UCLA bilimadamları, probiyotikler tüketen insanların beyinlerinin tüketmeyenlere göre nasıl farklılıklar gösterdiğini araştırmak için çalışmışlar ve beyin taramaları probiyotiklerin beynin nasıl çalıştığı üzerinde büyük etkileri olduğunu gösteriyorlar.

Katılımcılar bir fMRI makinesine bağlanmışlar ve ardından onlarda duygusal tepkiler doğuracak bazı resimler gösterilmiş ve bu işlem taramalar devam ederken gerçekleştirilmiş. Plasebo denekler probiyotikler olmadan taramalara katılmışlar ve beynin duyusal ve duygusal bölgelerinde aktiviteler görülmüş. Probiyotik grupta ise prefrontal kortekste aktiviteler görülmüş ve bu da faydalı bakteriler ile daha iyi düşünme kabiliyeti arasında bağlantı olduğunu ortaya koymuş.

Mantıklandırmayı, düşünmeyi, yargılamayı ve kişisel kontrolü tanımlamak için yönetici fonksiyonlar kullanılmışlar ve  prefrontal kortekste böyle şeyler olmuş. Bu tip düşünme sakin kalmaya ve daha az kaygılı olmaya yardımcı oluyor ve düşünmenin en açık şekilde olduğu aktif bölge. UCLA araştırmacıları daha yüksek düşünme kabiliyeti ve probiyotikler arasında bağlantı keşfetmişler. Probiyotikler deneklerin duygularını değiştirmemişler ancak onların düşünme ve tepki verme yeteneklerini arttırmışlar.

Sonuçlar probiyotiklerin sindirime yardımcı olma ve şişkinlik ile gazı azalmanın yanında daha fazlasını yaptıklarının ortaya çıkmasını sağlıyorlar. Aynı zamanda ne kadar iyi ve açık şekilde düşündüğümüzü de belirliyorlar. Yıllar boyunca bilimadamları sindirim sistemi ve zihin sağlığı arasında bir bağlantı olduğundan şüphelendiler. Bu tip bulgular şimdi belli probiyotik bakterilerinin düşük düzeylerine sahip olanların unutkanlık, kafa karışıklığı ve hafıza kaybı yaşadıklarını gösteriyorlar.

Diğer araştırmacılar beyin ve probiyotikler arasındaki ilişkiyi daha derinlemesine araştırmaya başladılar ve probiyotikleri 60 tane ileri derecede hafıza kaybına sahip olan yaşlı birey üzerinde denediler. Bu bireyler ya plasebo aldılar ya da L.acidophilus ve B. Bifidum bakterilerini aldılar. Probiyotikler alan grup hafıza testinde ciddi iyileşme gösterdi.

Bazı araştırmacılar en yüksek faydayı sağlayan probiyotik bakteriyi ayırmaya çalışıyorlar. Bifidobacterium longum’un hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda öğrenme kabiliyetinin yanında hafıza ve hatırlama fonksiyonlarına da yardımcı olduğu görülmüş.

Bir diğer çalışmada ise iyi bakterileri ortadan kaldırmak için antibiyotikler kullanılmış ve probiyotik düzeyleri yok edilen fareler neredeyse hemen hafıza kaybı işaretleri göstermişler, ve beyin hücrelerinin gelişimi durmuş, aynı zamanda probiyotik bakteri yoksunluğu beyinlerinin çalışma şeklini etkilemiş ve fiziksel sağlıkları da bundan payını almış. Farelere tekrar probiyotik verildiği zaman hafızalarında ve hatırlamada iyileşmeler meydana gelmiş, beyin hücreleri tekrar büyümeye başlamışlar.

Bunun gibi çalışmalar probiyotik bakteriler ile açık düşünme, hafıza ve beyin sağlığı arasında güçlü bağlantılar olduğunu gösteriyorlar ve bunun yanında gaz, şişkinlik ve ishale karşı da çözüm oluyorlar. Bu nedenle bağırsaklarda yüksek düzeyde probiyotik bulunmasının önemi ortaya çıkıyor.

İnsan bağırsaklarında 1000’den fazla iyi bakteri türü biliniyor ve bunların hepsi sindirime, besin emilimine ve bağışıklık sistemine bir dereceye kadar etki ediyorlar.

Binlerce probiyotik türü var ve bunlardan sadece bir kaç tanesinin temel türler oldukları ve diğerlerinden daha özel oldukları belirtiliyor. Bu temel türlerin çevresel etkileri diğerlerinden daha fazla ve bunlar 2 probiyotik ailesinden geliyorlar: Lactobacilli, işini ince bağırsakta yapıyor ve Bifidobacteria, işini kalın bağırsakta ve alt sindirim yollarında yapıyor. Probiyotik bakteriler işlerini en iyi şekilde dengeli durumda olduklarında yapıyorlar ve bunlar o dengeyi korumak için temel noktalar.

Genel toplumda probiyotiklerin sindirime yardımcı oldukları, gazı azalttıkları ve şişkinliği azalttıkları biliniyor ancak onların beyni, ruh halini ve açık düşünme yeteneğini etkilediğinin kimse farkında değil. Eğer beslenmenizde hali hazırda probiyotikler bulunmuyorsa, onları bir gözden geçirmenin vakti gelmiş demektir.