Boğaz enfeksiyonları daima bakteri temellidirler ve onları virüslerden, alerjilerden, pisliklerden ve kuruluktan kaynaklanan normal boğaz ağrılarından ayırmak gerekiyor. Bakterilerden kaynaklanan ve enfeksiyon neticesinde ortaya çıkan boğaz ağrıları, maalesef virüs ve diğer faktörlerden kaynaklananlara göre çok daha acı verici olabiliyorlar. Uzmanlar virüslerden kaynaklanan boğaz enfeksiyonlarının, bakterilerden kaynaklananlardan çok daha sık görüldüğünü de belirtiyorlar.

Bu konuda doğru ayrımı yapabilmenin en kolay yolu ise soğuk algınlığı semptomlarına bakmak çünkü bakteri kaynaklı boğaz enfeksiyonlarında burun akması, öksürük gibi soğuk algınlığı semptomları mevcut değilken, virüs kaynaklı enfeksiyonlarda bunlar da mevcut oluyorlar. Strepkokok farenjiti veya boğaz enfeksiyonu olarak uzmanlar tarafından adlandırılan bu rahatsızlıkta;

• Boğaz ağrısı ve yutkunma zorluğu
• Bademciklerde şişme ve kırmızılık
• Damakta kırmızı noktalar ve boğazda beyaz, sarı noktalar
• Şişmiş lenf bezleri
• 38 dereceden yüksek ateş
• Baş ve vücut ağrıları
• Kaşınmayan kırmızı lekeler varsa bu kızıl hastalığıdır ve oldukça ciddi bir bakteriyel enfeksiyondur.

Boğaz Ağrısı İçin Ev Reçeteleri

Besin Destekleri

Kara Mürver Meyvesi

Ülkemizde mürver meyvesi olarak bilinen meyvenin ciddi bir antibakteriyel ve antiviral kapasitesi mevcuttur. Son yapılan çalışmalarda onun bilhassa uzun uçuşlarda solunum yolu hastalıklarının semptomlarına karşı koruyucu olduğu ortaya konulmuştur. Bu nedenle onu çay olarak, kapsül olarak veya toz olarak tüketebilirsiniz. Karamürver meyvesinden elde edilen bağışıklık kuvvetlendirici destek ürünlerinden yardım alabilirsiniz.

Kirpi Otu

Soğuk algınlığını önleme konusunda ünü bilinen kirpi otu, aynı zamanda bağışıklık sistemini de güçlendirebilmektedir ve böylece boğazda ağrıya sebep olan bakterilerin gelişimine engel olmaktadır. Bu yönüyle bakteri ve virüslerin sağlıklı hücrelerin içine girmelerini de engellemektedir.

C Vitamini

C vitamininin bağışıklık sistemini desteklediğini herkes bilir ancak bunun yanında boğazdaki hasar gören dokuların tamirinde de büyük rol oynar. Her gün 1000 miligram C vitamini alarak yaklaşan bir rahatsızlığa karşı önlem alabilirsiniz. Hali hazırda hastaysanız günde 4000 miligram alarak da onunla savaşabilirsiniz. Vitamin desteği yerine bol bol turunçgil meyvelerden tüketerek de C vitamini alabilirsiniz.

D Vitamini

Araştırmacılar D vitamini eksikliği ve solunum yolu hastalıkları arasındaki bağı incelemişlerdir. Bu kanıtlar, D vitamininin bağışıklık sistemi üzerinde ciddi anlamda etkili olduğunu göstermiştir ve mikroplara karşı koruma sağlamıştır. Bu nedenle D vitamini içeren besin destekleri alabilirsiniz ancak doğrudan güneş ışığına maruz kalarak da vücudunuzun D vitamini üretmesini sağlayabilirsiniz.

Ne Yemeli, Ne İçmeli

Bal

Balın içerisinde çok miktarda antioksidan bulunur ve bu da beden sağlığının korunmasına yardımcı olur. Ayrıca bağışıklık sistemine de destek olur ve boğazı yumuşatır. Bakterilerle savaşması ve boğazda koruyucu bir film oluşturması da enfeksiyonlara karşı etkin olmasını sağlar. Hatta antibiyotik direnci olan bakterilere karşı bile etkili olabildiği görülmüştür.

