15 Ağustos itibariyle Uranüs, 10° Boğa’da geri hareketine başlayarak Jüpiter, Satürn, Plüton, Neptün ve Şiron’a katılıyor. Kaçınılmaz bir şekilde enerjik bir değişim hissedeceğiz: Şimdilerde görünürde geriye doğru hareket eden altı gezegenimiz bulunuyor.

Ağustos ayının ilk yarısı, pek çoğumuz için yoğun geçti: Hepimiz bir mola verme ihtiyacı hissediyoruz. Geri harekette bulunan altı gezegenin varlığı bizi, dikkatimizi içimize çevirmeye ve ortaya çıkmakta olan duyguları detaylandırmaya davet ediyor. Meydana gelmekte olan olayları nasıl birleştireceğimizin ve son değişiklikler ile zorluklara nasıl uyum sağlayacağımızın en iyi yolunu düşünmeye teşvik ediliyoruz.

Uranüs: Büyük Uyandırıcı

Büyük Uyandırıcı olarak da bilinen Uranüs, genellikle Prometheus’un mitolojik kişiliği ile ilişkilendirilir. Prometheus, Tanrılara itaatsizlik etti ve sonuçlarına katlanacağını bildiği halde yaratıcı gücün ateşini çalarak onu insanlığa verdi.

Eşi benzeri görülmemiş bu cesur hareketi Prometheus’un, insanlığın yeni zirvelerine çıkmasına izin verdi. Ateş, kutsal bir sembolü ve dönüştürücü bir elementi temsil eder. Ateş bizi ısıtır ve aydınlatır, savaş silahı olarak kullanılabilir, yıkıcı olabilir, ancak yine de bizi temizler ve arındırır ve tüm kötülükleri yok eder. Ateş, kendimizi güçlendirmemizi sağlayan farkındalık alevini temsil eder.

Uranüs de tıpkı Prometheus gibi isyankar olması ve meydan okumasıyla ünlüdür: İnsan özgürlüğünün kökten onaylanmasına karşılık gelir. Uranüs, şimşek ve gök gürültüsünün, elektriğin ve beklenmedik olayların yöneticisidir. Bu gezegen bağımsızlık ister ve bunu elde etmek için savaşmaya hazırdır. Uranüs, bizi isyan etmeye ve kısıtlamalardan kurtulmaya teşvik eden güçtür.

Uranüs, bizi şartlanmadan ve sınırlamalardan, durgunluk hissinden, bize artık ilham vermeyen rutinden, anlamsız formalitelerden ve modası geçmiş kural ve düzenlemelerden özgür kılmak istiyor.

Uranüs: Yıkıcı ve Alışılmadık

Uranüs’ün 84 yıllık bir yörüngesi vardır ve bizim bakış açımıza göre her yıl yaklaşık altı ay görünürde geriye doğru hareket eder. Uranüs’ün keşfi, 1781 yılında Amerikan ve Fransız devrimi sırasında tesadüfen gerçekleşti. Onu ilk kez gözlemleyen astronom, Uranüs’ün alışılmadık yörüngesi nedeniyle bir gezegen değil de bir kuyruklu yıldız olduğunu düşündü.

Uranüs, teleskopla tanımlanan ilk gezegendi ve kısa zamanda ani değişikliklerin, tahmin edilemezliğin ve karmaşanın sembolü haline geldi. Uranüs’ün keşfi, bilim dünyasında karmaşa yaratan bir olaydı: Astronomlara bildikleri her şeyi sorgulama konusunda ilham verdi ve güneş sistemine dair algımızı sonsuza kadar genişletti. İnsanlık, birden bilmediği daha çok şey olup olmadığını merak etmeye başladı: Yeni ve beklenmedik bakış açıları hızlı bir şekilde ortaya çıktı. Bu ise tam olarak Uranüs ile ilgili olan şeyler.

Uranüs elektrik, bilgisayar ve internet gibi bireysel ve toplu yaşantılarımızı kalıcı olarak dönüştürmüş olan çığır açıcı bilimsel keşiflerle ilgilidir. Uranüs ani teknolojik ilerlemelere, yenilikçi fikirlere, aydınlanma yaşatan anlara ve netlik ile yeni yollar ve olasılıklar açan beklenmedik yüklenmelere karşılık gelir.

