Seks, vücudumuzda çeşitli hormonların salgılanmasıyla beynimizde bazı değişikliklere neden olur. Biriyle birlikte olduğumuzda vücudumuzda oksitosin adı verilen hormon salgılanmaya başlar. Oksitosin, diğer insanlara bağlanma, güvenme ve onlara sadık olmayla ilişkilendirilen bir hormondur.

Oksitosin, köpeğimizi görmekten masaj yapmaya ve mavi renk görmeye kadar pek çok nedenden dolayı salgılanmaya başlayabilir. İki insan arasındaki güçlü bağ ya da bağlılık duyguları seks dışında kurulan diğer yakınlıklar nedeniyle de gerçekleşebilir. Tam da bu yüzden biriyle yalnızca bir kez konuşmuş olmamıza rağmen aşık olabiliriz.

Bununla birlikte seks yaptığınızda oksitosin otomatik olarak salgılanır ve kendinizi partnerinize bağlı hissetmenize yardımcı olur. Bununla birlikte mutsuz bir evlilikte yapılan seks oksitosin nedeniyle ilişkinin onarılmasına ya da çiftlerin tekrar aşık olmalarına neden olmayacaktır.

Seks, iki insan arasındaki mevcut bağı derinleştirebilirken çiftlerin birbirine bağlı hissetmelerini sağlayan şey, yaşadıkları deneyimin samimiyeti ve partnerlerin arasındaki kimyadır. Partnerinizin gözlerine bakmak ya da size özel şeyleri başka biriyle paylaşmak bu tarz bir bağ yaratmanıza yardımcı olabilir.

Sosyal canlılar olarak çeşitli aktivitelerle birbirimize bağlanmak üzere tasarlanmış olsak da seks genelde yaptığımız kişiyle ilişki kurmamız gerektiği hissini yaratır. Çünkü toplum bunu sosyal cinsiyet rolümüzün bir parçası olarak belirlemiştir.

Hayattaki pek çok şey gibi seks olsun ya da olmasın, birine karşı hisler beslemeniz için belli bir formülü yoktur. Bununla birlikte hormonların etkisini aklınızda bulundurarak neden biriyle yakınlaştıktan sonra ona gerçekten bağlanmaya başladığınızı anlayabilirsiniz.

Seksin Beyin Üzerindeki Etkisi

Seks yapmanın zevk vererek ruh hali üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu hepimiz biliyoruz. Bununla birlikte seksin işlevi yalnızca zevk vermek değildir. Seks ne kadar yediğimiz ve kalp fonksiyonlarımız dahil olmak üzere pek çok şey üzerinde etkilidir.

Cinsel olarak uyarıldığımızda beynimizde gerçekleşen şeyleri ve bunların ruh halimiz, metabolizmamız ve ağrıyı algılamamız üzerindeki etkilerini aşağıda okuyabilirsiniz.

Beyin aktivitesi ve cinsel uyarılma

Cinsen uyarılma ve tatminin hem erkeklerde hem de kadınlarda beyindeki ağrı ve duygusal durumlarla ilgili bölgeleri yanı sıra ödül sistemini harekete geçirdiği bilinmektedir. Bu konuda yapılan bir araştırma, uyarılma ile erekte olan penis ile beynin sağ yarımküresindeki arka insula ve ikincil somatosensoriyel korteksteki kan akışını arttırdığını, sağ amigdaladaki akışı – ise azalttığını gösterdi.

İnsula, beynin duyguları işleyen, ağrı ve sıcaklık hisleriyle ilişkili olan parçasıdır. Benzer şekilde ikincil somatosensoriyel korteksin de ağrıyı kodlamada önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir.

Amigdala ise duyguların düzenlenmesiyle ilişkilidir. Amigdala aktivitesinin düzensizliğinin, kaygı bozukluklarının gelişimiyle ilişkili olduğu bilinmektedir.

Bir başka araştırmada ise cinsen uyarılma sırasında serebellum aktivasyonunun gerçekleştiği görülmüştür. Bu ise seksin, ödül sistemini uyaran diğer aktivitelerin yarattığı zevke benzer bir zevk alınmasını sağladığını göstermektedir.

Beyin ve kadın orgazmı

Kadın orgazmı üzerine yapılan bir araştırmada orgazm sırasında “önemli ölçüde aktive olan” bölgelerin prefrontal korteks, orbitofrontal korteks, insula, singulat girus ve serebellumun bir kısmı olduğu görüldü.

Beyindeki bu bölgeler bazı metabolik süreçlerin düzenlenmesi ve karar verme sürecinin yanı sıra duygular ile ağrı algısının işlenmesinde çeşitli şekillerde yer almaktadır.

Bir başka çalışma ise orgazmın ritmin ve zevkli uyarım ile birlikte beyni trans benzeri bir duruma soktuğu görüldü. Bu anlamda seks, müzik ve dansın dışında beyni trans durumuna sokan tek şey olabilir.

Seks ve hormonal aktivite

Düzenli olarak seks yapmanın ruh halini iyileştirdiği ve fiziksel ve ruhsal rahatlama sağladığı bilinmektedir. Seks sonrası stresten daha az etkilenmemizin nedeni, beyindeki hipotalamus bölgesinden kaynaklanmaktadır.

Hipotalamus, oksitosin hormonunun salgılanmasından sorumludur.

Artan stres ile birlikte kortizolün dengelenmesi için oksitosin önemlidir. Oksitosin seviyelerimiz arttıkça kendimizi daha rahat hissedebiliriz. Üstelik oksitosin yalnızca sakinleşmemizi sağlamaz, aynı zamanda ağrı algımızı da azaltır. Kronik olarak baş ağrısı yaşayan kişilerde oksitosin ile ağrılarda azalma olabilir.

Seks ve uyku

Araştırmalar, seksin uyku kalitesini arttırabileceğini göstermektedir. Vücut, orgazm sonrası prolaktin adı verilen hormonu daha fazla salgılamaya başlar ve bu da uykunun daha iyi olmasını sağlar. Ayrıca seks sırasında salgılanan oksitosin de daha iyi bir gece uykusu için yatıştırıcı etki gösterebilir.

Erkekler söz konusu olduğunda ise boşalmanın, özellikle iyi bir gece uykusunun üzerinde faydalı olduğu prefrontal korteks aktivitesini azalttığı bilinmektedir. Prefrontal korteks, uyku sırasında yavaş beyin dalgaları aktivitesi göstererek gündüz bilişsel işlevin düzgün bir şekilde yürütülmesini sağlar.

Seksin kadınlarda ise hafızayı desteklediği düşünülmektedir. Seksin hafıza üzerindeki bu etkisi, testosteron ve oksitosin gibi hormonların etkisine bağlı olarak görülüyor olabilir.