Besin alerjisi günümüzde sık karşılaşılan fenomenlerden bir tanesi ve 5 yaşın altındaki çocukların %5’inde görülürken, ergenlerin ve yetişkinlerin %4’ünde görülebiliyor. Bu alerjilerin günlük hayatta ciddi etkileri mevcut çünkü birden fazla vücut sistemini etkileyebiliyorlar ve alerjilere verilen tepkiler bağışıklık sistemi mekanizmalarının bireylerde bazı şeylere karşı olan hassasiyetlerinden kaynaklanıyor. Bu durum insanların besin alerjisine karşı alternatifler aramalarına sebep oluyor lakin bu her zaman o kadar da kolay değil.

Neden? Çünkü sekiz adet popüler besin, tüm besin alerjilerinin %90’ından sorumlu ve bu alerjilerin hepsini anafilaksiye sebep olma riskleri var ki bu da ölümcül bir durumu ifade ediyor. Besin alerjisinden kurtulmanın tek gerçek yolu ise alerjen maddelerden uzak durmak ancak sıklıkla tüketilen süt, yumurta, buğday gibi ürünlere alerjiniz varsa bu da çok zorlu bir durum haline geliyor.

En Yaygın Besin Alerjisi Kaynakları

Süt

İnek sütünde bulunan proteinler, çocukların %7.5’ini etkiliyor ancak bu vakaların yarısı, iki yıl içerisinde süt proteinlerine karşı tolerans geliştirirken, üç yıl içinde %80’i onu tolere edebilir hale geliyor. Süt alerjisi sütte bulunan proteinlerin bir veya birden fazlasına karşı hassasiyet olarak karşımıza çıkıyor ve tüm süt ürünlerini tüketmeye son vermek gerekiyor.

Yumurtalar

Yumurtalar besin ürünlerinde en çok kullanılan bileşenlerden bir tanesi ve bu nedenle ondan tamamen kaçınmak bir hayli zor. Yumurta alerjisi olan bireylerin başka gıdalardan bulaşabilecek yumurta kalıntılarına karşı da dikkatli olmaları gerekiyor. Özellikle restoran ve fırınlar gibi ortak şekilde her şeyin hazırlandığı yerlerde dikkatli olmak gerekli. Yumurtanın beyazı ve kabukları ise beyazlaştırıcı olarak sabunlarda, şarapta, alkollü içeceklerde veya kahveli içeceklerde kullanılabiliyor. Ayrıca yumurta beyazı ekmekte de kullanılıyor.

Yer Fıstığı

Yer fıstığı alerjisi de her geçen gün yaygınlık kazananlar arasında yer alıyor ve bilhassa çocuklarda sıklıkla görülüyor. Bu tip yemişlere karşı olan alerjiler de dikkat çekiciler ancak yer fıstığının ağaçta değil de yer altında yetişmesi sebebiyle onun diğer ağaç yemişlerinden ayrıldığını da belirtelim. Yani buna alerjiniz varken diğer yemişlere alerjinizin olmaması ihtimali hayli yüksek, bunun tam tersi de elbette geçerli.
Yer fıstığı alerjisi genç yaşlarda kendini gösteriyor ve genellikle ona karşı tolerans geliştirmek mümkün olmuyor. Hatta alerjiye yatkın kişilerde az miktiarların bile ciddi sonuçlar doğurduğu biliniyor.

Yemişler

Yer fıstığı haricindeki diğer yemişlere de alerjiniz olabilir ve bunların hepsine alerji geliştirebileceğiniz gibi bir tanesine bile alerjiniz olabilir.

Buğday

Buğday alerjisi de temel alerji çeşitleri arasında ve çok zorlayıcı çünkü yemeklerden tutun da ketçaba ve biraya kadar neredeyse her şeyde kullanılıyor.

Hatta bazı kozmetik ve banyo ürünlerinde bile ona rastlamak mümkün.

Buğday alerjisi bazen çölyak hastalığı ile karıştırılıyor ancak bu iki rahatsızlık birbirinden farklı. Buğday alerjisi olanlar akyuvarlardan kaynaklı olarak reaksiyon gösteriyorlar ancak çölyak hastalığında glutene karşı bir tepki var ve buğdayın içerisindeki bu özel protein garip bağışıklık sistemi tepkilerine sebep olabiliyor.

Balık ve Kabuklu Deniz Ürünleri

Balık ve diğer kabuklu deniz ürünlerine karşı olan alerjiler oldukça karışık yapıdalar çünkü sadece belli balık ve canlılara karşı alerjiniz olabilir. Balık alerjileri genelde erken yaşlarda ortaya çıksalar da, kabuklu deniz ürünleri alerjisi daha ilerleyen yaşlarda kendini gösteriyor.

Soya Fasulyesi

Soya fasulyesinin insan sağlığı üzerindeki etkileri son senelerde iyice tartışılır hale geldiler. Lakin uzmanlar soya alerjisinin çocuklarda görülebilmesine karşın pek çoğunun ilerleyen senelerde buna tolerans geliştirdiğini belirtiyorlar.

