Yirmili yaşlarımın başında cildim bebek cildi gibiydi. Cilt bakımına çok önem veren ve tüm doğal malzemelerle cilt bakımı yapan bir annenin kızı olmama rağmen cilt bakımına o yaşlarda pek de önem vermediğimi hatırlıyorum. Yirmi yaşımda cildim çok ağır makyajla ve makyaj malzemeleriyle tanıştı. Uzun saatler cildimde kalan makyaj, kötü beslenme alışkanlıklarım, cilt bakımını ihmal etmem sonucunda yirmi beş yaşında sivilcelerle tanıştım. Daha önce yüzüne pudra sürülmüş zannedilen muhteşem cildim gitmiş, sürekli bir yerinde iltihaplı sivilceler olan ve makyajla kapatmaya çalıştığım bir cilt gelmişti. Cildimi temiz tutmanın veya ölü hücrelerden arındırmanın öneminden bahseden birileri de yoktu. Sadece satış amaçlı olarak, hiç kullanmayacağım ürünleri bana satan, ancak bu ürünleri kullanmadan önce cildime nasıl bakmam gerektiğini anlatmayan bir sistemin olması ne kadar üzücü şu an anlıyorum. Bu satırları da bu yüzden yazıyorum. Pürüzsüz, parlak, gözeneksiz bir cilt sadece kozmetik kullanımıyla olmuyor. Yediğimiz şeyler cildimizi etkiliyor. Mükemmel bir cilt hayal mi? Hayır. Sadece belli prensipleri ve kuralları var. Hepsi aynı yerden geçiyor.

Cilt Bakımının ABC’si

Siz de benim gibi her şeyi anlamaktan ve öğrenmekten hoşlanan biriyseniz, yaşlanmayı yavaşlatmak ve cildimizi olduğunun en iyi haliyle koruyabilmek için önce cildi anlamalısınız. Cildi koruyan ve yaşlanmayı önleyen üç ana element var: Keratin, kolajen ve elastin. Bu elementler vücutta yer alan proteinlerdir. Cildimizin sıkılığı ve gençliği işte bu üçlüden geçiyor. Mükemmel cilde sadece yirmili yaşlarında sahip olduğundan hayıflanıp arkadaşlarına kırklı yaşlarında “Ben genç kızken…” diye başlayan cümleler kurduğunu görüyorum. Bu kelimeleri anneanneye bırakmalı ve kırk yaşında da yirmili yaşlardaki cildine sahip olman için nelere ihtiyacın olduğunu bir de benden dinlemelisiniz.

Modern kozmetiklerin içerdiği kimyasal maddeler, sentetik kokular, koruyucular ve birçok katkı maddesi var. Bunları sürdüğümüzde vücudumuzda kalıntı oluşturuyorlar. Bu ürünleri sürdüğümüzde cildimizin en üst tabakası tarafından emiliyor ve sürekli kullanıldıklarında insan sağlığına zarar veriyor ve hastalıklara neden oluyorlar. Nedeni? Bu ürünlerin içeriklerinin bizim hücre yapımıza uygun olmaması. Vücudumuz çok akıllı bir makine diye boşuna demiyorum, içsel veya dışsal vücut kendisine en uygun besin veya kendisine en çok faydayı sağlayacak ne ise bünyesine onu kabul ediyor, bünyeye uygun değilse reddediyor.

Bakın, cildimiz bir organ. Bedeni dış etmenlerden koruyan vücudumuzun en büyük organı.Sentetik kozmetiklerin içerdiği tüm kimyasallar cilt tarafından emilerek, kan dolaşımı üzerinden sisteme alınır, bu kimyasal maddeler herhangi bir faydaları olmadığı için vücut tarafından atık madde olarak algılanır ve ayrıştırma işinden sorumlu ince bağırsağımıza gönderilir. Bu maddeler ince bağırsakta birikir, bunun sonucu vücudumuz toksik maddeleri depolamaya başlar. Bunun sonucu öncelikle bağışıklık sistemimiz çökmeye başlar. Sonrasında ise buna bağlı olarak alerjiler, sivilceler ve daha neler neler…

Ayşe’nin Mottosu:

“Yiyemeyeceğiniz hiçbir şeyi cildinize sürmeyin.”

