İlişkiler, insan davranışının bütün ince nüansları öğrenilse bile zorlayıcıdır. Eski zamanların bilgeliğinden süzülen birtakım ilkeler ise, bize, zor zamanlarda nasıl davranmamız gerektiğini gösteriyor. Yaklaşık 20 yıldır meditasyonla uğraşan eğitmen ve yazar Light Watkins, hem kendi tecrübeleri hem de araştırmaları sonucu, kadınlarda büyük bir “güvende olma” hissi sağlayıp, erkeklerin de temel ihtiyacı “takdir görme”yi güçlendiren ilkelerden bahsediyor; biz de Uplifers olarak sizlere sunuyoruz.

  1. Sizi mutlu eden ilişkiler değildir.

Bir ilişkideki duygu durumunuzu belirleyen etken ilişkinin kendisi değil, iç dünyanızda olup bitenlerdir. Eğer iç dünyanız perişan bir haldeyse, ne kadar harika olurlarsa olsunlar kimse sizi mutlu edemez. Mutluluğu kendi birincil amacınız haline getirmelisiniz; ister yoga ya da meditasyon yapın ister terapiye gidin isterseniz de bahçe işleriyle uğraşın. Ancak kendinizi mutlu edebildiğiniz zaman ilişkilerinizde de mutluluğu yakalayabilirsiniz.

  1. Partneriniz, davranışlarınızı sizin için değiştiremez. Bunu kendisi yapması gerekiyor.

Değişim geçirmesi gereken insanlar, sizi kaybetmemek ya da geri kazanmak için gerçekten değişmedikleri halde bunu yaptıklarını söylerler. Bu sadece, sorunun daha çok farkında olduklarını gösterir. Gerçek değişim zaman alır; genelde de onların düşündüğünden çok daha fazla.

  1. Herkes gelişim aşamasındadır; kimse tamamlanmamıştır.

Hiç kimse mükemmel değildir. Şu anda birlikte olduğunuz insandan daha iyi ve daha anlayışlı olduğunu hayal ettiğiniz kişi, sizin idealize ettiğiniz şekliyle zaten hiç bir zaman var olmamıştır. Partnerinizin de, muhtemelen sizin algılayamadığınız sorunları ve mücadeleleri vardır.

  1. Sizin doğrunuz “tek ve gerçek doğru” olmak zorunda değil.

Doğru olduğunu bildiğiniz şeyler, sadece o an için ve sizin mevcut anlayış seviyeniz için doğrudur. Bireysel gerçeklik dediğimiz şey akışkandır; dolayısıyla deneyimlerin etkisiyle değişecektir. Aynı şey partneriniz için de geçerli. Eğer karşınızdaki kişinin gerçekliğini çürütmeye çalışırsanız, ki ilişkilerde çok fazla yaşanan bir durum, onların deneyimlerini ve anlayışlarını de geçersiz kılarsınız. Başka birinin deneyimini geçersiz saymak kadar da hızlı geri tepen ve korumacı davranışa sebep olan bir durum yoktur. Eğer partnerinizin gerçeklerine saygı duymanın yollarını keşfederseniz, o da ilişkinizi yürütme konusunda daha istekli ve ilgili olacaktır.

  1. Sürekli olarak kendinizle ilgili sorunları tekrarlıyor olabilirsiniz.

Karşınızdakinin söylediği ya da yaptığı bir şey yüzünden kızgın ya da üzgün olduğunuzda, onu ilişkinin kötü adamı ilan etmek yerine, kendi payınıza düşen sorumluluğu almayı deneyebilirsiniz. Belki öfkenizi tetikleyen şey, sizden kaynaklanıyordur. Beklentileriniz çok yüksek olabilir ya da mutluluğu, asla bulamayacağınız bir yerde arıyor olabilirsiniz (örneğin partneriniz). Bunlar, hepimizin zaman zaman tuzağına düştüğü, ilişkilerdeki en yaygın kör noktalardır. Sebebi çok nadir bir şekilde karşımızdakidir ve kendi içimizdeki nedenlerin farkında olana kadar da yolumuza taş koymaya devam edecelerdir.

