Hiç aşk, cinsellik, ilişkiler hakkındaki fikirlerinizi başkalarının sizi yargılayamasından korkup söylemediğiniz oldu mu? Aşk ya da cinsellik hakkında konuşurken garip ya da rahatsız hissediyor musunuz? Aslında aşk ve cinsellik en temel ve en paylaşılan insan isteklerindendir. Aynı zamanda partnerlerimizle bile ilişkiden ne istediğimiz konusunda konuşmalar yapamayız. Nedense, cinsellik ve aşk hakkında konuşmak utanç verici bir tabuya döndü. Aşk çok katı bir şekilde tanımlandı ve neye ihtiyacımız olduğunu söylemekten korktuk. Halbuki hepimizin aşk, cinsellik hakkında konuşurken açık ve net olmak hepimiz için gereklidir. Gelin, konuşmaya başlayalım…

1. Cinsellik hakkında konuşmak gereklidir

Tabu konular en çok konuşmamız gereken konulardır. Büyürken, cinsellik ve aşk hakkında bir çok olumsuz geri bildirim aldık ve bu mesajlar bizim cinsellik ve aşk hakkında hissettiklerimizi etkiledi. Bir çoğumuz ailemizde, kültürümüzden uygun ilişkilerin nasıl olması gerektiği hakkında fikirleri aldık. Bu yüzden, ilişkilerimiz hakkında dürüstçe konuşmak hepimiz için zor olabilir. Fakat bu konuşmaları konuşmamız gerekir. Cinsellik ya da aşk hakkında doğru bir yol yoktur. Uzmanların bile aşk ve cinsellik hakkında farklı fikirleri vardır. Sizin için cinselliğin ve aşkın en doğru yolunu kendinizi sorgulayarak bulabilirsiniz. Kendinize benim için cinsellik ne demek, benim için aşık olmak ne demek ya da cinsellik benim ilişkilerim için önemli mi gibi sorular sorarak kendinizi sorgulama aşamanıza yardım edebilirsiniz.

2. Mükemmel bir partner mi? O da kimmiş?

Bir çok insanın kabul edemediği bir nokta vardır; o istenen kişi asla var olmaz! Sizin bütün ihtiyaçlarınızı, arzularınızı, beklentilerinizi tatmin edebilecek biri asla olmayacak. Fakat böyle düşünmek mevcut bir ilişkiniz varsa elinizden ilişkinizi almayacak; böyle düşünmek sevginizi almayacak ya da böyle düşünmek partnerinizin size olan sevgisini almayacak. Aslında her ilişkinin kusurlu olduğunu kabul ederek partnerimize, sen benim için mükemmel olmasan bile seni sevecek kadar sevgim var deriz. Tabi ki partneriniz arada sizi kızdıracak şeyler yapacaktır ama aslında ilişkiler minik karmaşalardan ve küçük problemlerden de beslenir. Sizin partneriniz sizin için mükemmel olmayacaktır, ya da siz partneriniz için mükemmel olmayacaksınız. Ama eğer probleminiz onunla yaşayabilecek kadar büyük olmayan bir problemse, ona odaklanmayı bırakıp, partnerinizde sevdiğiniz noktalara odaklanın.

3. Partneriniz sizin her şeyiniz olamaz!

Eğer başka sosyal ilişkilerinizden memnun değilseniz bile, bütün sorumluluğu partnerinize veremezsiniz. Partneriniz tek sığındığınız liman olursa, ona çok fazla sorumluluk vermiş ve onu boğmuş olursunuz. Partnerimizin bizim en iyi arkadaşımız, akıl hocamız, sevgilimiz olduğunu düşünme fikri modern bir yanlış anlaşılmadır. Partnerimiz bizim arzu, denge, sabitlik, heyecan, yenilik, anlam, duygusal ve cinsel doyumumuzu tatmin etmeye bize yardım ederler diye düşünürsek bir kişiye çok fazla sorumluluk vermiş oluruz. İnsanlar sosyal varlıklardır, bütün sosyallik arzumuzu partnerimizden tatmin edersek, bu kadar yükü partnerimize verirsek, bu kadar yükün altında kaldığına şahit olabiliriz, bizden söylemesi!

4. Alışkanlıklar ve rutinler ilişkinizi güçlendirir!

Hiç uzun dönemli ilişkilerin neden bu kadar zor olduğunu, ya da boşanmaların neden bu kadar arttığını düşündünüz mü? Çünkü biz tek bir insanla 70 yıl geçirmeye uygun değiliz. Bunun hakkında bir düşünce, o kadar fazla yaşayamadığımızı bile fark edeceksiniz! Bazı insanlar hiç uzun ilişki sevmezler. Partneriyle kalmayı tercih edenler ise; taze, yeni kalan ilişkileri tercih edecektir. İşte partneriyle kalmayı tercih eden çiftler için alışkanlıklar ve rutinler çok önemlidir. İlişki uzmanları ilişkiye özen gösterilmediği için ilişkilerin bittiğini vurguluyorlar. Bütün ilişkilerin problemli noktaları vardır, önemli olan o noktaların başarıyla mı yoksa başarısız bir şekilde mi değerlendirildiğidir. Başarılı ilişkileri olanlar aşklarını ve arzularını yeni şeyler deneyerek canlı tutarlar. Buluşma akşamları, tatiller, aşk notları, dürüst ve açık bir iletişim onların partnerleriyle tekrar bağlanmalarını sağlar. Bu yüzden ilişkinizde düzgün olmaya çalıştıkça, hataları unuttukça, sevgiyi besledikçe, ilişkinizin taze kaldığını görebilirsiniz.

5. Başlangıcı değiştirin

Hiç eski sevgilinile aynı davranışlara sahip olan biriyle çıktığınızı fark ettiğiniz oldu mu? Ya da belki de beraber olduğunuz kişi annenize ya da babanıza çok benziyordu? Çoğumuz bu durumlarla karşılaşırız. Yaşamış olduğumuz aynı olumsuz ilişkileri tekrardan yaşamanın hiç bir anlamı yoktur. O yüzden neden aynı hataları tekrar edelim? E peki neden mi böyle yapıyoruz? Beynimiz benzer olanı sevme konusunda tasarlanmıştır. Beynimiz örüntüleri sever. Beynimiz aynı düşünceleri, aynı davranışları, aynı istekleri, aynı insanları, aynı duyguları ve aynı acıları sever. Bu gibi şeyleri yaşayan kişiler için önerimiz; hayat sonu değiştirmek için çok kısadır; siz başlangıçlarınızı değiştirin!

6. Hayatı çok ciddiye almayın

Bence her konuda en önemli olan mesele bu, hayatı çok fazla ciddiye almayın. Hayatta keyfi, üzüntüyü, endişeyi, anlamı, aşkı, arzuyu rahatlığı, her türlü duyguyu yaşamalısınız. Yaşadığınız her şeyi kabul edin. İlişkinizde keyif alın. Eğer hayattaki rolünüzü sevmiyorsanız, onu da değiştirin. Beyninize eski hikayeleri sever. Ben yeni başlangıçlara açığım artık geçmişte kalmayacağım deyin!