Cell Reports’ta yayınlanan araştırmaya göre Kaliforniya Üniversitesi bilimadamları, aç kalmanın karaciğer ve iskelet kaslarındaki sirkadiyen saatleri etkilediğini ve bunun da metabolizmanın tekrar yapılandırılmasına yol açtığı, sonucunda sağlıkta iyileşme ve yaşlanma ile alakalı hastalıklara karşı korunma sağladığını belirtiyorlar.

Sirkadiyen saat, vücut ve organları yöneten bir iç saat gibidir ve bu makineyi değişen çevreye bir tepki olarak normal şartların devamlılığını sağlar. Gıdaların periferik dokularda bu saati etkilediği biliniyor ancak gıdasızlığın saat fonksiyonları ve bedeni nasıl etkilediği bilinmiyor.

Açlık, sirkadiyen saati ve oruca bağlı hücresel tepkileri etkiliyor ve bunlar birlikte çalışarak açlığa özel bazı geçici genlerin aktive edilmesini sağlıyorlar. Örneğin iskelet kaslarının ve aynı zamanda karaciğerin açlığa iki kat daha fazla tepki verdikleri görülüyor. Sirkadiyen ritim metabolizması bağlantısını 10 yıl önce ilk defa ortaya koyan Paolo Sassone-Corsi, sirkadiyen proteinlerin hücrelerin enerji düzeylerini hissetmelerini sağlayan metabolik yolları tanımlamıştı.

Fareler 24 saat sürecek bir açlığa maruz bırakılmışlar ve aç kalan farelerin oksijen tüketimlerinde, solunumlarında ve enerji harcamalarında düşüş görülmüş, tekrar beslenmeleri ile bu şartlar ortadan kalkmış ve bu da insanlar ile paralellik gösteren sonuçlar.

Genetik yapı, açlık ile tetiklenerek daha kısıtlayıcı ve gıda girişinin az olduğu bir döneme göre hareket edebiliyor, gen regülasyonunun tekrar organizasyonu ile genleri yeni bir ritmik döngüye göre ayarlıyor. Yani açlık çeşitli hücresel tepkileri tekrar programlayabilir ve bu da uygun miktarda açlığın stratejik olarak hücre fonksiyonlarını pozitif etkileyebileceğini, sağlığa fayda sağlayabileceğini ve yaşlanma ile alakalı hastalıklara karşı koruma sağlayabileceğini gösteriyor.

Bu çalışma ile yeni araştırma yolları açıldı ve bunlar gelecekte insan sağlığını iyileştirmek için beslenme stratejileri geliştirilmesine yardımcı olabilirler.