  1. İlginizi, sadece gelişmesini istediğiniz konular üzerine odaklayın.

Küçümseyici ya olumsuz olmak çok kolaydır. Daha zorlayıcı ve çok daha tatmin edici olansa, partnerinizle olan olumlu benzerlikleri öne çıkarmak ve onların niteliklerinin altını çizmektir. Eğer olumsuzlukları ekerseniz, pek de parlak olmayan özellikleri biçersiniz. Bu da, durumun iyi taraflarını görme becerinizi zamanla ele geçirip yok eder.

  1. Ortada bir kurtarıcı olmadığı gerçeğine alışın.

Mind Body Green’in de altını çizdiği gibi, sizi sıkıntılarınızdan kurtarmaya gelecek biri yok. Mutlu olma gücü, sadece içinizde yatar. Ya mutlu olmanızı sağlayacak adımı atarsınız ya da sonunda kendi içinize dönmekten başka bir olasılığınızın olmadığı zorlayıcı ve yorucu ilişkiler yaşarsınız. Her iki şekilde de kaçınılmaz olan şey, kendi mutluluğunuzdan kendinizin sorumlu olduğunuzdur.

  1. Değişim süreklidir; o yüzden geçmişe tutunmayın.

Hepimizin değişime, büyümeye ve gelişmeye açık olması gerekir. Hem aşık olduğunuz kişi hem de siz, aynı özelliklere, değerlere ve dünya görüşüne 10 yıl hatta 10 gün boyunca bağlı kalamazsınız. Hayatta edinilen tecrübeler sürekli genişleyen bir perspektif sunarken, karşınızdaki kişiyi yıllar önce hissettiği ya da söylediği bir şey yüzünden sorumlu tutamazsınız. Açık yüreklilik ve karşılıklı desteğin olduğu bir atmosferi geliştirmek istiyorsanız, geçmişe takılmaktan vazgeçip, değişimi benimsemeyi ve kucaklamayı öğrenin.

  1. “İdeal” ilişkinizin tanımı sadece size özeldir.

Aşk, her zaman sizin hayal ettiğiniz gibi olmayabilir. 30larınız, 40larınız hatta 50lerinizde bile evlenmemiş ya da çocuk sahibi olmamış olabilirsiniz. Kendinizden 10 yaş küçük ya da 5 yaş büyük birine aşık olabilirsiniz. Bunların hepsi de normaldir. Derslerinizi alın, kalbinizin rehberliğine güvenin ve hayatta neyden mutlu olmanız gerektiğini söyleyen sosyal koşullandırmaya kulaklarınızı tıkayın. Şu anda bulunduğunuz yerin en iyi yer olduğunu kabul edin ve büyüyüp gelişmeye kendinizi adayın.

10. Bir ilişkide yapabileceğiniz en büyük hata, mutluluğu karşınızdaki insanda aramaktır.

Filmlere inanmayın; bu hayatta sizi tamamlayan ya da sonsuza kadar mutlu olmanızı sağlayacak insana dönüştüren biri karşınıza çıkmayacak. Partnerinizin özellikleri sizinkiyle uyum içinde olabilir fakat sizi asla tamamlayamazlar; ruhsal olarak siz zaten bir bütünsünüz. İhtiyacınız olan tek şey, kendinizi olabildiğince özgün bir şekilde keşfedip ifade edebileceğiniz bir alandır.

11. Geleceğin en iyi göstergesi geçmiştir.

İki numaralı maddeyi tekrar gözden geçirin ve beklentilerinizi ona göre belirleyin.

12. Ne almak istiyorsanız onu vermelisiniz.

Eğer sevgi istiyorsanız, daha çok sevmelisiniz. Eğer daha fazla anlayış istiyorsanız, daha anlayışlı olmalısınız. Ama şunu unutmayın: Karşılığında bir şey beklemeden vermelisiniz. Ayrıca, ilişkinizde tehlike çanları çalışıyorsa, eksik olan kısımları tamamlayabilmek için daha fazla özverili olmanız gerekir; böylece karşılıklı duygu akışın tekrar deneyimleyebilirsiniz.