Kalın bağırsak ile ince bağırsağın birleştiği yerde, karnın sağ alt bölümünde kalın bağırsağın dışına doğru parmak biçiminde dışarı çıkan 6-9 santimetrelik organımıza apandis adı verilir. Ağzı kalın bağırsağın başlangıcına doğru açılan apandis, aslında bağırsağın tam olarak gelişmemiş küçük bir parçasıdır. Apandisin tam olarak nasıl bir fonksiyon gösterdiği konusunda yeterli bilgi yoktur. İşte bu “apandis” adlı organımızın şişmesi, iltihaplanması durumunda ortaya çıkan ağrılı oluşuma ise “apandisit” adı verilir. Yani apandisit, apandis adlı organımızın iltihaplanmasıyla, şişmesiyle meydana gelir. Belki de bu sebeple “karın içi organların bademciği” şeklinde bir tanımlama yapılır. Bu bakımdan apandisit, bağırsaktaki lenfoid dokunun yabancı maddeleri ilk olarak tuttuğu yerdir. Tüm toplumları hesaba kattığımızda dünya genelinde apandisitten ölme oranı % 1 civarındayken, teşhis ve tedavide gecikilmesi durumunda bu oran yaklaşık % 3’e kadar çıkıyor. Yaş ilerledikçe tedavi de zorlaştığından apandisit kaynaklı ölümler % 15 civarında görülüyor. Aslına bakarsak hiç de nadir olarak görülmeyen, toplum içinde sıklıkla karşılaşabildiğimiz apandisit hakkında bilgi sahibi olmak, belirtileri erken dönemde fark edip müdahale edilmesi, bu hastalığı korkulası bir hastalık olmakta çıkarıyor.

Apandis ne işe yarar?

Sindirim sistemimizin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli olan iyi bakteriler bu apandis adı verilen organın içinde bulunmaktadır. Bu bakımdan apandisin sindirim sistemi ve bağışıklık sistemlerimize destek olduğu, onları koruduğu söylenebilir. Fakat şöyle bir durum da var ki; rahatsızlık dolayısıyla apandisi alınan kişilerin hiç birinde her hangi bir sağlık sorunu yaşanmamaktadır. Bu bakımdan apandisin çok da gerekli olmadığına dair görüşler de bulunuyor.

Apandis neden iltihaplanır da, apandisit oluşur?

Apandis adlı organımızın ağzı tıkandığında ya da sindirim sistemimizde bir iltihaplanma oluştuğunda apandisit meydana geldiği biliniyor. Apandis çoğunlukla dışkı, yabancı bir madde ve nadir de olsa bazen bir tümör sebebiyle tıkanabilmektedir. Parmak şeklindeki bu organımızın ağzı tıkandığında da burada doğal bakteriler oluşamaz ve birikemez. Böyle olunca da bağırsağın içinde bulunan milyonlarca mikro organizma tıkanıklıktan dolayı mikrop çoğalmasına ve iltihap oluşumuna yol açar. Tüm bunlar da apandisiti meydana getirir.

Apandisit belirtileri nelerdir?

Apandisit, karnın sağ alt bölümünde bulunur ve genelde şekil olarak farklılıklar gösterir. Apandisitler kalın bağırsağın arka tarafına, jinekolojik organların yanlarına ya da göbek bölgesine doğru yönelebiliyor. İşte hangi organların yakınlarına, hangi bölgelere doğru yönelmişse, o organlarda ağrı, sızı gibi şikayetlere yol açıyor. Fakat apandisit sorununda en sık karşılaşılan belirti, şikayet karın ağrısıdır. Karın ağrısına ek olarak mide bulantısı, kusma, sindirim sistemi sorunları, ishal gibi şikayetler de görülür. Ancak karın ağrısı ilk önceleri çok şiddetli şekilde, dayanılmaz boyutlarda hissedilmediği için çok önemsenmeyebilir. Aradan 3-5 saat gibi bir zaman geçtikten sonra ise karının sağ alt tarafında dayanılması güç bir ağrı toplanır. Karın ağrısına ek olarak bir de hareket edince, öksürünce, vücut sarsılınca ağrının şiddetinin ani olarak artması bu süreci dayanılmaz hale getirir.

