Sınırda kişilik bozukluğu tüm yetişkinlerin %2’sinde görülür. Duygulanımda tutarsızlık, kişilerararası ilişkilerde zorlanma, öz kıyım ve intihar davranışı eğilimleri ile kendini göstermektedir.

Tanımlama

Sınırda kişilik bozukluğu duygulanımda, kişilerarası ilişkilerde, öz-benlik ve davranışlarda tutarsızlık ile kendini gösteren ciddi bir zihinsel rahatsızlıktır. Bu tutarsızlık sıklıkla aile ve iş hayatını, uzun vadeli planlamayı ve bireyin kendi kişiliğine dair algılarını bozmaktadır.

Sınırda kişilik bozukluğu sahibi olan bireylerin temel olarak psikoz ve nevroz sınırında oldukları, duygusal yönetimde zorlandıkları düşünülmektedir. Şizofreni ve bipolar bozukluktan daha az bilinen SKB, tüm yetişkinlerin %2’sinde görülmektedir.

Bu bireylerde kendine zarar verme davranışları sıklıkla görülmektedir ve bazı vakalarda intihar teşebbüsleri ve hatta tamamlanmış intihar vakaları görülmektedir. Rahatsızlığın gelişmesi ve intihar riski özellikle ilk yetişkinlik döneminde yüksek olmakta, risk yaşlanmayla birlikte azalmaktadır. Kadınlarda daha sık görülen hastalık, %75 oranında kadınlarda teşhis konulmaktadır.

Sınırda kişilik bozukluğuna sahip olan bireylerin zihin sağlığı hizmetlerinden faydalanmaları gerekiyor ve ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinin %20’si kadarı bu rahatsızlığa sahip bireylerle dolu.Yine de pek çoğu zaman içerisinde daha iyi hale geliyor ve üretken yaşamlar sürebiliyorlar.

Belirtiler

Sınırda kişilik bozukluğuna sahip olan bireylerde kızgınlık, depresyon, anksiyete atakları bir kaç saat ve hatta bir kaç gün boyunca görülebilmektedir. Bunlar dürtüsel öfke nöbetleri, öz kıyım davranışları, uyuşturucu ve aşırı alkol tüketimi ile de ilişkilendirilebilmektedir. Düşüncelerdeki ve kişinin kendisine dair algısındaki bozulmalar, uzun vadeli hedeflerde, kariyer planlarında, iş yaşamında, arkadaşlıklarda, kimlikte ve değerlerde sıklıkla değişime sebep olabilmektedir. SKB sahibi olan bireyler kendilerini genelde kötü ve değersiz olarak görmektedirler. Sıkıcı, boş ve yanlış anlaşılmış hissedebilirler ve kim olduklarına dair fikirleri azdır. Bu belirtiler özellikle sosyal desteği olmayan ve kendilerini toplumdan dışlanmış hisseden SKB olan bireylerde akut hale gelebilir ve bu bireyler terk edilmekten ve yalnız kalmaktan kaçınmak için çılgınca çabalar sarf ederler.

SKB sahibi olan bireyler genelde sosyal ilişkilerde düzensiz bir yapıya sahiptirler. Yoğun ancak fırtınalı bağlar kurabilirler, ailelerine, arkadaşlarına ve sevdiklerine karşı gözünde aşırı büyütme ve yerin dibine sokma uçları arasında gelip giden tutarsız ve gergin ilişki örüntülerine sahiptirler. Bu esnada bir anda bir bireyi idealize edebilirler ve bir sorun oluştuğu anda kötü yönlerini düşünerek o kişilere yoğun öfke duyarlar, suçlarlar ve değersizleştirirler.

Pek çok insan aynı anda iki zor hissi tecrübe etmeyi tolere edebilir ancak SKB olan bireylerde iyi ve kötü arasında kolayca gidip gelirler. Kötü durumda olduklarında kişilerin iyi hallerini hatırlayamazlar.

SKB’lı bireyler reddedilmeye karşı aşırı hassastırlar ve bu nedenle ayrılmaya karşı sinirlenir, ve yoğun stres tepkileri gösterirler. Tatilde, iş seyahatinde ve planlardaki en ufak bir değişiklik bile negatif duyguların ortaya çıkmasına neden olur. Terk edilme korkusu, fiziksel olarak yanında olmayan ancak duygusal olarak bağ kurulmuş kişinin çok önem verdiği bireylerle olan duygusal zorlanmalarından kaynaklanır ve sonucunda SKB’lı birey kendini değersiz ve kayıp hisseder. Bunun sonucunda terk edilme durumu ve hayal kırıklıkları karşısında yoğun öfkeyle birlikte intihar tehditleri ve teşebbüsleri ortaya çıkar. SKB’lı bireyler dürtüsel davranışlarda da bulunurlar. Bunlar arasında aşırı para harcama, aşırı yeme ve riskli cinsel davranışlar bulunmaktadır.

