Shilajit bitkisi, genellikle siyah ve zifte benzer yapısı ile besin destekleri almak isteyenlerin dikkatini çekmez ancak onun pek çok sağlık faydasına sahip antik bir bitki olduğunu duyduğunuzda, fikrinizin değişeceğine eminiz. Bitkinin Türkçede henüz bir ismi bulunmuyor ve genel olarak shilajit adı altında satılıyor. Bu nedenle biz de ondan bu şekilde bahsedeceğiz.

Ayurvedik tıp içerisinde binlerce yıldır kullanılan bir malzeme olan shilajit, hastalıkları önleme ve tedavi etme konusunda Hindistan başta olmak üzere pek çok Asya ülkesinde kullanılıyor.

Onun bu kadar faydalı bir tıbbi bitki olmasının temel sebebi, fulvik asit bakımından çok zengin olması. Fulvik asitin sağlığa faydaları saymakla bitmiyor ve bağırsak sağlığından tutun da cilt güzelliğine kadar pek çok farklı konuda etkin. Bu antik shilajit bitkisi ise fulvik asit ile dolu ve dolayısıyla bu asidin faydalarını değerlendirebiliyorsunuz.

Shilajitin Faydaları

Enerji ve Yenilenme Sağlar

Binlerce yıldır, shilajit bitkisi enerjinin arttırılması ve vücudun yenilenmesi için kullanılmaktadır. Doğal tedavi uzmanlarının bu bitkiye büyük önem vermesinden dolayı onun üzerinde gerçekleştirilen bilimsel çalışmaların adedi de sürekli olarak artmaktadır.

Shilajitin enerji düzeyini arttırabilmesinin temel sebebi, hücrelerde bulunan mitokondrilerin fonksiyonlarını iyileştirebilmesi. Mitokondri organeli, hücrelerimizin içerisindeki güç kaynaklarıdırlar ve oksijen ile besinleri ATP’lere çevirerek hücrelerin kullanabileceği enerjiyi tedarik ederler. Shilajit ise mitokondrinin oksijeni kullanmasını uyarır ve böylece daha fazla enerji üretilir.

ATP üretiminin artması vücudun genelinde enerji artışı sağlar ve bu nedenle shilajit sporcular tarafından da uzun yıllardır kullanılmaktadır. Kronik yorgunluk sendromu gibi rahatsızlıklara karşı da shilajitin güzel sonuçlar verdiği görülmüştür.

Bitkinin güçlü bir antioksidan olmasından dolayı serbest radikaller ile savaşarak hücre yenilenmesine katkıda bulunduğu, zararlı kimyasalları ortadan kaldırdığı ve kandaki yağ miktarını da azalttığı bilinmektedir.

Beyin Sağlığına İyi Gelir

Shilajit, beyin hücrelerini koruyan özel bir mekanizmaya sahiptir. 2013 yılında yapılan bir çalışmada, travmatik beyin yaralanması sonucunda ölümcül olarak ortaya çıkan beyinde ödem, kan-beyin bariyerinde sızıntı ve kafatası içi basıncı hususlarında pozitif etkileri olduğu görülmüştür.

Alzheimer hastalığına sahip olan kişilerde de bir tedavi seçeneği olarak görülmektedir. Fulvik asit ve B vitaminlerinden oluşan desteklerin pilot çalışmalarda güzel sonuçlar verdiği görülmüştür. Shilajitin epilepsi krizlerini engelleyebilen yapısı ve beyindeki GABA asidi düzeyini ayarlayabilmesi, onun beyin sağlığına etkileri konusunda umut vaadetmektedir.

Hormonları ve Bağışıklık Sistemini Düzenler

Shilajitin bir diğer önemli fonksiyonu ise vücuttaki sistemleri düzenleyebilmesi ki bunlar arasında bağışıklık sistemi ve hormon dengesi bulunmaktadır.

Pek çok araştırmacı, onun beden üzerindeki bu etkisinin vücudu dengede tuttuğunu belirtiyor.