Kimlerde apandisit daha çok görülür?

Apandisit 10  ve 30 yaşları arasındaki kişilerde daha sık görülmekle birlikte, her yaşta ve her cinsiyete mensup olan kişide görülebilecek bir rahatsızlıktır. Ancak bebeklerde ve çocuklarda görülen apandisit, hem daha geç doktor muayenesine gidileceğinden hem de diğer şikayetlerle birlikte gözden kaçabileceği için çok büyük önem ve tehlike arz ediyor. İşte böyle fark edilmeyen, teşhis edilemeyen apandisit vakalarında, apandisit patlayabiliyor ve karın içinde iltihap, apse oluşabiliyor. Apandisit dolayısıyla yoğun bakım ünitelerinde tedaviler ve ölüm vakaları da genellikle bu şekilde gerçekleşiyor.

Apandisit nasıl teşhis edilir?

Gittikçe şiddetlenen bir karın ağrısı, kusma, bulantı, ishal gibi tipik apandisit belirtileri hisseden kişi acilen bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Zira apandisitin bu belirtiler dışında fark edilir ya da anlaşılabilir bir işareti yoktur. Sağlık kurumunda doktor muayenesi sonucunda apandisitten şüphe edilirse, basit bir kan tahlili yapılır ve kanda iltihap oranına bakılır. Zira apandisit durumunda kandaki iltihap oranı yüksek olacaktır.

Ardından ultrason muayenesi yapılarak apandisitin şiştiği, büyüdüğü ya da her hangi bir yerinin delindiği de açıkça görülebilir.

Aslında apandisit, pek çok diğer hastalıkla karıştırılabildiği için her bir apandisit vakasında bu tetkikler yeterli olmayabiliyor. Bu bakımdan bilgisayarlı tomografi veya tüm batın MRG’si gibi daha detaylı tetkikler kullanılarak kesin teşhis konuyor.

Apandisitten şüphe edildiği durumda yapılabilecek en doğru şey, kesinlikle doktora başvurmaktır. Bu ağrıları basit bir karın ağrısıyla karıştırıp evde bulunan ağrı kesicilerden kullanmak kesinlikle yanlış olacaktır. Zira rutin ağrı kesici ilaçlar genellikle ağrıyı tam olarak baskı altında tutar ve hissedilmez bir düzeye indirir. Oysaki apandisit ağrısını, normal karın ağrısından ayırabilmek için ağrının dozunun arttığının ve tüm ağrının karnın sadece bir bölümünde toplandığının anlaşılması çok da mümkün olmaz. İşte böyle durumlarda hasta, ağrı hissetmezken apandisit ilerler, büyür ya da delinir. Bu bağlamda çok ciddi bir tedavi süreci ya da ölüm riski ortaya çıkar, ameliyatla tedavi gibi bir olanak kalmaz.

Apandisit ağrısı hangi rahatsızlıklarla karıştırılır?

Apandisit ağrısı çoğu kez belli, belirsiz bir ağrı şeklinde kendini gösterdiğinden sıradan karın ağrılarıyla karıştırılmaktadır. Ancak apandisit ağrısında karın içinin çok hassas olması, her türlü bir harekette ağrının şiddetlenmesi, diğer karın ağrılarından ayırt edici özelliktir. Ağrı çeken çocukların ve bebeklerin hiçbir şekilde hareket etmek, oyun oynamak istememesi de bundan kaynaklanmaktadır. İdrar yollarıyla veya sindirim sistemiyle ilgili karın ağrıları çok şiddetli bir şekilde gelir, birkaç saniye, nadiren birkaç dakika sürer ve ardından durulur. Ancak apandisit ağrıları hafif şiddetle başlar, asla durmadan giderek şiddeti artar 3-5 saat içinde de ağrılar dayanılmaz hale gelir.