Cilt bakımının temeli temizliktir. Sabah ve akşam cildimizi yıkamamız, temizlememiz gerekir. Bu kısımda da temizlik ancak cilt tiplerine göre yapılabilir. Bence en efektif olanı mutlaka suyla yıkanmasıdır. Cilt tipiniz ne olursa olsun, makyajınız varsa losyon bazlı bir ürünle temizledikten sonra mutlaka ılık su ve hafif bir jelle cildinizden tüm kir ve krem kalıntılarını temizleyin. Sonrasında mutlaka tonik veya benim yaptığım gibi aromaterapide hidrosol dediğimiz çiçek sularını kullanın. Cildim yağlı ve sivilcelenmeye meyilli olduğunda mutlaka markam aisha’nın lavanta suyunu, nemlenmeye ihtiyacı olduğunda ise organik gül suyunu kullanıyorum. Tonikten sonra yaşınıza göre serumunuzu ve sonrasında nemlendiricinizi kullanarak devam edin. Bunu gece de yapacağınızı söylememe gerek yok sanırım. Cildin sadece sabah akşam temizliği yeterli olmaz. Haftada bir mutlaka cildinizi ölü hücrelerden arındırın. Peeling dediğimiz arındırıcılar burada devreye giriyor.

Cilt bakımının esaslarını iyice öğrenirseniz her yaşınızda sizi üzmeden eşlik eden ve sizi hep en iyi şekilde göstermek için çalışan bir cildiniz olacağının sözünü veriyorum. Bunun için ise doğanın hediyelerini kullanıyorum. Yağları, toprağı ve suları. Yani biyodinamik özü, yani canlılığı olan ürünleri kullanıyorum. Aromaterapiyi, kili, mutfaktaki gıdaları, kaynakları sadece doğada olan hediyeleri.

Neler mi? Hadi gelin bakalım.

“Güzellik sadece muhteşem yüz hatları değildir. Güzellik içeriden gelir. Sağlıklı, iyi ve parlak cilt, dişler ve saçlar ama her şeyden önemlisi mutluluk güzelleştirir…”

Aromaterapik Cilt Bakımı

Cildinizi koruyabilmek için günlük cilt bakımını asla atlamayın. Yaklaşık haftada bir, rutin yüz bakımınıza sağlıklı ve parlak görünmenize destek olacak, cilt tipinize uygun bir yüz maskesi ekleyin. Buhar banyosu ardından, maskenizi yüzünüze uygulayın, 10 ila 20 dakika kadar yüzünüzde bekletin, ardından ıslak bir bezle temizleyin. Cilt tipinize uygun bir nemlendirici krem ile maske işlemini sonlandırın.

1. Adım: Derinlemesine Temizlik

Yıkayın: Cildinizi bir temizleme ürünü ile iyice temizleyin, tercihen sabun içermeyen bir temizleyici ile yıkamanızı öneririm.

Çiçek Suyu ile Arındırın: Gül veya lavanta suyu döktüğünüz pamukla temizleyici kalıntılarını iyice temizleyin. Veya ılık su dolu bir kâseye 10-15 damla lavanta öz yağı damlatın. Leğene batırıp çıkaracağınız makyaj pamuklarını sıkın ve birkaç saniye yüzünüzün üstünde tutun. İşlemi on defa tekrarlayın, cildinizin sağlıkla ışıldadığını göreceksiniz.

Yüz Buharı Uygulayın: Gözenekleri açmak için her zaman buhar banyosunu öneririm, yukarıda buharın faydalarından bahsettim. Buharımıza aromaterapi öz yağlarından birkaç damla damlatırsak cildi derinlemesine temizleyebiliriz. Cildiniz kuruysa gül, kuru ve normal arası ise lavanta, hassas ise papatya, yağlı ise çay ağacı ve lavanta öz yağlarını tercih edebilirsiniz. Buhar banyosunu 5 dakika uygulayabilirsiniz. Ayda bir buhar banyosu yapmanız yeterli olacaktır. Derinlemesine temizlik sağlayan yüz buharı, yüzünüze sağlıklı bir ışıltı kazandıracaktır. Sıcak buhar gözenekleri açar, kirleri arındırır ve cildi nemlendirir. Aromaterapi ise burada gerçekten etkilidir. Bitkiler ve öz yağlar buharın arındırıcı etkisini artırır. Cildinizi formda tutmak için ayda iki defa buhar uygulayın, cildiniz yağlı ve problemli ise her hafta uygulayın. Kaynar suyun içine bir iki damla çay ağacı (teatree) öz yağı damlatarak bakterileri öldürün. Lavanta öz yağı ile gözenekleri sıkılaştırın.