Kemik Suyu

Kemik suyu vücudunuzun sulu kalmasını sağlar ve bağışıklık sistemine destek olarak mineralleri temin eder. Özellikle boğaz ağrısı yaşayanlar için idealdir. Kemik suyu içerisindeki minerallerin vücut tarafından kolayca emilebilmesi ve kalsiyum, magnezyum, fosfor, silikon ve sülfür bakımından zengin olmaları, eklem ve doku ağrılarına karşı engel oluşturmasını sağlar.

Bitki Çayları

Boğazı rahatlatmak ve mukus salgılayan dokulardaki inflamasyonları tedavi edebilmek için bitki çayları tüketebilirsiniz. Bilhassa papatya çayı antioksidan içeriği sebebiyle bu konuda bir numaradır. Karahindiba çayı ise enfeksiyonları bastırır, mideyi rahatlatır ve bağışıklık sistemini destekler.

Elma Sirkesi

Elma sirkesinin içerisinde asetik asit adlı bir madde bulunur ve bu madde hem bakterileri öldürür hem de onların gelişimine engel olur. Temel olarak doğal bir antibiyotik olduğu söylenebilir.

Ne Yapmalı?

Himalaya Tuzu ile Gargara

Pembe himalaya tuzu ile gargara yapmak boğazı rahatlatır, bakteriler için koşulları zorlaştırır ve şişliği de indirir. Tuzun ağızdaki pH dengesini arttırması, alkalin bir ortam oluşmasını sağlar ve bu da bakterilerin zorlanmasına sebep olur.

Yağ Çekmeyi Deneyin

Yağ çekmenin ağızdaki hastalık yapıcı bakterileri azalttığını hep söylerim. Özellikle sabah ağız hijyeni için hindistan cevizi yağı çekme, bakterileri ağızdan temizlemek için ideal bir yöntemdir. Böylece ağız ve boğaz bölgesindeki toksinleri atabilir, mikropsuz bir ortam oluşturabilirsiniz. Sabah kalkar kalkmaz on dakika boyunca hindistan cevizi yağının iki kaşık kadarını ağzınızda dolandırabilir ve daha sonra tükürebilir, ardından dişlerinizi fırçalayabilirsiniz.

Aromaterapiden Faydalanın; Öz Yağlar

Adaçayı Öz Yağı

Adaçayı, antiseptik ve antibakteriyel özellikleri sebebiyle aromaterapide sık kullandığımız yağlardan. Boğaz enfeksiyonu hissettiğiniz zamanlar her sabah 1 bardak ılık suyun içine 5 damla adaçayı öz yağı, 5 damla limon öz yağı damlatarak gargara yapın.

Nane Öz Yağı

Nane yağı boğaz ağrısına oldukça iyi gelir. Çünkü şişmeleri azaltır ve menthol sayesinde boğazı rahatlatır. Suyunuza bir kaç damla ekleyerek içebilir yahut boğaz bölgesine haricen uygulama yapabilirsiniz.

Limon Öz Yağı

Limon yağının bakteri karşıtı özellikleri vardır ve vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Özellikle antibiyotiklere dayanıklı bakterilerin gelişimine engel olabildiği de görülmüştür. Suyunuza bir iki damlasını ekleyerek içebilir veya bitki çaylarına katabilirsiniz.

Kekik Öz Yağı

Kekik yağı solunum ve bağışıklık sistemine destek olur. Suya iki damla katarak gargara yapabilirsiniz.

Enfeksiyonun Yayılmasını Engelleme Yolları

Başkalarıyla Yakın Olmayın

Semptomlarınız devam ettiği sürece, diğerlerinin yanında hapşurmayın veya öksürmeyin. bardak, tabak, yemek gibi şeyleri ortak kullanmayın ve bunu iki hafta boyunca sürdürün. Güçlü sabunlar kullanın ve mutfak ile banyoda hijyenik davranın.

Ellerinizi Yıkayın

Gün içerisinde ellerinizi yıkamaya dikkat etmelisiniz. Antibakteriyel sabunlar bu konuda size yardımcı olacaklardır.

Diş Fırçanızı Değiştirin

Hastalık belirtileri ortaya çıktığında diş fırçanızı değiştirin ve belirtiler geçince de bunu yapın. Zira aynı fırçaları kullanmak başka tip bakteriler ile tekrar enfekte olmanıza neden olabilirler.