Bitkisel beslenme ile meme kanseri tedavileri birbiriyle bağlantılı mı? 2017 yılındaki hayvanlar üzerinde yapılan bir çalışma bunun mümkün olabileceğini gösteriyor. Fakat öncelikle şunu bilmek gerekiyor, dünyadaki kadınların %10’u hayatları boyunca bir şekilde meme kanseri ile karşı karşıya kalıyorlar ama tüm meme kanserleri birbirinin aynısı değil. Ancak bazı vakalara yakalanmamak için beslenme düzeninizi bitkisel ağırlıklı değiştirerek korunmanız mümkün.

Meme kanseri ER-pozitif veya ER-negatif olarak tanımlanıyor ve ER-negatif olan tümörler hormon terapilerine çok daha az tepki veriyorlar. Yani kısacası, ER-negatif olan kanser tipleri çok daha agresifler ve bu da tedavi seçeneklerinin kısıtlanmasına sebep oluyor. Bu nedenle 2017 yılında yapılan araştırma çok önemli.

Çalışmanın Detayları

Sonuç almanın daha zor olması nedeniyle ER-negatif meme kanserinin tedavisi ve önlenmesi çok önemli bir konu. Potansiyel son gelişmeler, bazı gıdaların ER-negatif meme kanserini daha tedavi edilebilir bir forma dönüştürebildiğini gösteriyorlar.
2017 yılında hayvanlar üzerinde yapılan araştırmada, bazı temel gıdalardaki iki maddenin birlikte kullanıldığında, ER-negatif tümörlerdeki ER geninin aktifleştirilebildiği görülmüş ve böylelikle tedavi seçenekleri de genişlemiş. Bu iki bileşen ise yeşil sebzelerde bulunan sülfürofan ile yeşil çayda bulunan polifenoller. Bu beslenme düzeni tedavisi ile birlikte farelerdeki ER-negatif kanserler, ER-pozitif kanser tiplerine dönüştürülmüşler.
Bu araştırma sadece fareler üzerinde uygulandığından dolayı bir sonraki adım klinik olarak uygulanması.

Tüketilmesi Gereken Gıdalar

Her ne kadar bu konu üzerinde daha fazla araştırma yapmak gerekli olsa da, bitki temelli bir beslenme düzenine geçmeniz bir önlem olarak ciddi bir fayda sağlayabilir. Ayrıca kanseri önlemenin ve tedavi etmenin yanında, bu beslenme düzeni pH düzeyinizin ayarlanması, inflamasyonların azaltılması ve kilo vermeye yardımcı olması açısından da önemli.

Brokoli ve diğer yeşil sebzeler: Brokolide ve diğer yeşil sebzelerde bol miktarda sülfürofan bulunur. Bunlar arasında marul, brüksel lahanası, lahana, hardal, turp, karnıbahar gibi ürünler yer alıyor.

Yeşil Çay: Yeşil çayda polifenoller bulunur ancak tek içeren madde o değil. Böğürtlende, çilekte, kakao tozunda, siyah çikolatada ve karanfilde de polifenol bol miktarda bulunur.

Sağlıklı yağlar: Sızma zeytinyağı, hindistan cevizi, kenevir, susam, keten ve avokado yağları bu kategoride yer alıyorlar. Ayrıca fındık, tohum, hindistan cevizi sütü ve avokadolar da iyi yağları barındıran ürünler arasında yer alıyorlar.

Meyveler: Meyveler lif ile doludurlar ve bunun yanında antioksidanlar, vitaminler ve su da içerirler.

Tam tahıllar: Kinoa, esmer pirinç, yaban pirinci, arpa, horozibiği ve diğer tüm tam tahıllar, iyi birer seçenekler. Çünkü bunlarda bol miktarda lif bulunur.

Kaçınılması Gereken Gıdalar

Soya: Soyada fitoöstrojenler bulunur ve bunlar da vücutta östrojeni taklit ederler. Eğer bir kadın olarak vücudunuzda östrojeni arttıran bir besin tüketirseniz, meme kanseri riskinin artmasına sebep olabilirsiniz ve bunun yanında polikistik over sendromu, rahim kanseri ve diğer hormon dengesizliğine bağlı rahatsızlıkların da riski artar. Eğer bu sizi yeterince korkutmadıysa, günümüzde soyanın %90’ının genetik olarak değiştirilmiş olduğunu da belirtelim.

İşlenmiş sebze yağları: İşlenmiş sebze yağları ve kanola yağı benzeri yağlar, çözücülerin yardımı ile çıkarılırlar ve bu yağlardaki yağ molekülleri, havaya ve ışığa maruz kalarak oksidize olurlar. Bu adımın ardından da yağ kaynatılarak içindeki çözücülerin ortadan kalkması sağlanır. Bu yüksek sıcaklık ve basınç, antioksidanları ortadan kaldırır ve yağın kimyasını bozar, neticede serbest radikaller ortaya çıkarlar.

Meyve suyu: Meyveler bitki temelli bir beslenmenin temel taşları arasında yer alıyorlar ancak meyve sularında maalesef kan şekerini anında uçuran bol miktarda şeker bulunur. Ayrıca çoğu meyve suyu da %100 meyveden üretilmez.