Beyin devamlı değişen bir organdır. Nöroplastisite denilen bir kavram var. Beyin fiziksel bir yapı olsa da, düşündüklerinize, hissettiklerinize, seçtiklerinize, yediklerinize ve pek çok diğer faktöre göre değişiyor. Düşünüp, hissedip, kararlar verirken, beyinde kuantum enerji dalgaları yaratıyorsunuz ve beyin de buna elektromanyetik ve kimyasal olarak tepki veriyor.

Söylemesi gereksiz ama beyinlerimiz yaşamımız boyunca oldukça fazla değişiyorlar. Peki bu sürecin kontrolünü ele alabilir miyiz? İletişim patologu ve bilişsel nörobilimci Caroline Leaf’e göre bu plastisiteyi kendimize göre değiştirme yeteneğimiz var. Duygusal bir travma, anksiyete ile uğraşsak da, veya bilgimizi arttırmaya çalışsak da, beynimizi yeniden şekillendirebilir ve bu enerjiyi pozitif bir yöne doğrultabiliriz. Leaf, plastisitenin sevsek de sevmesek de gerçekleştiğini ve bu nedenle süreci kontrol etmenin daha iyi olduğunu belirtiyor.

Peki kontrolü nasıl ele alıyoruz? Bunun için biraz mindfulness gerekiyor. Leaf, zihnin beynin kontrolünü ele almak için temel nokta olduğunu söylüyor. Neyse ki bunu yapabileceğimiz beş adımlı bir süreç var.

Adım 1: Toplayın

İlk önce farkındalık toplamanız lazım. Bunu çeşitli şekillerde yapabilirsiniz ancak Leaf, meditasyon, nefes egzersizleri, mindful beslenme veya egzersizin beyni hazırlayabileceğini belirtiyor. Hangi yöntemi seçerseniz seçin, nasıl hissettiğinize ve ne düşündüğünüze dair farkındalık kazanmalısınız. Eğer anksiyetenizi azaltmaya çalışıyorsanız, atılacak ilk adım bu sinyallerin farkına varmaktır: “Ne düşünüyorum? Uyarı işaretlerim nelerdir? Bu rahatsız duygu da ne?”

Bu söylendiğinden daha zor bir iş ve bu nedenle kendinizi günde 30 dakika ile sınırlandırmalısınız. Çünkü duygusal yükten dolayı azar azar vakit ayırmalısınız. Bununla birlikte sonraki aşamaya geçmeniz günler sürebilir.

Adım 2: Düşünün

İkinci adımda Leaf kendinize “neden” sorusunu sormanızı öneriyor. Öğrenmeye çalıştığınız şeye odaklanın ve ortaya çıkmaya başlayan bilinçdışı düşünceleri yakalamaya çalışın. Bu duygusal uyarı işaretlerine bakın ve bu düşüncelerden elde edebileceğiniz bilgileri gözden geçirin. Hislerinizle bağlantılı bir hatıranız var mı?

Bu pek de çizgisel bir süreç değil. İnsanlar bazen düşüncelerini bastırıyorlar fakat onları toplamanız gerekiyor. Toplama sürecinde bir kaç dakika harcayabilirsiniz ve tek seferde beş dakika düşünmek yeterli olur. Günlere de bölebilirsiniz.

Adım 3: Yazın

İlk iki adım en zor olanlar diyebiliriz. Ancak 3. adım için hazır olduğunuzda, bir kağıt kalem alın ve yazmaya başlayın. Yazmanın ardında oldukça büyük bir bilimsel destek var. Yazdığınızda, beynin belli kısımlarını çok güzel şekilde aktifleştirirsiniz.

Ancak düşüncelerinizi yazarken, bilişsel akıcılık kazanırsınız ve aklınızdaki düşünceleri tam olarak kağıda dökersiniz, bu da özellikle anksiyete yönetiminde çok önemlidir. Yoksa düşüncelerinizi hücresel düzeyde derinlere itersiniz. Elbette yazarken bir stres tepkisi hissedebilirsiniz ancak en azından bu düşünceleri bedeninizden dışarı atıyorsunuz.

Adım 4: Yeniden Tanımlama

Ne yazdığınıza bakın. Düşüncelerinizi ihtimaller bakımından nasıl tekrar şekillendirebilirsiniz? Duyguların dikenlerini çıkartın. Ona farklı şekilde bakın ve böylece hikayeniz direnç yaratsın. Böylece duygular selinde boğulmak yerine düşüncelerinize hakim olacaksınız. Zihni yönetme sürecine sahip olmamız gerekiyor.

Adım 5: Aktif Erişim

Leaf’e göre son adımda yazdığımız şeyi almamız, onu tekrar kavramsallaştırmamız ve bu düşünceler her ortaya çıktığında yapabileceğimiz basit bir eylem keşfetmeliyiz. Örneğin derin bir nefes alabilir, yavaşça nefes verirken üçe kadar sayabilirsiniz. Belki de kendinize gün içerisinde yedi defa söylemeniz gereken bir mantranız olabilir, böylece kendinizi kontrol ettiğinizi hatırlayabilirsiniz. 

Önemli bir not: Bu süreç tek bir günde yapılmak için hazırlanmadı. Beyni inşa etmek emek ister ve uzun vadeli bir iştir. Hatta Leaf, nöroplastisitenin ortaya çıkması için 63 gün geçmesi gerektiğini belirtiyor. Düşünceleri ayırmak 21 gün sürer ancak gerçek nöroplastisite 63 gün sonra ortaya çıkar.

Bu nedenle sabırlı olun. Beyninizi daha az anksiyete için tekrar programlamak istiyorsanız, beş adım tamamlandıktan sonra bile stresli hissedebilirsiniz. Onunla savaşmayın ancak umudunuzu da kaybetmeyin. Neticede beyninizi değiştirmek kolay bir iş değil. Geleceği tekrar yaratmalısınız ve bu nedenle kendinize zaman ayırın.