Beyincik, sorunları daha yenilikçi bir şekilde hayal etmek ve düşünmekle ilgili olan ıraksak düşünmeden sorumludur. Beyincik, temelde karmaşık ve çok yönlü süreçlere aracılık eder.

Beyincik ve ıraksak düşünme arasındaki ilişki muhteşemdir, düşündürücüdür ve sonuç üzerinde rol oynar. Bu, ilginç bir durumdur; çünkü yakın zamana kadar insanlar, bu organın gerçekleştirdiği tek işlevin motor bellek ya da koordinasyonla ilgili olduğunu kabul ediyorlardı. Bugün ise beyinciğin, yüksek bilişsel süreçlerin önemli bir bölümünde belirleyici olduğu net bir şekilde görülmektedir.

Leonardo da Vinci’nin, beyinciğe hayran kalan ilk insanlardan biri olmasını ilginç bulabilirsiniz. Leonardo, beyinciğin arka kafa çukurunda olduğunu bulmuştu. 1504 yılı gibi, insan fizyolojisini anlamak için cesetler üzerinde gerçekleştirdiği gizli araştırma gecelerinden birinde beyincikten, “küçük beyin” olarak bahsetti.

Sonrasında, 17. ila 19. yüzyıllar arasında, beyinciğin denge, duruş, motor öğrenme, ince motor beceriler (yazma becerisi gibi) gibi boyutlardaki rolü keşfedildi. Küçük beyin, yanlış anlaşılmakla birlikte yeterince ciddiye alınmıyor; ancak pek çok nörolog, beyinciğin öneminin halihazırda farkındadır.

Beyinciğe, hak ettiği ilgiyi vermenin ve günlük hayatımızdaki işlevini anlamanın zamanı geldi.
“Om meditasyonu, zihni ferahlatır. Odaklanma ve ıraksak düşünme özgürlüğü verir. Iraksak düşünme, insan yaratıcılığının merkezidir.”

Amit Ray

Beyincik ve ıraksak düşünme arasındaki ilişki

Beyincik, toplam beyin hacminin yüzde 10’undan biraz fazlasını oluşturur. Bununla birlikte beyindeki toplam nöron sayısının neredeyse yüzde 80’ini barındırır. Böyle bir bilgi, beyinciğin aşkınlığının, araştırmacılarının başlangıçta düşündüğünden çok daha büyük olabileceğine dair bir ipucu veriyor. Bu nedenle beyinciğin, motor görevlerden daha fazlasıyla ilgileniyor olabileceği sonucuna varmak mantıklı olmaktadır.

Örneğin, bu organ sayesinde nasıl yapacağınızı düşünmek zorunda kalmaksınız araba ya da bisiklet kullanabilirsiniz. Yani diğer bir deyişle beyincik, motor hafızasına yardımcı olur ve onu bütünleştirir ve günlük hareketlerinizin büyük bir kısmını otomatikleştirir. Ancak son on yıla kadar bilim insanları, beyinciğin çok yönlülüğünü keşfetmek için bu alana daha fazla ilgi göstermeye başlamamıştı.

Beyincik ve ıraksak düşünme

Beyinciğin, çalışma belleği ve yaratıcılık gibi işlevlerle olan ilişkisine dair araştırmalar, 2007 yılında çoktan ilerlemişti. Bunun kanıtı, Creativity Research Journal’da yayınlanan Dr. Jalil Pasl’ın çalışmasında bulunabilmektedir. Bununla birlikte, Leipzig’de bulunan Max Planck İnsan Bilişsel ve Beyin Bilimleri Enstitüsü’nden Christopher J. Steele, son zamanlara daha da kesin bir şey ortaya çıkardı.

Beyincik, beynin çeşitli bölgeleriyle yoğun bir şekilde bağlantılıdır. Aslında bu bölge, son derece yoğun ve birbirine bağlıdır; çok sayıda yüksek bilişsel sürece dahildir.

Bununla birlikte beyincik iletişim, yaratıcılık ve özgün ve yenilikçi yollarla düşünme (ıraksak düşünme) gibi yetkinliklerle ilgilidir.

Otizm spektrum bozuklukları, Purkinje hücreleri ve beyincik ile yakından ilişkilidir. Hatta beyin ve beyincik arasında daha yüksek bağlantıya sahip olan çocuklar, daha etkili motor becerilere sahiptir ve daha iyi iletişim ve sosyalleşme becerileri geliştirebilirler.
Stanford Üniversitesi’nde radyoloji, psikiyatri ve davranış bilimi profesörü olan Allan Reiss bir keresinde şunları söylemişti:

“Bulgularımız, beyinciğe dayalı olan yaratıcılık fizyolojisi anlayışımızda büyük bir buluşu temsil ediyor. Bu bölgedeki yönetici kontrol merkezlerinin etkinleştirilmesinin, görevleri yaratıcı bir şekilde planlamamıza, düzenlememize ve yönetmemize izin verdiğini gördük. Iraksak düşünme de bu alanla bağlantılıdır ve sanatı, bilimi ve ticareti ateşler ”.

Beyincik ve akıcı zeka

Akıcı zeka, zihinsel hesaplamalar yapma ve problemleri önceden bilgi olmadan ve orijinal bir şekilde çözme yeteneğini ifade eder. Yani diğer bir deyişle, o şeyde uzman olmadan veya bir kullanım kılavuzu okumadan problem çözme becerisini ifade eder.

Beyincik ve ıraksak düşünme, bu tür zeka ile ilişkilidir. Mihály Csíkszentmihályi, beynin yarım küreleri arasında en iyi senkronizasyonu ve bağlanabilirliği sağlayan şeyin, bu tür bir rekabet olduğuna dikkat çekmektedir. Beyinciğin de bu sürecin bir parçası olduğu açıktır.

Beyincikle ilgili ciddi bir sorun var

Artık bu organın önem seviyesini biliyorsunuz. Beyincik ile ıraksak düşünme arasındaki ilişkinin önemli olduğu ortadadır. Ancak bir sorun var. Aslında birkaç tane sorun var.

Fiziksel aktivite eksikliği ve pasif yaşam tarzı nedeniyle ortaya çıkan beyincik atrofisi.

Bununla birlikte bilgisayar ekranına ve cep telefonuna aşırı maruz kalmanın, beyinciğin boyutunu ve bağlantısını azaltması.

Bu iki sorunun, sizi düşündürmeye yetecek kadar ciddi olması gerekir. İnsanlar bu günlerde teknolojiye çok fazla güveniyor, neredeyse tüm “düşünme”ye kadar teknolojiye güveniyor. En son ne zaman zihinsel bir hesaplama yaptınız? Bir şehirde GPS olmadan yolunuzu bulabilir misiniz?

Hatta el yazısı da yok olmaya mahkumdur, çünkü bir kelime işlemciniz varken neden bir şeyler yazasınız ki? Farkında olmayabilirsiniz; ama bunun, beyninizin esnekliği üzerinde ciddi bir etkisi vardır.

Üstelik cihazlarınızın zihinsel veya elle yaptığınız görevlerin çoğunun yerini almasına izin vermek, beyninizi köreltir. Tüm insanlar için önemli olan bir bölgenin yavaş bir şekilde ve erkenden yaşlanmasına yol açar. Sadece bu konu hakkında düşünün.