Mükemmel ebeveynlik diye bir şey yok. Hepimiz o an elimizde olan kaynaklara göre elimizden geleni yapıyoruz. Evet, çocuklarımız henüz küçükken pozitif bir ebeveynlik yaklaşımı sergilersek, büyüdüklerinde daha kolay olurlar. Ancak pozitif ebeveynliğe herhangi bir zamanda başlayabilirsiniz ve çocuğunuzun davranışlarındaki değişimi çok çabuk göreceksiniz.

Peki ilkokul yaşlarındaki çocuklarda pozitif ebeveynlik ne anlama geliyor? Durum ne olursa olsun bazı adımlar şöyle:

Kendi Duygularınızı Düzenleyin

Bu bir numaralı ebeveynlik sorumluluğunuz. Sinirlendiğinizde, heyecanı arttırırsınız. Çocuk daha az güvende hisseder ve bu nedenle daha dikbaşlı hale gelir. Sakin kaldığınızda, fırtınayı yatışrırırsınız ve anlamlı bir iletişim kanalı açmış olursunuz.

Çocuğunuzla Tekrar Bağ Kurun

Düzeltmeden önce daima bağlanın. İşbirliği için tek sebebi sizin onunla olan bağlantınız. Bu nedenle sınırlar koyuyorsanız, aynı zamanda empati kurmayı da öğrenin. Eğer katılmıyorsa bağlantısız hissediyordur ve bu nedenle bazen tek yapmanız gereken bağ kurmak.

Cezalandırmak Yerine Koçluk Yapın

Yani gerekli olduğunda sınırları koymalısınız ancak buna çocuğunuzun bakış açısından bakabilmeli ve onların duygularını anlamalısınız. Bu duygulara koyduğunuz sınırlar da dahil. Böylece çocuklar bağ kurmuş hissederler ve işbirliği yaparlar. Ayrıca onların duyguları ile arkadaş olmalarına da yardımcı olur ve kendilerini daha iyi düzenleyebilirler. Duygularını düzenleyebildikleri zaman davranışlarını da düzenleyebilirler.

Bazı örnekler istiyorsanız aşağıda bunlar mevcut.

Yedi yaşındaki çocuğunuz siz evde çalışırken rahatsız edip duruyor:

Kendi kendine oynayamıyor gibi görünüyor. Ona tokat atmak için elinizi kaldırıyorsunuz ve bu reaksiyonunuzdan dolayı derin bir nefes alıp ikinci bir bakış atıyorsunuz. Onun bağlantısız hissettiğini fark ediyorsunuz ve bu nedenle sizden yakıt alması gerekli. İş arkadaşınıza bir saat içinde arayacağınızı söylüyorsunuz ve telefonu kapatıp çocuğa şöyle diyorsunuz: “Tüm öğlenden beri benim dikkatimi çekmeye çalışıyorsun… Bilgisayarımı ve cep telefonumu kapatıyorum. Yirmi dakika boyunca senle ilgilenmek için vaktim var. Zaman tutacağız. Ne Yapalım?”

Sekiz yaşındaki çocuğunuz her fırsatta küçük kardeşlerini dövüyor:

Açık sınırlar koyuyorsunuz (vurmak yok) ancak onu cezalandırmak yerine kardeşlerini rakibi gibi gördüğünü fark ediyorsunuz ve bu nedenle sizinle daha fazla bağ kurması gerekli. Ona şöyle diyebilirsiniz: “Son zamanlarda biraz garip davranıyorsun. Birlikte geçirdiğimiz özel zamanları özlüyorum ama ailemiz çok meşgul durumda. Hadi sadece seninle küçükler yattıktan sonra her gün yirmi dakika zaman geçirelim.”