Benötesi Alemlere Giriş

Kova burcunun modern yöneticisi olan Uranüs, ilk benötesi ya da dış gezegen olarak kabul edilir. Uranüs’ün keşfinden önce Kova burcunun geleneksel yöneticisi Satürn’dü. Benötesi gezegenler Uranüs, Neptün ve Plüton’dur: Bu gezegenler çok yavaş hareket ettikleri için tüm bir neslin belli amaç ve özellikleri ile ilişkilendirilirler. Bu gezegenlerin geçişleri, kolektif evrimimizin hızını belirler.

Satürn, çıplak gözle görebildiğimiz son gezegen olduğu için bilincimizin sınırlarına karşılık gelir. Uranüs ile birlikte ruhun bilinçsiz alemlerine gireriz.

Astrolojide Uranüs, bireysel bilinçaltımızla birlikte gerçekleşen tüm olayları, düşünceleri ve konuşmaları içeren Akaşik Kayıtlar olarak da bilinen kolektif hafıza alanımızla ilişkilidir.

Boğa burcundaki Uranüs: Yeni bir güvenlik anlayışı bulmak

Boğa burcu kendimiz ve bedenimiz, değerlerimiz, ihtiyaçlarımız ve kaynaklarımızla birlikte hayatta kalma içgüdümüzle ilişkili olan Sabit bir Toprak burcudur.

Uranüs’ün Boğa burcundaki yedi yıllık geçişi, tüm bu etkenleri yeniden tanımlamak, farklı bir değerler kümesi yaratmak ve yeni bir güvenlik anlayışı bulmak ihtiyacını gündeme getiriyor. Bu yolculuğa 2018 yılında başladık; Uranüs, 2026 yılına kadar İkizler burcuna geçmeyecek.

Değer sistemimizi, kendimizle nasıl ilişki kurduğumuzu ve neleri temel ihtiyaçlarımız olarak gördüğümüzü sarsan, hayatta kalmamıza yönelik olarak beklenmedik zorluklarla hali hazırda karşı karşıyayız. Önümüzdeki birkaç yıl boyunca bu sürecin daha da derinlerine ineceğiz.

Uranüs, ani karışıklıklar ve değişim ile ilgilidir. Bu gezegen, sonsuz potansiyeller ile olasılıkları içeren bilinmeyen alemi bize açar: Bazıları için tam bir belirsizlikle yüzleşmek korkutucu bir süreçken diğerleri için heyecan verici bir yolculuktur.

Uranüs’ün Boğa burcundaki geçişi, hayatımızı kazanmamızın yeni yollarını keşfetmemiz, gıda sistemlerini düzenlemenin alternatif yollarını denememiz, ev inşa etmemiz ve Doğa ile etkileşim kurmamız için ilham veriyor. Kesin olan tek bir şey var: Sahip olduğumuzu bilmediğimiz kaynaklar keşfedeceğiz.

Uranüs Retrosu: İç benliğin keşfi ve bireyleşme

Uranüs, 15 Ağustos’ta başladığı geri hareketine 14 Ocak 2021’e kadar devam edecek. O zamana kadar Büyük Uyandırıcı bize, kendimiz, seçimlerimiz ve hayat yolumuz için yaptığımız içsel sorgulama için ilham verecek.

Uranüs Retrosu, kendimizi derin bir şekilde analiz etmemiz ve sorgulamamız için bizi davet ediyor. Uranüs, Carl Jung’ın bireyleşme süreci ya da kişiliğimizin bilinçli ve bilinçsiz parçalarının birleşmesinden oluşan bütünleşmeye giden yol olarak adlandırdığı süreç ile ilgili olan gezegendir.

Önümüzdeki altı ay boyunca koşullanmamızı tanımlamaya ve artık bize hizmet etmeyen varsayım ve inançların farkına varmaya teşvik edileceğiz. Bu sürecin amacı, geçmişin istenmeyen etkileri olmadan seçimler yapabilecek ve harekete geçebilecek hale gelmektir.

Uranüs’ün geri hareketi, bizi entelektüel otoritemizi geliştirme ve miras aldığımız inançlardan koşulsuzlaştırma yolculuğuna davet ediyor. Bu geçiş, geçmişimizden kopmamız ve olayları farklı bir ışık altında görmemiz için bize ilham veriyor. Uranüs, başımıza gelenlerin hikayesinden kurtulmamız ve deneyimlerimizin şimdiki zamanı etkilemesini bırakması için bizi teşvik ediyor.

Son olarak, Uranüs’ün Boğa burcundaki geri hareketi bize her birimizin kendi içsel çalışmalarımızı yaptığımızda bunun kaçınılmaz olarak kolektif olanı etkilediğini ve tüm Dünya’nın titreşimini değiştirdiğini hatırlatıyor: Her şey içimizde başlar.