Bunların dışında apandisit ağrıları; idrar yoları enfeksiyonu, bağırsak tıkanması, Akdeniz Ateşi atakları, böbrek taşı ağrıları, iç organ delinmesi, yumurtalık kistlerinin çatlaması gibi rahatsızlıklarla karıştırılabilir. Bu bakımdan fark edilir düzeyde başlayan ve giderek şiddetlenen karın ağrılarında acilen doktora başvurmakta fayda var.

Apandisit nasıl tedavi edilir?

Apandisit teşhisinin konmasının ardından cerrahi tedavi uygulanmaktadır. Eğer zamanında teşhis edilir ve tedaviye geçilirse korkulacak herhangi bir durum yaşanmaz. Apandisitin cerrahi tedavisi olan apendektomi, kesinlikle kolay, kısa süreli bir ameliyattır. Hasta apandisit ameliyatı olduktan sonraki 24 saat içinde taburcu olur.

Fakat teşhiste ve tedavide gecikildiği durumlarda apandisit patlamış ve karın içine iltihap yayılmış oluyor. Bu tür vakalarda apandisit ameliyatının ardından karın içindeki iltihabın bir diren yoluyla vücut dışına alınması söz konusudur. Bunun için de hastanede ekstradan birkaç saat beklemek gerekir.

Apandisit ameliyatı (apendektomi) nasıl yapılır?

Apandisitte açık ameliyat yapılacaksa karın duvarından karın kesilir veya laparoskopi yöntemiyle kapalı ameliyat yapılır. Laparoskopide göbek altından gönderilen bir ışıkla karın içi aydınlatılır, karında mini kesiler açılarak bu kesilerden mini ameliyat aletleri karın içine alınır. Bu sayede büyük kesikler, yara izleri olmadan apandisitin çıkarılması mümkün olur. Kapalı ameliyatın, açık ameliyata göre daha acısız olduğu da bilinmekte.

Apandisit ameliyatı sonrasında yaşam

Apandisit ameliyatından sonraki 5- 6 saat içinde hasta genel anestezinin etkisinden kurtulur. 24 saat içinde de hasta taburcu edilir. Bu sürecin ardından hastanın sindirim sistemi ve bağırsak fonksiyonlarının eski haline dönmesi yaklaşık 2 günlük bir süre gerektirebilir. Ancak ameliyattan 24 saat sonrasında normal beslenme sürecine geçilebilir.

Çok nadir olmakla birlikte apandisit ameliyatı sonrasında apse, enfeksiyon gibi sorunlar yaşanabiliyor. Ancak bunlar hemen fark edilebilen ve tedavi edilebilen sorunlardır. Hastalar taburcu olduktan 3-5 gün sonrasında karın ağrısı, ateş, halsizlik gibi rahatsızlıklar hissederlerse acilen doktora başvurmalılar.

Apandisit hangi taraftadır?

Apandis ince bağırsaklar ile kalın bağırsakların kesiştiği noktada bulunur. 10 cm uzunluğunda ince bir boru gibidir. Normalde alt sağ karın bölgesinde bulunur ancak çok nadir görülen bir durum olarak alt sol karın bölgesinde de yer alabilir.

Apandisit kaynaklı ağrı genelde bu sebepten dolayı sağ karın bölgesinde ortaya çıkar ancak apandisi sağ tarafta olmasına rağmen sol tarafta da ağrı olduğunu belirten hastalar olmaktadırlar. Bunun en temel sebebi, enfeksiyonun yırtılmalardan dolayı karın boşluğuna yayılmasıdır ve bu durum hayati tehlike oluşturduğu için en kısa sürede bir sağlık kurumuna ulaşmak gerekir. Ancak apandis yırtılması genelde belirtilerin ilk 24 saati içerisinde görülmez ve en yüksek risk belirtiler başladıktan 48 saat ve daha sonrasında olur.