Araştırmacılar çileğin besleyici öğelerinin, yaşlanmanın zihinsel etkilerini azaltabileceğine dair yeni bulgular keşfetmektedir.

Salk bilim insanları, çileklerde bulunan doğal bir bileşiğin yaşlanma sürecinin zihinsel etkilerini azalttığına dair kanıtlar ortaya çıkarmıştır. Söz konusu özel bileşik bir antioksidan olan fisetindir. Bilim insanları, Alzheimer hastalığı da dahil olmak üzere insanlardaki prematüre yaşlanmayı türetmek için bir fare modeli kullanmıştır.  Bu son bulgu, çilekteki doğal bileşiklerin bilişsel eksikliğin yanı sıra iltihaplanmayı da en aza indirgediğini gösteren daha önceki kanıtları temel almaktadır.  Bu bulgular kısa bir süre önce a serisi Journals of Gerontlogy dergisinde yayımlanmıştır. Çileklerin antioksidanı fisetininin, yaşlanma sürecinden kaynaklanan zihinsel düşüşü, Alzheimerı ve inme gibi rahatsızlıkları tedavi etmeye yardımcı olması umulmaktadır.

Fisetin Hakkında

Geçtiğimiz on yılda şirketler, geniş bir sağlık ürünü yelpazesinde fisetini kullanmaktadır. Ancak, bu bileşiğin sağlığı iyileştirmesi ile ilgili geçerliliğini ölçmek için önemli sayıda testler yapılmamıştır. Salk Hücresel Nörobiyoloji Laboratuarı personeli bilim insanı Pamela Maher, yukarıda atfedilen çalışmanın kıdemli yazarlık görevini yerine getirmiştir. Pamela Maher, ekibinin güncel çalışmalarına dayanarak fisetinin her çeşit yaşa bağlı nörodejeneratif hastalığın önlenmesinde faydalı olabileceği beklentisi olduğunu ifade etmiştir. Bilim camiasının bu antioksidan üzerinde titiz bir çalışma yapması gerektiği konusunda son derece kararlıdır.

Ön Çalışmalar

Maher ayrıca, David Schubert’in laboratuvarında da çalışmaktadır. Schuber, Salk Hücresel Nörobiyoloji laboratuvarının yöneticisidir.  On yıldan uzun bir süredir fisetin üzerinde çalışmaktadır.  Bu laboratuvarda yapılan önceki araştırmalar, elden ayaktan düşüren bu hastalığı geliştirmek üzere genetik olarak değiştirilen farelerde fisetinin Alzheimer ile ilişkili hafıza kaybını azalttığını göstermiştir. Bununla birlikte bu çalışma vakaların yaklaşık yüzde ikisini oluşturan genetik AD üzerine odaklanmıştır.

Sporadik AD ve diğer nörodejeneratif bozuklukları oluşturan daha büyük risk faktörü yaştır. Maher, sporadik AD’nin daha iyi anlaşılabilmesi için erken yaşlandırılmış bir laboratuvar faresi türünü kullanmıştır.  Bu fareler 10 aylık bir yaşa ulaştıklarında, genellikle normal farelerde iki yaşına ulaşıncaya kadar görülmeyen bilişsel ve fiziksel düşüş belirtileri göstermiştir.

En Son Çalışma

Salk bilim insanları, üç aylık erken yaşlanan fareleri her gün bir doz fisetin ile beslemiştir. Bu doz yedi aylık bir süre boyunca verilmiştir.  Erken yaşlanan farelerden oluşan ayrı bir grup aynı gıdayla beslenmiş ancak fisetin dahil edilmemiştir.  Bu çalışma dönemi boyunca, fareler hafıza ve aktivite testlerine tabi tutulmuştur.  Bilim insanları farelerde beyin fonksiyonu, enflamasyon ve strese karşı yanıtlarla ilişkili protein seviyelerini incelemiştir.

Sonuçlar

Çalışmadaki fareler 10 aya ulaştığında, iki grup arasındaki farklar en azından aydınlatıcı olmuştur.  Fisetin verilmeyen fareler bilişsel testlerde güçlüklerle karşılaşmıştır.  Ayrıca, yükselmiş stres markörleri ve daha yüksek düzeyde inflamasyon göstermiştir.  Tipik olarak anti-inflamatuar olan mikroglia ve astrositler olarak bilinen beyin hücreleri aşırı enflamasyonu tetiklemiştir.

Bundan farklı olarak fisetin verilen fareler, tedavi edilmemiş aynı rahatsızlığa sahip üç aylık farelerden oluşan bir gruba kıyasla 10 aylık belirtkede bilişsel yetenek, enflamatuar veya davranış markörlerinde önemli farklar göstermemiştir. Ayrıca, fisetin ile tedavi edilen farelerde akut toksisite olduğuna dair bir kanıt bulunmamıştır.  Bu durum yüksek doz fisetin verilen fareler için de geçerli olmuştur.

Sırada Ne Var? 

Fareler insanlarla tamamen aynı olmasa da, Salk bilim insanları fisetinin daha yakından incelenmeyi hak ettiğine inanmaktadır. İnsanlarda sporadik AD’nin tedavisinde oldukça etkili olduğunu kanıtlayabilir ve ayrıca yaşlanmaya bağlı bilişsel etkileri azaltabilir.  Maher, insanlarla yapılacak klinik deneyleri tamamlamak için başka bir grupla birlikte bir takım oluşturmak istemektedir.