31 Ekim saat 17:49’da Boğa burcunda, geri hareket etmekte olan Uranüs ile kavuşan Mavi Dolunay’a tanık oluyoruz. Aynı gün birçok insan, yılın karanlık yarısının başlangıcına işaret eden eski bir Kelt festivali olan Samhain’i de kutlar. Pek çok insanın bugünlerde Cadılar Bayramı olarak bildiği gün sırasında, dünyaların arasındaki perde daha ince bir hale gelir: Hem iyi hem de kötü ruhların geçmesine izin verilir.

Her Dolunay bir serbest bırakma, zirve ve gelişme enerjisi getirir: Ay döngüsünün zirve anını, üzerinde çalıştığımız şeyi ve anlamını, kolektifle paylaşma zamanını temsil eder.

Bir takvim ayı içerisinde iki Dolunay meydana geldiğinde, ikinci olana Mavi Ay da denir; ancak bu fenomen, Ay’ın gerçek rengini etkilememektedir. Hasat Ayı’ndan sonra meydana gelen Dolunay, geleneksel olarak Avcı Dolunayı olarak bilinir: Bugünlerde avcılar, geceleri daha fazla ışığa sahip olurdu ve tarlalar yeni biçildiği için avlanmak normalden daha kolay olurdu.

Dolunaylar, daha önce haberdar olunmayan bir şeye ışık tutar: Duygularımız olgunlaşıyor, artık daha net görebiliyoruz. Şimdilerde ani olaylar, beklenmedik haberler ve çoğumuz için yaşamı değiştiren fırsatlarla ilişkilendirilebilecek, son derece heyecan dolu bir kozmik hizalanma yaşıyoruz. Uranüs söz konusu olduğunda ne bekleyeceğimizi, bu enerjinin üç boyutlu gerçeklikte nasıl tezahür edeceğini hayal etmek çok zor hale gelir. Kesin olan tek bir şey var: Bu Dolunay bizi şaşırtacak.

Boğa: Hayatta kalma içgüdüsü, istikrar ve duygusallık

Boğa, Zodyak’ın ikinci burcudur ve sabit bir Toprak arketipidir: Biçimle, somut maddeyle, güvenlik ve istikrarla, mali durumumuzla, maddi varlıklarımızla, değerlerimizle, öz değer duygumuzla ve özsaygıyla ilgilidir.

Boğa, hayatta kalma içgüdüsü ile ilişkilidir. İlk dürtüden, yani doğumdan ve Koç ile meydana gelen rahimden ayrılmadan sonra hayatta kalmak için yerine getirmemiz gereken temel ihtiyaçların farkına varırız. Boğa, fiziksel bedenle, yani zevk alma ve duyularımızla algılama kapasitemizle güçlü bir şekilde ilişkilidir.

Dolunay, daima Güneş ve Ay birbiriyle karşıt konumlarda olduğunda gerçekleşir: Akrep burcundaki Güneş ani olayların, isyanın ve koşullandırmayı ortadan kaldırmanın gezegeni olan Uranüs ile tam olarak kavuşumda olan Boğa burcundaki Ay ile karşıt açı oluşturuyor.

Bu kozmik hizalanma tarafından harekete geçirilen Boğa-Akrep ekseni, strese, travmaya ve yoğun duygulara karşı fiziksel ve psikolojik tepkilerimizi anlama ve düzenleme yeteneğimizin yanı sıra cinsellik ve duygusallıkla güçlü bir bağlantıya sahiptir.

Uranüs: Karmaşa ve kurtuluş

Uranüs, geçtiği her burcun ifadesinde köklü değişiklikler yapar. Bu gezegen 2026 yılına kadar Boğa burcunda olacak. Uranüs, akaşik kayıtlarla, kolektif hafıza alanımızla ve de bir anda ortaya çıkan ani iç görüler, fikirler ve keşiflerle ilgilidir.

Hem Uranüs hem de Uranüs’ün yönettiği Kova, gruplar ve arkadaşlıklarla ilgili arketiplerdir: Kova çağına girerken güvenebileceğimiz bir topluluğun parçası olmak, kişisel ve kolektif evrimimiz için önemli olacaktır.

