Aktif olarak koşu sporunun içinde yer alanların çevresinden duyduğu “koş koş nereye kadar” cümlesine hepimiz şahit olmuşuzdur. Veya bu spora başlamadan önce aynı cümleleri bizde çevremize kullanmış olabiliriz.

Ancak sınırlarını keşfettiğin ve kendini her adımda daha mutlu hissettiğin bu harika eylemi yapmaya devam etmek karşı konulamaz bir hisse dönüşür. İşte tam bu noktada hayatına yön veren günlük antrenman, beslenme ve dinlenme düzeni yavaş yavaş yerini almaya başlar ve aktif olarak bu programa dahil olmana neden olur. Bazen kurumsal hayattan ayrılan zamanlarda, bazen okul ve derslerden arka kalan zamanlarda veya tamamen kendimizi adadığımız bu sporun çekici gücü karşısında kendimizi büyük bir emek ve mesai harcarken buluruz. Bu heyecana ortak olacak, sınırlarımızı keşfedecek, yaptığımız antrenmanların karşılığını görecek yarış takvimlerini açar kendimizi görmek istediğimiz yarışı seçmek için ekran başında saatlerce inceleme yaparız.

Burada bir ayrım başlar, kısa mesafeler, orta mesafeler, uzun mesafeler, ultra yarışlar şeklinde uzar gider. İşte tam bu noktada sınırlarını sonuna keşfedeceğin kapılar ardı ardına açılır. Kısa mesafe ile başladığın sürecin ultra yarışlara kadar ulaştığını içinde durdurulamaz bu heyecanın seni hangi zirvelere ulaştırabildiğine birlikte şahit olursun. Her adımda anlatacak onlarca hikaye, paylaşacağın onlarca fotoğraf ve unutulmaz tecrübelerle yeni hedeflere koşarak yoluna devam edersin.

Ve benimde çocukluk döneminden beri içinde bulunduğum spor hayatı yıllar sonra koşu ile birleşir. Öncesinde aktif olarak yer aldığım Beşiktaş Jimnastik Kulübü alt yapı kalecilik mevki yıllarıma, üniversite hayatı, kurumsal iş yaşantısı derken ara vermek hatta bırakmak zorunda kaldım. Profesyonel olmamak ile birlikte, yüzme, bisiklet, squash, fitness gibi spor dalları belli dönemlerde hayatımda yerini aldı. 2014 yılı sonlarında tekrar dönmek istediğim spor yaşantıma başladığım antrenmanlar ile birlikte Nike markası altında yer alan N+RC antrenmanları farklı bir yön kazandırdı. Devam edem süreç içerisinde Pacer olarak görevlendirildiğim bu yolda, sadece kendi içimde bulunan spor istediğini gerçekleştirmek değil hayatlarına sporu dahil etmek isteyen veya daha iyi bir yere ulaştırmak isteyen insanlara dokunabilmek ve onlara destek olmak gerçekten büyük bir keyif ve mutluluk sebebi oluyordu.

Bu süreçte aktif devam eden antrenmanlarım ile birlikte, sınırlandırdığım veya ara verdiğim heyecana koşu yarışlarına katılarak devam etme kararı aldım. İlk katıldığım yarış tecrübelerinde 5KM parkuru 30dakika üstü 10KM parkuru 60dakika üstlerinde tamamlamak bir yandan mutlu ederken bir yandan yetersiz geliyordu. Ancak sporun her alanında olduğu gibi koşu içinde gelişim kolay oluşan bir durum olarak yerini almıyor. Ciddi bir inanç, antrenman, beslenme, dinlenme gibi sürece dahil olmak ve süreci koruyarak devam ettirmek gerekiyor.

Kendime olan inancım ve hırsım ile gelişim sağlayacak antrenman programına dahil oldum. Ve bu inanç ve güven ile birlikte o dönemde yer alan ve katılmak için karar verdiğim yarışlarda başarılı sonuçlar elde etmek ve kürsü heyecanını yaşamış olmak gerçek bir motivasyon sebebi ve bu yola inancımı sağlayan harika deneyimler oldu.

Devam eden süreç ile birlikte 2014 yılı sonlarından 2017 yılına kadar bir çok farklı yarış tecrübesi yaşadım. Her yarış sonunda yaşadığım yorgunluk, yarışı bitirme hissinin verdiği mutluluk ile yok oluyor, yeni bir heyecanın peşinden koşmak için bir bitiş değil yeni bir başlangıç oluyor. Bu yola beni çeken tüm hislerim bu yola devam etmem için beni ayakta tutuyor. Beni terk etmeyen bu güç her antrenman sonrası oluşan yorgunluğa karşı yarışlarda ortaya koyduğum performansım ile birlikte mutluluğa dönüşüyor. Yapman gerekeni sonuna kadar ortaya koymak ve kendi sınırlarını aşmak için verdiğin çaba herşeye rağmen spor yapmanın insan bedenine ne büyük katkısı olduğunu ortaya koyuyor.

Parkurun zorluğu, hırs derecesi, sınırları zorlama ve kendini keşfetme gibi elde ettiğim büyük kazanımlar ile ultra parkurlar beni kendisini daha çok çeken yarışlar oldu. 2017 yılı ultra yarışlara daha çok yoğunlaşacağım, antrenmanlarımı ve hayatımı ona göre düzenleyeceğim bir yıl olacak gibi görünüyor.

Tüm bunların yanında attığım adımlara daha fazla anlam katmak adına farklı sosyal sorumluluk projelerinde yer almak benim için ayrı bir motivasyon sebebi oldu. Hem sporun hem de sosyal sorumluluk projelerinin içerisinde yer almak attığım adımlara hem anlam yüklüyor hem de daha motive koşmamı sağlıyor. HAYTAP için attığım adımların kimsesiz canlılar için mamaya dönüşmesi, TOFD için Wings For Life yarışında 16KM boyunca tekerli sandalye itici güç olmak ve yardım toplamak gibi farklı projeler yer aldığım bu yolda büyük bir destek ve güç kaynağı oldular.