Datça uzun yıllardır ülkemizdeki alternatif tatil rotalarının gözde noktalarından birisi olarak varlığını sürdürüyor ve geçmişte ulaşımı biraz zor olduğu için genelde bilenlerin tercih ettiği yerlerden olsa da, artık yapılan yeni yoluyla birlikte herkesin dikkatini çekmiş durumda. Muğla’nın en popüler tatil lokasyonlarından birisi olan Datça, elbette Bodrum’un popülerliğine sahip değil ve bu sayede huzuru, dingin ve sakin bir tatili hedefleyenler için görülmeden geçilmemesi gereken yerler arasında.

Akdeniz ve Ege’nin kesişim noktasında olmasından dolayı iki denizin özelliklerini de barındıran bir denize sahip olan Datça’nın 50’den fazla koyu var ve bu nedenle özellikle deniz turizmini sevenler için ideal olacaktır. Ancak tarihi eserler bakımından bir Antalya kadar geniş olanaklara sahip olmasa da yine de deniz turizmine biraz da kültür gezileri katmak isteyenlere hitap edebilecek noktaları var.

Ayrıca çevresinde çok sayıda kasaba ve köy bulunuyor ve bu köylerde yöre halkının hazırladığı el işlerine göz atmak, yemeklerden yemek ve köy hayatının keyfini çıkarmak da mümkün oluyor. Özellikle batı ve doğu Avrupalı turistlerin bölgeyi çok sevmelerinden dolayı kısmen uluslararası bir ortamın oluştuğunu da belirtmek gerek.

Datça Nerede ve Nasıl Gidilir?

Datça Muğla’nın bir ilçesi durumunda ve bu nedenle ulaşmak için öncelikle Muğla’ya varmanız gerekiyor. Kendi aracınızla gidiyorsanız Muğla üzerinden Marmaris’e geçebilir ve ardından Marmaris’ten iki saatlik bir yolculuk ile Datça’ya ulaşabilirsiniz. Eğer uçakla gelmek isterseniz öncelikle Dalaman havalimanına gelmeniz ve daha sonra servis seçeneklerinden faydalanmanız gerekli. Milas Bodrum havalimanı oldukça uzak kalıyor ve bu nedenle tercih etmemeniz daha doğru olacaktır. Otobüsle gelmek içinse yine Datça’ya doğrudan ulaşan otobüs firmalarını tercih edebilir veya Muğla, Marmaris civarına geldikten sonra dolmuş ve servislerden faydalanabilirsiniz.

Ayrıca Bodrum’dan feribotla geçiş mevcut ve yolculuk yaklaşık olarak 2 saat sürüyor.

Datça’nın görece izole bir yarımada üzerinde olmasından dolayı ulaşımının biraz zor olması, onun bugüne kadar bakir kalabilmesinin de sebepleri arasında. Dolayısıyla ulaşımın zorluğunun mükafatını kesinlikle alacağınız söylenebilir.

Datça’ya Ne Zaman Gitmeli?

Datça’nın Akdeniz ve Ege bölgelerinin arasında olmasından dolayı kış ayları hariç neredeyse her zaman ziyaretçilere açık olduğu söylenebilir. Hatta denize girmek için gelmiyorsanız ve sadece doğanın keyfini çıkaracaksanız, kış ayları bile uygun olabilir.

Sezon Datça’da yaklaşık olarak Nisan ortalarında başlıyor ve Ekim ayı bitene kadar da sürüyor. Özellikle yaz aylarında yazlığı olanların da beldeye hücum etmeleri nedeniyle nüfusu bir kaç kat artıyor ve bu yüzden fazla kalabalık hale geldiği söylenebilir. Biraz daha sakin bir dönem arayanlar yaz aylarından ziyade bahar aylarını tercih edebilirler.

Datça’da Kalınacak Yerler

Datça’da her türden konaklama imkanı bulunduğu için çok geniş seçenekleriniz olduğu söylenebilir. Ancak lüks oteller görmeyi beklemeyin çünkü bölge biraz daha butik otel, pansiyon ve villa turizmi üzerine odaklanmış durumda.

