Doğal besinlerden elde edilen yağları ve onların faydalarını sizlerle paylaşmak, yaşadığımız, faydalandığımız “iyilikleri” de paylaşmak anlamına geliyor. Tüm dertlerin dermanı, olumsuzlukların çözümü yaşadığımız doğada mevcut, sadece onları tanıyıp yapılan bilimsel çalışmaları takip ederek doğru yerde, doğru şekilde kullanarak şifa bulmak mümkün. İşte bu şifa kaynaklarından birisi de üzüm çekirdeği yağıdır. Nasıl ki, üzümün yaşını da, kurusunu da mutfağımızdan eksik etmemekten yanayız, üzüm çekirdeğini de evimizde bulundurmakta fayda var. Özellikle şaraplık üzümden elde edilen üzüm çekirdeği yağı, çok uzun yıllardır insanların pek çok alanda kullandığı doğal yağlardan birisidir. Açık sarı ya da yeşil renkte olan üzüm çekirdeği yağının; yumuşak, tatlı ve cevizinkine benzer bir aroması vardır. Salatalarda, soslarda, bazı yemeklerde kullanılarak tüketilebilen üzüm çekirdeği yağı, saç ve cilt bakımında da etkin olarak kullanılmaktadır. Bu bağlamda kozmetik losyonların, kremlerin, şampuanların içeriğinde üzüm çekirdeği yağına yer verilir ve bazı cilt sorunlarına iyi geldiği düşüncesiyle sade olarak da cilde uygulanır. İşte tüm bunlardan yola çıkarak üzüm çekirdeği yağının faydalarını detaylı olarak inceleyelim.

Üzüm çekirdeği yağı, güçlü bir antioksidandır!

Doğal ilaç olarak bilinen antioksidanlar, vücuttaki hücrelere zarar veren serbest radikallerle savaşırlar. Üzüm çekirdeği yağı da, kandaki antioksidan seviyesini yükselterek, vücudun, hücrelerin direncini artırır. Özellikle günlük yaşam içinde radyasyona, toksinlere, zararlı oluşumlara maruz kalan vücudu güçlendirmek için antioksidanlar bakımından zengin beslenmek önem taşıyor. Bu sayede serbest radikallerin sebep olduğu kalp ve damar hastalıkları, kanser türleri, bağışıklık sistemi sorunları ve erken yaşlanma gibi sorunları önlemek mümkün.

Üzüm çekirdeği yağı, iltihap önleyici (anti inflamatuar) özelliktedir!

Kaliteli bir anti inflamatuar olduğu bilinen üzüm çekirdeği yağı, vücutta oluşan ve oluşması muhtemel olan iltihapları önler, giderir. Özellikle pankreatit kaynaklı olan karın ağrısı ve rahatsızlıklarda üzüm çekirdeği yağının iyileştirici özelliği keşfedilmiştir. Bununla birlikte kesik gibi açık yaralarda, güneş yanıklarının iltihaplarında mikropların ölmesi, şişliklerin önlenmesi için üzüm çekirdeği yağından yardım almak doğal bir çözüm olacaktır.

Üzüm çekirdeği yağı, şeker hastalığını hafifletir!

Üzüm çekirdeği, linoleik asit ve anti glisemik bileşenler içermektedir. İşte bu linoleik asidin de ağız yoluyla alınmasının diyabet şikayetlerini azaltabildiği gözlenmiştir. Düzenli olarak üzüm çekirdeği yağı tüketildiğinde şeker hastalığının ve şeker hastalığına bağlı olarak gelişen görme bozukluklarının hafiflediği bilinmekte.

Üzüm çekirdeği yağı, hemoroid ve varisleri azaltır!

Damarların hasar görmesi sonucu kan birikmesi sorunu olan varisler ve hasarlı kan damarları sebebiyle gelişen hemoroidi önlemenin yolu da üzüm çekirdeği yağından geçmektedir. Zira kanın damarlardan tam olarak akamadığı durumlarda gelişen bu rahatsızlıklar, bir kısır döngü şeklinde kanın akışını da engellerler. Damar sağlığını koruduğu, kılcal damarlardaki bütünlüğün korunmasına yardımcı olduğu bilinen üzüm çekirdeği yağı, hemoroid ve varis oluşumunu engelleyebilir, var olanların da etkisini azaltabilir. Zira üzüm çekirdeği yağı, damar dostu olan oligomerik proantosiyanidin ve flavonoidler bakımından zengindir.

Üzüm çekirdeği yağı, kan basıncını dengeler!

Üzüm çekirdeği yağının damar sağlığı için önem taşıdığı ve hasarlı kan damarlarının onarılmasına yardımcı olduğu bilinmekte. Bu bakımdan üzüm çekirdeği yağının yüksek kan basıncını düşürerek kan basıncının dengede kalmasını sağladığı da bir gerçek. Aynı bağlamda yüksek kolesterolü de dengeleyen üzüm çekirdeği yağı, tüm kardiyovasküler sağlığımız için önem taşıyor. Çünkü üzüm çekirdeği yağının içeriğindeki kolesterol ve doymuş yağ oranı çok düşük, çoklu doymamış yağ oranı ise oldukça yüksektir.

Üzüm çekirdeği yağı, E vitamini bakımından zengindir!

E vitamini; vücuttaki hücre hasarını önler, onarır, bağışıklık ve sindirim sistemlerini de güçlendirir. Bu bakımdan E vitamini yönünden zengin olduğu bilinen zeytinyağının sıklıkla tüketilmesi önerilir. Ancak üzüm çekirdeği yağının E vitamini içeriği zeytinyağından çok daha yüksektir ve düzenli olarak tüketildiğinde vücudun E vitamini ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılar.

