Çocuklarda görülen depresyonla ilgili bilmeniz gerekenler

Çocuklar arasında görülen ruhsal bozukluklar, dünya genelinde bir artış gösteriyor. Bu durum, anti-depresan kullanımındaki yükselişle de kanıtlanıyor. Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, çocuk depresyonu Amerika’da her yıl %23 oranında artıyor. Şok edici olan tarafıysa, anti-depresan kullanımında en fazla artış gösteren kesimin okul öncesi çocuklar olması. Çocuklarda görülen depresyonla ilgili paylaşılan bilgileri sizlere sunuyoruz.

Prozac’ı Dinlemek kitabı, 23 yıl önce en çok satanlar listesinin başında yer alıyordu. Fakat günümüzde küresel çapta yaşanan durum, Prozac’ın çok daha ötesine geçiyor; artık diğer anti-depresanlara olan talepte de artış yaşanıyor ve bunlar, halkın en çok kullandığı ilaçlardan biri olmuş durumda. Bugün dünya çapında 121 milyon insan, herhangi bir depresyon türüyle savaşıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün öngörüsüne göre 2020 yılında depresyon, dünyada başı çeken 4 rahatsızlıktan biri olacak. Gelişmiş ülkeler arasında ağır depresyon vakalarının en çok görüldüğü ülke Fransa’yken, onu Hollanda, ABD ve Hindistan takip ediyor.

Çocuklar ve ergenlerde görülen depresyonun belirtileri

Ergenlik çağında ve öncesindeki çocuklarda görülen depresyonun en bilinen belirtilerinden bazıları şunlar:

  • Mutsuzluk ya da umutsuzluk
  • Rahatsız edici olma, öfke ya da düşmanlık
  • Sık sık ağlama
  • Aile ve arkadaşlardan uzak durma
  • Faaliyetlere olan ilgiyi kaybetme
  • Yeme ve uyku alışkanlarında değişim
  • Huzursuzluk ve gerginlik
  • Değersizlik ve suçluluk duyguları
  • Heyecan ve motivasyon eksikliği
  • Yorgunluk ya da düşük enerji
  • Odaklanmada güçlük yaşama
  • Ölüm ya da intiharla ilgili düşünceler

Çocuklarda depresyonun sebepleri

Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Akademisi’ne göre, hayatlarında bir kayıp yaşamış stres altındaki çocuklar ile ilgi, öğrenme ve davranış bozuklukları olan çocuklar yüksek oranda depresyon riski altındalar.

Aileler genelde sorunları bir kenara bırakmaya çalışıp, zamanla yok olacaklarına inanmak isterler. Fakat uzmanlara göre depresyon, büyümeyle ilgili basit bir problem değil. Ruhsal sağlıkla ilgili yapılan en büyük yanlış, çocukların ve ergenlerin depresyona giremeyeceğini düşünmektir. Genelde herhangi bir duygusal ya da davranışsal değişim, ruh halindeki küçük bir değişim olarak algılanır. Ancak ailelerin bunu başka bir şeyle karıştırmaması ve depresyona yola açabilecek olası nedenleri belirlemesi gerekir. Bu konuda yapılan çalışmalar ve araştırmaların desteklediği muhtemel depresyon nedenlerinden bazıları şunlar:

