Gittikçe kafalarımız cep telefonlarımıza ve dijital cihazlarımıza daha çok gömüyoruz. Otobüste, vapurda, arabada, evde, kafede her yerde saklanacak ekranlarımız olduğu için de galiba mutluyuz.

Time dergisinin yaptığı bir ankette, dört kişiden biri her 30 dakikada bir telefonunu kontrol ettiğini söylüyor ve her beş kişiden biri her 10 dakikada bir kontrol ediyor.! Bazı kişiler ise cep telefonuna bakmamanın onları endişelendirdiğini belirtiyor.

Şimdi itiraf zamanı! Siz telefonunuzu kaç kere evde bıraktınız ve durumu fark ettiğinizde başınızdan aşağı kaynar su döküldü mü? Panik atak yaşadınız mı? Bunları yaşamak demek tam bir dijital bağımlılığın dışa vurumları demek. Hayattan koptuğunu hissetmek, kim ne demiş diye her sosyal medya bildirimine bakmak vs vs vs…

Yemeğe çıktınız. Ailenizle ya da arkadaşlarınızla oturdunuz nasılsın naber cümleleri ardından eliniz telefona uzandı değil mi? Whatsapp mesaj kutusu yandıysa hemen bakılmalı mı? Akla gelen her an o ekran parlamalı mı? Çoğuna evet diyorsanız o zaman kesinlikle dijital detoks zamanı gelmiş!

Dijital Detoks Yapma Gereğini Kabullenin.

Zaman ileledikçe sorunu kabullenmek aslında kendinize yapacağınız en önemli iyiliğin ilk adımıdır. Hayatın anı’nı yaşamak yerine o anı kaydetmeye uğraşmak aslında hayatı kaçırmanız demek. Bulunduğunuz ortamda olmamak demek. O nedenle önce sorunu kabul edip kucaklamak gerek. Sonrasında detoks için yapılabilecekler listesini adım adım sizi bir anda korkutmayacak şekilde hazırlamaya başlamalısınız.

Bakın hayatımızda ekranlar olmadan önce çok daha fazla işi başarabiliyor, her yere yetişebiliyor ve istediğimiz her bilgiye de bir şekilde ulaşabiliyorduk. Arkadaş ve ailelere daha çok zaman ayırabiliyorduk. Şimdi ekranlar gelince hayat daha kolaylaşacağına biz o hayatı kaçırarak daha zorlaştırıyoruz. Oysa ki neler kaçırıyoruz?

Özellikle bakıyorum da tatiller de ya da sadece haftasonlarında bile kontrol edilen e-postalar çocukları sinir ediyor. Bakın o zaman sizin özel zamanınız. Kendinize ve sevdiklerinize ayıracağınız süre. Posta kutunuz kapanmalı, akıllı telefonlar sadece acil aramalar için kalmalı. Oyun sırasında telefonları kontrol ediyoruz sonra çocukların elinden akıllı telefonları almaya çalışıyoruz. Önce kendimizi iyice anlamalı ve dijital detoks için bir sıralama yapmalıyız.

Akıllı telefonlar ya da tabletlerle birlikte aslında kalabalık olduğunu sandığımız ‘’sanal’’ hayatlarda sıkışıp kalıyoruz. Gerçek değil sanal dünyayı yaşıyoruz ama o anda olanı biteni kaçırıyoruz. Boş olabilecek rahatlayacağımız anları da ‘’sosyal medya kontrol’’ hareketleri ile tüketiyoruz.

Akıllı Telefonlarda Düştüğümüz Durumdan Çıkarılacak Dersler

Aslında o kısacık boş kaldığımız anlar korkacak gibi kötü değil ve o anlarda da korkmak normal değil. Aslında bize fırsat açan ve dünyayla kısa da olsa iletişim kurmamıza sağlayan boşluk olarak düşünseniz… İnsanlarla göz göze gelseniz, çevrenize baksanız, hatta gazete-dergiye göz atsanız bile nasıl farkındalık yaşayacaksınız?

Kariyeriniz, iş hayatınız teknolojiye dayalı olsa bile zaman zaman kendiniz bu alandan uzaklaştırmanız şart. Sağlıkla ilgili olan sorunları hiç belirtmedik bile. Denge ve sınır koyma bu konuda çok önemli. Sosyal medyada tanımadığınız 1000 kişiyle iletişim kuracaksınız diye, yanınızda bulunanlardan uzaklaşmanız aslında tam bir trajedi!

Siz Ne Düşünüyorsunuz?

İnsanların teknolojiye olan bağımlılıkları çok dikkat çekici. Sizin ya da hayatınızdaki bir başkasının dijital detoksdan fayda sağlayacağını düşünüyor musunuz? Siz hiç denediniz mi? Bunu bir arkadaşınıza önerir misiniz? Sizin yorumlarınızı da bekliyoruz.