20’li yaşlarımın sonlarında endişe duymaya başladım; ve toplum içinde ilk kez panik atak geçirdiğimi, hâlâ canlı bir şekilde hatırlıyorum: Hızlanan kalp atış hızı, terli avuçlar ve panik dolu düşünceler beni bir şeylerin ters gittiği konusunda uyardı. Anksiyete birçok şekilde ortaya çıkabilir ve kendiminkinin nasıl çalıştığını anlamam, benim için uzun bir yolculuk oldu.

İlk başta, vücuduma veya sezgime dikkat etmedim. Toksik ilişkiler içinde kaldım ve beni motive etmeyen bir hayata razı oldum. Ama zamanla, endişemi bedenimden gelen ve bana bir şeylerin yolunda gitmediğini söyleyen acil bir çağrı olarak görmeye başladım. Benim için çağrı; artık dinlenmek ve insanları memnun edip kendi enerjimi tüketmek yerine nasıl hayır diyeceğimi hatırlamak oldu. Bugün artık her sabahımı; fiziksel, zihinsel ve ruhsal esenliğime odaklanmanın yanı sıra çakraları dengelemeye özel bir vurgu yaparak, kendimi onurlandırmaya adıyorum. İşte her güne doğru bir ruh hâlinde başlamaya yardımcı olan sabah rutini:

 

  1. Tam bir gece uykusu alırım.

İyi bir sabah, önceki gece başlar. Serbest meslek sahibi olduğum için vücudum uyanmak istediğinde uyanma lüksüne sahibim. Her gece, özellikle de endişeli hissettiğimde yeterince kaliteli uyku almanın çok önemli olduğunu keşfettim.

  1. Meditasyon yaparım.

Yoga matımı yatağımın hemen yanında tutuyorum, böylece uyandığımda doğrudan matın üzerine geçiyorum ve kesinlikle başka bir şey yapmak için hiçbir bahanem kalmıyor. Çakra dengeleyici meditasyonların, güne sakin ve olumlu bir tavırla başlamama yardımcı olduğunu açıkça gözlemliyorum.

 

  1. Çakralarımı açarım.

Ardından, bir çakra açımı-görselleştirme egzersizine geçiyorum. Kökten başlayıp taç çakrada sona erdirmek üzere eski enerjiyi salıvererek, vücut taramasına benzer şekilde, bedenim üzerine çalışırım. Evrenden rehberlik ister, aldığım mesajları mutlaka yazar ve işim bittiğinde de evrene teşekkür ederim.

  1. Biraz hareket ederim.

Çakraları açtıktan sonra egzersiz yapmak, tüm yaşam gücü enerjisinin akmasını sağlamanın harika bir yoludur. Bu yüzden her sabah aklımdaki düşünceleri susturmaya ve vücudumla yeniden bağlantı kurmaya çalışırım. Genellikle ne kadar kalori yaktığımla veya kendimi ne kadar zorlayabildiğimle değil; özümsediğim duyguyla daha çok ilgilenirim. Kendime kurallar koymam ki bunun gerçekten yararlı olduğunu düşünüyorum; çünkü bu, hareketin hiçbir zaman yapılacaklar listemdeki bir madde gibi veya başka bir alıştırma ya da talim gibi hissettirmemesini sağlıyor.

Hareket ederken müzik dinlemenin moralimi yükselttiğini ve ruh halimi tamamen değiştirdiğini görürüm. Benim için tenis, farkındalığı içeren mükemmel bir egzersizdir. Oynarken tüm sorunlarımı unutuyorum ve tek bir şeye odaklanıyorum: o kabarık sarı topa filenin üzerinden vurmak!

 

  1. Su ile bağlantı kurarım.

Sahile yakın, sıcak bir iklimde yaşadığım için spordan sonra ya denize girerim ya da havuza girerim ancak duş ya da Epsom tuzu ile banyo yapmak da işe yarar. Doğal olarak, egzersiz yaptıktan sonra tazelenmek iyi hissettirir, ancak su aynı zamanda yaratıcılığımızı ve cinselliğimizi yöneten sakral çakrayla da bağlantılıdır.

 

  1. Kendimle iletişime geçerim ve şükranlarımı sunarım.

Son olarak, güne başlamadan önce kendimle iletişime geçmek için biraz zaman ayırırım. Bu, hayatta nerede olduğumun durum değerlendirmesini yaptığım ve beni aşağı çeken veya endişelendiren alanları düşündüğüm bir zaman dilimidir.

İster ilişkiler, çevre, durumlar veya duygular yoluyla olsun; hayatın bize sürekli olarak dersler sunduğunu hatırlamaya çalışırım. Bana göndermeye devam ettiği birçok ders için evrene teşekkür ederek rutinimi bitiririm.

Sonra geceleri, bana anlamlı bir yaşam verdikleri için tüm iyi güçlere teşekkür etmek için dua ederim. Hayat zaman zaman karmaşık ve strese neden olabilse de, daha yüksek bir güçle bağlantı kurmak, bana anlatacak bir hikayem olduğunu hatırlatır; o yüzden hiçbir şeyin, özellikle de endişe nöbetlerinin, beni bunu yapmaktan alıkoymasına izin vermemeliyim.

 

Bu sadece benim bireysel deneyimim olsa da, vücudumu dinlediğimde, sezgilerime güvendiğimde ve her sabah beni gelecek güne hazırlayan tutarlı bir rutini sürdürdüğümde kaygımın çok daha kolay yönetilebilir olduğunu gördüğümü de belirtmeliyim.