Ayrıca bipolar bozukluk, depresyon, anksiyete bozuklukları, madde kullanımı ve diğer kişilik bozuklukları da bu rahatsızlıkla birlikte aynı anda görülür.

Sebepleri

Sınırda kişilik bozukluğunun sebebi tam olarak bilinmese de, hem çevresel hem de genetik faktörlerin belirtiler ve özellikler konusunda etkili olabileceği düşünülmektedir. Bu bozukluk, aynı bozukluğa sahip aile bireyleri olan bireylerde 5 kat daha sıklıkla görülüyor. Araştırmalar, çocukluklarında bu kişilerin tacize uğramış, ihmal edilmiş veya terk edilmiş olduklarını gösteriyor.

Çalışmalar SKB hastalarının %71’inin cinsel istismara uğradığını gösteriyor.

Araştırmacılar SKB’nın çevresel strese, ihmale ve suistimale uğranılan bir çocukluk dönemi ile tetiklenmenin yanında kişisel olarak bunlara karşı hassasiyetin de önem kazandığını düşünüyor. SKB hastalarının şiddet, tecavüz ve diğer suçlardan mağdur olma ihtimalleri çok daha yüksek bulunmuş. Bunların sonucunda kötü bir çevrenin yanında kurbanın dürtüselliğine ve partner seçiminde yanlış değerlendirmeler yapmasına neden olur.

Nöroloji uzmanları dürtüsellik, duygulanımda tutarsızlık, yoğun öfke nöbetleri, ve negatif duyguların ortaya çıkmasına neden olan beyin mekanizmalarını ortaya çıkarıyorlar. Yapılan çalışmalarda dürtüsel öfke nöbetlerine sahip olan bireylerin duyguları yöneten sinir ağlarının yönetiminde sıkıntılar yaşadıkları görülmüştür. Beyinde bulunan amigdala adlı küçük ve badem şeklindeki yapı, negatif duyguları yöneten bir devrenin önemli bir parçasıdır. Diğer beyin merkezlerinden tehditleri belirten işaretler geldiği zaman amigdala korku yaratır ve özellikle stres ve alkol etkisi altındayken bu daha belirgin olur. Beynin ön kısmında bulunan alanlar bu devrenin aktifliğini sınırlandırırlar. Beyin görüntüleme ile yapılan son çalışmalarda bu beynin ön kısmında bulunan bölgeleri aktifleştirmekte farklılık yaşayan bireylerin negatif duyguları bastırma konusundaki yetkinliklerinin de farklı olduğu görülmüştür.

Serotonin, norepinephrine ve asetilkolin, duyguların(üzüntü, öfke, anksiyete ve rahatsızlık) düzenlenmesinde rol oynayan devrelerde kullanılan kimyasal mesaj ileticilerdir. Beynin serotonin fonksiyonlarını iyileştiren ilaçların SKB vakalarında duygusal belirtileri iyileştirebildiği görülmüştür. Bunun yanında bazı ruh halini iyileştiren ilaçlar da duygusal değişimlere yararlı olmuştur.

Beyin odaklı hassasiyetler davranışsal müdaheleler ve ilaçların yardımıyla düzelmektedir. Yüksek kan basıncı ve diabet rahatsızlığında da aynı duyarlılık vardır ve kişilerin bu destek sistemiyle baş etmeye çalışmaktadır.

Tedavi

SKB hastalarının tedavisinde psikoterapi, ilaçlar, grup terapisi, aile ve arkadaş desteği kullanılmaktadır. Grup ve bireysel psikoterapi tüm vakalarda en etkili çözüm olmaktadır. Psikoterapi sınırda kişilik bozukluğunun tedavisinde atılan ilk adımdır ve

Diyalektik davranış terapileri(DDT), Zihin odaklı terapi, Bilişsel davranışçı terapileri(BDT), psikodinamik terapi gibi terapi yöntemleri belirtileri azaltmakta faydalı oldukları görülmektedir.

Hastalarda görülen bazı belirtilere karşı farmakolojik tedaviler de uygulanabilmektedir. Antidepresan ilaçlar ve duygu durum düzenleyicileri depresif ve dengesiz duygu durumu olan hastalarda faydalı olmaktadır. Antipsikotik ilaçlar da bilişsel çarpıtmaları olan ve düşünsel anlamda zorlanan, yıkıcı düşünceye sahip hastalarda etkili olmaktadır.

Koronavirüs ( Covid-19), sizde travma oluşturduysa ve sürekli olarak bu konu ile ilgili yoğun ve süreğen kaygı hissediyorsanız ve  neler yapacağınızı, nasıl baş edeceğinizi bilmiyorsanız bunu birlikte çalışabiliriz. Online terapi almak isterseniz bana bu numaralardan ulaşabilirsiniz.

Uzman Klinik Psikolog Diana Güler
Telefon: 0216 266 24 48 & 0533 086 30 22
Mail: info@dianaguler.com
İnstagram: dianagulerr