Geniş arkadaş grupları ile birlikte tatil yapacaksanız hem maliyetleri düşürmek hem de daha rahat bir tatil geçirmek için villa kiralamanız işinizi kolaylaştıracaktır. Ayrıca bazı otellerde çocuk kabul edilmeyebiliyor ve bu yüzden önceden bilgi edinmeniz daha iyi olur. Sezon içerisinde neredeyse tüm oteller dolu olduğundan hedeflediğiniz tatil için en az bir kaç ay önceden randevunuzu ayarlamanız da doğru olacaktır. Son anda tatil için çok uygun bir lokasyon değil çünkü aylar boyunca popülerliğini koruyor ve bu nedenle boş yer bulmak sorun oluyor.

Ayrıca macera sevenler için kamp alanları da mevcut ve bu alanlarda çadırınız içerisinde konaklayabiliyor, tesislerin imkanlarından da faydalanabiliyorsunuz. Karavan sahipleri için karavanların park edilebilecekleri ve ihtiyaçlarını giderebilecekleri noktalar da mevcutlar.

Datça’da Nereleri Görmeli?

Datça’nın hem doğal hem de tarihi güzellikler bakımından zengin olduğundan bahsetmiştik. Bu nedenle tatiliniz sırasında gününüzü iki kısma ayırabilir, ilk yarısında sabah serinliğinde tarihi dokuları ziyaret ederken, günün ikinci sıcak yarısında serin sulara dalarak rahatlamayı tercih edebilirsiniz. Bazı seçeneklerinize sırayla göz atalım.

Eski Datça

Datça’nın merkezine doğru giderken yolda karşınıza Eski Datça yazılı bir tabela çıkacak ve bu yol sizi Eski Datça adı verilen Datça’nın daha eski olan merkezine götürecek. Günümüzde odak noktası bu bölüm değil ancak Can Yücel’in yaşamış olduğu ev Eski Datça içerisinde bulunuyor. Ayrıca taş döşeli sokaklar ve tarih kokan yapısı ile Eski Datça’nın sizi tarihi bir yolculuğa çıkaracağı söylenebilir.

Deveboynu Feneri

Datça yarımadası denizin ortasına doğru boylu boyunca uzanıyor ve en uç kısmında Deveboynu Feneri adı verilen deniz feneri bulunuyor. Bu fenere ulaşmak biraz zorlu ve dar bir yoldan tırmanmak gerekiyor. Bu nedenle pek çok kişi hiç uğraşmadan sadece uzaktan bakıyor. Ancak olur da çıkmayı başarırsanız sizi hem Ege hem de Akdeniz’in manzarası, Yunan adaları ve doğal güzellikler bekliyor. Çekeceğiniz zahmete değeceği kesin.

Knidos Antik Kenti

Knidos antik kenti yapı itibariyle çok büyük ve geniş kapsamlı antik kentler arasında değil ve bu nedenle antik kent görmeye alışkın olanlar için yeterince etkileyici olmayabilir. İçerisindeki tiyatro genel olarak yıkılmış durumda olduğundan ziyaret etmek mümkün değil. Ama antik kentin içerisinden denize girmek mümkün ve bu nedenle bir yanda tarih, bir yanda denizin tadını çıkarabilirsiniz.

Tekne Turları

Datça’da pek çok farklı tekne turu rotası bulunuyor ve arkadaş grupları için tekneyi komple kiralama seçeneği de var. Bu rotalarda bulunan koylardan bazılarına araçla ulaşım mümkün, bazılarına ise sadece tekneler ile ulaşılabiliyor. Bu yüzden aracı olmayanların tekne turlarına biraz daha bağımlı olmaları mümkün olabilir ama aracınız varsa çoğu koyu kendiniz görebilirsiniz. Yine de tekne turları hiç uğraşmadan en iyi doğal güzelliklere ulaşmanıza imkan tanıdıkları için tercihiniz olabilirler. Koy koy gezilen bir günün ardından akşam keyifli bir uyku çekeceğiniz kesin.

Kumluk Plajı

Kumluk plajı Datça’nın merkezinde yer alıyor ve oldukça küçük olmasına karşın bölgedeki az sayıdaki kumluk plajlardan birisi olduğu için oldukça sık ziyaretçi alıyor. Gündüz burada şezlong ve şemsiye kiralayarak denizin tadını çıkartmak mümkün ancak gece olduğunda şezlongların yerine masalar ve sandalyeler geliyorlar. Artık yemeğinizi bu plajda hoş bir hava içerisinde yemek mümkün oluyor. Alkollü veya alkolsüz içecek seçenekleri mevcut ve bu nedenle her türlü ihtiyaca yönelik olanaklar var.

