Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (Türk Medeni Kanunu 175. madde)

Görüldüğü gibi yoksulluk nafakasına hükmolunabilmesi için, ilk ve en önemli koşul, boşanma hükmünün kesinleşmesi ve nafaka talep eden eşin boşanmaya neden olan olaylarda yükümlü olan eşe nazaran daha ağır bir kusurunun olmaması gerektiğidir. Dolayısıyla yoksulluk nafakası talep eden taraf, ödeyecek tarafla boşanma hususunda eşit kusurlu olsa dahi, gerekli diğer şartlar mevcutsa yoksulluk nafakası alacaktır.

Aile Mahkemesi hakimi tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının, boşanan eşin mal varlığı ve geliri olup olmadığının, mal varlığı ve geliri varsa, boşanma halinde onu yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağının ve nafaka yükümlüsü eşin ödeme gücünün belirlenmesinde, görevlendireceği uzmanların araştırma, inceleme, görüş ve raporlarından yararlanacaktır.

Yoksulluk nafakası 1988 tarihinden önce, ancak 1 yıl süreli olarak verilebiliyordu. Fakat yasada yapılan değişiklikle, bu tarihten sonra artık yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilmektedir.

Lehine süresiz olarak karar verilen yoksulluk nafakası alacaklısı Medeni Kanun’un 176/3. maddesindeki olumsuz koşulları gerçekleştirirse, nafaka borçlusu yoksulluk nafakasını kaldırtabilecek ve nafaka yükümlülüğünden kurtulabilecektir. Peki yoksulluk nafakasının kaldırılmasını sağlayabilecek yasadaki bu olumsuz koşullar nelerdir?

• Gelir biçiminde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakası, nafaka alacaklısının yeniden resmen evlenmesi halinde veya taraflardan birinin ölümü durumunda kendiliğinden kalkacaktır. Bu durumda nafaka borçlusu aile nüfus kaydını icra dosyasına ya da ilgili yere ibraz ederek borcundan kurtulacaktır.

• Nafaka alacaklısının resmi bir evlenme akti olmadan başka biri ile fiilen evliymiş gibi yaşaması halinde ve bu durumun mahkemede kanıtlanması üzerine yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilir. Davalı nafaka alacaklısının başka biri ile resmi evlilik dışı fiilen evliymiş gibi yaşaması, tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.

• Nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalkması halinde yoksulluk nafakası, borçlunun istemiyle kaldırılabilecektir. Yoksulluk nafakasına hükmedildikten sonra, yoksulluk nafakası alacaklısının düzenli, gelir getiren bir işe girmesi, çalışması karşılığı yoksulluğunun ortadan kalkması, şans ve talih oyunları sonucu elde ettiği gelirle veya miras yoluyla, bağış yoluyla veya babası veya annesinin sosyal güvenlik kuruluşu üyesi olması nedeniyle kendisine emeklilik maaşı bağlanması veya buna benzer nedenlerden biriyle yoksulluğunun ortadan kalkması durumlarında da yoksulluk nafakası borçlusu Aile Mahkemesinden nafakanın kaldırılmasını dava yoluyla talep edebilecektir.

• Nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesi nedeniyle yoksulluk nafakası kaldırılabilecektir. Haysiyetsiz yaşam tarzı, toplumun ahlak, şeref, namus anlayışlarına uyumsuz bir biçimde yaşamaktır. Bu bağlamda nafaka alacaklısının devamlı alkol alması, ırza geçmesi, hırsızlık yapması, yüz kızartıcı suçlar işlemesi, kumar oynaması gibi nedenlerden biri veya bir kaçı ile uygunsuz hayat sürmesi halinde nafaka yükümlüsü Aile Mahkemesinden nafakanın kaldırılmasını dava ederek, borcundan kurtulabilecektir.

Erkeğin yoksulluk nafakası istemi

Boşanma yüzünden yoksulluğa düşen eş, erkek de olsa, boşanma halinde kadından kusuru daha ağır olmamak şartıyla, kadının refah hali koşulu aranmaksızın, sadece ödeme gücü varsa kadından süresiz yoksulluk nafakası talep edebilecektir. Bu durum kadın-erkek eşitliğinin doğal bir uzantısı olarak, Medeni Kanunu’muzda yerini almıştır. Yasamızda yapılan bu değişiklikten önce, kadının yoksulluk nafakası ödemesi “refah içinde bulunması” koşuluna bağlı iken; artık bu şart kaldırılmış ve kadın, erkek ile nafaka ödeme konusunda da eşit hale gelmiştir.

Yoksulluk nafakası ödenmezse ne olur?

Mahkeme kararıyla hüküm altına alınan veya anlaşmalı boşanma protokolü sonucu onaylanan yoksulluk nafakasını, iştirak nafakasını veya tedbir nafakasını ödemeyen nafaka borçlusuna karşı ilamlı icra ile takip başlatılır. Borcu öderse haciz işlemleri sona erer. Borcu ödemezse icra ceza mahkemesine şikayet edilerek, borçlu 10 gün ila 3 ay süreyle zorlama hapis cezasına mahkum edilir.

İcra ve İflas Kanunu’nun “Nafakaya ilişkin kararlara uymayanların cezası” başlıklı 344. maddesine göre; nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, 3 aya kadar tazyik (zorlama) hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse yani nafaka ödenirse borçlu tahliye edilir. Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.