En İyi 7 Besin Alerjisi Alternatifi

Hindistan Cevizi Sütü

Soya, hindistan cevizi, pirinç, patates, yulaf, badem, fındık, kaju, kenevir, keten, ayçiçeği sütü gibi pek çok süt çeşidi son senelerde inek sütüne alternatif olarak sunulur hale geldi. Bu alternatifler aslında tam olarak süt değiller ve bitkilerden elde edilen ekstreler olarak karşımıza çıkıyorlar. İnek sütünün D ve A vitaminleri bakımından zengin olması gibi, bu ürünlerde de bunlardan bol miktarda bulunuyor. Bazı süt alternatiflerinin besin değerleri inek sütüne benziyor ancak bazılarında büyük eksikler de var.

Soya fasulyesinin tartışmalı durumundan dolayı onun sütünü kesinlikle içmelisiniz demek oldukça zor. Özellikle östrojeni taklit eden kimyasal yapısı ve genetik olarak çok oynanması sebebiyle sağlık problemlerine yol açabilir.

En güzel alternatif ise hindistan cevizi sütü. Çünkü bu süt yetişkin hindistan cevizlerinin içinde doğal olarak bulunuyor ve etli kısmının içinde saklanıyor. Bu yapıyı parçalayarak öğüttüğünüzde, süte benzer bir sıvı elde edebiliyorsunuz. Hindistan cevizi sütünde hiç laktoz bulunmuyor ve bu nedenle laktoz hassasiyeti olanlar da onu değerlendirebilirler.

Lakin yağ içeriğinden dolayı kolesterol düzeyleri üzerine tartışmalar mevcuttu ancak son çalışmalar kolesterol üzerinde olumlu etki bile gösterebildiğini ortaya koyuyorlar. İnek sütünde hindistan cevizi sütüne nazaran daha fazla protein ve kalsiyum bulunuyor ancak sütün yanında daha fazla bunları içeren gıdalar tüketirseniz, eksiği tamamlayabilirsiniz.

Yumurta Alternatifleri

Yumurta genellikle yemeklerde bir yapıştırıcı olarak kullanılıyor ancak bazı alternatifler de mevcut. Bunlar arasında meyve püreleri, öğütülmüş keten tohumları, jelatin, çözünmüş maya gibi seçenekler yer alıyor. Lakin doğrudan tüketim anlamında bir alternatifi yok, sadece diğer besinlere eklenebilme açısından faydaları mevcut.

Badem ve Ayçiçeği Tohumundan Ezme

Yer fıstığı ezmesinin en iyi alternatifi badem ezmesi ve oldukça da sağlıklı. Bademlerin doymuş yağ asitleri bakımından zayıf olmaları ve doymamış yağlar açısından zengin olmaları, lifli olmaları ve antioksidanlar, vitaminler ve mineraller bakımından zengin olmaları, onları oldukça sağlıklı hale getiriyor.

Ayçekirdeği ezmesi de iyi bir alternatif ve sağlıklı yağ asitleri ile proteinlere sahip. E vitamini ve magnezyum bakımından zengin olsa da, fazla omega-6 barındırması nedeniyle beslenmenize omega-3 eklemeyi de unutmamalısınız.

Keten, Chia, Kabak ve Ayçiçeği Tohumları

Bu yemişlerin içerisinde bol miktarda omega-3 yağ asitleri bulunur ve bu nedenle onları diğer yemişlerin yerine tüketebilirsiniz.

Glutensiz Tahıllar ve Unlar

Hamurişlerinde kullanabileceğiniz çok sayıda glutenden arındırılmış tahıl ürünü ve un mevcut. Bunlar arasında hindistan cevizi unu, badem unu, pirinç unu gibi seçenekler bulunuyor. Özellikle hindistan cevizi unu hem lifler hem de sağlıklı asitler açısından oldukça zengin ve bu da kan şekerini düzenlemesini sağlarken enerji verici olmasına da yardımcı oluyor.

Proteinli Besinler

Balığa alerjisi veya kabuklu deniz ürünlerine alerjisi olanlar ise yumurta, yoğurt, kefir, serbest gezinen hayvan etleri gibi doğal seçenekler sayesinde ihtiyaç duydukları proteine erişebilirler. Balık her ne kadar omega-3 yağları açısından zengin olsa da, keten tohumu, chia tohumu gibi besinlerle de omega-3 elde etmek mümkün.

Mercimek ve Kinoa

Soya genellikle bir et alternatifi olarak tercih edilir ancak aynı miktarda proteini ve besin değerini mercimek ya da kinoadan da alabilirsiniz. Mercimekte bol miktarda protein bulunur ve piyasada bulunabilecek en sağlıklı ürünlerden birisidir. Ayrıca vitaminler ve mineraller açısından da her iki ürünün insanlar için yeterli olduğunu belirtmek gerek. Bu malzemelerin kolay pişirilmeleri yemeklerde kullanılmalarını da kolaylaştırmaktadır.