Her yıl binlerce kişi ALS hastalığı tanısı alıyor ve rahatsızlık temel olarak 100.000’de 2 düzeyinde görülüyor. Ancak hastalar genellikle klasik tedavi yöntemlerine başvuruyor, bu tedavileri destekleyecek doğal tedavi imkanlarından mahrum kalıyorlar. Dolayısıyla semptomları daha iyi yönetmenizi sağlayacak tedavilere de göz atmak, ayrıca ALS’ye uygun bir beslenme planı ortaya koymak gerekiyor.

ALS Nedir?

ALS hastalığı, hızlı ilerleyen bir dejeneratif nöromüsküler hastalık olarak tanımlanıyor. Beyindeki ve omurilikteki motor nöronlarını yavaş yavaş yok eden rahatsızlık, bu nedenle vücudun hareket kontrollerini de kötüleştiriyor.

ALS hastaları zaman içerisinde yürüme, konuşma kabiliyetlerini kaybediyor, hatta solunum iflası ile karşı karşıya geliyorlar. Bu durum ALS tanısı alan birisi için oldukça zorlayıcı olabilmektedir. Ancak belirtileri hafifletecek ve fonksiyonları iyileştirebilecek pek çok tedavi seçeneği mevcut.

Klasik ALS tedavisinde fiziksel, mesleksel ve konuşma terapileri yer alıyor ve bazen ilaçlar, beslenme tüpleri ve nefes alma cihazları gibi daha agresif bir tedavi süreci de uygulanabiliyor.

ALS’nin Sebebi Nedir?

ALS’nin 3 farklı tipi bulunuyor. Bunlardan birincisi genetik olarak aktarılıyor ve tüm ALS hastaları içerisindeki payı sadece %10 civarında. Diğer iki tip ALS hastalığının neden ortaya çıktığına dair araştırmalar devam ediyor ancak tahminler şu faktörlerin dikkate alınması gerektiğini gösteriyorlar:

• Ağır metal zehirlenmesi
• Baş ve boyun travmaları
• Genetik yatkınlık
• Düşük magnezyum ve kalsiyum düzeyi
• Antioksidan eksiklikleri
• Temel yağ asitlerinin eksikliği
• E ve B12 vitamini eksiklikleri
• Böcek ilaçları gibi toksinlere maruz kalmak

Mitokondri Disfonksiyonu

Mitokondri, tüm hücrelerin ve beyin dokularının güç üreten elemanıdır ve doğru şekilde çalıştığında hücresel enerji yaratır.
Ancak ALS hastalığında bunların çalışmaları bozulur ve bu enerji santralleri, bol miktarda reaktif oksijen ile laktat üretirler ve bu da hücreler ve sinir dokularının dejenere olmalarına ve ölmelerine sebep olur.

Hücreler öldüklerinde, çevrelerinde bulunan hücreler kontrolü ele almak zorunda kalırlar ancak bu yük daha fazla laktat üretimi ile sonuçlanır ve hücre ölümü hızı artar.

Uzmanlar Co-Enzin Q10 ile yapılan tedavilerin mitokondri fonksiyonlarını destekleyebileceğini belirtiyorlar.

Glutamat Toksisitesi

Glutamat beyindeki kritik bir nörotransmiterdir ve beyin ile sinir fonksiyonlarının %75’inden sorumludur. ALS hastalarında ise hücreler arasında daha yüksek miktarda bulunmaktadır. Bu ekstra glutamat, motor nöronların kapasitelerinin üzerinde fonksiyon göstermelerini sağlayabilir ve bu da ölümlerin sebepleri arasında bulunabilir.

Süper Oksit Dismutaz

ALS’si aileden gelen bireylerin %20’sinde, SOD1 adı verilen mutasyon geçirmiş bir gen bulunmaktadır ve buna süperoksit dismutaz adı verilmektedir. SOD bir enzimdir ve serbest radikallerin daha az zararlı moleküllere dönüştürülmelerine imkan tanır. Bu gendeki mutasyon, temel olarak ALS hastalarındaki aşırı nöron ölümüne karşı bir önlem olarak vücut tarafından gerçekleştirilmiş olabilir.

Oksidatif Stres

SOD enziminin faaliyet göstermemesinden dolayı ALS hastalarının hem merkezi sinir sistemlerindeki hem de diğer sistemlerindeki oksidatif stres artmaktadır. Vücuttaki antioksidanları arttırarak, C vitamini, E vitamini ve Selenyum ile destek olarak aşırı miktardaki serbest radikaller ile savaşabilir ve kas erimesi ile motor nöron ölümünü yavaşlatabilirsiniz.

ALS’nin Muhtemel Diğer Sebepleri

Kurşun

Kurşun geçmişte yakıtlarda ve boyalarda bol miktarda kullanılmış olan bir ağır metal. Bir kişi kurşun buharını soluduğunda veya tükettiğinde, kurşun molekülleri hücre duvarları ve mitokondri fonksiyonları ile etkileşime geçebilir. Kurşun buharına maruz kalındığında baş ağrıları, eklem ağrısı, kısa süreli hafıza kaybı, yorgunluk gibi sistemik kurşun zehirlenmesi belirtileri ortaya çıkabilir. Ayrıca kalsiyum, demir ve çinko bakımından zayıf bir beslenme düzeni kurşun emilimini arttırabilir.

