Kadın, erkek hemen herkesin hayali, pamuk gibi yumuşak, canlı, diri, parlak, pürüzsüz bir cilde sahip olmaktır. Çok istiyoruz, 20’li yaşların gençliğini 40’lı-50’li yıllarda da taşıyabilmeyi. Ancak çok üzgünüm böyle bir seçenek yok. Doğanın ve insan doğasının rutin bir ilerleyişi var ve biz bu gidişe, yer çekimine karşı koyamıyoruz. Daha genç ve diri bir cilt için kozmetik ürünlere, güzellik merkezlerine yüzlerce, binlerce lira döksek de cilt yaşlanmasını durdurmak mümkün değil, ancak yavaşlatmak mümkün olabilir. Bir de cildi içten canlandırmak, beslenmek adına sağlıklı ve taze besinlerle beslenmek, kendimize iyi bakmak faydalı olacaktır. Peki, ama cilt neden ve ne zaman yaşlanmaya başlar, bu yaşlanma süreci herkes için aynı mı işliyor?

Cilt ne zaman yaşlanmaya başlar?

Aslına bakarsak cilt, doğduğumuz andan itibaren yaşlanmaya başlıyor diyebiliriz. Şöyle düşünelim; dünyaya gözlerimizi açtığımız andan itibaren anne karnında alışkın olduğumuz steril ve doğal ortamdan çıkıp dış dünyaya geliyoruz. İşte bu yaşadığımız dünyada maruz kaldığımız hava kirliliği, stresli ortam ve yaşam, sağlıksız, doğal olmayan beslenme alışkanlıkları, genetik özelliklerimiz, güneş ışığına fazlaca maruz kalma gibi her türlü olumsuz etken bizim her bir hücremizi ve dolayısıyla da cildimizi yavaş yavaş yaşlandırıyor.

Bu bakımdan tıpkı tüm organlarımızda olduğu gibi vücudumuzu saran organımız olan derimizin de altındaki dokular bizle birlikte doğuyor, büyüyor, yaşlanıyor ve en nihayetinde ölüyor. Ancak genel olarak baktığımızda 20’li yaşlara kadar gelişim devam ederken 20’den, ama en çok da 30’dan sonra cildin kendini yenileme hızı gittikçe düşüyor ve yaşlanma başlıyor. Vücudumuzda ilk olarak elbette ki en çok kullandığımız, dış etkenlere en çok maruz kalan yüzümüz ve ellerimiz yaşlanıyor. Bu sebeple el, yüz, boyun bölgemizde yaşımızı ele veren, hatta kimi zaman yaşımızın üzerinde bir görüntüye yol açan kırışıklıklar, deformasyonlar göze çarpıyor. Çünkü cilt altındaki dokular yenilenme hızlarını kaybediyor, cildimiz de elastikiyetini, direncini kaybetmiş oluyor. Aslında tıpkı ruhumuz gibi cildimiz de yaşama sevincini kaybediyor.

Cilt neden yaşlanır?

Cilt, yaşam boyunca maruz kaldığımız fiziksel, zihinsel, duygusal her türlü olumsuz durumdan etkilenir ve yaşlanır. Gün içinde yaşadığımız rutin gerginlikler cildimizde kendini kırışıklık olarak gösterir. Cilt yaşlanmasının nedenlerini düşünürken bu nedenleri kesinlikle içten kaynaklı olanlar ve dıştan kaynaklı olanlar olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Şöyle ki;  içten kaynaklı sebepler sağlıksız beslenme ve stresli, kaygılı, kaotik yaşam, dıştan kaynaklı sebepler ise olumsuz hava koşulları, zararlı güneş ışınları şeklinde sıralanabilir. Bu iki temel faktör arasında hangisinin daha baskın geldiği sorusuna ise içten kaynaklı faktörlerin daha etkili olduğu şeklinde cevap vermek daha doğru olacaktır.

Cilt yaşlanmasını geciktirmek için öneriler

  • Bol bol su içmeliyiz.
  • Taze meyve, sebze ve doğal gıdalar ağırlı beslenmeliyiz.
  • Vücut kendi kendine vitamin üretemediğinden mutlaka vitamin bakımından zengin beslenmeliyiz. Bunun için de meyve ve sebzelere ağırlık vermeliyiz.
  • Tüm vitamin ve minerallerin cilde faydası olmakla birlikte, D vitaminine ayrı bir yer açmak gerekiyor. Özellikle sütün içerdiği D vitamininden bolca faydalanmak, alerjik bir durum söz konusu değilse hangi yaşta olursa olsun her gün bir bardak süt içmek gerekiyor. Sütün içeriğindeki D vitamini cildin yaşlanmasını önlüyor, verdiği enerji ile hücre yenilenmesini hızlandırıyor.
  • Sigara, alkol, uyuşturucu gibi zararlı maddelerden kesinlikle uzak durmalıyız.
  • Cilt bakımı ve temizliği çok önemlidir. Cildimize en uygun temizlik ürünleri kullanmalı, nemlendiriciler ve cilt besleyicilerle bakım yapmalıyız.
  • Önlem almak için yaşlanmayı beklememeli, sağlıklı beslenme ve cilt dostu ürünlerle bakım yaparak yaşlanmayı geciktirmeliyiz.