  • Mevsimsel depresyon: Vücut mevsimsel değişimlere adapte olmada sorun yaşadığında, özellikle yazın, depresyon kendine uygun olan ortamı bulabilir. Bu genelde beyindeki kimyasallarda oluşan bir dengesizliğe bedenin verdiği karşılık olabildiği gibi, melatonin hormonunun üretilmesinden de kaynaklanabilir. Yaz mevsimi bazı çocuklar için eğlenceli olsa da, bazen mevsimsel depresyonun sebebi de olabilmektedir.
  • Bedensel sağlık: Narin çocuklar, genelde çocuklukta yapılan faaliyetlerden uzak kalırlar. Bu da, dışlanma hissine yol açabilir. Bununla birlikte, sağlık problemlerinin kendisi ve alınan ilaçlar da bu duruma yol açan nedenlerinden biri olabilir. Aynı şekilde beslenme alışkanlıkları da, ruhsal sağlığın dengeli olmasında rol oynar.
  • Kötü deneyimler: Ebeveynleri boşanmış çocuklar, diğerlerine göre daha fazla depresyon ve ruhsal problem riski altındadır. Çocuklar boşanmadan, ailelerine belli ettiklerinden daha fazla etkilenirler. Okulda başarısızlık, kötü muameleye maruz kalma, bir evden diğerine taşınma, kardeşten ayrılma ve arkadaş grubundan dışlanma gibi yaşanan diğer olumsuz durumlar da depresyonun tetikleyicisi olabilir.
  • Aile geçmişi: Depresyon olasılığının belirlenmesinde aile geçmişi ya da genler ve kalıtım da büyük bir rol oynar. Depresyon vakalarına sahip olan bir aile, bu sorunu ileriki jenerasyonlarına taşıyabilmektedir. Genetik hassasiyet, en çok tartışılan konulardan biri.
  • Çevre: Çocuğun maruz kaldığı çevre ve mahalle, depresif ruh hallerini belirlemede büyük bir faktördür. Desteğin az olduğu bir ortamda büyüyen çocuklar, kendilerini yetersiz ve kaygılı hissedebilmekte ve öz saygıları da daha düşük olmaktadır. Bununla birlikte, çocukların şahit olduğu ebeveyn kavgalarının sıklığı da bazı ruhsal sorunları tetikleyebilmektedir.
  • Biyokimyasal rahatsızlık: Bedensel olarak sağlıklı olup, güvenli ve dengeli bir ailesel ve çevresel ortamda büyüyerek sosyal olarak yeterince desteklenen çocuklar da, depresyondan muztarip olabilmektedir. Bunun sebebi bedenin kendi yarattığı sorunlar olabilir: sistemdeki biyokimyasallar birlikte çalışmaz ve uyumsuzluğa neden olurlar.
  • Depresyonlu ebeveynler:Anne-babaları depresyonla mücadele eden çocuklar psikolojik ve davranışsal sorunlar edinebilir ve bu depresyon döngüsü bu şekilde devam edebilir.

Depresyon ve ebeveynin rolü

Çocuklara depresyon teşhisi koyulduğunda, çoğu zaman mevcut olan birkaç tedavi uygulamaya koyulur. Ancak çocuklarının depresyonuyla ilgilenmede ebeveynlerin çok büyük bir rolü vardır. Genelde anne-babalara bu sorunla nasıl baş edecekleri ile ilgili bilgiler verilir. Peki ya asıl sorunu olan kişi ebeveynlerse? O yüzden önce kendi problemlerinizle ilgilenip, bunu çocuğunuzun ihtiyaçları ile dengelemeniz çok önemlidir.

Öncelikle aşırı şeker, işlenmiş yiyecek ve fast food’u hayatınızdan sonsuza dek çıkarın.

Elektronik ve elektromanyetik titreşime sahip cihazların kullanımını kısıtlayın.2 Boyutlu görüntülere 30 dakikadan fazla bakılması, beynin theta dalgalarına zarar vererek, huzursuzluk dikkat kaybı aksilik gibi etkiler yaratacaktır.

Uykuyu düzenleyin ve uyuma mekanını temizleyin. Uyku çok önemlidir. Uyku sistemini iyi kurmalı, öncesinde hafif duşlarla bedenin rahatılması, odada lavanta yağı gibi yağların bulundurulması faydalı olacaktır.

Çocuklarla konuşmak, kaygıyı ve depresif ruh durumlarını azaltmak için başvurulacak yöntemlerden biridir. Çocuklarınızın fikirlerini öğrenmek için zaman yaratmak da harika bir terapi yerine geçer. Umursanmadığı durumlarda, depresyon daha da ağırlaşır.

Tavsiye edildiği üzere, ilaçlara başvurmak en son yöntem olmalı. Bir tıp doktoruna gitmeden önce terapiste gidin. Çocukları hemen anti-depresan bombardımanına tutmak, daha uzun vadede ilaç bağımlılığına neden olabilir. Bir ebeveyn olarak bunun bilincinde olmak, çocuğunuz için neyin doğru olduğuna karar vermede size yardımcı olacaktır. Lütfen kolaya kaçmayın.

Mevcut tedavi yöntemleri

Herhangi bir tedaviye başlamadan önce, detaylı bir inceleme yapılması gerekir. Genelde uzmanlar çocuğunuzdaki depresyonun seviyesini, oluşumunu, kronikliğini ölçecek ve çocuğunuzun yaşına, tedaviye açık olup olmamasına bakacaklardır.

Hafif vakalar, bu incelemeden sonra psikoterapiye başlayabilir. Bu şekilde düzenlenemeyen vakalarda ise tıbbi müdahaleye başvurulur. Bilinen tedavi yöntemlerinden bazıları şunlardır:

Çocuklukta yaşanan depresyon, görmezden gelinip bir kenara bırakılacak bir durum değil; doktorların dediği gibi, hemen müdahale edilmesi gereken acil bir sağlık problemidir.