Cıva

Genelde diş dolgularında, bazı aşılarda ve balıkların etlerinde bulunmaktadır ve tüketildiğinde pek çok toksik belirti vermektedir. Görüşün azalması, hafıza kaybı, konuşma zorluğu, kas zayıflığı, depresyon ve hezeyanlar bu belirtilerden sadece bir kaç tanesi. Pek çok ALS vakası, cıva maruziyetinin yüksek olduğu ülkelerde ortaya çıkmış durumdadır.

Aluminyum

Aluminyum ve manganez konsantrasyonları, pek çok ALS hastasında normalden yüksekte bulunmuştur. Vücudun aluminyum gibi metalleri işleme ve yok etme mekanizmasının zayıflamasının normalin altındaki kalsiyum ve magnezyum düzeylerinden kaynaklandığı tahmin edilmektedir.

Düşük Kalsiyum ve Magnezyum

ALS hastalarında bu iki mineralin düzeyi genelde düşük bulunmaktadır ve bu durum maalesef ağır metallerin emilimini arttırmaktadır.

Böcek İlaçları

Böcek ilaçlarının ALS’nin sebeplerinden birisi olduğu düşünülüyor çünkü İtalyan futbol oyuncularının oldukça büyük bir kısmında ALS rahatsızlığı görülüyor. Böcek ilaçları ve diğer toksik kaynakların ALS ile bağlantısının olduğuna inanılıyor ancak bu konuda henüz kesin kanıtlar elde edilmiş sayılmaz.

ALS Diyeti

ALS tedavisinde takip edilmesi gereken beslenme düzeninde, tüm toksinleri ve işlenmiş gıdaları hayattan çıkartmak gerekiyor. Bunun yanında tüm şekerler, yapay tatlandırıcılar, tahıllar, hidrojene yağlar ve koruyucular da kapsam dışı kalıyorlar.
İyileşme sürecinde beslenmeden kaynaklı vücutta sıkıntı yaratacak tüm kaynakları ortadan kaldırmak gerekiyor. Ayrıca serbest radikaller ile savaşacak kaliteli ve destekleyici gıdaları tüketmek gerekli.

Yüksek Antioksidanlı Meyveler

Meyvelerdeki antioksidan düzeyleri, serbest radikallerin ve süper oksijenin daha az zararlı moleküllere dönüştürülmelerine imkan tanırlar. Goji üzümleri, yaban mersini, orman meyveleri ve diğer üzüm ile çilek türleri bu konuda fayda sağlıyorlar.

Sebzeler

Sebzeler yüksek besin değerlerine sahiptirler ve bunun yanında antioksidan ve mineraller açısından da zengindirler. Bunun için enginar, kırmızı fasulye, fasulye, ıspanak ve mantar tercih edebilirsiniz.

Kaliteli Protein Kaynakları

Organik kaynaklar bu konuda çok önemliler. Organik beslenen hayvanların etleri, serbest gezen tavuk ve onların yumurtaları, kabak çekirdekleri, mercimek türleri ve bazı ceviz türleri bu konuda oldukça iyiler.

Sağlıklı Yağlar

Hindistan cevizi yağı, soğuk sıkım zeytinyağı, kültürlü tereyağı ve avokado sağlıklı yağlar olarak tanımlanabilirler.

Hindistan Cevizi Yağı

Bu yağ özellikle vücudun iyileşmesi için önemlidir ve vücudun doğal savunmalarını güçlendiren bir yapıya sahiptir.

ALS İçin Besin Destekleri

E ve C Vitamini

Bu vitaminleri bağışıklık sistemini destekler, bağ dokuları güçlendirir, vücut fonksiyonlarının yürütülmesini sağlarlar. C vitamini aynı zamanda Glutamat düzeylerini aşağı çekebilir çünkü eksikliğinde Glutamat seviyesinin arttığı görülmüştür.

B Kompleks ve B12 Vitamini

B vitamininin tüm formları kasları, enerji düzeylerini ve sinir fonksiyonlarını desteklerler. Ayrıca B-12 vitamini kas kaybı hızını da yavaşlatır.

Kalsiyum, Magnezyum ve D3 Vitamini

 

Kalsiyum ve magnezyum düzeylerinizi iyileştirmek, ağır metallerden kurtulmanız için önemlidir çünkü iki mineral birbirini aktive ederek çalışmaktadır. Ayrıca D vitamini almak kalsiyum emilimini arttırır ve bu da kemik kitlesini korumaya yardımcı olurken mitokondri fonksiyonlarını da iyileştirir.

Selenyum

Selenyum vücuttaki cıva konsantrasyonunu düşürmektedir.

CoQ10

CoQ10 güçlü bir antioksidandır ve mitokondri fonksiyonları için önemlidir.

Çinko ve Bakır

Çinko ve bakır, SOD1 geninde mevcuttur. ALS hastalarında ise SOD enzimi çinkoya bağlanır ve geride sadece bakır bırakır. Bu kalan bakır ise motor nöronlara hasar verir.

Çinkonun büyük dozlarda bakır emilimini azalttığı bilinmektedir ancak az miktarda bakır ile orta miktarda çinkonun nöron ölümünü durdurması mümkündür. Dolayısıyla her iki minerali de almak gerekir.

Balık Yağı

Balık yağında omega-3 ve diğer temel yağ asitleri bol bulunurlar ve bunlar vücuttaki inflamasyonların azaltılmasını sağlarlar. Ayrıca beyin sağlığını iyileştirir ve bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirirler.