Beklenen gün işte geldi!

Bugün sevgililer günü. Ellerimiz de güller, midelerimizde çikolatalar, akşama şaraplar. Güzel bir film, romantik bir kitap, ya da gece ışığında bir şehir turu, bu güzel günü değerlendirmenin pek çok yolu var. Yeter ki sevmeyi, sevilmeyi bilelim, sevgililer gününde aşk hakkında konuşmak, aşktan bahsetmek en doğal hakkımız.

Erosun okları bizi etkilerken, hayatta o oklardan nasıl etkilendiğimizi bilmek de bizim için çok önemli. Şu güne kadar edebiyattan, sanata aşkı tema alan bir çok alan oldu, aşk yıllar boyunca herkesin ilgisini çeken insanın yaşadığı bir konu oldu gelin şimdi kırmızı şaraplarınızı açın ve bu güzel konuyu psikoloji uzmanlarımızın aşkı anlatacağı yazıyı okumaya başlayın.

Aşk mutluluğumuzu arttırabilir!

Aşk uzun vadede mutluluğumuzu ve de hayat tatminimizi etkiler. Duygusal tepkilerimizle, düşüncelerimizin etkileşimi oluşan aşk aslında bir çok faktörün bir araya gelmesi ile oluşur. Aşk adeta bize bir baston etkisi yapar, hayatta olumsuz durumlar yaşadığımızda bizim bu olaylara karşı dik yürümemizi sağlar. Stresli hayat deneyimlerine karşı aşk olaylara dayanma gücümüzü olumlu yönde etkiler, aşkla beraber olumsuz olaylara dayanma kapasitemiz daha fazla olur.

Aile biçimleri aşkın yaşanma şeklini etkiler!

Aşkı genel olarak ilişkiye duygusal yatırım yapma olarak tanımlayabiliriz. İlişkiye katkı sağlamak, ilişkide duygularını açmak, ilişkiye emek vermek aşkın içeriklerindendir. Aşkın sergilenmesine sosyal rol öğrenme modelleri de etkileyebilir. Aileden, kültürden gelen aşkın nasıl yansıtıldığıyla ilgili bilgiler kişinin aşkı yaşama biçimini etkiler. Aşkı kültür ve aileden bağımsız ele alamayız. Kişinin içinde yetiştiği kültür, aşk olarak kişilerin hangi sinyalleri aradığını etkiler. Aileden öğrenilen yakınlaşma şekilleri, ilişki kurma süreçleri, duygusal yakınlığın temelleri bir örnek oluşturur ve bu örneğe göre ilerleriz.

Aşkta tutku çok değişkendir!

Duygusal ve yakınlık boyutu yakın ilişkilerde genellikle aynı kalma eğilimindedir fakat tutku genelde değişkendir bazen artar bazen azalır, belirsiz olarak ilerler. İlişkilerde bazı çiftler tutkunun sabit olmadığını da anlatmıştır, dönem dönem artan ya da azalan tutku görülmesi ilişkide normaldir. Zaten ilişki kendi kapsamında değişken bir hal olduğu için ilişkide ki tutkunun da değişmesi çok normaldir.

Aşk yakınlık, tutku ve bağlılıktan oluşur!

Sternberg aşkı üç boyutlu bir üçgen olarak açıklamıştır. Teoriye göre, aşkın üç boyutu vardır. Yakınlık, tutku ve de bağlılık. Yakınlık sevgi dolu ilişkiye bağlanma olarak, tutku fiziksel çekim olarak, bağlılık ise kısa dönemde birinin diğerini sevme kararı, uzun dönemde ise o bağlılığı saklama isteğidir. Kişilerin birbirlerine duyacağı aşk bu üç boyutun güçlülüğüne göredir. Bu üç bileşen birbirleri ile etkileşirler.

İlişide sıcaklık yakınlığı arttırır!

İlişkide yakınlık ilişkideki sıcaklığa etki sağlar. Kişilerin ilişkide birbirlerine karşı hissettikleri bağlılık ilişkinin devamlılığı ve de kişilerin ilişkiye ne kadar katkı sağlanacağını etkiler. Yakın ilişkilerin devam etme olasılığı da daha fazla olacaktır.

Tutkuyu hissetmek yürümek kadar kolaydır!

Kişiler öncelikli olarak tutkunun izlerini hemen hissederler. Tutkunun izleri karşıdaki kişiden aniden hoşlanmaya ilk görüşte aşka yol açabilir. İlişkideki yakınlığı kişi hemen fark etmeyebilir ya da kişi ilişkide de ne kadar bağlı olduğunu o bağlılığa bir meydan okuma olmadan fark etmeyebilir.

Yakınlık geliştirilebilir!

Yakınlık zamanla gelişen bir kavramdır o yüzden yakınlığın artmasına beraber geçirilen zaman, zamanın kalitesi ve o zamanda paylaşılan duygular yakınlığı etkiler. Yakınlığı kişilerarası ilişkinin kalitesi, ilişkilerin dinamiği ve de ilişkilere giren kişilerin birbirlerini açma kapasiteleri etkiler.

Kısa ve Uzun süre ilişkileri Farkları!

Kısa süreli ilişkilerde tutku büyük rol oynarken, yakınlık orta düzeyde rol oynar, bağlılık ise neredeyse hiç rol oynamaz. Kısa süreli ilişkiler daha çok tutku etrafında geliştiği için de belki. De kısa sürede kalmaya devam eder. Fakat yakınlık, bağlılık özellikle uzun dönemli yakın ilişkilerde çok büyük rol oynar. Yakınlığı kişilerin birbirine benzeyip benzemediği etkiler. Seçilen kişinin karakterinin seçen kişiye benzemesi yakınlığı arttır. Hatta bağlılık olmadan ilişkiyi sürdürme kapasitesi zorlanır. Bağlılık ilişkinin devamlılığını sağlar, gidişatına adeta bir rüzgarın yelkenliye yön vermesi gibi yön verir.

Aşıkken Neden Yüzümüz Kızarır?

İlişkideki tutku bileşeni vücuttaki fizyolojik değişikliklerden de etkilenir. İlişkideki tutku yakınlıktan etkilenir. Birine tutku duyan kişi kalbinin çarptığını, yüzünün kızardığını, hareketlerine hakim olamadığını, ellerinin titrediğini hissedebilir. Tutku da kişilerin nasıl bir aile modeline sahip oldukları, neler yaşadıkları önemli değildir, tutkuda bireyler adeta ilkel hayvanlar gibi çekim duyarlar ve bu yoğun çeki haliyle hareket ederler.

Hoşlanma ve Aşkın Farkı Nedir?

Hoşlanma hali de aşka benzer fakat hoşlanma da tutku ve de bağlılık yoktur sadece yakınlık vardır. Hoşlanmada kişi birine yakın olur ona karşı sıcak hisseder ama tutku hisleri hissetmez ve de uzun süreli ilişkiye girmek istemez. Uzun süreli ilişkiler daha fazla emek, bağlılık, çaba, yakınlık ve derinlik gerektirir. Kişi hoşlanma halinde bunların içine girmek istemeyebilir.

Romantik Aşk Nasıl Artar?

Uzun dönem ilişkilerinde aşkın romantik olmasını problemlerin olmaması ve de çatışmanın olmaması etkiler. Çatışma olduğu zaman da bunu karşılıklı sorun olan problemleri açıklayıcı şekilde, yapıcı şekilde, sorun çözmeye yakın bir dilde yapmak ilişkinin gidişatı için çok önemli olacaktır. İlişkinin romantik aşka dönüşmesini kişilerin ilişkiye ne kadar katkı yaptıkları da etkiler. Kişilerin birbirlerinin sorunlarını dinlemeleri, zor zamanlarda destek olmaları, özel günlerini paylaşmaları ilişkide ki aşkı arttıran faktörlerdendir.

Referanslar

Acevedo, B. P., & Aron, A. (2009). Does a Long-Term Relationship Kill Romantic Love? Review of General Psychology, 13, 59-65.

Aron, A., & Aron, E. (1986). Love and the expansion of self: Understand- ing attraction and satisfaction. New York: Hemisphere.

Glenn, N. D., & Weaver, C. N. (1981). The contribution of marital happiness to global happiness. Journal of Marriage & the Family, 43, 161–168.

Sternberg R. J. (1986). A triangular theory of love. Psychological Review ,Vol 93(2), Apr. 1986, 119-135.