Güneşten alınan D vitamini uzun zamandır bağışıklık güçlendirici olarak biliniyor. 1800’lerde pek çok insan tüberküloz olduğunda güneş ışığının iyileştirici güçleri olduğu biliniyordu ve bu nedenle hasta olan insanlar iyileştirici güneş ışığından faydalanmak için güneşli yerlere gönderiliyordu. D vitamini bakımından zengin olan morina balığı ciğeri yağı da uzun süredir enfeksiyonlara, soğuk algınlığına ve gribe karşı koruyucu etki sağlaması ile biliniyor.

Araştırmalar D vitamininin vücutta hormon dengesi, metabolizma, tansiyon ve kemik yoğunluğu gibi pek çok fonksiyonu düzenlediğini gösteriyor (insanların kış zamanı güneş olmadığı zamanlar daha çok soğuk algınlığı ve gribe yakalandığını fark ettiniz mi?).

D vitamini sağlığımız açısından kritik bir önem taşıyor. D vitamininin, iyileşme ve bulaşıcı ve kronik hastalıklara karşı korunma konusunda büyük bir önemi var. D vitamini seviyelerinin düşük olması alt ve üst solunum yolları enfeksiyonları, kalp rahatsızlıkları, astım, kanser, diyabet, MS hastalığı, HIV, hiper tansiyon, inflamatuar bağırsak rahatsızlığı, Alzheimer hastalığı ve diğer otoimmün rahatsızlıklar ile ilişkilendiriliyor. D vitamini eksikliği dünya çapında görülen bir halk sağlığı problemi ve hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde görülebiliyor.

Vücudumuzun her sisteminde D vitaminini için hücre reseptörleri bulunduğunu biliyor muydunuz? Bu bizlere D vitamininin tüm vücut fonksiyonları için gerekli olduğunu gösteriyor. D vitamini vücudumuzda 200’den fazla sağlığı destekleyici genin ifadesini etkiliyor.

D vitamininin soğuk algınlığı, mevsimsel grip ve hatta ölümcül olan Covid-19 virüsü ile savaşmak için bağışıklık fonksiyonunu arttırması hakkında söylenen çok fazla şey bulunuyor. Araştırmalar, D vitamini eksikliğinin, kış gibi güneş ışıklarının daha az olduğu zamanlarda daha fazla soğuk algınlığı ve grip görülmesinin nedeni olduğunu gösteriyor.

İnsanların pek çoğunda D vitamini eksikliği bulunuyor. Yaşlılar ve kadınlarda D vitamini eksikliği daha çok görülürken Ekvator’a daha uzak yerlerde yaşayanlarda, daha koyu tenli insanlarda, bütün gün evde çalışan ya da duran insanlarda, beslenme düzeni zayıf olan insanlarda da genel olarak D vitamini seviyelerinin en düşük olduğu görülüyor.

D vitamini bağışıklık sistemini nasıl destekliyor?

Bağışıklık sistemi oldukça karmaşık bir koruyucu mekanizmadır. Bağışıklık sistemini basitçe iki kategoriye ayırabiliriz: Doğuştan gelen bağışıklık ve kazanılmış bağışıklık.

Doğuştan gelen bağışıklık, istilacı patojenlere karşı harekete geçen ve spesifik olmayan savunma mekanizmamızdır. Yani bir virüse ya da patojene hiç maruz kalmamış olsanız da vücudunuzun kendini istilacılardan korumak için yeteneği vardır. Bağışıklık sisteminizin bu bölümü herhangi bir türde yeni mikroba-ister bakteri ister virüs ya da mantar olsun- karşı ilk savunma hattıdır. Bu savunma hattının güçlü olması çok önemlidir.

Bir diğer bağışıklık yanıtı ise kazanılmış bağışıklık yanıtıdır. Bu bağışıklık yanıtı daha önce karşılaştığınız patojenlere karşı harekete geçer. Vücut, belirli istilacıları daha etkin bir şekilde tanır, uyumluluk sağlar ve saldırır.

Yeni bir grip türü ya da yeni Covid-19 virüsü gibi durumlarda vücudun henüz bunlara karşı belli antikorlar geliştirme şansı bulunmamaktadır. Bu durumda bizi koruyacak olan doğuştan gelen bağışıklık sistemimizdir. D vitamini, doğuştan gelen bağışıklık sistemi yanıtını güçlendirme konusunda işe yarar.

Pek çok farklı araştırmada D vitamininin enfeksiyon ile savaşma gücü arasında ilişki bulunmuştur. Bir araştırmada neredeyse 19 bin kişiye bakılmış ve daha düşük D vitamini seviyelerine sahip olan insanların üst solunum yolları enfeksiyonlarına yeterli seviyelerde D vitamini bulunanlara karşılık daha fazla yakalandıkları bulunmuştur.

Finlandiya’da 800 insan üzerinde yapılan bir araştırmada ise düşük D vitamini seviyelerine sahip olan kişilerin solunum yolları enfeksiyonları nedeniyle daha fazla iş kaybı yaşadıkları görüldü. Başka araştırmalarda ise D vitamininin grip, soğuk algınlığı ve hatta HIV’e karşı korunmada yardımcı olduğu görülüyor. D vitamininin terapötik dozlarda kullanıldığı bir araştırmada ise grip enfeksiyonunun gerçekleşme olasılığının önemli ölçüde (%42) düştüğü görüldü.