Kil Maskesi ile Derinden Arındırın: İnsanoğlu doğanın bütün hediyelerinden faydalanmasını bilmiştir. Bunlardan bana göre bir tanesi de kil. Kil nedir? Toprak, taşlavların toz haline gelen parçalarıdır ancak toz haline gelmiş toprakla kil birbirinden farklıdır. Kil mineral içerir ve yapısı topraktan çok daha incedir. Kilde pek çok mineral bulunur. Dünyanın farklı bölgelerinde farklı özelliklerde ve renklerde killer vardır. Kilin renkleri de farklıdır, çıkan kil o bölgenin coğrafik yapısıyla ilgilidir. Cildimizin üstünde biriken ölü hücreler, kullandığımız toksik maddelerin ve çevresel kirliliğin kalıntılarını kendi başına atamaz. Atamadığı için gözeneklerimiz tıkanır, bu da hücrelerin oksijeni az, sorunlu veya düzensiz şekilde almasına neden olur. Sonuçta kendimizi halsizlik, çabuk hastalanma, çabuk yorulma başta olmak üzere birçok sağlık sorunu yaşarken buluruz.

Kil cildimizdeki hücrelerin daha fazla oksijen almasına yardımcı olur.Kil uygulamasıyla cildimizdeki gözenekler açılır ve vücudumuz daha fazla oksijen alır. Bunun dışında bu uygulama derinin nemlenmesini, iltihap sorunlarının giderilmesini ve pürüzsüz olmasını sağlar.Yüz maskesi olarak kullanılan çeşitli bölgelerden toplanan killer yeşil, pembe, beyaz, sarıdır. İçeriklerine göre faydaları da değişir. Çamurlarda bulunan mineraller cilt tarafından emilerek cildimizi derinden temizler. Özellikle detoks sırasında hamam ile beraber kil banyosunu öneririm.

Bentonit Kil (Beyaz Kil): En etkili killerden biri olan bentonit kili en çok yağlı ve akneli ciltlere öneririm. Cildin sebum dengesini düzenleyerek aşırı yağlanmayı engeller, sivilceleri kurutur. Sivilceler, egzama, sedef gibi yangılı durumlarda cildi sakinleştirmek için de kullandığımız bentonit cilde faydalı mineraller bakımından zengindir.

Yağlı Ciltler İçin Arındırıcı Beyaz Kil Yüz Maskesi

  • 1 çorba kaşığı bentonit
  • 3 çorba kaşığı lavanta suyu
  • 1 tatlı kaşığı tatlı bademyağı

Tüm malzemeyi karıştırın, cildinize ince bir ıspatula yardımıyla sürün. 5 dakika bekletin, ılık suyla durulayın. Ardından yine lavanta suyunu tonik gibi cilde uygulayın.

Aşırı Yağlı Ciltler İçin Arındırıcı Yeşil Kil Yüz Maskesi

Aşırı yağlı ciltler için önerilen yeşil kil magnezyum, kalsiyum, potasyum, fosfor ve silika gibi cilt için önemli mineraller içerir. Sivilcelerinizi çok hızlı iyileştirir.

  • 2 çorba kaşığı bentonit kili
  • 2 çorba kaşığı gül suyu
  • 1 tatlı kaşığı tatlı badem yağı

Tüm malzemeyi kâsede karıştırın, tüm cilde uygulayın, kuruyana kadar bekleyin. Ilık suyla yıkayın. Ardından gülsuyunu tonik gibi cilde uygulayın.