Dokuz yaşındaki çocuğunuz bir şey yapmak için izin almak üzere sürekli yalvarıyor:

Ona tokat atmak ister gibi hissediyorsunuz ancak bu sizin dur işaretiniz ve bu nedenle ne yapıyorsanız durun ve nefes alın. Düşününce, bu sinirin sebebinin onun sizin sınırlarınızı zorlaması olduğunu anlıyorsunuz. Belki de tüm bu inadın sebebinin daha bağımsız olma isteğinden kaynaklandığını düşünüyorsunuz. Her zaman kazan-kazan çözümü bulmanın mümkün olduğunu hatırlayın. Ama kızgınlık hızlıca gelir ve bu nedenle aşırı tepki vermeden önce sakinleşmeniz gerekli. Bu nedenle herkes sakinleşene kadar iletişimden kaçının. Empati kurun ve şöyle deyin: “Sinirli olduğunu duyuyorum ancak bugün geç yatamazsın. Tartışmamıza odaklanmak istiyorum ancak herkesi yatağa yatırmaya çalışırken bunu yapamam. Yarın okuldan sonra bunu konuşalım.

On yaşındaki çocuğunuz bağırıyor: “Hiç anlamıyorsun! Senden nefret ediyorum!”

Bunu kişisel olarak algılamak yerine, bunun sizin hakkınızda olmadığını, onun hakkında olduğunu fark edin. Duyguları karışmış, kendini kontrol edemiyor, hormonları çok fazla ve frontal korteksi yeniden şekilleniyor ve duygularını ifade etme konusunda yeterince olgun değil. Derin bir nefes alıyorsunuz, çocuğunuzun sizi sevdiğini ancak şu anda bunu fark edemediğini kendinize hatırlatıyorsunuz ve bilinçli şekilde sesinizi alçaltıyorsunuz: “Hey, böyle şeyler söyleyecek kadar sinirlendiğini görüyorum. Genelde böyle değilsin ve biz de bu evde birbirimize böyle davranmıyoruz. Böyle davranmak için gerçekten bir sıkıntın olmalı. Anlamadığım için özür dilerim. Seni seviyorum ve beni üzdüğün için üzgünüm. Hazır olduğun zaman sarılabilirsin ve dinlemeye hazırım. Seni neyin sinirlendirdiğini anlamak istiyorum.”

Çocuğunuz o an bunu anlamasa bile size minnet duyacaktır. Daha sonra ona sarılabilir ve ona bağırmadığınızı ve bu nedenle bağırılmak da istemediğinizi söyleyebilirsiniz. Fakat duyguların yoğun olduğu anlarda onun sinirini anlamaya ve fırtınayı yatıştırmaya çalışın. Bu kurallara dair bir durum değil, ikinizin de değer verdiği ilişkinize zarar verebilecek bir durum.”

Her gece 11 yaşındaki çocuğunuz odasından çıkıyor ve size uyuyamadığını söylüyor:

Çamaşırları bitirmek için uğraşıyorsunuz ve yatağından kendisi çıkıp size ihtiyacınız olduğunu anlatmaya çalıştığını fark ediyorsunuz. Ona sarılıp şöyle diyorsunuz: “Bu senin yaşındaki çocuklarda olur. Okula başlamak, bedensel değişimler, arkadaşlıkların değişmesi ve okulun daha zor hale gelmesi gibi çok şey var. Ben bile farklı görünüyor olabilirim. Çocuklar için nasıl iyi bir anne olmam gerektiğini hala anlamaya çalışıyorum ama sen hala benim küçük kızımsın. Her gece birlikte biraz yatalım ve sohbet edelim, böylece bağ da kurabiliriz.”

Koronavirüs ( Covid-19), sizde travma oluşturduysa ve sürekli olarak bu konu ile ilgili yoğun ve süreğen kaygı hissediyorsanız ve  neler yapacağınızı, nasıl baş edeceğinizi bilmiyorsanız bunu birlikte çalışabiliriz. Online terapi almak isterseniz bana bu numaralardan ulaşabilirsiniz.

Uzman Klinik Psikolog Diana Güler
Telefon: 0216 266 24 48 & 0533 086 30 22
Mail: info@dianaguler.com
İnstagram: dianagulerr