Koyları Keşfetmeyi Unutmayın

Datça’nın 50’den fazla koyu bulunuyor ve bu nedenle adeta bir koy cenneti olduğu söylenebilir. Bunların büyük kısmını yolları takip ederek keşfetmek mümkün ama zaten keşfetmek için bir şey yapmasanız bile her noktasından denize girilebildiğini kendiniz göreceksiniz. Dolayısıyla Datça’da olduğunuz her an mayonuzu yanınızda hazır edin!

Kızlan Köyü

Kızlan köyü Datça’ya sadece on beş dakika kadar uzaklıkta bulunuyor ve temel olarak tarım odaklı bir köy olduğu söylenebilir. Ancak sebze meyvelerin yanında arıcılıkla da uğraşılıyor ve bu nedenle bölgeye has ballardan almak isterseniz uğrayabilirsiniz. Köyün yakınlarında plajlar da mevcutlar ve ayrıca eski yel değirmenleri de bulunduğundan bunlara göz atmak isteyebilirsiniz.

Aktur

Aktur Datça’nın en popüler yerlerinden bir tanesi ve çok nezih, temiz, sağlıkla dolu bir nokta olarak hem kalıcı olarak burada yaşayan yazlıkçıların hem de kampçıların odak noktalarından birisi. Su sporlarına da çok uygun bir yer ve kalacak olan kişiler için duş imkanları, çamaşır yıkama ve yemek pişirme alanları da sunuluyorlar. Datça merkezine sadece otuz kilometre uzaklıkta bulunuyor ve buraya Bodrum’dan feribotla ulaşmak da mümkün.

Datça’da Ne Yenir?

Datça temel olarak bal, badem ve balık ürünleri ile biliniyor. Zaten yarımadanın büyük kısmında badem ağaçlarının varolduğunu göreceksiniz. Ayrıca yöre halkı bal üretimiyle de uğraştığı için bal ve bademler içerisinde bir tatil yapacağınız kesin. Bunun yanında bir deniz kenarı beldesi olduğu için balıkçılık da büyük önem arzediyor. Zaten gittiğiniz restoranların büyük kısmında balık başta olmak üzere deniz ürünlerinin ağırlığının olduğunu göreceksiniz.

Datça’nın kendine has bir Datça Gazozu var ve bu gazozda acı badem aroması olduğundan farklı tatlar arayanlar için denenebilir seçenekler arasında. Bunun yanında pek çok diğer yemeğin içerisinde de badem olduğunu göreceksiniz. Tükettiğiniz neredeyse her şeyde bademin olmasına hazır olun.

Ayrıca Vineyard adı verilen bir şarap imalathanesinin kendi ürettiği şarapları sunduğu bir mekan da bulunuyor ve şarap meraklılarının göz atmadan geçmemelerini öneriyoruz.

Datça’da Gece Hayatı Nasıl?

Datça, Antalya veya Bodrum geceleri gibi hareketli bir gece hayatından hoşlananları yeteri kadar tatmin etmeyebilir çünkü genel olarak huzurlu, sakin, kafa dinlemelik bir tatil lokasyonu arayanların tercihleri arasında. Bu nedenle akşamları genel olarak yemek yiyebileceğiniz, içkinizi yudumlayabileceğiniz ve aynı zamanda yer yer canlı veya kayıttan müzik dinleyebileceğiniz huzurlu mekanlara ev sahipliği yapıyor.

Datça bir açıkhava tiyatrosuna da ev sahipliği yapıyor ve burada zaman zaman konserlere de yer veriliyor. Ancak güzel bir yer kapmak için erken saatlerde tiyatroya ulaşmayı unutmamalısınız.

Bunun haricinde kafe ve barlar bakımından hayli zengin durumda ve bir akşam gezintisine çıkarak kendinize en uygun yeri keşfedebilirsiniz.

Datça’nın Tarihi

Datça her ne kadar modern dönemlerde son zamanlara kadar çok popüler olmamış olsa da, antik çağlara kadar uzanan bir tarihi var ve bu nedenle bölgenin önemli kentlerinden bir tanesi. Milattan önce iki bin yılına kadar dayanan tarihi var ve bazı dönemlerde yetmiş bini aşan nüfusu ile bölgenin önemli şehirlerinden birisi haline gelmiş. Daha sonra saldırılar ve depremler sonucunda eski gücünü yitiren şehir, maalesef az sayıda insanın geçimini tarımla sağladığı bir belde haline gelmiş. Buna karşın şimdi eskisinden bile daha popüler halde varlığını sürdürüyor.