Üzüm çekirdeği yağı, kalbi korur!

Doymuş yağ oranı düşük, çoklu doymamış yağ oranı ise oldukça yüksek olan üzüm çekirdeği yağı, Omega 3 ve Omega 6 deposudur. Tüm vücut sağlığımız ve özellikle de kalp sağlığımız için hayati önem taşıyan bu yağlar dolayısıyla üzüm çekirdeği yağı tüketmeyi alışkanlık haline getirmek gerekiyor. Bu bakımdan kalbimizi korumak için faydalı yağlar yönünden zengin üzüm çekirdeği yağına ihtiyacımız var.

Üzüm çekirdeği yağı, metabolik hastalıkları iyileştirmeye yardımcıdır!

Sistolik ve diyastolik kan basıncının düşürülebilmesi metabolik sendromlu hastalar için çok önemlidir. Üzüm çekirdeği yağının da bu konuda yardımcı olduğu bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Özellikle de metabolik sendromlu kişilerin kalp hastalıklarına ve Tip 2 diyabete yakalanma risklerinin yüksek olduğu düşünüldüğünde, kalp ve damar dostu, şeker hastalığını önleyici özellik gösteren üzüm çekirdeği yağının tüketimi önerilmekte. Çünkü metabolik hastalıklar bel bölgesinde yağlanma, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, insülin direnci ve inflamasyonlara uygun ortam sağlıyor. Üzüm çekirdeği yağı da bunları önlemekte önemli etkiler gösteriyor.

Üzüm çekirdeği yağı, Alzheimer’ı önleyebilir!

Alzheimer hastalığı, zihinsel bir yavaşlama, gerileme sonucu ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki, beyin plaklarında iltihaplar oluşması dolayısıyla beyin fonksiyonları geriler ve Alzheimer ortaya çıkar. İşte üzüm çekirdeği yağının düzenli olarak tüketiminin de bu beyin plaklarında oluşan iltihaplanmaları önlediği, var olanları da azalttığı düşünülmekte.

Üzüm çekirdeği yağı, anti- kanserdir!

Üzüm çekirdeği yağının, vücuttaki hücrelere hasar veren serbest radikallerle savaştığı, hücre hasarını önlediğinden bahsettik. İşte kanser oluşumunun da temeli olan bu hasarlı hücreler ne kadar kısa sürede onarılır ya da hücrelerin hasar görmesi ne kadar iyi engellenirse kansere yakalanma riski de o kadar düşecektir. Üzüm çekirdeği yağı, hasarlı ve kansere yol açabilecek hücreleri saf dışı bırakabilmekte, özellikle de karaciğer kanserini önlemekte, kemoterapinin yol açabileceği zararları en aza indirebilmektedir.

Üzüm çekirdeği yağı, cilt dostudur!

Pek çok kozmetik kremde, losyonda üzüm çekirdeği yağı kullanılmaktadır. İçeriğinde bulunan bol miktardaki E vitamini, Omega 3 ve 6 yağ asitleri sayesinde cildi yenilemekte, canlandırmakta ve gençliğini korumakta üzüm çekirdeği yağının mucizevi etkilerinden faydalanılır. Sağlıksız kozmetik ürünler, çevre kirliliği, serbest radikaller, güneş, rüzgar gibi pek çok faktörün ciltte yarattığı hasarı onarmak için üzüm çekirdeği yağını düzenli olarak kullanmakta fayda var. E vitamini ve Omega 3, Omega 6 yağlarıyla bakım yapılan ciltte serbest radikaller etki gösteremez, ilerleyen yıllar ve olumsuz yaşam koşulları da cildi çok fazla yıpratamaz. Bunun için cilde düzenli olarak üzüm çekirdeği yağı ile bakım yapılması öneriliyor.

Üzüm çekirdeği yağı, bağışıklık sisteminin fonksiyonlarını destekler!

Üzüm çekirdeği yağının içinde bolca bulunan E vitamini, bakır, çinko, selenyum ve prosiyanidinler serbest radikallerle savaşır ve tüm vücudun rahatsızlıklara yakalanmasını önler. Bu sayede üzüm çekirdeği tüketmek, bağışıklık sistemini güçlendirir ve virütik, mikrobik, bulaşıcı hastalıklara yakalanma riskini azaltır.

Üzüm çekirdeği yağı, saç sağlığını korur!

Cilt sağlığına iyi gelen doğal ürünlerin, saç sağlığına da iyi geldiğini daha önceki içeriklerde belirtmiştim. İşte üzüm çekirdeği yağı da nasıl ki cildimizi besliyorsa, saç derimizi de besliyor ve sağların daha sağlıklı, gür ve güçlü olmasına yardım ediyor. Üzüm çekirdeği yağı ile saç diplerine masaj yapıldığında, saç derisi beslenir, nem kazanır, saç derisinde kan dolaşımı hızlandığı için yeni saç oluşumu da mümkün olacaktır.

Üzüm çekirdeği yağı kullanacak olanlara öneriler

  • Aşırı tüketimden kaçınılmalı, günde bir çay kaşığı kadar tüketmek yeterlidir.
  • Ciltte her hangi bir alerjik reaksiyona sebep olabilme riski göz önünde bulundurularak öncelikle küçük bir alana uygulanması doğru olacaktır.