Özellikle testosteron üretimi üzerinde etkili olan shilajit, sperm üretimini de destekler. Dişi fareler üzerindeki araştırmalarda, ovülasyonu düzene sokabildiği de görülmüştür.

Ağrılara Son Verir

Ayurvedik tıp içerisinde ağrı düzeylerini düşürmesi için kullanılan shilajit, beyindeki GABA asidi düzeylerini etkilemektedir ve böylece özellikle yüzde, ağızda ve çene bölgesinde ortaya çıkabilen ağrılara son vermektedir.

Shilajit aynı zamanda morfin gibi ağrı kesicilere karşı toleransı da düşürebilmektedir ve böylece her defasında daha fazla morfin ihtiyacının duyulmasını engellemektedir.

Şeker Hastalığını Yönetmeye Yardımcı Olabilir

Shilajitin kan glukozunu ve lipid oluşumlarını azaltabilmesi, onun diyabet ilaçları ile birlikte alındığında ciddi bir etki göstermesini sağlamaktadır.

Zaten şeker hastaları için satılan bazı besin desteklerinin içerisinde de kullanılmaktadır.

Kanseri Önlemeye Yardımcı Olur

Shilajitin pek çok kanser tipine karşı toksik etkide bulunduğu görülmüştür ve bunlar arasında akciğer, meme, kolon, rahim ve karaciğer kanseri bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar bu etkinin bitkinin içerisindeki bazı ağır metal bileşikleri olabileceğini belirtiyorlar ve bu durum shilajiti doğal bir kanser tedavisinin öznesi yapabiliyor.

Shilajitin kanserden koruyucu etkisinin bir diğer sebebi ise bedeni radyasyonun verdiği zarardan koruyabilmesi. 2016 yılındaki bir araştırmada, onun yumurtalıkları radyasyon kaynaklı zarardan koruyabildiği görülmüştür.

Enfeksiyon ve Virüslerden Korur

Ödem, enfeksiyon ve virüslere karşı etkili olan shilajit, böylece ülser gibi inflamasyonlardan kaynaklı rahatsızlıklara karşı iyileştirici etkiye sahiptir.

Özellikle uçuğa sebep olan virüs tiplerine karşı etkili olan bitki, bu özelliği ile antiviral bir bitki olarak tanımlanmaktadır.

Kemik Sağlığını Destekler

Shilajit, iskelet sistemini de destekleyebilmektedir. Bazı araştırmalara göre kemiklerin kendilerini yenilemelerine destek çıkmaktadır ve bunun yanında kemik erimesini de yavaşlatmaktadır.

Kalp ve Kan İçin İyidir

Antioksidan özellikleri sayesinde shilajit kalbi hasar görmekten koruyabilmektedir. Ayrıca içeriğindeki demir sayesinde anemi tedavisinde de kullanılabilmektedir.

Belli dozlarda kalp atım hızını da ayarlayabilen shilajit, böylelikle kalp atışının dindirilmesi gereken vakalarda etkili olabilmektedir. Fazla dozların ise kalp atımını hızlandırdığı görülmüştür. Çarpıntı, düzensiz nabız ve diğer kalp hastalıkları olanlar onu destek olarak alabilmek için doktorlarına danışabilirler.

Bağımlılıkların Bırakılmasında Yardımcı Olur

Bağımlılık yapıcı maddeler ile etkileşime girebilmesinden dolayı yoksunluk sendromlarını ortadan kaldırabilen shilajit, sakinleştirici bir etkiye de sahiptir. Özellikle alkolü bırakmak için çaba gösterenlerde etkili olabilmektedir.

Shilajitin Yan Etkileri

İçerisindeki ağır metaller nedeniyle büyük dozlarda almanın kan basıncı üzerinde negatif etkiye sahip olacağı unutulmamalıdır. Dolayısıyla ağır metallere maruz kalıyorsanız ve çok düşük kan basıncınız varsa, onu almaktan imtina etmelisiniz.

Bunun yanında shilajiti bildiğiniz, güvendiğiniz bir yerden almalısınız çünkü kalitesiz ürünlerde mantar gibi istenmeyen faktörler bulunabiliyorlar.