Uranüs, beklenmedik doğa olaylarıyla ilişkilidir; elektrik, şimşek ve fırtınayı yönetir ve geçişleri her zaman devrim niteliğinde olan son derece dinamik bir enerji getirir. Bazı astrologlar Uranüs’ü, cezalandırılacağını bilmesine rağmen yine de Tanrılardan ateşi çalıp insanlara getiren mitolojik Prometheus figürü ile ilişkilendirirler. Onun davranışı, insanları cehaletten kurtardı ve insanların yaratıcı güçlerini geliştirmelerine izin verdi.

Uranüs bireyleşme, bilinenden kurtuluş, koşullandırmayı ortadan kaldırma, isyan ve özgürlük için savaşmanın kaynağıdır. Uranüs, amacını yerine getirmiş olanı, eski olanı, işlevini veya anlamını yitirmiş olan biçimi, genişlememize ve daha da büyümemize izin vermeyen yapıları ve gelenekleri yıkar.

Mavi Dolunay ile Uranüs kavuşumu: Özgürlük ihtiyacı

Astrolojide Ay, bizim en savunmasız parçamızı temsil eder: Bize alışılmış tepkilerimiz, duygusal ve iç dünyamız, duyarlılığımız, kendimizi ve başkalarını besleme şeklimiz hakkında bilgi verir. Ay, geleneksel olarak Boğa burcunda “yükselmiş” olarak kabul edilir: Bu ise Ay’ın ve

Boğa’nın enerjilerinin birlikte son derece iyi bir şekilde çalıştığı anlamına gelir.

Bununla birlikte Uranüs’ün varlığı, bu Mavi Ay’ın tezahür etme şeklini ve hepimiz için ifade ettiği önemi büyük ölçüde etkiler. Hatta şu anda Uranüs gerilemektedir: Bu ise Uranüs’ün Dünya’ya daha yakın olduğu ve etkisinin arttığı anlamına geliyor. Kavuşumların, iki gezegen arasındaki en güçlü konum olduğu düşünülebilir: Gezegenler, bizim bakış açımıza göre, 0°’lik bir açı oluştururlar ve mükemmel şekilde hizalanmış görünürler.

Bu Mavi Dolunay’da güçlü bir kutuplaşma meydana gelebilir: Uranüs harekete geçtiğinde buna hazır olmayabiliriz. Değişim ihtiyacını meydana çıkaran ani olaylar ve öngörülemeyen durumlar, geleceğe doğru ilerlememizi hızlandırabilir.

Bugünlerde pek çoğumuz, özgürlük ve köklü değişime yönelik artan bir gerekliliğin yanı sıra, topluma hakim olan görüşten ve otoritelerden ayrılmaya dair güçlü bir duygu fark edeceğiz.

Akrep burcundaki Güneş ile karşıt olan Boğa burcundaki Ay-Uranüs kavuşumu, istikrar ve güvenlik duygularımızdaki önemli karmaşaları yansıtabilir. Bu Dolunay’da olanlar, örneğin kendi kendini sabotaj etme örüntüleri, manipülasyon ya da ilişkilerdeki güç oyunları yolu ile yaşamlarımızda bilinçsiz bir şekilde nasıl bir güvenlik duygusu yaratmaya çalıştığımızın farkına varmamıza yardımcı olabilir.

Venüs, Şiron ile karşıt: Sağlıklı sınırlar belirlemek

Venüs, Boğa burcundaki Dolunay’ın yönetici gezegenidir: Burçlara göre konumu ve yaptığı açılar, bize bu kozmik enerjilerin nasıl tezahür edeceği hakkında daha fazla bilgi verir. Venüs şu anda yönettiği diğer burç olan Terazi’de bulunuyor ve Koç burcundaki Şiron’un gerilemesi ile karşıtlık meydana getiriyor.

Venüs-Şiron bağlantısı, diğer insanların acılarına dair artan farkındalığı yansıtır. Bunun etkisiyle onların acılarını bir tehdit olarak algılarsak tamamen devre dışı kalabilir veya tam tersine, başkalarına yardım etmek için yolumuzdan çıkabilir ve bu süreçte kendi ihtiyaçlarımızı karşılamayı unutabiliriz.

Terazi burcundaki Venüs’ün genel eğilimi, başkası tarafından ihtiyaç duyulma gerekliliğidir: Başkalarına yardımcı olmak; değerli, yararlı ve kıymetli hissetmemizin tek yolu olabilir. Bununla birlikte Koç’taki Şiron, tabiatımızda olan öz değerimizi, hepimizin sahip olduğu içsel var olma hakkımızı geri kazanmakla ilgilidir ve bunlar, yaptığımız şeylerden, sahip olduklarımızdan veya diğer herhangi bir dış koşuldan bağımsızdır.

