Beynimizin sağ tarafının duygusal, sol tarafının rasyonel olduğuna dair genel geçer bir bilgi olsa da duygularımızdan sorumlu olan limbik sistem beynimizin iki tarafında eşit olarak bölünmüştür. Yani beyin yarım kürelerimizin her biri hem duygusal hem de düşünsel hücre modeline sahiptir. Bu hücreler yalnızca belli başlı bir beceriyi ifade etmez. Aynı zamanda kişisel profilimize ya da karakterimize dair de bilgi verir. 2 duygusal 2 düşünsel olmak üzere 4 karakterden bahsedilir ve bunlardan hangisini seçeceğimiz tamamen bizim tercihimizdir. Hangi karakteri seçip somutlaştırmak istediğimiz kişisel özgürlüğümüzdür.

İşte, 4 beyin karakterinin neler olduğu ve bunları nasıl kullanabileceğimiz;

Karakter 1: Sol beyin; düşünme

düşünme
düşünme

Sol beynimiz zaman içinde bilgiyi sınıflandırır ve geçmiş ile gelecekteki zamansal yönelimlerimizi hesaba katarak dış dünya hakkındaki bilgileri organize eder. Sol düşünme dokumuz, Karakter 1 dediğim şeydir ve bu, beynimizin doğal olarak organize eden, kategorize eden, dilde düşünen bilinçli ve rasyonel kısmıdır.

Dilimizin bir kısmı “Ben varım” deme yeteneğimizdir, bu yüzden beynimizin ego kısmını temsil eder ve gelen tüm bilgileri bireysel benliğimizin filtresinden süzer. Sol düşünen beynimiz, vücudumuzun holografik bir görüntüsünü oluşturduğundan, başladığımız ve bittiğimiz yerin sınırlarını da tanımlar. Sonuç olarak kendimizi diğerlerinden ayrı ve bireysel bir kimliğe sahip tek, sağlam bir varlık olarak tanımlarız.

1.Karakterimiz metodik olarak düşünür, neyin doğru neyin yanlış olduğunu, neyin iyi neyin kötü olduğunu tanımlar ve insanları, yerleri ve şeyleri kontrol etmeyi sever. Esasen bizim alfa veya A tipi kişiliğimizdir ve sadece patron olmaktan hoşlanır, aynı zamanda “doğru” olması gerekir.

Karakter 2: Sol beyin; duygusal

duygusall
duygusall

Karakter 2 olarak bilinen sol duygusal dokumuz da geçmişin ve geleceğin zamansallığını içerir. Duygusal hücre gruplarımızın her biri kendimizi korumak için alarm/uyarı otonomik tepkimiz olarak işlev görse de, Karakter 2 şimdiki andan bilgi getirir ve şimdiki anı hemen geçmişte deneyimlediğimiz herhangi bir şeyle karşılaştırır. Mevcut bir uyarım geçmişteki bir tehdide benziyorsa, o zaman tehdidi uzaklaştırmak için duygusal olarak tetikleniriz.

Ek olarak, geçmiş bir deneyime bağlı olan duygularımızdan herhangi biri Karakter 2 ile örneklenir. Örneğin, geçmişte olan bir şeye içerliyorsam, o zaman Karakter 2’deyim. Geçmişteki bir şey üzerine Suçluluk veya utanç hissedersem, o zaman Karakter 2’mi somutlaştırıyorum.

Beynimizin bu kısmı tamamen dış dünyayla olan deneyimlerimizle ilgilidir, bu yüzden eğer mutluysam, o zaman mutlu olurum çünkü dış dünyadaki şeyler, olmasını istediğim ön yargılarla eşleşir. Mutluluk dış koşullara bağlıdır.

Karakter 3: Sağ beyin; düşünme

Sağ beynimiz tamamen şimdiki andan ve sol beynin zıddı olan kolektif bütünle ve onun bana, bireye odaklanmasıyla ilgilidir. Sonuç olarak,  Karakter 3, tam burada, şu anda duygusal benliğimizin karakter profilini temsil eder.

