Çocuğunuzun anaokulu öğretmeninin bilmenizi istediği 5 şey

 

Her anaokulunun kendine has özellikleri olsa da, bazı evrensel diyebileceğimiz gerçekler var ki bu mesleği yapan herkesin onayını alabilir. Kendisi de anne olmadan önce uzun yıllar öğretmenlik yapmış olan MelissaMowry, çocuklarını anaokuluna gönderen her ebeveynin bilmesi gereken 5 şeyi deneyimlerine dayanarak sıralıyor:

 

  1. Çocuğunuzu kendi çocuğumuz gibi seviyoruz ( ama emin olun yerinizi almaya çalışmıyoruz). Düşündüğünüzün aksine, çocuk bakımı alanında çalışanlar son derece az para kazanıyor. Korkunç maaşların yanında çoğu zaman hem az elemanla işleri yürütmeye çalışıyor hem de daha büyük sınıflara öğretmenlik yapan meslektaşları kadar saygı görmüyorlar. O yüzden eğer çocuğunuzu gerçekten sevdiğimiz için bu işi yapıyoruz diyorsak, buna inanın. Saçımıza bulaşmış simleri ve bütün kıyafetlerimizdeki çamaşır suyu lekelerini de seviyoruz. Ayrıca, kendinizin doğurmadığı birinin burnunu temizliyorsanız, aranızda özel bir bağ oluşuyor. Ama sınırlarımızı da biliyoruz ve sonuç olarak hayat boyu burun temizleyicisi olma unvanı, siz anne babaların elinde.

 

  1. Çocuğunuz hastaysa lütfen onu okula göndermeyin.Sizi gerçekten anlıyoruz. Patronunuz çocuk sahibi olmayan ve sizin hasta çocuğunuza bakmak için o ay 12 izin günü kullanmak zorunda kalmanızı anlayışla karşılamayaraktam bir pislik gibi davranıyor, siz de çocuğunuzu bırakmak zorundasınız. Ya da çocuğunuz bir önceki gece Problem Çocuk filmindeki gibi kusmasına rağmen sabah sağlıklı gözüküyordu ve siz de okula gitmesinde bir sorun olmayacağını düşündünüz. Fakat yıllardır bu işi yapsalar bile, anaokulu öğretmenleri ve çalışanları çocukların getirdiği her hastalığa yakalanıyorlar. Özellikle de o odadaki değişmeyen tek insan oldukları için. Haklısınız, burası anaokulu ve çocuklar hasta olabilir, dolayısıyla öğretmenler olarak biz de olabiliriz. Bu kaçınılmaz bir durum. Fakat sınıfın genel sağlığını korumak için en ufak bir çabada bulunma imkanınız varsa, lütfen bunu yapın ve ateşi olan çocuğunuzu okula göndermeyin. Zaten ilaç iki saat sonra etkisini yitirdiğinde sizi arayacağımızı biliyorsunuz.

 

  1. Bizi ne kadar takdir ettiğinizi söylemeniz çok hoşumuza gidiyor. Size olan sevgilerini vücut sıvılarını paylaşmaktan başka herhangi bir yolla ifade edemeyen üstü başı boya içinde, bezini doldurmuş ve birbiriyle güreşen 20 küsur çocuğun sorumluluğu sizdeyse, günler uzundur. Yanlış anlamayın; bu eğlenceli ve tatmin edici bir iş. Hatta bazı günler dünyanın en iyi mesleğini yaptığınızı düşünürsünüz (yani başka kim iş yerinde boyama yapıp oyun hamuruyla oynayabilir ki?) Fakat aynı zamanda inanılmaz derecede talepkâr ve bazen takdir görmeyen bir iş. O yüzden bize işimizle ilgili övgü dolu şeyler söylediğinizde, siz fark etmeseniz bile, bu bizim için çok değerli bir davranış oluyor. Bir de üstüne atıştırmalık bir şeyler getirirseniz, sizi evinize kadar takip edebiliriz.

 

  1. Çocuğunuz başka bir çocuk tarafından ısırıldığı/çimdiklendiği zaman sizinle aynı duyguları paylaşıyoruz (ve çocuğunuz başka bir çocuğu ısırdığı/çimdiklediği zaman da). Bir aileye çocuklarına bizim gözetimimiz altındayken zarar geldiğini söylemenin ne kadar korkunç olduğunu anlatamam. Bunu sayısız kere yapmış olmamız ve artık bizim için sıradan bir iş gibi gözükmesi bir şeyi değiştirmiyor çünkü engel olamadığımız her kötü olay yüzünden kendimizi çok kötü (ve sorumlu) hissediyoruz. Eğer çocuğunuz zarar veren taraftaysa, bu konuda da duygularınızı paylaşıyoruz çünkü birçoğumuz sizin gibi çocuk sahibi ve böyle bir durumla karşılaştığımızda kendimizi ne kadar kötü hissettiğimizi biliyoruz. Emin olun çocuğunuzun böyle bir yaramazlık yaptığını size söylemekten, sizin bunu duymanız kadar nefret ediyoruz.

 

  1. Sizi de tanımak istiyoruz (ve sizin de bizi tanımanızı). Çocuğunuzu bıraktığınız ya da almaya geldiğiniz zamanlarda sizinle konuşmaktan her zaman mutluluk duyuyoruz ve ara sıra anaokulunun dört duvarı dışındaki hayattan konuşmaktan da zevk alıyoruz. Çocuğunuzla ilgili bilinmesi gereken her şeyi biliyoruz ama sizi de tanımak istiyoruz. Bazılarınız pek konuşkan değil ve bu da normal bir şey. Fakat kendinizle ve hayatınızla ilgili bize bir şeyler anlattığınızda çok mutlu oluyoruz çünkü sizin çocuğunuz bizim hayatımızın büyük bir kısmını oluşturuyor. Bize kendi hayatımızla ilgili sorular sormanız da hoşumuza gidiyor. İnanın parmak boyası yapmak ve çocuk şarkıları söylemekten başka hobilerimiz de var. Çocuğunuz büyüyüp okuldan ayrıldığında bizi bir şeyler içmeye davet edin; emin olun anaokulu öğretmenleri gevşeyip yorgunluk atmanın yollarını bilir.