Geri hareket eden Şiron ile karşıt olan Venüs’ün amacı, bize iyi enerjisel sınırlara sahip olmayı öğretmektir; böylece diğer insanların mücadelelerinden ve küresel olarak devam eden tüm dramdan kişisel olarak ne derece etkileneceğimize karar verebiliriz.

Merkür; Satürn, Plüton ve Jüpiter ile kare oluşturuyor: Gerçeklik algımızı yeniden incelemek

Boğa’daki Mavi Dolunay sırasında Terazi’deki Merkür Retrosu, Oğlak burcundaki Satürn, Plüton ve Jüpiter ile kare oluşturuyor: Bu kare, üç karelik döngünün ikincisi olacak. Bu açılar bizi, Eylül ayının sonunda olanları ve bu gezegenler arasındaki ilk hizalanmanın meydana geldiği Başak burcundaki Süper Yeni Ay’ı düşünmeye davet edecek gibi görünüyor.

Merkür’ün yarattığı kare tipi, Üçüncü Çeyrek veya “bilinçteki kriz” karesi olarak da bilinir. Bu açının yarattığı kriz düşünmenin, iletişim kurmanın ve gerçekliğimizi algılamanın yeni yollarını bulmamız için bize ilham verme işlevine sahiptir.

Bu açılar, dış otoriteler tarafından belirlenen kurallar ve düzenlemeler bağlamında diğer insanlarla nasıl ilişki kurduğumuzu, düşüncelerimizi başkalarına nasıl ilettiğimizi, seçtiğimiz kelimelerin arkasında bulunan daha derin nedeni ve değişen toplumsal paradigmada dile atfettiğimiz anlamı düşünmeyi teşvik edecektir.

Geri hareket eden Merkür ile Satürn, Plüton ve Jüpiter karesi düşünme, konuşma ve dünyayı algılama şeklimizin, çevremizle etkileşim şeklimizi güçlü bir şekilde etkilediğini hatırlatmaya dair işleve sahiptir. Bu nedenle düşüncelerimizi, sözlerimizi ve gerçekleşen şeylere dair algımızı değiştirmek, gerçek gerçekliğimizi değiştirme gücüne sahiptir.

Merkür’ün geriye dönük hareketi nedeniyle gerçekleşen algılarımızın içselleştirilmesi, doğrusal olmayan bir düşünme biçimi ile karşılaştığımız zorluklara ve sorunlara yaratıcı çözümler bulmamıza yardımcı olur.

Boğa’daki Mavi Dolunay: Koşullandırmadan kurtulmak

Boğa burcunda gerçekleşecek olan bu Dolunay’da meydana gelen olaylar, başımıza gelen şeylerin fiziksel olarak bizi nasıl etkilediğini algılama ve vücudumuzun tetikleyicilere nasıl tepki verdiğini düzenleme kapasitemiz, duyularımız ve duygusallığımız ile yeniden bağlantı kurmamıza yardımcı olabilir.

Evet, Uranüs’ün etkisi rahatsız edici olabilir, ancak aynı zamanda bize muazzam derecede yaratıcı potansiyel sunan ani aydınlanmalar, yüklemeler ve iç görüler getiriyor. Kova burcunun yöneticisi olan Uranüs, alışılmadık, tuhaf ve eksantrik olan her şeyi sever: Bu gezegen, karşılaştığımız sorunları çözmek için her zaman alternatif çözümler ve orijinal yollar bulma konusunda bize ilham verir.

Yaratıcı ve yenilikçi fikirler, bu Dolunay’da birdenbire ortaya çıkabilir: Daha derin bir özgüven duygusuna adım atma fırsatına sahibiz; bu da karşılığında sağlam bir öz değer geliştirmemize ve tamamen özerk ve bağımsız olmak için kapasitemize dair derin bir güven geliştirmemize yardımcı olur.

Çoğumuzun üç boyutlu düzlemde deneyimlediği kaosa ve kafa karışıklığına rağmen mevcut gezegensel görünüm, bize iyileşme ve kendi kendini güçlendirme için önemli fırsatlar sunuyor. Sonuç olarak Mavi Dolunay ile Uranüs kavuşumu, benzersizliğimizi ve bireyselliğimizi onurlandırmak ve bizi hala amacımızı yaşamaktan alıkoyan tüm bu sınırlamalardan ve koşullandırma örüntülerinden kurtulmak için bir davettir.