Sol yarıküremizde meydana gelen doğru/yanlış ya da iyi/kötü yargısının dışında, şimdiki anın duygusal deneyimi keşfetmekte, yaratmakta ve istediği her şeyle kendini şımartmakta özgürdür.

Karakter 3 beynimizin bir kısmı deneyimseldir ve aynı zamanda kendimizi şu anda gerçek bir tehlike içinde bulduğumuzda, alarm/uyarı devremizin bir parçasıdır. Aynı zamanda beynimizin bu kısmı bir adrenalin bağımlısıdır. Hem eğlenceli hem de meraklıdır ve sol beyin tanımlı farklılıklarımızdan ziyade benzerlikler arar. Sonuç olarak, Karakter 3 yeni tür insanları, yerleri ve şeyleri keşfetmekten hoşlanır.

 Karakter 4: Sağ beyin; duygusal

Sağ beynimiz 4. Karakterimiz, 3. Karakterimiz gibi, kendisini ne bir birey ne de ego-ben olarak tanımlar. Bunun yerine, Karakter 4 düşünen dokumuz kendisini, uzayda ve zamanda akıcı bir şekilde hareket eden atomlar ve moleküller topluluğu olarak algılar.

Koşulsuz olarak besleyici, destekleyici, şefkatli ve sevgi dolu olan beynimizin bu kısmıdır. Bilincimizin bu kısmına dualarımız ve meditasyonlarımızla ulaşırız. Bu parçamız, yaşamın kendisine karşı bir şükran duygusu ve derin bir huzur duygusuyla doludur. Çünkü o, her şeyin bir armağan olduğunu ve her şeyin yolunda olduğunu bilir.

Peki, bu 4 karaktere aynı anda nasıl ulaşıp temas edebiliriz?

“Beyin Buluşması” olarak adlandırılan ve 5 şamadan oluşan yöntem sayesinde beynin tüm bu karakterlerine farkındalıkla ulaşabilirsiniz. Bu farkındalık tüm ekibi takım olarak kullanabilmek, hatta eğitebilmek için çok faydalıdır. Baskı altında hissettiğinizde bu karakterleri yönlendirmeyi bildiğiniz için beyninizi ustaca kullanmanız mümkün olabilecektir.

İşte, o 5 yöntem:

1.Nefes alın ve nefesinize odaklanın. Bu, duraklatma düğmesine basmanıza, duygusal tepkilerinizi kesmenize ve kendinize odaklanarak zihninizi şu ana getirmenize olanak tanır.

2.O an da çalışanın beynin hangi karakteri olduğunu iyi tanıyın.

3.Hangi karakteri sergiliyor olursanız olun takdir edin ve her an dört karakterin tümüne sahip olduğunuz gerçeğinin fakında olun.

4.Bir sonraki hamlenizi topluca ve bilinçli bir şekilde stratejilerini oluşturabilmeleri için, dört karakteri beraber algılayın ve hepsini bir arada kullanmaya çalışın.

5.Dört Karakterin en iyi çalışan yönlerini kullanarak yeni gerçekliğinizi yaratın.

Dört Karakteri bilinçli ve kasıtlı olarak hayatınıza dâhil edebildiğiniz bu “Beyin Buluşması” süreci oldukça güçlendiricidir. Duygusal tepkiselliğimizin otomatik devresini kesme ve her an Dört Karakterden hangisinin baskın olmasını istediğimizi bilinçli olarak seçme yeteneğine sahibiz. Dört Karakterimizi bilmek ve diğerlerinde onları tanıyabilmek, tüm beyinle daha özgün bir şekilde etkileşim kurmamızı sağlayacaktır.

Keyifli ve enerji dolu bir gün dilerim.

Dr. Yasemin Geçerler