Cilt bakımından bahsettiğimizde, kısa süre içerisinde bir bilim dersi alıyormuşuz gibi hissetmeye başlayabiliriz. Formüller, bileşenlerin deri üstündeki etkileri, cilt mekanizmaları ve kullanılan dil çok karmaşık hale gelebiliyorlar. Bunun en önemli örneklerinden birisi ise cildin pH derecesi.

pH, herhangi bir solüsyonun asitliği veya bazlığını ölçmek için kullanılan ölçüttür. Farkında olsanız da olmasanız da, cildin pH’ının onun işlevleri üzerinde büyük etkisi vardır. Aşağıda bilmeniz gereken her şey var.

Cilt pH’ı Nedir, Neden Önemlidir?

Yüzünüz ve bedeninizdeki cildin pH derecesi 4.7 ve 5.75 arasında değişir. pH’ın alt ve üst değerleri 0-14 arasındadır, 7 nötr olarak kabul edilir ve suyun pH’ı 7’dir. Aşağısı asidik, yukarısı bazik yani alkalidir. 5 civarında olan cilt hafif asidiktir. Cildinizin bu düzeyde kalması önemlidir çünkü kalmazsa mikrobiyomun oynadığı rolden rolayı işlevlerini etkiler. Cilt mikrobiyomu hafifçe asidik bir ortamı tercih eder.

Burada aralık önemlidir. Cildin pH düzeyi erkekler ve kadınlarda hafifçe farklıdır. Erkeklerde genelde daha asidik olur. Cilt ayrıca yaşla birlikte, özellikle kadınlarda menopozdan sonra, daha alkali hale gelir. Cildin pH düzeyi 50 yaş civarlarında değişir ve daha hassas hale geldiği için kadınlarda tahriş ve kolayca bozulması mümkün hale gelir. Cilt türü de pH düzeyini etkiler ve yağlı ciltlerin biraz daha asidik olma eğilimi vardır. Derinin ürettiği sebumun kendisi de biraz asidiktir.

Son olarak, cildin pH düzeyi onun temas ettiği şeye göre değişebilir. Örneğin cilt bakım ürünleri ve su bu değişikliği yapabilir. Bu nedenle cildinize pH’ı farklı olan bir şey değdiğinde, bu onu etkiler. Fakat cildin bu etkiyi savuşturma yeteneği de yüksektir ve bu nedenle deri doğal pH durumuna kısa sürede geri dönebilir. Fakat bu dalgalanmalar çok aşırı ve sık olurlarsa problem oluşabilir.

Asidik Manto Ne Anlama Gelir?

Asit mantosundan bahsetmeden cildin pH düzeyinden bahsedemeyiz. Asit mantosu, cildi koruyan bir asit filmidir ve doğal yağlar ile terin bir karışımından oluşur. Bu asitlik cildin koruyucu işlevlerinin hayati bir parçasıdır. Asitlik patojenlerin gelişimine engel olur çünkü fırsatçı bakteriler alkali ortamlarda daha iyi gelişirler.

Cildinizin pH’ının Dengesiz Olmasının İşaretleri

Cildin pH’ının bozuk olduğunu gösteren bazı işaretler var ve yaygın cilt problemlerinden bazılarının bununla bağlantısı vardır.

Kuru, Sıkı Cilt

Cildiniz çok alkali hale geldiğinde, bu onun su tutma kabiliyetini etkiler. Cildin bariyer işlevi onun temel olarak nemi tutmasını sağlar ve bu özellik bozulduğunda transepidermal su kaybı ortaya çıkar. Adından belli olduğu üzere, su bu durumda cildin üst tabakası ile epidermisten kaçar ve havaya karışır.

İnflamatuvar Cilt Problemleri

Egzema, rosacea, sedef ve akne gibi cilt problemleri inflamasyonla bağlantılıdırlar. Kronik inflamasyon ciltte büyük problemlere sebep olur ve bu rahatsızlıklara genetik eğilimi olanlarda ortaya çıkmasına sebep olabilir. Cilt mikrobiyomunda pH’ın büyük rolü olduğu için denge bozulursa inflamasyon eğilimi artar. 

Artan Hassasiyet

Hassas cilt genelde cildin bariyer işlevinin bozulması sonucunda ortaya çıkar. Bazı insanlarda bu doğal yoldan olur, bazıları ise yaşam tarzı ve cilt bakım tercihlerinden dolayı ortaya çıkabilir. pH’ın bariyer işlevinde büyük rolü olmasından dolayı pH bozulduğunda, cilt daha tepkili ve hassas hale gelir.

Cildin pH’ı Nasıl Dengelenir?

Cildin pH’ının dengelemek yapılmayacaklar kadar yapılacaklara da bağlıdır. Hatta pH’ı bozmanın temel yollarından birisi çok şey yapmak ve aşırıya kaçmaktır.

  • Yapmayın: Duş, el ve yüzleri yıkama sırasında çok sıcak su kullanmayın. Sıcak su doğal yağları parçalar. Suyun pH’ı cildinkinden biraz daha yüksektir ve o da etkide bulunabilir. Çok fazla ve sık maruz kalmak cildin bariyer işlevini bozar.
  • Yapın: Bariyeri destekleyen bileşen ve kremleri kullanın. Hyaluronik asit, seramitler ve squalane gibi bileşenler ile çeşitli bitkisel yağlar cildin bariyer rolünü korumasını sağlarlar ve pH’ı normal çevirirler. Bazı ürünlerin üstünde pH derecesi yazar ancak zaten günümüzde çoğu ürün cilt mikrobiyomunu bozmamak üzere hazırlanır.
  • Yapmayın: Soyucu kükürt ve sabunları kullanmayın. Mikrobiyom ve pH’ın bozulmasının en yaygın sebepleri arasında güçlü sabunlar ve çok alkali pH’a sahip olan kükürtler bulunurlar. Arada bir güçlü sabunlar kullanmak pH’ı çok bozmaz ama bunların düzenli kullanımı cilt işlevlerini etkiler.
  • Yapın: Cilt mikrobiyomunuzu besleyin. Cildin büyük kısmı onun diğer özelliklerinden etkilenir ve pH ile mikrobiyom bunlar arasında yer alıyor. Bu nedenle cildi düzgün ve düzenli pH’ta tutarak mikrobiyomunuzu güçlendirebilirsiniz. Ayrıca mikrobiyoma özel ürünler kullanarak pH’ı dengelemeniz de mümkün.
  • Yapmayın: Aşırı soymayın. Cildin asit mantosundan ve onun pH ile bağlantısından bahsetmiştik. Bu asit manto doğal sebumdan oluşur. Aşırı kese yaparsanız bu filme zarar verirsiniz ve pH değişir. Haftada en fazla 1-3 defa yapın.

Sonuç Olarak

Cilt karmaşık bir organdır ve pek çok etkisi ile işlevi vardır. Ona bakmak için her şeyi dikkate almalısınız. En önemli işlevlerinden birisi hafif asidik olan 5 düzeyindeki pH’ıdır. pH’ı etkileyebilen çok şey var ve bir kaç tanesi kötü sonuçlar verdiğinden dengenin bozulmasına sebep olur. Bu nedenle cildinize nasıl baktığınıza çok dikkat etmelisiniz.