Hamileliğin 30. haftasına geldiyseniz artık hayat sizin için çok daha heyecanlı olmalı çünkü artık sadece 10 haftanız kaldı ve bir erken doğum olmadığı sürece ciddi bir problemle karşılaşma ihtimaliniz de ciddi anlamda azaldı. Son haftaları keyifle geçirirken karnınız da iyice büyümüş olmalı ve bu nedenle heyecanınızın bir an bile dinmediğini tahmin edebiliyoruz. Lakin içeride neler olup bittiğini merak edenler için 30. hafta hamilelik hakkında tüm bilmeniz gerekenlere kısaca bir değinelim.

30. Hafta Hamilelik ve Bebeğin Fiziksel Durumu

Bebeğiniz artık 40 santimetreye gelmiş ve geçmiş olabilir, bunun yanında yavaş yavaş 1.5 kilogram sınırına doğru geliyor ancak henüz bu ağırlığa gelmemiştir. Dolayısıyla onun varlığına her hafta daha fazla şahit olacaksınız çünkü bulunduğu kese ve rahme artık yavaş yavaş zor sığmaya başlayacak ve bu nedenle onu her an hissetmek mümkün olacak.

Bebeğiniz rahmin içerisindeki amniyon sıvısı içerisinde yüzüyor ancak fiziksel olarak boyutu arttıkça sıvıya eskisi kadar yer kalmayacak. Bu nedenle sıvı miktarı azalacak ve doğrudan bebeğin kesenin sınırlarına dayandığını fark edeceksiniz.

29. hafta gebelik için sizi şöyle alalım 👇

[call post=29680]

 

Onun üzerinde şimdiye dek koruyucu çok fazla miktarda tüy bulunuyordu ancak bu tüylere çok fazla gerek kalmadı çünkü vücudu kendi ısısını ayarlayabilecek düzeye geldi. Dolayısıyla tüyler döküleceklerdir ve bebek doğumdan sonraki şeklini almaya çoktan başladı. Bu tüylerin çok büyük bir kısmı doğuma kadar dökülecek ve doğduğu zaman büyük oranda tüysüz bir şekilde çıkacak.

Geçmiş haftalarda gözleri açılmış ve ışıkları ayırt etmeye başlamıştı. Lakin hala çok iyi göremiyor ve doğduktan bir kaç ay sonrasına kadar ciddi anlamda güzel bir görüşe sahip olmayacak. Tam olarak güzel bir görüşe sahip olması bir iki sene sürüyor ve bu nedenle uzunca bir süre sadece çok yakındaki şeyleri görebileceğini belirtelim. Ancak yine de anne karnından içeri giren ışık huzmelerini fark edebildiği için gece ile gündüzü ayırt edebildiğini de belirtmek gerekli.

Artık hareketliliği de tüm güne yayılıyor ve hem tekmeler hem de ellerini kullanarak attığı yumrukları fark edebilirsiniz. Rahim içerisinde hareketli olduğu için bazen ister istemez hareketlerde de bulunabiliyor ve bunları farketmeniz de çok olası.

Bu süreçte doktorunuz hareketleri saymanızı isterse sayabilirsiniz ancak bunu yapma mecburiyetinde değilsiniz. Pek çok uzman sadece gerekli hallerde gerekli uyarı ve tavsiyeleri vermektedir.

30. Hafta Hamilelik ve Annenin Fiziksel Durumu

Artık gebelik boyunca sekiz dokuz kilo civarında almış olmanız gerekli ve bunun üzerine beş altı kilo daha alabilirsiniz ancak daha azını veya daha fazlasını almaktan kaçınmalısınız. Zira doğru bir kiloya sahip olmanız hem bebeğin sağlığı, hem sizin sağlığınız hem de doğum sonrası emzirme süreci için önemli.

Bebeğiniz artık çok büyüdü ve bu nedenle tüm iç organlarınız onun baskısı altında bulunuyor. Bunun yanında hormonal dengeniz nedeniyle tüm kaslarınız ve bağ dokularınız gevşediler. Vücut kendini doğuma hazırladığı için bundan etkilenen kaslar var ancak bazen yemek borusundaki kaslar da bundan etkileniyorlar ve bu yüzden midenizdekilerin ağzınıza gelmeleri mümkün. Bu durum mide yanması, yemek borusunun yanması gibi problemlerin ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Ayrıca bebeğin boyutunun mide ve bağırsaklara baskı yapması, ağrı ve rahatsızlıklar ile hazımsızlığa sebep olabilmektedir. Hazımsızlık ise kabız ile sonuçlandığında hemoroid problemlerini ortaya çıkarabiliyor.

Rahmin büyümesinin yanında toplam ağırlığın artması da ağırlık dengenizi bozmuş durumda. Bunun sonucunda zayıf kaslar ve bağ dokular sizi tutmakta zorlanmaya başlarlar ve denge iyice bozulur. Dolayısıyla hareketliliğinizde problemler ortaya çıkabilir ve bu durum ağrı ve sızılara da sebep olabilir. El ve ayaklardaki bir miktar şişkinlik de bu nedenle ortaya çıkabilir ancak aşırı ödem ve şişkinliklerde doktorunuza başvurmayı unutmamalısınız.

Sindirim ve hazımsızlık problemlerinden kaçınmak için bu dönemde kesinlikle bol lifli, meyveli, sebzeli bir beslenme düzenini takip etmeli, protein almayı da unutmamalısınız. Ayrıca bol bol su içmeniz de hem bebeğin hem de sizin susuz kalmamanız için önemli. Zira bebeğiniz de artık bedeninizden ciddi anlamda su çekiyor. Yerken tek seferde büyük porsiyonlar değil de daha ufak porsiyonları tercih etmelisiniz.

Bu dönemde diş etlerinizle ilgili kanama, iltihap ve şişme gibi problemlerle karşılaşabilirsiniz. Çok ciddi bir durum olmadıkça rahatsız olmanıza gerek yok ancak dişlerin her zaman temiz ve bakımlı olduğundan emin olmalısınız.