Çay delisi olan ülkemizde son yıllarda, 3. dalga kahve akımı ile birlikte önemli ölçüde kahve popülerliği başladı. Sokak aralarında 2-3 masalık küçük kahve dükkanları, gönlünü bu işe adayan özel girişimciler sayesinde de önemli ölçüde yol alıyor. Çok farklı ülkelerden, değişik aromatik kahvelerin de gelmesiyle, bizim Türk kahvesinin pabucu dama atıldı sanmayın sakın. Ama yeni nesilde ciddi rakipleri var tabii…

Kahve o kadar popüler bir kültür haline geldi ki, hergün tüketilen kahve oranı da giderek yükselişe geçti. Sabaha kahve ile başlayan bir nesilin de oluşmasıyla, gün içinde gel bir kahve içelim ile devam eden iletişim de önemli boyutta…

Cold-Brew yani Soğuk Demleme Kahve

Değişik bir kahve tatmanın son zamanlarda en popüler yolu, soğuk demleme yani cold-brew. Kahve fanatiklerinin ana akımdan farklı rotaları denemeleri kolay olmasa da, son dönemlerde soğuk demleme büyük önem kazanıyor. Soğuk-demleme kahve satışları sadece bir yıl içinde % 115 büyüdü ve durmaya da niyeti yok. Amerikalı millenyum neslinin % 66’sı soğuk demleme tercih ediyor, buna karşılık X kuşağının da % 34’ü. Kahvelerin viskisi olarak tanımlanan bu kahve Türkiye’de daha az tercih ediliyor.

Soğuk demleme kahve, buzlu kahve ile aynı şey değildir. Burada bir sanat ve bir bilim var. Soğuk demleme kahve çekirdeği, soğuk veya oda sıcaklığında 12-24 saat su ile filtrelenerek yapılır.

Bazı soğuk kahve sevenler, büyüleyici kafeinli iksirin normal sıcak malzemelerden daha iyi tad vermesinin yanısıra, daha sağlıklı olduğu için öneriyor. Peki neden böyle?

Kahvenin Kafeini

Sabahları adrenal yorgunluk atmak ya da sabah sporuna çabuk hazırlanmak isteyenler için soğuk demleme kahve işe yarayabilir. Soğuk demin su içeceği oranı yaklaşık 1:20 olan damla kahve oranıyla karşılaştırıldığında 1: 6 civarındadır. Bu çok fazla kafein demek oluyor!

Bununla birlikte, soğuk demleme kahve konsantresi de genellikle su veya krema ​​ile seyreltilerek kafein azaltılır. Farklı kahve türleri arasında kafein düzeylerinin karşılaştırılmasında yaşanan sorun, çeşitli faktörlerin değişkenliğindendir. Kullandığınız çekirdeğin kalitesi, ne kadar çekirdek kullandığınız, soğuk demlemek için ne kadar beklettiğiniz ve su veya krema ile ne kadar seyrelttiğiniz gibi detaylar kafein konsantrasyonunu belirleyen tüm değişkenlerdir.

Her ne kadar kafein içeriği camdan kadehe göre bile değişirse de, Starbucks’ta orta boy soğuk demleme kahve kabaca 200 mg kafein içerirken, sıcak olan ise çekirdeklere bağlı olarak 260 ila 375 mg arasında kafein içeriyor.

Sonuç: Soğuk demleme kahve, drip kahveden biraz daha az kafeine sahip olma eğilimindedir.

Kahvenin Asiditesi

Soğuk demleme kahve yapılırken ısı kullanılmaz, bu nedenle drip, yani damlama kahvede bulunan güçlü, bazen acı tadın daha az olduğu belirtiliyor. Kahve çekirdeklerinde bulunan asitler ağırlıklı olarak daha yüksek sıcaklıklarda ekstrakte edilir ve soğuk demleme kahve nispeten daha pürüzsüz, daha az asidik bir tat verir. Bu nedenle, daha hassas mideleri veya asit reflüleri olan insanlar, soğuk demleme kahveyi daha iyi tolere etme eğilimindedirler.

Kahvenin Besin Değerleri

Kahve içmenin insülin duyarlılığını düzeltmesi, yağ yakma, bunama ve nörodejenerasyonun azaltılması ve genel yaşamın daha uzun olması gibi sağlıklı yararları üzerine heyecan verici bir araştırma var. Bu araştırmanın çoğu, iltihapları bozan antioksidan içeriği üzerine yoğunlaşıyor. Klorojenik asit gibi kahve bileşikleri, hastalıklarla savaşan yıldız oyunculardır.

Soğuk demleme, ana akım barista sahnesi için nispeten yeni olduğu için ve araştırmacılar için daha da yeni olduğundan, soğuk demleme kahvede bu antioksidanların daha düşük veya daha yüksek seviyelerine sahip olduğunu gösteren hiçbir somut kanıt yok. Daha fazla araştırma yapılmasına rağmen, soğuk demleme kahve çekirdeği üretim sürecinde daha fazla kahve asidi ve yağ kalması nedeniyle daha az antioksidan olabilir.

İster soğuk demleme ister damlama tercih edin, önceliğiniz organik kahve olmalı. Organik kahve çekirdeklerinde böcek ilacına maruz kalmazsınız!

Sonuç olarak; bütünsel yaşam koçu ve klinik aromaterapist olarak kahve konusunda farklı düşünen fikirlerle karşılaşıyorum. Bazı insanlar, kafeini daha yavaş metabolize eden CYP1A2 enzimini kodlayan gen varyantlarına sahip. Soğuk kahvelerin küçük bir bardağı bile onların sistemlerini bozabiliyor.

Soğuk demleme kahve daha fazla kafein içerme eğiliminde olsa da, kafein tolere etmeyen insanlar için bu tez de yeterli değildir. Kafeini tolere eden ve kahveden fayda bekleyen insanlar için, biraz daha az kafeinle mide üzerinde daha nazik dokunuşlar arıyorsanız, soğuk demleme sizin tarzınız olabilir. Normal kahve içerisinde bulunmayan farklı besin maddeleri mi arıyorsunuz? Eh, maalesef onlar için kahveye değil, başka besinlere bakmanız gerekecek.