Kehribar rengi sonbahar günlerinden çiyle kaplı taptaze ilkbahar sabahlarına kadar mevsim döngüleri; aydınlık ve karanlık arasında gündüz ve gece döngüsü; okyanusların ilerleyip gerilediği döngü; Ay’ın büyüdüğü ve küçülerek bir hilale dönüştüğü döngüsü vardır. Diğer tüm yaşam formlarının içsel ritmik döngüleri varken insanlar için durum farklı mıdır? Hayır, insanlar için de durum böyledir. Farkında olsak da olmasak da insanlar, fizikselden entelektüele, sezgisele, spiritüele ve estetiğe kadar çeşitli döngülerin hassas bir biyoritminde çalışır.

Biyoritim sözcüğü Yunancadan gelmektedir: biyo (yaşam) ve ritim (sürekli olarak gerçekleşen hareket) kelimelerinden türetilen bu kelimeyi vücudun bazı yönlerini kontrol edebilen bütünsel bir matematik sistemi olarak düşünebilirsiniz. Bu sistem, kişinin yüksek performans, yaratıcılık ve duygusal alıcılık gibi belli yönlerini kontrol edebilir.

Biyoritimler, insan vücudunda sürekli akış halinde olan görünmez enerji dalgalarıdır. Her insana özgü olduğu düşünülen bu enerji seviyelerinin doğduğumuz an başladıkları düşünülmektedir. Peki, biyoritim teorisi nasıl ve ne zaman başladı?

Biyoritmin başlangıcı: Kozmik harmoni

Biyoritim teorileri, doğum haritası astrolojisi üzerinde yapılan çalışmalar da dahil olmak üzere eski kültürlerden beri mevcut teoriler olsa da biyoritim teorisi, 19. yüzyılda yaşamış olan psikanalist Sigmund Freud’un meslektaşı Alman doktor Wilhelm Fliess’e atfedilmektedir. Thomas Gale’in de açıkladığı gibi Fliess’in teorisi döngüsel dönemlere dayanmaktadır; 23 gün (fiziksel/erkek), 28 gün (duygusal/kadın).

Gale’e göre Fliess bu sistemi “kişisel, ailevi ve sosyal olaylardan olduğu kadar hayvan ve bitki alemlerinden de etkilenen güneş döngüleri tarafından yönetilen kozmik bir harmoni” olarak görüyordu. Innsbruck Üniversitesi’nde mühendislik profesörü olan Alfred Teltscher’e atfedilen Entelektüel Döngü ise Teltscher’in öğrencilerinin akademik performanslarını inceledikten sonra 1920’lerde eklediği üçüncü döngüdür.

Biyoritim teorisi, ABD ve Kuzey Amerika’da iki yayından sonra popülerlik kazanmıştır. Bunlardan biri, George S. Thommen tarafından yazılan “Is This Your Day? How Biorhythm Helps You Determine Your Life Cycles (Bugün, Sizin Gününüz mü? Biyoritimler, Yaşamınızın Döngülerini Belirlemeye Yardımcı Olur)” kitabıyken diğeri ise Bernard Gittelson’ın “Biorhythm: A Personal Science (Biyoritim: Kişisel Bir Bilim)” isimli kitabıdır. Bugün ise daha modern bir yaklaşımla biyoritmik dönem için toplamda altı tane biyoritim döngü saati belirlenmiştir:

  • Fiziksel döngü: Bu döngü koordinasyon, fiziksel enerji, güç ve genel iyilik haliyle ilgilidir. 23 gün uzunluğunda olan bu döngü, güç harcama ve dinlenme zamanı ile iyileşme için daha fazla farkındalık sağlar.
  • Duygusal döngü: Bu 28 günlük döngü yaratıcılık, farkındalık ve duygusal hassasiyet ile ilgilidir ve depresyon ya da diğer duygudurum bozukluklarını kontrol altına alma konusunda yardımcı olabilir.
  • Entelektüel döngü: Bir aydan biraz daha uzun süren 33 günlük entelektüel döngü hafıza, iletişim ve analitik işleyişle ilgili önemli içgörüler sağlar. Bu döngünün takip edilmesi, işlerin yetiştirilmesi gereken zamanlar ve hedef belirleme konusunda yardımcı olabilir.
  • Sezgisel döngü: Bu döngü sırasında en yüksek noktalar kişinin iç sesine güvenmesi gereken zamanı gösterirken düşük noktalarda ise zekasına veya mantıksal becerilerine güvenmesi gerektiğini gösterebilir.
  • Spiritüel döngü: En uzun süren ve 53 günlük olan bu döngü, mistik atılımlar potansiyeli ile birlikte spiritüel farkındalığın arttığı zamanları gösterebilir.
  • Estetik döngü: Hem sanatçı hem de sanata değer veren kişilerde bu döngü, içgörülerin yaratıcılığa dönüşmesiyle yaratıcı süreç konusunda yardımcı olabilir.

Döngüleri, bunların uzunluklarını ve etkilerini bildiğinize göre biyoritmin nasıl takip edilip ölçülebileceğini bilmeniz de önemlidir.