D vitamini, inflamatuar reaksiyonları azaltarak bağışıklık sisteminin gücünü arttırıyor. Bu da D vitaminini güçlü bir bağışıklık düzenleyici yapıyor. D vitamini bağışıklık gücünü arttırırken otoimmün rahatsızlıklara karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki göstermesini önlüyor.

Peki D vitamini nasıl işe yarıyor? D vitamini bağışıklık sistemindeki T hücreleri gibi belli hücreleri güçlendiriyor. Ayrıca bağışıklık sisteminin tehlikeli sonuçlara neden olacak şekilde aşırı tepki vermesinin bir parçası olan inflamatuar sitokin seviyelerinin azalmasına da yardımcı oluyor (Covid-19 ile birlikte bazı bireylerin “sitokin fırtınası” denilen ve hayati tehlike yaratan zatürre oluşmasına neden olan bağışıklık reaksiyonu yaşadıkları biliniyor).

Sisteminizdeki D vitamini seviyelerini arttırmanın üç yolu var. Birincisi, D3 takviyeleri alabilirsiniz. D3 ya da kolekalsiferol vücutta D2 vitaminine göre en iyi şekilde kullanılabilmektedir. İkinci olarak D vitaminini bazı gıdalardan alabilirsiniz. Ve son olarak da güneşin yeterince güçlü olduğu bir yerde yaşıyorsanız D vitaminini güneşten de alabilirsiniz. Yaşadığınız enleme ve yılın zamanına bağlı olarak güneşten D vitamini alabilir ya da almayabilirsiniz. Bana göre D vitamini almanın en iyi yolu yapabiliyorsanız güneş ışığı ile almanızdır.

Vücudumuzun güneşten D vitamini alabilmesinin tek yolu UVB ışınlarının cildimize ulaşmasına izin vermektir. Yani cildimiz 20-40 dakika kadar güneşin en güçlü olduğu zamanlar, sabah 10 ile öğleden sonra 2 arası, güneş koruyucu olmadan güneşe maruz kalmalıdır.

UVB ışınları, güneş yanığına neden olan ışınlar oldukları için çok fazla maruz kalmaktan kaçının! Açık ciltlerin yazları 30 dakika kadar kıyafet ya da güneş koruyucu olmadan güneşe maruz kalmaları 10 bin ila 20 bin IU arasında D vitamini alınması ile sonuçlanacaktır.

Ancak kışın D3 vitamini içeren bir takviye almazsanız D vitamini eksikliği yaşamanız olasıdır.

D vitaminini takviye olarak alacaksanız önerilen çok fazla doz miktarı bulunmaktadır. Yağda çözünen bu vitamini çok fazla alabilir ve sağlık üzerindeki zararlarını yaşayabilirsiniz. Bazı doktorlar günlük olarak 5000 ila 10.000 IU D vitamini alınmasını önerseler bu doz çok fazla olabilir. Bu nedenle güvenli aralıkta kalmak için günlük 5000 IU D3 vitamini alabilirsiniz.

Yağda çözünen A, D ve K vitaminleri bir arada çalıştıkları için yeterli miktarda A ve K2 vitamini almak, aşırı D vitamininin toksik etkilerine karşı koruma sağlayabilir. Potasyum ve magnezyum seviyelerinin yeterli olması da D vitamininin toksik etkilerine karşı koruma amaçlı önerilmektedir.                                      

Son olarak D vitamini bakımından doğal kaynaklar olan sağlıklı gıdaları bol miktarda tükettiğinizden emin olun. Bu gıdalar arasında yumurta sarısı, deniz somonu ya da uskumru, sakatatlar ve bazı mantarlar yer almaktadır. D vitamini eklenmiş işlenmiş gıdalardan da kaçınmalısınız.

D vitamininin emiliminin en iyi gerçekleştiği formlarda olduğu gıdalar arasında morina balığı ciğeri yağı bulunmaktadır. Her gün az miktarda (günlük olarak önerilen D vitamininin yüzde 50 ila yüzde 100’ü için yeterli olacak kadar) tükettiğinizden emin olun. Fazla dozlarda almanız A vitaminini aşırı olarak almanıza neden olabilir.

Yaz aylarını yaşadığımız bugünlerde güneş ışığının sağlığımız için D vitamininden çok daha fazla faydası bulunuyor.

Son 20 yılı ele alan bir araştırmada 29.528 denek incelendi ve güneşten kaçınan bireylerin tüm nedenler düşünüldüğünde iki katı daha fazla oranda hayatlarını kaybettikleri ortaya çıktı. Güneş ışığı daha fazla endorfin salgılamamıza yardımcı olur. Endorfin, rahatlamış ve mutlu hissetmemizi sağlayan ve vücudumuzda doğal olarak üretilen bir kimyasaldır.

Güneş ışığı, kan damarlarının genişlemesini sağlayan peptit üretimini destekler, tansiyonu düşürür ve P maddesi denilen, kanın daha iyi akmasını sağlayan ve akut stres etkenlerine karşı bağışıklık sistemini düzenleyen bir madde üretir. Güneş ışığının diğer faydaları ise uyku/uyanma döngünüzü daha iyi düzenlerken iştahı azaltması, libidoyu arttırması, cildinize altın parlaklığı sağlamasıdır.

Sağlıklı ve güçlü kalmak istiyorsanız dışarda, güneş ışığının altında daha fazla zaman geçirmeniz sağlığınız için sadece iyi değil aynı zamanda çok gereklidir.