DNA’yı onaran Discovery, devrim yaratan bir yaşlanma karşıtı ilacın bulunmasına yol açabilir ve NASA’ya astronotlarını Mars’a ulaştırmada yardımcı olabilir.

Bilim insanları, insan vücudundaki hücreleri DNA hasarına karşı koruyan bir protein kompleksi tespit etti. Araştırma, New South Wales Üniversitesinde (UNSW) yapıldı. Bulgu, genel olarak astronotların yanı sıra insanlık için de yararlı olabilir.

Uzay seyahati, kozmik radyasyona maruziyet söz konusu olduğundan DNA hasarı riskini arttırmaktadır. Bu keşif, yaşlanma sürecini tersine çeviren, DNA’nın onarımını arttıran ve nihai olarak da astronotları Mars’a gönderecek bir ilacın ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.

 Araştırma Ekibi Hakkında

Çalışmanın öncü yazarı Profesör David Sinclair akademi ve bilim çevrelerince saygı görmektedir.  Geçen yıl NASA’nın iTech yarışmasını kazanmak için Dr. Lindsay Wu ile takım oluşturdu.  Bu bir çift bilim insanına ait biyolojik çözelti, yarışmada 300 diğer yaratıcılığı geride bıraktı. Sinclair ve Wu, sözü edilen yaşlanma karşıtı tedavi üzerinde son dört yıldır çalışmaktadır.

Araştırmanın Detayları

UNSW araştırma ekibi hasar görmüş DNA’nın onarımı için olan gerekli moleküler işlemde önemli bir adım belirledi. Ekip, radyasyona maruz kalmış ve yaşlanma süreci ile hasar gören DNA’ların tedavisinin mümkün olduğuna inanmalarını sağlayan deneyleri yapmak için fareleri kullandı.  Bulgu öyle gelecek vaat ediyordu ki NASA’nın dikkatini çekti.

Böyle bir tedavi, uzay yolculuğunu Mars’a ve diğer uzak gezegenlere yaymak için eksik olan bileşen olabilir. İnsan vücudundaki hücreler DNA hasarını onarmak için programlanmıştır.  Yine de hücreler, yaşlanmanın ardından yıllar geçtikten sonra böyle bir hasarı etkili bir şekilde onaramazlar.

UNSW araştırmacıları, insan vücudundaki her hücrede bulunan metabolit NAD+’nin, DNA onarımından sorumlu proteinlerde bir düzenleyici olarak önemli bir rol oynadığını tespit ettiler.

Ekip NMAD olarak ifade edilen NAD+ prekürsörü (öncül) ile fareleri tedavi etti.  . NMN, yoğun yaşlanma ve radyasyona maruz kaldıktan sonra hücrelerin hasar görmüş DNA’larını onarma kabiliyetini artırdı.  Sinclair, tedavi edilen farelerin hücrelerinin daha genç farelerinkilerle aynı olduğunu kanıtladığını belirtti. Bu hücre iyileşmesinin gerçekleşmesi sadece bir hafta sürdü.

 NMN, İnsanların Yaşlanması ve Uzayın Keşfinin Geleceği için Ne Anlama Geliyor?

NMN testleri farelerle sınırlı olsa da, yakında insanlar üzerinde de test edilecek. İnsan deneyleri önümüzdeki altı ay içinde gerçekleşecek.  NMN tedavisi, etkili ve tamamen güvenli bir yaşlanma karşıtı ilaç olduğunu kanıtlayabilir. Deneylerin gidişatına bağlı olarak tedavi, beş yıl ya da daha kısa bir sürede pazara çıkabilir.

Yaşlanma karşıtı bir ilaç fikri bir nebze boş bir hayal gibi görünmektedir. Ancak, NMN tedavisinin insanlarda kullanımının güvenli olduğu kanıtlanırsa, Mars’a yapılan dört yıllık bir yolculuk boyunca astronotların sağlığını koruyabilir. Aynı zamanda, astronotları daha kısa görevlerde kozmik radyasyona karşı koruyacaktır.

Bu radyasyon maruziyeti, hafıza kaybından kas zayıflığına kadar bir dizi rahatsızlığa neden olur.  Mars’a yapılacak dört yıllık bir gezi, astronotların hücrelerinin yüzde beşinin tahrip olmasına neden olmaktadır.  Böyle bir yolculuk sonucunda kanserin oluşma ihtimali yaklaşık yüzde 100’dür.

Astronotların ötesinde, kozmik radyasyon insanlar için de bir sorun teşkil etmektedir.  Bir uçağa binen herkes bu tür bir radyasyona maruz kalır. Uzun bir uçuş, bir yolcuyu bir röntgen tarafından üretilecek kadar radyasyona maruz bırakır. NMN tedavisinin, sık uçma nedeniyle oluşan DNA hasarını dengeleyebileceği olasıdır.  Hatta çocukluk kanseri yaşayanlar bile bu tedaviden fayda görebilir.

Çocukluk kanseri mağdurlarının yüzde 96’sından fazlası yaşlanmanın ivmelenmesi sonucu 45 yaşından itibaren kronik bir hastalığa katlanmak zorunda kalmaktadır.

Belki de yakında çıkacak olan yaşlanma karşıtı hap bu tür hastalıkları önlemeye yardımcı olacaktır.