Biyoritim Hesaplayıcılar

İnternetten biyoritim hesaplayıcılar bulmanız mümkün. Bu hesaplayıcılar ile biyoritminizi hesaplamak için ihtiyacınız olan tek şey doğum tarihiniz ve biyoritminizi görmek istediğiniz günü seçmek olacaktır. Bu araçları kullanarak sizin için önemli olan ve hassas olduğunuz zamanları görebilir ve bunların üretkenliğinize, sosyalleşmenize ve çok daha fazlasına nasıl katkıda bulunabileceğini görebilirsiniz.

Hesaplama araçları sonucu ortaya çıkan grafikteki eğriler en yüksek ve en düşük seviyeleri gösterir. Orta kesit çizgisinin üzerindekiler en iyi ya da pozitif biyoritmik zamanlar olacaktır. Çizginin altındakiler ise geri çekilmeniz gereken ya da farklı enerji akışlarına erişmeniz gereken zamanları gösterebilir.

Biyoritim ve İnsan İşleyişi Üzerindeki Etkisi

Filmlerin çoğunlukla 90 dakika civarı olması bir tesadüf değil. Psychology Today dergisine göre beden ve beyin ile ilgili fonksiyonların çoğu 90 dakikalık döngülerde çalışacak şekilde ayarlanmıştır. İnsanlar olarak tıpkı diğer hayvanlar gibi en temelde gündüz ve gece döngüleriyle belirlenen bir dünyada yaşıyoruz. Yaşam ile ilgili bu dışsal gerçeğin bedenlerimizde bir karşılığı bulunmaktadır.

Son zamanlarda uyumanın önemi hakkında çok fazla tartışmalar yapılıyor. Uyku ve uyanıklık döngülerimiz arasındaki ilişki, genel iyilik halimiz, sağlığımız ve işleyişimiz için en az ne yediğimiz, nerede yaşadığımız ve ne kadar para kazandığımız kadar önemlidir. Biyoritimler, dış dünya ile uyumlu olduğu zaman şiddetli iniş çıkışlar yerine daha tutarlı bir enerji akışı deneyimleyebiliriz.

İnsan bedeni, kardiyovasküler organlar ve metabolik fonksiyonlar dahil olmak üzere sirkadiyen ritimler ile ilişkilidir. İnsan bedeninin ayrıca ultradyan ritimler olarak bilinen daha kısa süren başka ritimleri de bulunmaktadır. Bu ritimlerden en bilineni REM ya da hızlı göz hareketi uykusu da dahil olmak üzere rüya döngüleri olmaktadır.

Alaska Uyku Kliniği’ne göre uykuya daldığımızda ilk evreden REM’e kadar olan süreç yaklaşık 90 dakika sürer. Normal bir yetişkin, en iyi miktarda uyumak için bu döngülerden en az 4-5 tanesine ihtiyaç duyar. Biyoritmik saatimizi ne kadar uyumlu hale getirebilirsek, döngülerimizin hem yüksek hem de düşük olan kısımlarında ne zaman daha fazla dinlenmeye ihtiyaç duyduğumuzun farkına varma olasılığımız o kadar artar. Michigan Üniversitesi’nde uyku uzmanı olan Dr. Roseanne Armitage, vücut ile ilgili bu bilgilere dikkat etmemenin, kişinin potansiyelinin altında yaşamasına ve bağışıklık sistemi ile genel sağlığı üzerinde stres yaratmasına neden olabileceğini söylemektedir.

Ulusal Biyoteknoloji Bilgi Merkezi’nde yayınlanan bir makaleye göre dünyada en fazla trafik kazasının yaşandığı bir bölgede İranlı otobüs şoförleri enine kesit yöntemiyle seçildi ve biyoritimleri incelendi. Çalışmada görüldüğüne göre güvenli olmayan araç kullanma davranışları, biyoritim ile doğrudan ilişkiliydi. Bunlar, biyoritim yazılımı ile analiz edildi ve şoförlerin biyoritmik döngülerinde kritik olan günler ile güvenli olmayan araç sürme davranışları arasındaki bağlantılar gösterildi.

Biyoritim, vücudumuzun işleyişiyle birlikte partner uyumluluğunu ve hatta aşkı bulmak için de kullanılabilecek bir araç olabilir. Kendinizle uyumlu bir şekilde yaşamanız önemli olsa da bu uyuma arkadaşlıklarda, aşkta ve hatta iş ilişkilerinde ulaşmak bambaşka bir şeydir. Biyoritim uyumluluğu sizin ve partnerinizin, birbirinize çekilmenin ötesinde gerçekten aynı dalga boyunda olmanın daha derin seviyelerine kadar aynı hizadaki enerji seviyelerini keşfetmenize yardımcı olabilir.

Biyoritim uyumluluk hesaplayıcısı gibi basit araçlar sayesinde çiftler, aralarındaki bağ hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilir ve aralarındaki eşsiz bağlantı hakkında daha fazla şey öğrenmenin yollarını bulabilirler.

Biyoritmi ister eğlence için isterseniz hayatınızdaki çeşitli yolların haritasını çıkarmak için kullanın, biyoritim sayesinde daha içsel ve daha bilinçli bir şekilde yaşayabilirsiniz. Bunu yapmayı birkaç ay deneyin ve bu bilginin sağlığınızı, ilişkilerinizi, yaratıcılığınızı, davranışınızı, sezginizi ve çok daha fazlasını nasıl geliştirdiğini görün.