Çalışan Anneler Çocukları İle Nasıl Daha Sağlıklı İletişim Kurabilirler?

Anne olmak dünyanın en zor ama en keyifli işidir diye düşünüyorum. İş değil aslında gönülden yapılan en tatlı meslektir. Hele ki, bu mesleğin yanında geçinebilmek adına ek bir iş de yapıyorsanız eğer, cilvelerinin iki katına çıkmasına asla engel olamazsınız. Üstüne birde çalışıyor olmanıza çocuğunuzun bir türlü anlam verememesi eklenince, bu durum bazen içinden çıkılamayacak bir hale dönüşebilir.

Benimle birlikte pek çok uzmanın da hem fikir olduğu konu, annelerin iletişim kavramını sağlam bir şekilde öğrenip benimsemesi gerektiği yönündedir. Özellikle de 3 ile 5 yaş dönemindeki çocukların annelerine olan bağları çok daha fazladır. Bu bağların düzenli bir şekilde yoluna konulması için, çocuğunuzla yetişkin bir insanmış gibi konuşmanız gerekir. Zira, ona küçük ve hayat üzerinde henüz etkisiz bir konumda olduğunu belli ettiğiniz andan itibaren, kendisine olan öz güvenini kaybetmesine sebebiyet verebilirsiniz. Bu sebepten dolayı, çalışan annelerin çocukları ile kuracağı iletişim konusunda sıkı bir araştırma içerisine girmesi gerekmektedir.

Bu araştırma evrelerinde ise, çocuk psikolojisine dair yazılmış olan birbirinden özenli kitap ve makaleler bulunmaktadır. Bu makalelerde, çocukların dilini anlayarak onlarla empati kurarak iletişimin çeşitli yolları anlatılmaktadır. Bunun yanı sıra, çocuğunuzla kuracağınız iletişimde çocuk kitaplarının da önemi bir hayli fazladır. Zira, çalışan annelerin çocuklarını dolaylı ve maceralı yollardan anlatan kitapları okumanız, çocuğunuzun bu durumu daha kolay kavrayıp benimsemesine yardımcı olacaktır.

Onlarla Olgun Biri Gibi İletişim Kurun

Çalışan annelerin çocuğa önemli ve değerli bir birey olduğunu hissettirebilmesi adına, onun düşüncelerine saygı duyduğunu açıkça belli etmelidir. Örneğin; anlatmış olduğu bir sıkıntı ya da talebi mümkün oldukça dikkate alarak dinlemeniz, kendisini güçlü bir birey olarak hissetmesine yardımcı olarak, işe gitme veya ayrı kalma gibi durumları da olgun bir şekilde karşılamasını sağlayacaktır.

Şunu söyleyebilirim ki, evet yoğun iş temposu sizleri bazen ayakta duramayacak bir konuma bile sürüklemiş olabilir, ancak eve yorgun argın geldiğinizde sizle güzel vakit geçirmeyi bekleyen çocuğunuzu da maalesef ki görmezden gelmeniz mümkün olmayacaktır. Bu yüzden, çocuğunuzun oyun taleplerini mümkün oldukça geri çevirmeyin. Günde en az bir saat dahi olsa, onunla hoş vakitler geçirebileceğiniz sevgi dolu bir oyun ortamı kurmalısınız. Bu ortamların kurulmaması çocuğu teknolojik aletler ve oyun konsollarına hapsedecektir. Zihinsel gelişimi engelleyen programlardan uzak durulması adına, çocuğunuzla her fırsatta oyun oynayın ve onun kendi başına da oyun kurmasına yardımcı olun.

Son olarak çalışan annelere karşı çocukların göstermiş olduğu en doğal tepki yemek yemek istememeleridir diyebilirim. Bu çok doğal ve insani bir istektir aslında. Bu sebepten ötürü de, yemek yeme konusunda inatçı olan çocukla belli bir mücadeleye girmekten kaçının. Mücadeleden ziyade onun sizinle iletişime geçmesini beklemek, çalışan anneler çocukları ile nasıl daha sağlıklı iletişim kurabilirler kavramını çok daha rahat algılayıp işleyişe koymanıza yardımcı olacaktır.

Sevgi dolu günler dilerim

Ayşe Tolga