Sağlıklı beslenmenin olmazsa olmazları proteinlerdir. Proteinler, vücudun ihtiyaç duyduğu, ancak kendi kendine üretemediği aminoasitlerdir. Aminoasitler ise proteinin yapı taşlarıdır. İşte bunlar hayvansal ürünlerde bulunmaktadır. Şöyle ki bütün hayvansal besinler bolca protein içerirler, tam proteindirler. Elbette ki hayvansal bir besini yediğimizde tam protein aldım diyebilmemiz için, o hayvanın da doğal koşullarda yetişmiş, beslenmiş olması gerekmektedir. Organik tavuk, organik yumurta, doğal ortamda yetişmiş ve çimen yemiş kuzunun eti, dananın eti tam protein içerir. Günümüzün koşullarında kırmızı et yiyip de tam protein almak isteyenler danadan çok kuzu etini tercih etmekteler.

Zira dana etinde kuzuya göre daha çok fabrikasyon uygulamasına girmekte, dana daha çok tüketildiği için sağlık ve besleyicilik açısından zayıflamıştır. Zira danalar artık kesim hayvanı şeklinde adlandırılmakta ve kesimhanede küçücük bir ortamda hareket etmeden yaşayıp, yeterince büyüyünce kesilmektedir. Bu da hayvanın sağlıksız ve yapay bir yaşam ve vücuda sahip olması anlamına gelir. Ancak kuzular söz konusu olduğunda bu durum daha az söz konusudur. Kuzuların çoğunluğu dışarıda gezebileceği ortamlarda büyütülmektedir. Hayvan ne kadar özgür geziyor, çayır çimen yiyerek besleniyorsa eti de o denli sağlıklı, besleyici ve protein açısından zengin olur.

Proteinler; iyi protein ve kötü protein olmak üzere ikiye ayrılır

İyi proteinler: Sağlıklı şartlarda büyüyen ve beslenen hayvanlardan elde edilenler ve doğal koşullarda yetiştirilmiş bitkisel besinlerdeki proteinlerdir.

Kötü proteinler: Kötü proteinler de sağlığımız için zararlı olanlar ve besin değeri olarak zayıf olanlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Kötü proteinler çoğunlukla şarküteri ürünleri, aşırı işlemden geçmiş proteinlerdir. Bunlar hayvanın etinden değil de atıklarından üretilen besinler kötü proteinlerdir. Bunlarda hayvanın eti alınır ve geriye kalan karkas kısmından sucuk, salam, sosis, füme, kurutulmuş et sodyum nitrit ve benzeri katkı maddeleri içermektedir.

Bunlar başta kanser olmak üzere pek çok hastalığa yol açarak, metabolizmanın doğal akışını bozarak vücuda ciddi zararlar vermektedir. Her şeyden önemlisi de bu ürünlerin doğal olmaması, işlenmiş olmalarıdır. Bu tür hazır et ürünlerinde özellikle mısır ve patates nişastası kullanılmakta ki, bu da kişide başta diyabet olmak üzere yine çok ciddi hastalıklara sebep olabilmektedir.

Örneğin light ürünler reyonundan bir hindi füme alıp yemek, yağsız bir öğünü garanti eder belki, ancak hindinin içine o kadar çok koruyucu madde eklenmiştir ki, kişinin onu tüketip de sağlıklı kalması mümkün olmayacaktır. Bir ürünün içinde mısır ve patates nişastası ne kadar fazla ise o ürün o kadar çok katkı maddesi içeriyor, o kadar çok sağlıksız demektir. Bunun için organik organik hindi, tavuk, ya da kırmızı et alıp, onu evde kaynatmak ve bir porsiyonluk parçalara ayırarak saklamak en akıllıca yoldur. Ayrıca haşlama suyu da yemeklerde, pilavlarda, çorbalarda kullanılabilir.

Örnek bir beslenme öğünü

Sağlıklı beslenmek isteyenlerin bir öğünde beslenmek için hazırladıkları tabaklarını karbonhidrat, yağ ve protein olarak oranlamalıdırlar. Burada 80, 10, 10 şeklinde orantılamak gerekir. Şöyle ki; tabağın % 80’i sebze ile, % 10’u kaliteli yağlar ile (badem, ceviz, hindistan cevizi, zeytin, zeytinyağı, avokado, çörekotu), diğer 10’luk dilimde ise protein olmalıdır.