2. Adım: Besleyin

Maske Yapın: Cildinizin ihtiyacı olan nemi, canlılığı, tazeliği, parlaklığı kazandırmak için kullanacağınız maskeye ihtiyacınız olacak. İşte yapımı kolay, uygulaması hızlı ama etkisi çok güçlü tariflerim…

Normal Ciltler İçin Besleyici Hollywood Yıldızı Aromatik Yüz Maskesi

Yoğurt cilt dokusunu yumuşatır, kozmetik kil pürüzleri giderir, lavanta ve ıtır öz yağları ise cilde sağlıklı bir ışıltı kazandırır.

  • 2 tatlı kaşığı tam yağlı yoğurt
  • ½ tatlı kaşığı kaolin
  • 2 damla lavanta (Lavandula angustifolia) öz yağı
  • 1 damla ıtır (Pelargonium graveoilens) öz yağı

Bütün malzemeleri bir kâsede güzelce karıştırın. Maskeyi temiz cilde uygulayın. 15 dakika sonra ılık ve nemli bir elbeziyle silerek temizleyin. Öz yağları, kaolini ve diğer malzemeleri nereden alacağınız kitabımın sonundaki Ayşe’nin İyi Yaşam Rehberi’nde mevcut.

Normal Ciltler İçin Sakinleştirici Muz ve Nohut Protein Maskesi

Nohudun cildi arındırıcı, hücre yenileyici ve yumuşatıcı özelliğe sahip olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya muzun potasyum ve A vitamini bakımından çok zengin ve kızarıklık giderici olduğunu? Bu maskeye cildi sıkılaştırması ve canlandırması için bir de yumurta koydum.

  • 3 yemek kaşığı nohut unu (blendırda yapabilirsiniz) veya haşlanmış nohut (püre olacak)
  • Püre haline getirilmiş 1 muz
  • 1 çırpılmış yumurta

 

Hepsini bir kâsede karıştırıp bir püre haline getirin. Boynunuz ve yüzünüze bu karışımı sürün ve bir 15 dakika beklettikten sonra bol suyla durulayın ve lavanta veya gül suyunuz ile son bir kez daha temizleyin.

3. Adım: Koruyun

Cildi temizledik, arındırdık, besledik; şimdi korumamız için serumlarıma geldi sıra… Yani aromaterapinin mucizelerine. Aromaterapide kullandığımız baz yağlar, aminoasitler ve enzimler bakımından çok zengindir. Hücre yapımızı besleyerek, yeni hücre oluşumunu tetikleyerek kırışıklıklarımızı azaltabilir, cilt dokumuzu ve gözeneklerimizi sıkılaştırabilir, onarıcı özelliğe sahip oldukları için yara izlerimizi yok edebilir. Bu yüzden cilt bakımımızda maskeden sonra serumlar önemlidir. Sizin için son on senenin en çok sevilen aisha ürünü olan Hayat İksiri Yüz Serumu’mun formülünü paylaşıyorum.

Ayşe’nin Hayat İksiri Yüz Serumu

  • 15 ml argan yağı
  • 10 ml buğday özü yağı
  • 10 ml üzüm çekirdeği yağı
  • 10 ml kuşburnu çekirdeği yağı
  • 5 ml avokado yağı
  • 30 damla ıtır öz yağı (Pellergonium gravolens)

Kullandığım tüm yağlar hücre yenileyici, yara ve yanık iyileştirici özellikleri nedeniyle yaşlanma karşıtı bir serum için ideal içerikleri barındırmaktadır. Tüm malzemeleri 50 ml koyu renk cam şişeye koyup karıştırın. Maske sonrasında sabah akşam temiz cilde boyun dekolte bölgesi dahil olmak üzere bir damlalıkla 10-20 damla kadar aldığınız serumu uygulayın.

Önemli Not: Formüllerimde baz yağlar –yani kokusuz bitkisel yağ olanlar–mililitre olarak, öz yağlar ise damla olarak belirtilmiştir. Öz yağların çok kuvvetli olmalarından dolayı seyreltilerek kullanılmaları gerekmektedir. Her 30 damla, 1 mililitreye tekabül etmektedir. Buna özellikle dikkat etmenizi rica ederim.