Hepimiz anneler bilir lafını duyarak büyüdük. Anneler her zaman her şeyi bilmeyebilirler fakat kesin olan bir şey var ki, bazı şeyleri herkesten önce sezerler.

 

Anneler, çocuklarının ağlamaya başlayacağını herkesten önce anlarlar.

 

İster 2 aylık olsun ister 5 ya da 12 yaşında; bir anne çocuğunun beden diline bakarak ne zaman ağlamaya başlayacağını fark eder. Çünkü onları nelerin ağlatacağını ve bunun gibi daha birçok şeyi bilirler. Çocuklukta yaşanan üzüntüler ve zaferler annelerin de hayatının bir parçasıdır. Çocuklarıyla aralarında ortak hatıralar ve paylaşılan anılar vardır. Dolayısıyla en ufak bir ağlama belirtisi bile olsa, anneler fark eder.

Anneler, çocuklarının yalan söyleyeceğini bilirler.

Uzmanlar, çocukların ilk yalanlarını 2 yaş civarında söylediklerini belirtiyor. Bunlar en kolay yakalanan yalanlar. Çocuklar büyüdüğünde ise, onların yalan söyleyeceklerini bilmek ve bu bilginin yüküyle yaşamak ağırdır. Bu çok korkutucu bir durum olmasa da, eğlenceli olduğu da söylenemez.

Küçük çocuklar daha kolay yakalanırlar ama büyükler için durum biraz daha karışık olabilir. Teknoloji alışkanlıklarına bakarak bile yalan söyledikleri anlaşılabilir: Şarjı bitmiş telefon? Peki inandırıcı değil. Kısa ve kaçamak bir mesaj? Şüphe uyandırıcı. Biraz fazla sevgi dolu bir mesaj? Ele verir.

 

Araştırmalar bütün çocukların yalan söylediğinde hem fikir. Hem de çok fazla yalan. Bu büyümenin, ayrılmanın ve artık aynı fikirde olmamanın bir parçası.

 

İnsanlar genelde bir şeyleri az olduğunda yalan söyler; paraları, seçenekleri, zamanları gibi. Anneler de, genelde çocuklarının bunlardan birine ihtiyacı olduğu zamanları bilirler.

 

Anneler, çocuklarının uçup gideceklerini bilirler.

 

Anneler çocukları hazır olduğunda bunun farkına varırlar: 7 yaşındayken iyi ezberlenmiş bir şiir; 10 yaşındayken top oynamaya başlama; 12 yaşında dünya haritasını ezbere bilme; 16 yaşındayken ilk kez birine çıkma teklif etmeye karar verme.

 

Bir anne, çocuğunun artık kanatlanıp uçmaya hazır olduğunu sezer. Bazen buna direnirler fakat bu da ebeveyn olmanın temeli değil midir? Çocuklarının gerçek dünyaya açılmasına izin vermek hatta onları bu konuda cesaretlendirmek?

 

İçimizde bir yerlerde, zamanı geldiğini biliriz. Buna ne kadar karşı çıkmak istesek de, onları dünyaya getirmemizin nedeni budur aslında; kanatlarını takıp uçmalarını izlemek.

 

Fakat anneler, çocuklarını engellememeleri gerektiğinin ve onlara ihtiyaçları olan kanatları takmanın de oldukça tatmin edici bir duygu olduğunun farkındadır. Her şeyi önceden sezmek bazen heyecanlı olsa da, genelde üzücü ve insana kendini yalnız hissettiren bir durumdur.