıştan çıkarıp da, tinsel bir yere yerleştirdiğimizde bu aşk platonik aşk oluyor. Yani aslında el ele tutuşmak, sevişmek, öpüşmek, evlenmek gibi tüm arzular yerini, onu sevmeyi sevmeye bırakıyor. Bizim dilimizde karşılıksız aşk, karşılık beklenmeyen aşk olarak ifade edilse de aslında sözlükteki gerçek anlamı, “gerçekte var olmayan, hayalde kalan ve hep öyle kalması istenen aşk” anlamını taşıyor.

Platonik aşk söz konusu ise, her şey ruhsal, psikolojik, duygusal düzlemde, boyutta yaşanıyordur. Sürekli aşık olan günümüz insanınınki gibi cinsel, fiziksel doyum beklenmez, asıl amaç onu sevebilmektir. Platonik aşkta karşımızdaki kişiyi o olduğu için, tıpkı öyle olduğu için severiz, asla bizim için, bizim isteklerimize göre değişmesini beklemeyiz.

Kişilere değil, onu yaratana ulaşan bir sevgi söz konusudur!

Platonik aşkta öncelikle sevdiğimiz kişinin dış görünüşü bizi etkiler, ardından imkan varsa tanıdıkça ya da onun hakkında fikir edindikçe karakteristik özelliklerine karşı da bir hayranlık uyanır. Ancak en nihayetinde onun aşık olunası bu güzelliğinin tanrıdan geldiği gerçeği de fark edilir. İşte bu saatten sonra tanrının yarattığı herkes göze güzel görünür. Çünkü hepsi tanrının verdiği o eşsiz güzelliğe sahiptir. Bu duygular ilerledikçe kişi aslında tanrıya aşık olduğunu anlar ve aşk baştaki seküler halinden kurtulur, tinsel bir yapıya, anlama ulaşır.

“İşte tam da bana böyle oluyor” dedirtecek 45 platonik aşk belirtisi

  • Uyandığı andan ta ki yeniden uyuyuncaya kadar her bir saniye onu düşünerek geçer.
  • Onun dahil olduğu anlamlı, anlamsız her gruba girmeye çalışırsın.
  • Sevdiceğinin her bir hareketinden kendine pay çıkarır.
  • Onunla iletişim kurabilmek için bahaneler bulmak konusunda doktora yapabilirsin.
  • Onu başkasıyla gördüğünde aslında tam da cinnet geçirme zamanıdır, ancak ses çıkarmak bile imkansız hale gelir.
  • Yaşadığın hayal kırıklıklarından dolayı “ben bunları hak edecek kişi miyim” triplerine girer, sonra hızla bu tripten çıkarsın.

  • Sevgili olduğunda hemen çarçabuk yaşanıp bitecek duygular çok uzun süre aynı şiddetle, hatta artarak devam eder.
  • Beklemek, senin en başarılı olduğun konu haline gelir.
  • Hayal gücünün yettiği kadar macerayı sevdiceğinle yaşayabilirsin.
  • Sabır taşı olursun, ama asla çatlamazsın.
  • Tüm alışkanlıklar, yaşam rutini onu bir kez daha görebilmek adına değiştirilebilir.
  • Onunla ilgili en küçük şeylerden bile mutlu olabilirsin.
  • Hafta sonu tatillerini iple çekenler, bir anda pazartesi sevdalısı oluverir.
  • Onun oksijenini tüketmemek adına, onun yanında nefes almadan bile durabilirsin.
  • Onunla aynı ortamda bulunup aynı havayı teneffüs edebilmek için saçma sapsan kişilerle görüşmeye başlarsın.
  • Onun hiçbir kötü özelliği olmadığına inanmışsındır. Gözünle görsen bile iyi bir şeyler çıkarmaya çalışırsın.
  • Sosyal medyadaki tüm platformlarda uzman olur, her birinde onu saniye saniye izlersin.

  • Onun dışında hiçbir şeye odaklanamaz hale gelirsin.
  • Sen onu takip edemediğinde kankaların bu işi senin yerine gönüllü olarak yaparlar.
  • Onun yanında özgüvenin yerlerdedir, cesaret yanından bile geçmez.
  • Tüm ortamların en popüler konularında birisi, senin bu imkansıza yakın aşkındır.
  • Onu görünce bir yandan gözlerinin içinde kaybolmak, diğer yandan da ona cool görünme arasında sıkışır kalırsın ve muhtemelen en şapşal duruma girersin.
  • Onunla karşılaşınca ya da konuşunca dünyanın en şapşal kişisi haline dönüşür, adını bile hatırlamayabilirsin.
  • Onun seni bir gün fark edeceğine inanırsın.
  • Çevrendeki herkes onu sana yönlendirmeye çalışır. Bu da garip durumları ortaya çıkarır.
  • Hem çok acı çeker, unutmak ister, hem de bir kere daha görüp biraz daha ezilsem diye düşünürsün.

  • Bu platonik aşk sayesinde gerçek bir analist olursun. Her ses, mimik, tutum, davranış senin için sayfalarca yazılası bir roman haline gelir.
  • Sen artık bir empati uzmanısındır. Dünyaya hep onun gözüyle bakar kendini kaybedersin.
  • Onun göz ucuyla bile olsa ilgilendiği her şey senin yaşamının en önemli teması haline gelir.
  • Mantık, beyin; saf dışı kalmış, her şey kalpte şekilleniyordur.
  • Onun yanında dünyadaki en iyi niyetli kişi olursun.
  • Gözlerin o kadar çok kör olmuştur ki, bir gün o da sana aşık olsa bile sen bunu fark edemediğin için yine mutlu sona ulaşamazsın.

  • Kavuşmak ne kadar imkansızsa, saplantı da o kadar derin olur. Olmazları, oldurma çabası şiirlere, şarkılara konu olacak düzeydedir.
  • Annen bir bakkala git dediğinde, içinden bir canavar çıkar. Ancak o şehrin en uzak noktasındaki sandviçten istiyor diye bi koşu gidip alır gelirsin.
  • Sen bitmeyen, hatta başlayamayan aşkını anlatırken, en yakın arkadaşların senden soğuyacak kıvama gelirler.
  • En küçük bir işarete bile yüzlerce anlam yükler. En ünlü düşünürden daha düşünür olursun.
  • En basit olaylardan, dünyayı bile değiştirebilecek sonuçlar çıkarırsın.
  • Rüyalarının baş kahramanıdır, artık rüya görmekten gece ile gündüz karışmıştır.
  • En komik esprileri hep o yapar.

  • Onu görünce suratının bir şapşal gibi görünmesine engel olmazsın.
  • Her gün onu artık umursamayacağını söylersin, birkaç dakika içinde kendini onu düşünürken bulursun.
  • Onun yanındayken dünyanın en sakar insanı haline gelirsin, en imkansız hallerde bile bir sakarlık yapar, kendini gülünç duruma sokarsın.
  • Onun her hareketinde sana gönderilen gizli bir mesaj varmış gibi hissedersin.
  • Onun yanındayken asla kendin olamadığın için gerçek seni tanımasına ve sana aşık olmasına izin vermezsin.
  • Onunla karşılaşmana dair en küçük bir olasılık bile senin en önemli planlarının iptal edilebilmesi için büyük bir sebeptir.